Hatırlar mısınız! ABD daha birkaç ay önce 'Katar, terör örgütlerine yardım ediyor', dedi ve uşağı 7 sözde İslam ülkesi Katar'a hemen ambargo kararı aldı.
Türkiye ise Katar'a yanlış yapıldığını, Katar'ın yanında olduğunu açıkladı. Gitti Katar'da askeri üs kurdu. Onlarca uçak yiyecek malzemesi gönderdi Katar'a.
O günlerde Prof. Dr. Haydar Baş, hükümete 'acele davrandınız, yarın ABD, Türkiye'yi de terör örgütlerine yardım eden ülke ilan edecek' diyordu.
Tabi mehter eşliğinde ensar, kardeşlik naraları içinde bu tarihi uyarıyı yine duymazlıktan geldiler. Birkaç hafta sonra Katar, ABD ile milyarlarca dolarlık anlaşmalar imzaladı. Bizim ensarlar bozuntuya vermedi.
İİT toplantısı hemen akabinde ABD bir liste açıkladı. O listede Türkiye, 'Müslüman Kardeşler' gibi terör örgütlerine yardım ve yataklık ediyor, dendi.
'Bizi, bağlamaz' Seni bağlamaz da! Uluslar arası arenada Türkiye'yi bağlar. Hem de ne bağlar.
ABD artık Türkiye'nin açık düşmanı, açıkça düşmanlık ediyor. ABD, Türkiye'yi hedefe koydu.
Devleti yönetenler, meclis, asker bu gerçeği çok iyi biliyorlar. Ama sıkıntı itiraf etmede. İtiraf edemiyorlar.
Neden? Çünkü ABD'nin elinde oldukça kabarık Türk siyaseti, siyasetçileri, bürokrasisi, askeri ile ilgili arşivleri var. Öyle yolsuzluk veya kaset vs. arşivi değil. Tam teslimiyet, sadakat, fedakarlık arşivleri.
Diyeceksiniz ki, elinde belge mi var? Evet, o belgeler sizde de var.
Bakın! FETÖ ve elebaşına, Türkiye Cumhuriyeti terör örgütü ve örgüt lideridir, diyor. ABD, bence değil, diyor ve vermiyor.
PYD-YPG veya SDG'yi (adı her neyse) Türkiye Cumhuriyeti bağımsızlık ve bütünlüğümüze tehdit unsuru olarak kabul ediyor. Ama ABD bunlara terör örgütüdür, demiyor, en süt düzey silahlar ile donatıyor.
ABD, Türkiye Cumhuriyetinin iç işlerine karışıyor. S-400'leri almayacaksın, diye her gün yeni bir tehdit, şantaj masaya koyuyor.
ABD, Türkiye Cumhuriyetini terör örgütlerine yardım ve yataklık ile suçluyor.
Tabi denilebilir ki! Hükümet, ABD'nin bu tavırlarına her zaman sert tepki veriyor.
Bu tepkiler danışıklı dövüşte olabilir. Onun için tepkilerin laf ile değil icraat ile hayata geçirilmesi lazım.
Artık aynı cümleleri yazmaktan usandık! İncirlik ve NATO üsleri ülkemiz için PKK'dan da, PYD'den de daha tehlikelidir. KAPATIN.
Dolar, ABD'nin en etkili silahlarından daha büyük yıkım gücüne sahiptir. Doları bitirin, milli parayı ortaya koyun.
ABD'nin ülkemizdeki siyasi, askeri ve ekonomik varlığına son verin. Madenlerimizi ABD firmalarının elinden alın.
ABD'nin açık tehdit ve ithamlarına artı yaptırımlarına karşı kınama, kabul etmeme dışında bir tepkiniz yoksa bu ABD bağımlılığının itirafıdır.
Şıklar çoğaltılabilir. Dediğim gibi ülkemiz siyasetçilerinin ve bürokrasisinin sorunu muhatabını tarif edememekten kaynaklanıyor. Bu tarifi yapamadıkları için neticeye de varamıyorlar.
Mesela FETÖ olayı. Yaşanan gelişmelere bakılırsa FETÖ, AKP'ye ilaç gibi geldi. Her olumsuz gelişmeyi FETÖ'ya fatura edip kenara çekiliyorlar.
İşte Zarrab davası.
Hükümetimiz bu davayı FETÖ'ye bağladı. FETÖ, Amerikanb yargısının içine sızmış, diyor Dış İşleri Bakanımız.
Bu büyük bir yanılgıdır, aldanmadır veya aldatmadır.
FETÖ, ABD'ye filan sızmış filan değil. FETÖ, ABD'nin örgütüdür, planıdır, yapılanmasıdır. 15 Temmuz'un mimarı FETÖ değil ABD'dir. Bunu çok iyi bildiğiniz halde neden itiraf edemiyorsunuz?
Türkiye ise Katar'a yanlış yapıldığını, Katar'ın yanında olduğunu açıkladı. Gitti Katar'da askeri üs kurdu. Onlarca uçak yiyecek malzemesi gönderdi Katar'a.
O günlerde Prof. Dr. Haydar Baş, hükümete 'acele davrandınız, yarın ABD, Türkiye'yi de terör örgütlerine yardım eden ülke ilan edecek' diyordu.
Tabi mehter eşliğinde ensar, kardeşlik naraları içinde bu tarihi uyarıyı yine duymazlıktan geldiler. Birkaç hafta sonra Katar, ABD ile milyarlarca dolarlık anlaşmalar imzaladı. Bizim ensarlar bozuntuya vermedi.
İİT toplantısı hemen akabinde ABD bir liste açıkladı. O listede Türkiye, 'Müslüman Kardeşler' gibi terör örgütlerine yardım ve yataklık ediyor, dendi.
'Bizi, bağlamaz' Seni bağlamaz da! Uluslar arası arenada Türkiye'yi bağlar. Hem de ne bağlar.
ABD artık Türkiye'nin açık düşmanı, açıkça düşmanlık ediyor. ABD, Türkiye'yi hedefe koydu.
Devleti yönetenler, meclis, asker bu gerçeği çok iyi biliyorlar. Ama sıkıntı itiraf etmede. İtiraf edemiyorlar.
Neden? Çünkü ABD'nin elinde oldukça kabarık Türk siyaseti, siyasetçileri, bürokrasisi, askeri ile ilgili arşivleri var. Öyle yolsuzluk veya kaset vs. arşivi değil. Tam teslimiyet, sadakat, fedakarlık arşivleri.
Diyeceksiniz ki, elinde belge mi var? Evet, o belgeler sizde de var.
Bakın! FETÖ ve elebaşına, Türkiye Cumhuriyeti terör örgütü ve örgüt lideridir, diyor. ABD, bence değil, diyor ve vermiyor.
PYD-YPG veya SDG'yi (adı her neyse) Türkiye Cumhuriyeti bağımsızlık ve bütünlüğümüze tehdit unsuru olarak kabul ediyor. Ama ABD bunlara terör örgütüdür, demiyor, en süt düzey silahlar ile donatıyor.
ABD, Türkiye Cumhuriyetinin iç işlerine karışıyor. S-400'leri almayacaksın, diye her gün yeni bir tehdit, şantaj masaya koyuyor.
ABD, Türkiye Cumhuriyetini terör örgütlerine yardım ve yataklık ile suçluyor.
Tabi denilebilir ki! Hükümet, ABD'nin bu tavırlarına her zaman sert tepki veriyor.
Bu tepkiler danışıklı dövüşte olabilir. Onun için tepkilerin laf ile değil icraat ile hayata geçirilmesi lazım.
Artık aynı cümleleri yazmaktan usandık! İncirlik ve NATO üsleri ülkemiz için PKK'dan da, PYD'den de daha tehlikelidir. KAPATIN.
Dolar, ABD'nin en etkili silahlarından daha büyük yıkım gücüne sahiptir. Doları bitirin, milli parayı ortaya koyun.
ABD'nin ülkemizdeki siyasi, askeri ve ekonomik varlığına son verin. Madenlerimizi ABD firmalarının elinden alın.
ABD'nin açık tehdit ve ithamlarına artı yaptırımlarına karşı kınama, kabul etmeme dışında bir tepkiniz yoksa bu ABD bağımlılığının itirafıdır.
Şıklar çoğaltılabilir. Dediğim gibi ülkemiz siyasetçilerinin ve bürokrasisinin sorunu muhatabını tarif edememekten kaynaklanıyor. Bu tarifi yapamadıkları için neticeye de varamıyorlar.
Mesela FETÖ olayı. Yaşanan gelişmelere bakılırsa FETÖ, AKP'ye ilaç gibi geldi. Her olumsuz gelişmeyi FETÖ'ya fatura edip kenara çekiliyorlar.
İşte Zarrab davası.
Hükümetimiz bu davayı FETÖ'ye bağladı. FETÖ, Amerikanb yargısının içine sızmış, diyor Dış İşleri Bakanımız.
Bu büyük bir yanılgıdır, aldanmadır veya aldatmadır.
FETÖ, ABD'ye filan sızmış filan değil. FETÖ, ABD'nin örgütüdür, planıdır, yapılanmasıdır. 15 Temmuz'un mimarı FETÖ değil ABD'dir. Bunu çok iyi bildiğiniz halde neden itiraf edemiyorsunuz?
Akın Aydın / diğer yazıları
- Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam / 19.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan’ / 14.04.2024
- İktidarın İsrail laubaliliği / 13.04.2024
- Abanın altındaki 5 kişi / 12.04.2024
- Nasıl bir ayı geride bıraktık? / 11.04.2024
- İlahi emri yerine getirdiğimiz için bayram yapıyoruz / 10.04.2024
- Milli Görüşçülerin İsrail ve dinlerarası diyalog gömleği -2- / 08.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan’ / 14.04.2024
- İktidarın İsrail laubaliliği / 13.04.2024
- Abanın altındaki 5 kişi / 12.04.2024
- Nasıl bir ayı geride bıraktık? / 11.04.2024
- İlahi emri yerine getirdiğimiz için bayram yapıyoruz / 10.04.2024
- Milli Görüşçülerin İsrail ve dinlerarası diyalog gömleği -2- / 08.04.2024