ABD çok zor durumda

En tanınmış finans şirketlerinden birisi olan ABD'li AllianceBernstein'in Eylül 2019'da açıkladığı rapora göre gerçek borcu 388 trilyon dolar olan ABD'nin, içinden "kötü gidişat"la ilgili yeni açıklamalar gelmeye devam ediyor.

Başta BRICS devletleri olmak üzere Prof. Dr. Haydar Baş'a ait Milli Ekonomi Modeli'nin Milli Paralarla Ticaret formülünü hayata geçirmesi, ABD'nin, dolar üzerine kurulu sömürü politikalarını allak bullak etti. Kapitalizm ve dolar politikası sömürerek semirme sistemiydi. Sömürülecek ülkeler olacak ki sistem devam edebilsin.

Özellikle de BRICS devletleri içinde olan Çin ve Hindistan gibi ABD dolarının en iyi müşterileri Milli Paralar konusunda uyanınca, üstelik bu ülkeler ellerindeki dolar stoğunu da diğer ülkelerde yatırım yaparak eritmeye kalkınca ABD ekonomisinin dengesi iyice bozuldu.

ABD ekonomisi ve özellikle de ABD doları hakkında daha önce JP Morgan, Fitch Ratings gibi ABD'li finans kuruluşlarından önemli itiraflar duymuştuk. Bu kuruluşlar, yatırımcılarına "dolar rezerv para özelliğini kaybetti, dolardan çıkın" uyarısında bulunuyordu.

Bu sefer de ABD merkezli yatırım bankaları Morgan Stanley ve Bank of America'dan önemli açıklamalar geldi. Bu meşhur ABD bankaları, önümüzdeki yıl yatırımcıların Amerikan varlıklarına ilgisinin azalacağı ve buna bağlı olarak doların değerinde düşüş meydana geleceği konusunda uyardı.

Morgan Stanley analistleri, dolarla ilgili öngörüde bulunarak, dolardaki düşüşün 2020'nin en önemli trendlerinden biri olacağını tahmin etti ve "Amerikan para birimi, ülke ekonomisindeki yavaşlama, ABD dışında büyümedeki iyileşme ve portföy girişlerindeki düşüş nedeniyle zarar görecek" değerlendirmesinde bulundu.

Esasen "ABD ekonomisindeki yavaşlama ve ABD dışında büyümedeki iyileşme" ifadesi tabloyu özetliyor. ABD dışında büyümede iyileşme yaşayan sadece, başta Çin ve Rusya olmak üzere BRICS devletleri… Elbette ki 2013 yılından bu yana ekonomi politikalarının merkezine aldıkları Milli Ekonomi Modeli sayesinde…

Yaşanan bu gelişmeleri doğru okuyamayan ve de Milli Paralar ekseninde oluşan yeni dünya düzenine uyum sağlayamayan ABD, telaşla hala batmış olan Kapitalizmin şartları içinde yanlış üstüne yanlış yapmaya devam ediyor.

Morgan Stanley'in baş stratejisti Hans Redeker, Amerikan Merkez Bankası'nın (FED) politikasındaki değişimin de doları etkileyeceğini belirtti ve "(ABD Başkanı) Trump, FED'den sürekli olarak faizleri düşürmesini ve eksi faize geçmesini talep ediyor, bu durumda dolar varlıklarının geliri sert bir şekilde azalacak" yorumunu yaptı.

Banka analistleri, dolar talebini azaltan bir diğer faktörün dünya finans piyasalarına yatırımlarını giderek azaltan Avrupa, Japonya ve Çin olduğuna dikkat çekti ve şu açıklamada bulundu:

"Bütçe ve cari açığı bulunan ABD'de değerli kağıtları satın alacak alıcılar gerekli… Borç yarattığınızda, onu satın alabilecek birileri olmalı. Eğer küresel sermayeye erişim hızla azalıyorsa, bu gerçekten de zor."

İşte başta da ifade ettiğimiz, "sömürerek semirmenin artık yapılamadığının" ABD'li analistler tarafından itirafı… Sömürülen yoksa, semirenler ayakta kalamaz.

ABD, bu analizlerin ve itirafların açıkça ortaya koyduğu gibi, büyük bir batış yaşarken, Milli Ekonomi Modeli'ni uygulayan ülkelerin yükselişleri de devam ediyor.

5 Mart 2013 tarihinde ilan ettiği bir kararla Milli Ekonomi Modeli'ni "Rehber Prensipler" olarak ekonomisinin merkezine alan Çin, yerleştiği zirvedeki yükseleşine devam ederken, Çin'in bu başarısını Batılı kurumlar ve liderler de itiraf etmeye devam ediyorlar.

Önceki gün İstanbul'da organize edilen "Yeni Bir Dünya Düzenine Doğru" temalı 10'uncu Boğaziçi Zirvesi'ne İspanya eski Başbakanı Zapatero da katılmıştı.

Zapatero konuşmasında şunları söyledi:

"Çin'de büyük bir dönüşüm yaşandı. Çin lider ülke artık... Liderliğini de koruyacak. ABD'nin de bunu anlaması gerekiyor. Dünya çok kutuplu hale geldi… 

Tarihte imparatorluklar çökerken hep savaşlar yaşandı. Artık tarihten ders alınmalı. Dünya böyle bir savaşı kaldıramaz. Bu süreçte Doğu ile Batı arasında denge kurulmalı. G20 olumlu bir adım. Bu değişim barış içinde olmalı… Dünyanın dört bir köşesinde 'gelir adaletsizliği' nedeniyle protestolar yaşanıyor. Eşitsizlik radikalleşmeye yol açıyor. Eşitsizliğe karşı, zenginliğin adaletsiz dağılımına karşı da birlikte mücadele etmeliyiz."

Zapatero'nun çöken imparatorluklardan bahsetmesi de ilginç… Burada özellikle ABD'ye ve ABD'nin dolar imparatorluğuna bir gönderme var.

Dünyanın birçok ülkesinde yaşanan sosyal olayları ve radikalleşmeyi buna bağlıyor.

Ve Milli Ekonomi Modeli'ni uygulayan Çin'i örnek göstererek de mesajını veriyor.

Modeli uygulayan diğer ülke Rusya'nın Dışişleri Bakanı Lavrov'un Batılı ülkelere olan tavsiyesi ile yazımızı bitirelim: 

"Batının kendi iradesini herkese dikte etme alışkanlığını bırakması iyi olacak. Bu anormal duruma son vermenin en iyi yolu, emperyal emellerden vazgeçmektir."

Türkiye olarak içimizden çıkan ve tüm dünyaya yön veren Prof. Dr. Haydar Baş'a bugüne kadar sırt dönmeseydik, zirvede olan ülke biz olacaktık, tüm dünyaya barışı telkin eden ve de yaşatan ülke de biz olacaktık. Her şeyden önemlisi batanla batmayacaktık.