Son günlerde internet ortamında ilk seçim vaadinin Prof. Dr. Haydar Baş'tan geldiği şeklinde haberler dolanıyor.
"İlk seçim vaadi: Her kadına 2.500 TL"
"Haydar Baş'tan ilk seçim vaadi geldi: Her kadına 2.500 lira"
"2019 seçimlerine ilişkin ilk seçim vaadi Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'tan geldi: Her bir Türk kadınına 2.500 TL maaş bağlanacak" gibi başlıklar sitelerde yer almaya başladı.
"Milli Ekonomi Modeli, Sosyal Devlet-Milli Devlet" eserinin hemen ardından başlayan bu yazılar, seçimlere neredeyse iki yıl varken elbette, bir liderin seçim vaadini anlatmak için yazılmıyor.
Prof. Dr. Haydar Baş Bey, dünyaya mal olmuş bir ekonomi modeli sahibi olmasa idi, evet denilen bir seçim vaadidir şeklinde anlaşılabilirdi.
Ancak ortada Kapitalizm ve Sosyalizmle beraber 3. büyük ekonomi tezi olarak kabul görmüş bir model var. Ve sosyal devlet uygulamaları da tezin hayata geçmesi için vatandaşa verilmesi zorunlu parayı ifade ediyor.
BTP lideri, Milli Ekonomi Modeli ile;
Sürekli büyümeyi formülleştirmekte, işsizliğe çözüm getirmektedir.
Yer altı kaynaklarını devlet-millet ortaklığı ile işleterek gelirini yine millete dağıtır.
Geliri 100 milyarın altındaki kesimden vergi almaz.
Devletin gelir kaynaklarını vergilerle sınırlı tutmaz. Senyoraj hakkını devreye koyar.
Vatandaşlık maaşı projesi ile her vatandaşını maaşa bağlar.
Ev hanımlarına emeklilik hakkı verir.
Doğum yapan her anneye ikramiye sunar.
Çocuk maaşı verir.
Gençleri uzun vadeli faizsiz krediler ile evlendirir.
Kobilere, sanayiciye, küçük esnafa proje mukabili faizsiz kredilerle iş ve yatırım imkânı sunar.
Kimsesiz yaşlılara maaş bağlar.
Lise mezunlarını sınavsız üniversiteye alır, üniversiteliye burs verir.
Evi olmayana uzun vadelerle faizsiz kredilerle ev yapar.
Tarım kesimine çiftçiye avans ve faizsiz üretim desteği verir.
Şehit yakınlarına, dul ve yetimlere sahip çıkar, emeklilerin maaş kesintilerini kaldırarak onların yüzünü güldürür.
Böylece gelir belli kesimde toplanmaz, milletin tamamına dağılır.
BTP lideri, sürekli büyümeyi temin eden modelindeki Sosyal Devlet projelerinin ne manaya geldiğini şöyle izah eder:
"Bugün, tıkanan ekonomilerin sürekli büyümeyi temin edebilmeleri ciddi bir sorundur. Sürekli büyümenin olabilmesi için, üretim ve tüketimin devamlı devrede olması şarttır.
Peki, bu nasıl olacak?
Eğer ekonomiyi büyütmek istiyorsak, tüketim kesimini desteklemek zorundayız. Tüketim kesimi desteklendiğinde üreticinin pazar problemi kalmayacaktır. Böylece hem üretim hem de tüketim aynı anda devreye girmiş olacaktır. Üretim ve tüketimin aynı anda devreye girmiş olması demek, ekonominin sürekli bir hareket halinde olduğunun bir ifadesidir ki, o takdirde ekonomi sürekli bir büyümenin içine girmiş demektir.
Bugün yapılan iş, gerek üretimden gerekse tüketimden tahrik unsuru olan parayı çekip, belli sermaye sahiplerinin elinde tehdit unsuru haline getirmektir.
Böylece insanların elinde olması gereken para belli güçlerin elinde hem üretim ve hem de tüketimden dışlanırken, pazarda harcanması gereken para, olması gereken yerlerde olmadığı için pazar problemleri ortaya çıkmaktadır.
O bakımdan tüketici kesimi desteklemek zorundayız. Bugün ekonomilerin de en büyük problemi, tüketim kabiliyetini kaybetmiş insanları yığınlar haline getirmek oluyor.
Ayrıca elde edilen gelirin tamamının tüketime dönüştüğünü var saysak bile, gelir en fazla kendisi kadar bir tüketim oluşturabilir. Sonuçta üretim ile tüketim arasında eksik üretim miktarı kadar fark ortaya çıkar.
Bu açık kapatılmazsa zaman içinde ekonomilerde DURAĞAN döneme geçilmesi kaçınılmazdır.
Dünyanın bugün yaşadığı kader de budur.
İşte Milli Ekonomi Modeli bu durağanlığı ortadan kaldırmak için, devletin üretim ve tüketim arasında oluşan eksikliği tamamlamasını, devletin SENYORAJ HAKKINI kullanmasını ve bunu SOSYAL DEVLET MODELİ ile tüketim kesimine aktarmasını çözüm olarak sunmaktadır."
Yani, Milli Ekonomi'deki Sosyal Devlet projeleri ile Prof. Dr. Haydar Baş'ın yaptığı "seçim vaadinde" bulunmak değil, ekonomi sistemlerinin halledemediği sürekli büyüme konusuna çözümdür.
Böyle bir bütünlük içindeki tezin bir iki maddesini sadece "seçim vaadidir" diyerek ele almak, tezi incelememekten kaynaklanan eksikliktir diyoruz.
"İlk seçim vaadi: Her kadına 2.500 TL"
"Haydar Baş'tan ilk seçim vaadi geldi: Her kadına 2.500 lira"
"2019 seçimlerine ilişkin ilk seçim vaadi Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'tan geldi: Her bir Türk kadınına 2.500 TL maaş bağlanacak" gibi başlıklar sitelerde yer almaya başladı.
"Milli Ekonomi Modeli, Sosyal Devlet-Milli Devlet" eserinin hemen ardından başlayan bu yazılar, seçimlere neredeyse iki yıl varken elbette, bir liderin seçim vaadini anlatmak için yazılmıyor.
Prof. Dr. Haydar Baş Bey, dünyaya mal olmuş bir ekonomi modeli sahibi olmasa idi, evet denilen bir seçim vaadidir şeklinde anlaşılabilirdi.
Ancak ortada Kapitalizm ve Sosyalizmle beraber 3. büyük ekonomi tezi olarak kabul görmüş bir model var. Ve sosyal devlet uygulamaları da tezin hayata geçmesi için vatandaşa verilmesi zorunlu parayı ifade ediyor.
BTP lideri, Milli Ekonomi Modeli ile;
Sürekli büyümeyi formülleştirmekte, işsizliğe çözüm getirmektedir.
Yer altı kaynaklarını devlet-millet ortaklığı ile işleterek gelirini yine millete dağıtır.
Geliri 100 milyarın altındaki kesimden vergi almaz.
Devletin gelir kaynaklarını vergilerle sınırlı tutmaz. Senyoraj hakkını devreye koyar.
Vatandaşlık maaşı projesi ile her vatandaşını maaşa bağlar.
Ev hanımlarına emeklilik hakkı verir.
Doğum yapan her anneye ikramiye sunar.
Çocuk maaşı verir.
Gençleri uzun vadeli faizsiz krediler ile evlendirir.
Kobilere, sanayiciye, küçük esnafa proje mukabili faizsiz kredilerle iş ve yatırım imkânı sunar.
Kimsesiz yaşlılara maaş bağlar.
Lise mezunlarını sınavsız üniversiteye alır, üniversiteliye burs verir.
Evi olmayana uzun vadelerle faizsiz kredilerle ev yapar.
Tarım kesimine çiftçiye avans ve faizsiz üretim desteği verir.
Şehit yakınlarına, dul ve yetimlere sahip çıkar, emeklilerin maaş kesintilerini kaldırarak onların yüzünü güldürür.
Böylece gelir belli kesimde toplanmaz, milletin tamamına dağılır.
BTP lideri, sürekli büyümeyi temin eden modelindeki Sosyal Devlet projelerinin ne manaya geldiğini şöyle izah eder:
"Bugün, tıkanan ekonomilerin sürekli büyümeyi temin edebilmeleri ciddi bir sorundur. Sürekli büyümenin olabilmesi için, üretim ve tüketimin devamlı devrede olması şarttır.
Peki, bu nasıl olacak?
Eğer ekonomiyi büyütmek istiyorsak, tüketim kesimini desteklemek zorundayız. Tüketim kesimi desteklendiğinde üreticinin pazar problemi kalmayacaktır. Böylece hem üretim hem de tüketim aynı anda devreye girmiş olacaktır. Üretim ve tüketimin aynı anda devreye girmiş olması demek, ekonominin sürekli bir hareket halinde olduğunun bir ifadesidir ki, o takdirde ekonomi sürekli bir büyümenin içine girmiş demektir.
Bugün yapılan iş, gerek üretimden gerekse tüketimden tahrik unsuru olan parayı çekip, belli sermaye sahiplerinin elinde tehdit unsuru haline getirmektir.
Böylece insanların elinde olması gereken para belli güçlerin elinde hem üretim ve hem de tüketimden dışlanırken, pazarda harcanması gereken para, olması gereken yerlerde olmadığı için pazar problemleri ortaya çıkmaktadır.
O bakımdan tüketici kesimi desteklemek zorundayız. Bugün ekonomilerin de en büyük problemi, tüketim kabiliyetini kaybetmiş insanları yığınlar haline getirmek oluyor.
Ayrıca elde edilen gelirin tamamının tüketime dönüştüğünü var saysak bile, gelir en fazla kendisi kadar bir tüketim oluşturabilir. Sonuçta üretim ile tüketim arasında eksik üretim miktarı kadar fark ortaya çıkar.
Bu açık kapatılmazsa zaman içinde ekonomilerde DURAĞAN döneme geçilmesi kaçınılmazdır.
Dünyanın bugün yaşadığı kader de budur.
İşte Milli Ekonomi Modeli bu durağanlığı ortadan kaldırmak için, devletin üretim ve tüketim arasında oluşan eksikliği tamamlamasını, devletin SENYORAJ HAKKINI kullanmasını ve bunu SOSYAL DEVLET MODELİ ile tüketim kesimine aktarmasını çözüm olarak sunmaktadır."
Yani, Milli Ekonomi'deki Sosyal Devlet projeleri ile Prof. Dr. Haydar Baş'ın yaptığı "seçim vaadinde" bulunmak değil, ekonomi sistemlerinin halledemediği sürekli büyüme konusuna çözümdür.
Böyle bir bütünlük içindeki tezin bir iki maddesini sadece "seçim vaadidir" diyerek ele almak, tezi incelememekten kaynaklanan eksikliktir diyoruz.
Sinem Baş / diğer yazıları
- Geçmiş olsun Sayın Baş / 23.03.2020
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018