Adalete ve hukuka adanmış bir ömür

Rahmetli babam İsmet Demir (Terzi Baba) bize her zaman doğruluğu, dürüstlüğü ve doğru insanlar ile beraber olmayı öğütlemiştir. Babam ile Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın dostluğu 1973 başlamış ahrette de devam edecektir. Babamız bize Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın ne kadar dürüst gerçek bir dindar olduğunu kendi dostluklarından örnekler vererek anlatmıştır. Bize Haydar Hoca'ya evlat olmak babamızdan mirastır.
Bugün ben 46 yaşındayım, bu yaşıma kadar Sayın Hocamızın yanındayım. Onda gördüğüm en büyük özellik hangi alanda olursa olsun yaptığı konuşmalar ve savunmalarda her zaman samimi olmasıdır. Hiçbir zaman hukukun ve adaletin dışına çıkmamıştır. Bize de hukuktan asla ayrılmamamızı tavsiye etmiştir.
Allah (c.c.) rızasını kazanmak, O'na dosdoğru kul olmak gayesi için yıllardır çalışan ve milletini de bu amaç uğrunda ayıktıran, hak üzere olması için azimle çalışan tek insandır. Yıllardır milletimizin manevi duygularını istismar edenlere karşı tek başına mücadele ediyor. Fetö hususunda 1998 şubatında Fetullah Gülen'nin Papa'ya götürdüğü mektuptan sonra insanlara Fetö'nün hainliğini anlattı. Bu ikazının neticesinde zararı kendisi gördü. Hakkında davalar açıldı. O zamanki iktidar Fetö'ye karşı önlem alacağına Haydar Hoca'ya saldırdı. Ama her saldırının ardından Haydar Hocamıza yüklü tazminatlar ödemeye mahkum oldular.
İktidarların desteği ile Fetö dinlerarası diyalog misyonunu genişletti o kadar ileri gittiler ki dinler buluşması, dinler bahçesi derken müslüman kızı Hıristiyan oğlanla evlendirdiler. Nikahlarını haham, papaz ve sözüm ona imam kıydı. Bizim dinimizde Müslüman kız asla gayrimüslimle evlenemez. Evlenirse dinden çıkar. Bu nikahtan ve diyalog misyonunun faaliyetlerinden sonra ünlü bir manken yunanlı bir oğlanla evlenerek dinini de değiştdi. Yüzlerce binlerce insanımız Hıristiyan oldu. Ülkemizde besmeleler ile kiliseler açıldı.
Müslümana karşı kurulan bu oyunu-tezgahı gören Prof. Dr. Haydar Baş'tır. O, sözüm ona diğer hocalar ve dindar geçinenler gibi sırtını bazı güçlere dayayıp nemalanmadı, O sırtını Hakka dayadı ve bu hainliğin karşısında dimdik durdu. Bu duruş karşısında çok eziyetler çekerek iftiralara uğradı. Ama asla davasından vazgeçmedi.
Dün Fetö'nün emellerini aşk ile alkışlayanlar 15 temmuz kalkışmasından sonra birden bire Fetö düşmanı kesildiler. Fetö'nün hain olduğunu 20 yıl önceden Haydar Hoca'nın tespit ettiğini ve milletini uyardığını açık yüreklilikle diyemediler. Çünkü samimi değiller. Bugün uğradığı manevi, ahlak ve sosyal erozyonların neticesinde halkımız samimiyetini kaybetmiştir. Dün Fetö'nün okullarında bebelerini okutanlar, tv'sinde konuşanlar, gazetesinde yazanlar bugün yine Haydar Hoca'ya iftira atmaya, O'nu halkın gözünde karalamaya çalışmaktadır. "Müslümanım" diyen insan kul hakkından korkar, bunlar suçu kesinleşmemiş; suçlu mu suçsuz mu henüz yargı kararını vermemiş, yargısız infaz yaparak kul hakkına giriyorlar. Hep bir ağızdan sözleşmiş gibi Haydar Hoca'yı karalama haberleri yapıyorlar. Bu medya asla Türk Milletinin medyası olamaz. Fetö'yü kim kumanda ediyorsa onun medyasıdır bu medya.
Yüzlerce başarılı işe imza atan, Milli Ekonomi Modeli'ni yazan, Moskova'da Rusya'nın millet meclisi Duma'da tezini anlatan Haydar Baş Hocayı hiçbir medya kuruluşu haber yapmadı. Uluslararası MEM sempozyumları ve neticesinde 4 milyar insanın kullandığı ekonomi modelinin tez sahibini haber yapmayanlar, Ermenilerin tezini destekleyerek Nobel alan Orhan Pamuk'u gururla haber yaptılar. Haydar Hoca'ya yapılan iftirayı ise hemen haber yaptılar hiç Haydar Hoca tarafına bu doğru mudur diye sormadan... Türk medyasının zihniyeti buymuş demek ki.
Herkes sahibine kulluk eder. Hamd olsun Haydar Hocamızın ve O'na inanan insanların sahibi Allah'tır (c.c.). "Yüz çevirirlerse de ki: Bana Allah yeter; O'ndan başka ilâh yoktur. Ben sadece O'na güvenip dayanırım. O, yüce Arş'ın sahibidir." (Tevbe, 129) buyuruyor Allah (c.c.). Allah'a kul olmak büyük bir şereftir. Allah'ın kuluna lütfudur. Vay şeytanlara kul olanların haline! Allah (c.c.) galiptir, O'nunla beraber olanlar da her daim galip olacaktır.