ABD'nin, İngilizlerden devraldığı strateji fitne-fesat çıkarmak, toplumları birbirleriyle vuruşturmak ve böylece sömürüyü sürdürmektir. Dünyada ve özellikle de İslâm coğrafyasında uygulanan işte budur.
Bu stratejiyi David Rockefeller şu sözlerle anlatır: "Düşmanı yok etmenin yolu, onların birbirlerini öldürmelerini sağlamaktır. Düşmanı ikiye bölersin, iki tarafa da yardım edersin, sonra ülkelerini ele geçirirsin."
David Rockefeller'in "ülkelerini ele geçirirsin" sözünden asıl kastettiği ekonomik işgaldir. Çünkü onlar için ekonomik işgal nihai hedeftir. İslâm coğrafyasında savaş, terör ve iç çatışmaları, bu nihai hedefe ulaşmak için çıkardıkları herkesin bildiği bir gerçektir.
Sömürücülerin, hedef ve amaçları hiç değişmiyor, değişen sadece taktikler ve figüranlardır. Asırlardır oynanan bu oyuna gelmek ve onu bozamamak, büyük bir talihsizliktir.
Şu gerçeği çok kere gördük ve yaşadık. Müslümanlar, ne zaman birlik kurup bir iş yapmaya kalktıklarında ABD, hemen çomak sokup onu dağıtmayı başarıyor. Geçmişte İngilizler de aynısını yapıyordu. Mahatma Gandi şöyle diyor: "Biz Hindu ve Müslümanlar, ne zaman İngilizlere karşı birlik olsak, İngilizler, bir ineği kesip Hindu mahallesinin girişine atıyorlardı. Sonra halk birbirlerini boğazlamaya başlıyordu."
ABD de, aynı stratejiyi farklı şekilde, farklı oyunlar kurarak devam ettirmektedir. İyi de, her zaman aynı stratejinin uygulanmasına fırsat ve imkân tanıyanlar, onu bozamayanlar suçsuz mu? Elbette suçludurlar. Çünkü aldatanlar kadar, aldananlar da suçludur, birden çok aldananlar ise, aldatanlardan daha suçludurlar.
ABD, hem aldatıyor, hem de "büyüğüm istediğimi yaparım" anlayışıyla hareket ediyor. Böyle davrandığı içindir ki, hızlı bir şekilde küçülmektedir. ABD'nin bu tavrı hakkında medya uzmanı Jerry Day şunları söylüyor: "ABD, uluslararası tüm anlaşmaları ihlâl etti. Müslüman ülkeleri bombaladı. İnsanları öldürdü. Bu yüzden gittikçe yalnızlaştı. Bir gün sonumuz İkinci Dünya Savaşı sonrası Almanlar gibi olacak. Dünyanın yeni katilleri biziz."
Esasen ABD, eskiden beri acımasızca insanları katleden katiller sürüsünün kurduğu bir yapıdır. Bir başka deyişle ABD, soykırım, zulüm, vurgun ve talanla kurulmuş devletimsi bir oluşumdur. Daha doğrusu ABD, Jerry Day'ın dediği gibi "yeni katiller" değil, Jean Baudrilland'ın tanımıyla "yeni barbarlar çağı" açan bir ülkedir.
ABD, ne kadar çok insan öldürürse, adaletsizlik, zulüm ve işkence yaparsa, toplumlara o kadar çok korku salacağını ve büyüyeceğini düşünmektedir. Hâlbuki ABD, tam tersine sürekli küçülmekte ve itibarını kaybetmektedir.
ABD'nin askeri, siyasi ve ekonomik güçlerinden daha çok önem verdiği ve güvendiği finansal gücüdür. Finans yazarı Bob Chopman, bu gücün de çöküşün eşiğinde olduğunu ifade etmektedir. Sözün özü ABD, zulümle abat olduğu için, kahrıyla berbat olacaktır. Ömrü yeten, bunu görecektir.
Bu stratejiyi David Rockefeller şu sözlerle anlatır: "Düşmanı yok etmenin yolu, onların birbirlerini öldürmelerini sağlamaktır. Düşmanı ikiye bölersin, iki tarafa da yardım edersin, sonra ülkelerini ele geçirirsin."
David Rockefeller'in "ülkelerini ele geçirirsin" sözünden asıl kastettiği ekonomik işgaldir. Çünkü onlar için ekonomik işgal nihai hedeftir. İslâm coğrafyasında savaş, terör ve iç çatışmaları, bu nihai hedefe ulaşmak için çıkardıkları herkesin bildiği bir gerçektir.
Sömürücülerin, hedef ve amaçları hiç değişmiyor, değişen sadece taktikler ve figüranlardır. Asırlardır oynanan bu oyuna gelmek ve onu bozamamak, büyük bir talihsizliktir.
Şu gerçeği çok kere gördük ve yaşadık. Müslümanlar, ne zaman birlik kurup bir iş yapmaya kalktıklarında ABD, hemen çomak sokup onu dağıtmayı başarıyor. Geçmişte İngilizler de aynısını yapıyordu. Mahatma Gandi şöyle diyor: "Biz Hindu ve Müslümanlar, ne zaman İngilizlere karşı birlik olsak, İngilizler, bir ineği kesip Hindu mahallesinin girişine atıyorlardı. Sonra halk birbirlerini boğazlamaya başlıyordu."
ABD de, aynı stratejiyi farklı şekilde, farklı oyunlar kurarak devam ettirmektedir. İyi de, her zaman aynı stratejinin uygulanmasına fırsat ve imkân tanıyanlar, onu bozamayanlar suçsuz mu? Elbette suçludurlar. Çünkü aldatanlar kadar, aldananlar da suçludur, birden çok aldananlar ise, aldatanlardan daha suçludurlar.
ABD, hem aldatıyor, hem de "büyüğüm istediğimi yaparım" anlayışıyla hareket ediyor. Böyle davrandığı içindir ki, hızlı bir şekilde küçülmektedir. ABD'nin bu tavrı hakkında medya uzmanı Jerry Day şunları söylüyor: "ABD, uluslararası tüm anlaşmaları ihlâl etti. Müslüman ülkeleri bombaladı. İnsanları öldürdü. Bu yüzden gittikçe yalnızlaştı. Bir gün sonumuz İkinci Dünya Savaşı sonrası Almanlar gibi olacak. Dünyanın yeni katilleri biziz."
Esasen ABD, eskiden beri acımasızca insanları katleden katiller sürüsünün kurduğu bir yapıdır. Bir başka deyişle ABD, soykırım, zulüm, vurgun ve talanla kurulmuş devletimsi bir oluşumdur. Daha doğrusu ABD, Jerry Day'ın dediği gibi "yeni katiller" değil, Jean Baudrilland'ın tanımıyla "yeni barbarlar çağı" açan bir ülkedir.
ABD, ne kadar çok insan öldürürse, adaletsizlik, zulüm ve işkence yaparsa, toplumlara o kadar çok korku salacağını ve büyüyeceğini düşünmektedir. Hâlbuki ABD, tam tersine sürekli küçülmekte ve itibarını kaybetmektedir.
ABD'nin askeri, siyasi ve ekonomik güçlerinden daha çok önem verdiği ve güvendiği finansal gücüdür. Finans yazarı Bob Chopman, bu gücün de çöküşün eşiğinde olduğunu ifade etmektedir. Sözün özü ABD, zulümle abat olduğu için, kahrıyla berbat olacaktır. Ömrü yeten, bunu görecektir.
M. Hilmi Yıldırım / diğer yazıları
- İnsan hakları ve ihlâlleri / 01.02.2019
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018