Geçtiğimiz Pazar günü gazetemizde yer alan "Prof. Dr. Haydar Baş'tan ev hanımlarına müjde" başlıklı makalemiz, bazı ulusal medya ve basın organlarında manşetten verildi.
Öncelikle ilgi ve alakalarından dolayı bu kuruluşlara teşekkürlerimi sunuyorum.
Yalnız makalenin haber olarak veriliş tarzında bir düzeltme yapmak isterim.
Dikkat ederseniz, basın kuruluşları haberde başlık olarak, "İlk seçim vaadi geldi", "BTP'den seçim vaadi", "Haydar Baş'ın seçim vaadi", "Bağımsız Türkiye Partisi'nden 2019'un ilk seçim vaadi", "Haydar Baş'tan çarpıcı vaat", "2019 seçimi öncesi bomba vaat" ifadelerini kullandılar.
Onları anlıyorum; Türkiye'deki basın ve medyanın bir numaralı gündemi 2019 seçimleri, ittifaklar, seçim güvenliği vs olunca açıklanan her projeyi de ister istemez bir seçim vaadi olarak görüyorlar.
Hâlbuki bizim yazımızda ifade ettiğimiz bir seçim vaadi değildi, Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'a ait olan ve 2005 yılından bu yana da dünyada başta Rusya ve Çin olmak üzere birçok ülke tarafından uygulanan Milli Ekonomi Modeli'nin güncellenmiş bir projesiydi.
Neydi bu proje; her bir ev hanımına 1000 TL Vatandaşlık Maaşı, 1500 TL de Ev Hanımı Meslek Maaşı olmak üzere toplam 2500 TL aylık maaş bağlanacak.
Milli Ekonomi Modeli baştan sona anlayarak ve önyargısız olarak okunmadan, MEM kongrelerine katılan bilim adamlarının MEM ve projeleri hakkındaki açıklamaları okunmadan ve de BRICS ülkelerinde ve küresel kriz döneminde dünyanın birçok ülkesinde uygulanan MEM uygulamaları bilinmeden bu ve benzeri projelere bakıldığında elbette ki algılamakta güçlük çekiliyor. Çünkü MEM, Kapitalizmin cenderesi dışında bir model?
Sahip olunan mevcut kapitalist bakış açısıyla da algılanamadığı için "seçim vaadi" denip geçiliyor. "Nasıl olsa seçimlere yakın partiler vatandaşın oyunu kapmak için yapamayacakları vaatlerde bulunurlar, bu da böyle bir şey herhalde" diye düşünüyorlar.
Seçim vaadi ile proje arasında tam bir uçurum vardır. Seçim vaadi saman alevi gibidir, nedeni, niçini izah edilmeden, sırf milletin oyunu kapabilmek için ortaya konulur.
Projenin ise bilimsel bir mantığı vardır; nedeni, niçini ve nasılı bilimsel gerçeklerle ifade edilir.
Milli Ekonomi Modeli ve sunduğu projeler, matematiği olan, dünyada 500'ü aşkın bilim adamı tarafından "uygulanabilir", "pratik" ve hatta "tek çözüm" olarak ifade edilen ve de bugün BRICS kapsamında 4 milyar insanın bizzat yaşadığı, şahit olduğu, istifade ettiği projelerdir.
Matematiği olan dedik; bugüne kadar kapitalizmin kısır gözlüğüyle bakan siyasilerimiz ve milletimiz bir türlü anlayamıyor ama ben yine basit bir şekilde izah etmeye çalışayım.
Prof. Dr. Haydar Baş'ın her zaman anlattığı bir mısır örneği vardır.
1 çuval mısırı tarlaya ektiğinizde minimum 10 çuval mısır elde ettiğimizi düşünelim.
1 çuval mısır, artık 10 çuval mısır olmuştur. Eğer siz piyasadaki parayı 1 çuval mısır karşılığı tutarsanız, 10 çuval mısırı satamazsınız. Ya satılamadığı için stoklar artar, ya da değerinin çok altında satılır deflasyon (eksi enflasyon) olur.
Prof. Dr. Baş'ın Milli Ekonomi Modeli diyor ki, piyasaların dengeye ulaşması için, üretim-tüketim dengesinin oluşması için üretilen 9 çuval mısırın karşılığı "devlet baba" para basmalıdır ve üretilen ürüne pazar oluşması için de bu paranın adil bir şekilde vatandaşın cebine konulması gerekmektedir.
İşte "Her kadına 2500 TL maaş" gibi MEM projeleri, emek ve üretim karşılığı basılan bu paranın, pazar oluşması için vatandaşın cebine adil bir şekilde dağılması projeleridir.
Yani MEM projeleri vatandaşların oylarını kapmak için bir vaat değil, ekonominin dengede kalması için olmazsa olmaz kurallardır.
Ekonomiyi bilenler için biraz daha bilimsel anlatalım.
Kapitalizmde iddia edilen "her arz kendi talebini doğurur" mantığı, 1 çuval mısır çuval örneğinde görüldüğü gibi son derece yanlıştır. Üretilen 9 mısırın karşılığı emisyon genişletilmezse, arz asla kendi talebini oluşturamaz.
Düşünebiliyor musunuz, asırlardır bu yalan uğruna nice insanlar, ülkeler sömürüldü. Sana kendi paranı bastırmayanlar, kendi faizli paralarını sana sattılar ve seni sömürdüler.
Peki, doğru olan nedir? Milli Ekonomi Modeli'nin temel mantığı "arz her zaman talepten büyüktür" temel tespitidir. Dolayısıyla ekonomik dengenin sağlanması için talebin bir el vasıtasıyla arza eşitlenmesi gerekmektedir. İşte bu el "devlet baba"dır.
Zaten bu açıdan, "MEM tüketim endeksli tek denge analizidir", "Tüketim odaklı tek ekonomik sistemdir."
MEM'de "sosyal devlet projeleri", dünyadaki meşhur ifadesiyle "tüketimi teşvik projeleri" talebin arza eşitlenmesi ve ekonomik dengenin sağlanması için bir sistemsel zorunluluktur.
Bu sebeple, MEM projelerine sadece "seçim vaadi" deyip geçiştirmek, işi bilmemektir, bilimsellikten uzaktır ve de Model'e ve Sahibi'ne büyük bir haksızlıktır.
Umarım bu düzeltmemiz dikkate alınır.
Öncelikle ilgi ve alakalarından dolayı bu kuruluşlara teşekkürlerimi sunuyorum.
Yalnız makalenin haber olarak veriliş tarzında bir düzeltme yapmak isterim.
Dikkat ederseniz, basın kuruluşları haberde başlık olarak, "İlk seçim vaadi geldi", "BTP'den seçim vaadi", "Haydar Baş'ın seçim vaadi", "Bağımsız Türkiye Partisi'nden 2019'un ilk seçim vaadi", "Haydar Baş'tan çarpıcı vaat", "2019 seçimi öncesi bomba vaat" ifadelerini kullandılar.
Onları anlıyorum; Türkiye'deki basın ve medyanın bir numaralı gündemi 2019 seçimleri, ittifaklar, seçim güvenliği vs olunca açıklanan her projeyi de ister istemez bir seçim vaadi olarak görüyorlar.
Hâlbuki bizim yazımızda ifade ettiğimiz bir seçim vaadi değildi, Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'a ait olan ve 2005 yılından bu yana da dünyada başta Rusya ve Çin olmak üzere birçok ülke tarafından uygulanan Milli Ekonomi Modeli'nin güncellenmiş bir projesiydi.
Neydi bu proje; her bir ev hanımına 1000 TL Vatandaşlık Maaşı, 1500 TL de Ev Hanımı Meslek Maaşı olmak üzere toplam 2500 TL aylık maaş bağlanacak.
Milli Ekonomi Modeli baştan sona anlayarak ve önyargısız olarak okunmadan, MEM kongrelerine katılan bilim adamlarının MEM ve projeleri hakkındaki açıklamaları okunmadan ve de BRICS ülkelerinde ve küresel kriz döneminde dünyanın birçok ülkesinde uygulanan MEM uygulamaları bilinmeden bu ve benzeri projelere bakıldığında elbette ki algılamakta güçlük çekiliyor. Çünkü MEM, Kapitalizmin cenderesi dışında bir model?
Sahip olunan mevcut kapitalist bakış açısıyla da algılanamadığı için "seçim vaadi" denip geçiliyor. "Nasıl olsa seçimlere yakın partiler vatandaşın oyunu kapmak için yapamayacakları vaatlerde bulunurlar, bu da böyle bir şey herhalde" diye düşünüyorlar.
Seçim vaadi ile proje arasında tam bir uçurum vardır. Seçim vaadi saman alevi gibidir, nedeni, niçini izah edilmeden, sırf milletin oyunu kapabilmek için ortaya konulur.
Projenin ise bilimsel bir mantığı vardır; nedeni, niçini ve nasılı bilimsel gerçeklerle ifade edilir.
Milli Ekonomi Modeli ve sunduğu projeler, matematiği olan, dünyada 500'ü aşkın bilim adamı tarafından "uygulanabilir", "pratik" ve hatta "tek çözüm" olarak ifade edilen ve de bugün BRICS kapsamında 4 milyar insanın bizzat yaşadığı, şahit olduğu, istifade ettiği projelerdir.
Matematiği olan dedik; bugüne kadar kapitalizmin kısır gözlüğüyle bakan siyasilerimiz ve milletimiz bir türlü anlayamıyor ama ben yine basit bir şekilde izah etmeye çalışayım.
Prof. Dr. Haydar Baş'ın her zaman anlattığı bir mısır örneği vardır.
1 çuval mısırı tarlaya ektiğinizde minimum 10 çuval mısır elde ettiğimizi düşünelim.
1 çuval mısır, artık 10 çuval mısır olmuştur. Eğer siz piyasadaki parayı 1 çuval mısır karşılığı tutarsanız, 10 çuval mısırı satamazsınız. Ya satılamadığı için stoklar artar, ya da değerinin çok altında satılır deflasyon (eksi enflasyon) olur.
Prof. Dr. Baş'ın Milli Ekonomi Modeli diyor ki, piyasaların dengeye ulaşması için, üretim-tüketim dengesinin oluşması için üretilen 9 çuval mısırın karşılığı "devlet baba" para basmalıdır ve üretilen ürüne pazar oluşması için de bu paranın adil bir şekilde vatandaşın cebine konulması gerekmektedir.
İşte "Her kadına 2500 TL maaş" gibi MEM projeleri, emek ve üretim karşılığı basılan bu paranın, pazar oluşması için vatandaşın cebine adil bir şekilde dağılması projeleridir.
Yani MEM projeleri vatandaşların oylarını kapmak için bir vaat değil, ekonominin dengede kalması için olmazsa olmaz kurallardır.
Ekonomiyi bilenler için biraz daha bilimsel anlatalım.
Kapitalizmde iddia edilen "her arz kendi talebini doğurur" mantığı, 1 çuval mısır çuval örneğinde görüldüğü gibi son derece yanlıştır. Üretilen 9 mısırın karşılığı emisyon genişletilmezse, arz asla kendi talebini oluşturamaz.
Düşünebiliyor musunuz, asırlardır bu yalan uğruna nice insanlar, ülkeler sömürüldü. Sana kendi paranı bastırmayanlar, kendi faizli paralarını sana sattılar ve seni sömürdüler.
Peki, doğru olan nedir? Milli Ekonomi Modeli'nin temel mantığı "arz her zaman talepten büyüktür" temel tespitidir. Dolayısıyla ekonomik dengenin sağlanması için talebin bir el vasıtasıyla arza eşitlenmesi gerekmektedir. İşte bu el "devlet baba"dır.
Zaten bu açıdan, "MEM tüketim endeksli tek denge analizidir", "Tüketim odaklı tek ekonomik sistemdir."
MEM'de "sosyal devlet projeleri", dünyadaki meşhur ifadesiyle "tüketimi teşvik projeleri" talebin arza eşitlenmesi ve ekonomik dengenin sağlanması için bir sistemsel zorunluluktur.
Bu sebeple, MEM projelerine sadece "seçim vaadi" deyip geçiştirmek, işi bilmemektir, bilimsellikten uzaktır ve de Model'e ve Sahibi'ne büyük bir haksızlıktır.
Umarım bu düzeltmemiz dikkate alınır.
Murat Çabas / diğer yazıları
- “Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz” / 27.03.2024
- Seçimde tiyatrolara aldanmayın! / 26.03.2024
- Oylar bölünmezse hizmet gelmez! / 23.03.2024
- Oyları bölün ki, demokrasi açığa çıksın! / 22.03.2024
- 52’ye 48 düzeni Türkiye’ye zarar veriyor / 20.03.2024
- Churchill: Sadece Mustafa Kemal’i hesaba katmamışız / 19.03.2024
- Kriter ekonomiyse iktidarın şansı yok! / 16.03.2024
- Gazze’de soykırım ve bağımsızlığın önemi / 15.03.2024
- Milli kimliğimizi korumak için yeni anayasaya hayır / 13.03.2024
- ‘Memnun değilsen, mecbur değilsin’ / 12.03.2024
- Seçimde tiyatrolara aldanmayın! / 26.03.2024
- Oylar bölünmezse hizmet gelmez! / 23.03.2024
- Oyları bölün ki, demokrasi açığa çıksın! / 22.03.2024
- 52’ye 48 düzeni Türkiye’ye zarar veriyor / 20.03.2024
- Churchill: Sadece Mustafa Kemal’i hesaba katmamışız / 19.03.2024
- Kriter ekonomiyse iktidarın şansı yok! / 16.03.2024
- Gazze’de soykırım ve bağımsızlığın önemi / 15.03.2024
- Milli kimliğimizi korumak için yeni anayasaya hayır / 13.03.2024
- ‘Memnun değilsen, mecbur değilsin’ / 12.03.2024