ABD, bir taraftan yaşadığı ekonomik çöküntünün üstünü örtebilmek, bir taraftan da Ortadoğu'daki vatan ve büyük İsrail devleti hesaplarına bir an önce ulaşabilmek için düğmeye bastı, savaş moduna geçti.
ABD'nin dönüp dolaşıp savaşa yönelmesinin en önemli nedeni, hala ısrarla uyguladığı, 2008 küresel krizinde iflas etmiş olan Kapitalizmden başka bir şey değildir. Prof. Dr. Haydar Baş, Milli Ekonomi Modeli'nin 23'üncü sayfasında şu gerçekleri ifade etmektedir:
"Bütün insanlık, 250 yıldır dünyada uygulanan Kapitalizmden çektiğini hiçbir şeyden çekmemiştir. Kapitalizmin kaynaklara getirdiği 'kaynaklar sınırlı ihtiyaçlar sınırsız' yanlış tanımı, savaşların davetçisi olmuş, savaştan beslenen ekonomi anlayışını insanlığa dayatmıştır. Devletler işgal edilmiş, insanlar öldürülmüş, ülkeler parçalanmış ve yer altı kaynakları ele geçirilerek talan edilmiştir."
Bu sebeple ABD savaşsız uzun süre duramıyor, barış ortamı onun ve arkasındaki küresel iradelerin emperyal hedefleri için uygun olmuyor. Kandan, gözyaşından, katliamlardan beslenen bir anlayış? Savaşsız yerinde duramayan ABD, Trump'la beraber yine sağa sola sataşmaya, savaş için gerekçeler aramaya, hatta oluşturmaya başladı.
ABD-İsrail ikilisi Suudi Arabistan gibi ülkeleri ılımlı İslam darbesiyle, AB ülkelerini de terörle terbiye ederek yanlarına almaya çalışıyor. Üst üste terör darbesi yiyen Fransa, şu sıralar ABD hangi talimatı verirse şeksiz şüphesiz yerine getiriyor. Almanya biraz direniyor, bu sebeple yeni yeni terör saldırılarına maruz kalıyor.
Bu durumu kendi yararına çevirmek isteyen İsrail de Suriye'ye yönelik direkt saldırılar yapmaya başladı. Daha önce Suriye'deki askeri üslere yönelik saldırıları Suriye hava savunma sistemleri tarafından engellenen İsrail, dün yeni bir hava saldırısına imza attı.
Suriye'nin Humus vilayetinde Tayfur askeri havaalanına düzenlenen füze saldırısında 14 kişinin öldüğü ifade edildi. Rusya ve Suriye yönetimi saldırıdan İsrail'i sorumlu tuttu.
El mayadin televizyonu havaalanına saldırı sırasında İsrail'e ait bir gözlem uçağının bölgede görüldüğünü belirtmişti. Rusya Savunma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, Suriye'nin merkezinde yer alan T-4 ismiyle de anılan Tayfur askeri havaalanına İsrail uçaklarının Lübnan'ın hava sahasından F-15 savaş uçağıyla saldırdığı belirtildi.
Açıklamaya göre, Suriye'nin hava savunma sistemleri İsrail uçaklarından fırlatılan 8 füzeden beşini vurdu, askeri havalananına sadece 3 füze isabet etti.
İsrail ise saldırıyı yalanlamadı. Reuters haber ajansı, İsrailli askeri bir sözcünün, Rusya'dan yapılan bu açıklama karşısında "hemen verilecek bir cevabı olmadığını" söylediğini aktardı. Rusya'daki İsrail Büyükelçiliği'nin basın ataşesi Alex Gandler ise yaptığı açıklamada "Yorum yok" ifadelerini kullandı.
İsrail Ortadoğu'nun büyük savaşının fitilini ateşlemek için provokasyonlara peş peşe devam ederken, ABD de savaş için bahane bulmak için tabiri caizse "öküz altında buzağı arama" derdinde? Suriye için netice almaya uğraştıkları en büyük bahane "kimyasal silah" yalanı? Bu bahaneleri de, özellikle terör gruplarının bulunduğu Doğu Guta ve İdlib üzerinden yürütmeye çalışıyorlar.
Daha önce ABD, Nisan 2017'de Suriye devletinin, İdlib'de kimyasal silah kullandığı yalanıyla Suriye'nin El Şayrat hava üssüne füze saldırısı gerçekleştirmişti. Bu, ABD'nin Suriye ordusuna yönelik ilk direkt saldırısıydı ve görünen o ki bir yoklama niteliğindeydi.
Bu yoklama neticesinde ABD, gerekli hazırlıkları yaparak, işin içinde Rusya da olduğu için bu işi yalnız yapamayacağını da hesaba katarak, gerek bazı bölge ülkelerini, gerekse bazı Batılı ülkeleri yanına çekti. Teröre karşı oluşturulan koalisyon, Suriye'ye karşı uluslar arası bir orduya dönüştülüyor.
Bu esasen üçüncü dünya savaşının başlama sinyali olarak da görülebilir.
Kimyasal silah yalanı, Saddamlı Irak üzerinde tutmuş ve Irak'ın parçalanmasına, milyonlarca Iraklı Müslüman'ın katledilmesine yol açmıştı. Fakat bu sefer iş o kadar basit değil, Rusya, Çin, İran gerek BM'de, gerekse sahada Suriye'nin yanında?
ABD'nin El Şayrat saldırısında ve de İsrail'in ABD'den cesaret alarak dün gerçekleştirdiği Tayfur saldırısında Rus askeri personelden hayatını kaybeden olmadı. Olması durumunda bu, Rusya'nın ABD'ye ve İsrail'e yönelik bir çatışmanın içine girmeye zorlayacaktır.
Rus personel Suriye'nin birçok üssünde görev yapıyor. Doğu Guta'daki kimyasal saldırı iddiasının ardından Rusya, ABD tarafından füze saldırısı ya da başka müdahaleye karşı Suriye'de askeri pozisyonunu değiştiriyor. Suriye'de bulunan Rus füze savunma S-400 sistemi aktive edildi. İki motorlu yüksek irtifa önleme uçağı olan MIG-31'ler de 24 saat devriye geziyor.
Sadece ufak bir kıvılcıma bakan savaş yakın bir zamanda kaçınılmaz görünüyor.
Böyle bir savaşın kazananı olur mu bilinmez ama en büyük kaybı, Suriye, Türkiye, İran ve Irak yaşayacaktır. Kuzey ve Güney Kore savaşlarını lütfen bir inceleyin. Burada büyük devletler bilek güreşine girişmişlerdir ama milyonlarca insanını kaybeden, toprakları talan olan Koreliler olmuştur.
Prof. Dr. Haydar Baş, yıllardır Müslümanlar birbirine namlu doğrultmasın diye birlik ve beraberlik konferansları vermiştir, "Ehl-i Beyt ortak paydasında Şii-Sünni tek bile tek yürek olmalı" demiştir, Ehl-i Beyt sempozyumları yapmıştır. "Türk-Kürt kardeştir" demiştir, "Bölge ülkeleri, sorunlarını işbirlirliğiyle çözmelidir" demiştir. Başta Türkiye olmak üzere tüm İslam ülkelerini ekonomik bağımlılıktan kurtaracak Milli Ekonomi Modeli'ni ortaya koymuştur. İşte bugün geldiğimiz felaket tablosunun temel nedeni, bu duruma düşmememiz için büyük çalışmalar ve fedakârlıklar ortaya koyan Prof. Dr. Baş'a ve çözümlerine sırt dönmemizdir.
Yapılan yanlışların faturası olarak karşımıza çıkacak bir savaş felaketinde, bakalım biriktirdiklerimizi harcayabilecek miyiz, diktiğimiz binalarda oturabilecek miyiz?
ABD'nin dönüp dolaşıp savaşa yönelmesinin en önemli nedeni, hala ısrarla uyguladığı, 2008 küresel krizinde iflas etmiş olan Kapitalizmden başka bir şey değildir. Prof. Dr. Haydar Baş, Milli Ekonomi Modeli'nin 23'üncü sayfasında şu gerçekleri ifade etmektedir:
"Bütün insanlık, 250 yıldır dünyada uygulanan Kapitalizmden çektiğini hiçbir şeyden çekmemiştir. Kapitalizmin kaynaklara getirdiği 'kaynaklar sınırlı ihtiyaçlar sınırsız' yanlış tanımı, savaşların davetçisi olmuş, savaştan beslenen ekonomi anlayışını insanlığa dayatmıştır. Devletler işgal edilmiş, insanlar öldürülmüş, ülkeler parçalanmış ve yer altı kaynakları ele geçirilerek talan edilmiştir."
Bu sebeple ABD savaşsız uzun süre duramıyor, barış ortamı onun ve arkasındaki küresel iradelerin emperyal hedefleri için uygun olmuyor. Kandan, gözyaşından, katliamlardan beslenen bir anlayış? Savaşsız yerinde duramayan ABD, Trump'la beraber yine sağa sola sataşmaya, savaş için gerekçeler aramaya, hatta oluşturmaya başladı.
ABD-İsrail ikilisi Suudi Arabistan gibi ülkeleri ılımlı İslam darbesiyle, AB ülkelerini de terörle terbiye ederek yanlarına almaya çalışıyor. Üst üste terör darbesi yiyen Fransa, şu sıralar ABD hangi talimatı verirse şeksiz şüphesiz yerine getiriyor. Almanya biraz direniyor, bu sebeple yeni yeni terör saldırılarına maruz kalıyor.
Bu durumu kendi yararına çevirmek isteyen İsrail de Suriye'ye yönelik direkt saldırılar yapmaya başladı. Daha önce Suriye'deki askeri üslere yönelik saldırıları Suriye hava savunma sistemleri tarafından engellenen İsrail, dün yeni bir hava saldırısına imza attı.
Suriye'nin Humus vilayetinde Tayfur askeri havaalanına düzenlenen füze saldırısında 14 kişinin öldüğü ifade edildi. Rusya ve Suriye yönetimi saldırıdan İsrail'i sorumlu tuttu.
El mayadin televizyonu havaalanına saldırı sırasında İsrail'e ait bir gözlem uçağının bölgede görüldüğünü belirtmişti. Rusya Savunma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, Suriye'nin merkezinde yer alan T-4 ismiyle de anılan Tayfur askeri havaalanına İsrail uçaklarının Lübnan'ın hava sahasından F-15 savaş uçağıyla saldırdığı belirtildi.
Açıklamaya göre, Suriye'nin hava savunma sistemleri İsrail uçaklarından fırlatılan 8 füzeden beşini vurdu, askeri havalananına sadece 3 füze isabet etti.
İsrail ise saldırıyı yalanlamadı. Reuters haber ajansı, İsrailli askeri bir sözcünün, Rusya'dan yapılan bu açıklama karşısında "hemen verilecek bir cevabı olmadığını" söylediğini aktardı. Rusya'daki İsrail Büyükelçiliği'nin basın ataşesi Alex Gandler ise yaptığı açıklamada "Yorum yok" ifadelerini kullandı.
İsrail Ortadoğu'nun büyük savaşının fitilini ateşlemek için provokasyonlara peş peşe devam ederken, ABD de savaş için bahane bulmak için tabiri caizse "öküz altında buzağı arama" derdinde? Suriye için netice almaya uğraştıkları en büyük bahane "kimyasal silah" yalanı? Bu bahaneleri de, özellikle terör gruplarının bulunduğu Doğu Guta ve İdlib üzerinden yürütmeye çalışıyorlar.
Daha önce ABD, Nisan 2017'de Suriye devletinin, İdlib'de kimyasal silah kullandığı yalanıyla Suriye'nin El Şayrat hava üssüne füze saldırısı gerçekleştirmişti. Bu, ABD'nin Suriye ordusuna yönelik ilk direkt saldırısıydı ve görünen o ki bir yoklama niteliğindeydi.
Bu yoklama neticesinde ABD, gerekli hazırlıkları yaparak, işin içinde Rusya da olduğu için bu işi yalnız yapamayacağını da hesaba katarak, gerek bazı bölge ülkelerini, gerekse bazı Batılı ülkeleri yanına çekti. Teröre karşı oluşturulan koalisyon, Suriye'ye karşı uluslar arası bir orduya dönüştülüyor.
Bu esasen üçüncü dünya savaşının başlama sinyali olarak da görülebilir.
Kimyasal silah yalanı, Saddamlı Irak üzerinde tutmuş ve Irak'ın parçalanmasına, milyonlarca Iraklı Müslüman'ın katledilmesine yol açmıştı. Fakat bu sefer iş o kadar basit değil, Rusya, Çin, İran gerek BM'de, gerekse sahada Suriye'nin yanında?
ABD'nin El Şayrat saldırısında ve de İsrail'in ABD'den cesaret alarak dün gerçekleştirdiği Tayfur saldırısında Rus askeri personelden hayatını kaybeden olmadı. Olması durumunda bu, Rusya'nın ABD'ye ve İsrail'e yönelik bir çatışmanın içine girmeye zorlayacaktır.
Rus personel Suriye'nin birçok üssünde görev yapıyor. Doğu Guta'daki kimyasal saldırı iddiasının ardından Rusya, ABD tarafından füze saldırısı ya da başka müdahaleye karşı Suriye'de askeri pozisyonunu değiştiriyor. Suriye'de bulunan Rus füze savunma S-400 sistemi aktive edildi. İki motorlu yüksek irtifa önleme uçağı olan MIG-31'ler de 24 saat devriye geziyor.
Sadece ufak bir kıvılcıma bakan savaş yakın bir zamanda kaçınılmaz görünüyor.
Böyle bir savaşın kazananı olur mu bilinmez ama en büyük kaybı, Suriye, Türkiye, İran ve Irak yaşayacaktır. Kuzey ve Güney Kore savaşlarını lütfen bir inceleyin. Burada büyük devletler bilek güreşine girişmişlerdir ama milyonlarca insanını kaybeden, toprakları talan olan Koreliler olmuştur.
Prof. Dr. Haydar Baş, yıllardır Müslümanlar birbirine namlu doğrultmasın diye birlik ve beraberlik konferansları vermiştir, "Ehl-i Beyt ortak paydasında Şii-Sünni tek bile tek yürek olmalı" demiştir, Ehl-i Beyt sempozyumları yapmıştır. "Türk-Kürt kardeştir" demiştir, "Bölge ülkeleri, sorunlarını işbirlirliğiyle çözmelidir" demiştir. Başta Türkiye olmak üzere tüm İslam ülkelerini ekonomik bağımlılıktan kurtaracak Milli Ekonomi Modeli'ni ortaya koymuştur. İşte bugün geldiğimiz felaket tablosunun temel nedeni, bu duruma düşmememiz için büyük çalışmalar ve fedakârlıklar ortaya koyan Prof. Dr. Baş'a ve çözümlerine sırt dönmemizdir.
Yapılan yanlışların faturası olarak karşımıza çıkacak bir savaş felaketinde, bakalım biriktirdiklerimizi harcayabilecek miyiz, diktiğimiz binalarda oturabilecek miyiz?
Murat Çabas / diğer yazıları
- Vatandaşın refahı için maaşa zam yapmamak! / 24.04.2024
- Bugün ulusal egemenliği kazandığımız gün / 23.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Bugün ulusal egemenliği kazandığımız gün / 23.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024