AKP'nin "cihad"ından ne çıkar?!

AKP iktidarında Milli Eğitim müfredatı fır dönüyor. Her yeni yılda bir önceki değişiyor. 
Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz'ın açıkladığına göre, yeni müfredatta 7. ve 8. sınıflara cihad dersi verilecek. 
Bakan, cihadın ne olduğunun ve ne olmadığının öğretilmesinin görevi de bizim Bakanlığımızın asli görevleri arasındadır, diyor ve cihad bombasını şöyle patlatıyor:
"Aslına bakarsanız 15 Temmuz'daki gelişen olaylarda cihat nedir? Cihadın bir şeyi de 15 Temmuz, 15 Temmuz'daki milletin kendi hakkına, hukukuna sahip çıkmasıdır."
Neymiş büyük cihad: 15 Temmuz? Büyük cihad neymiş herkese belleteceklermiş!
AKP iktidarının hocası ve kuluçkası N. Erbakan, 70'lerden beri İslam dedi, cihad dedi, siyaset yapmıyoruz cihad ediyoruz, dedi; dinsiz devlet yıkılacak elbet, diye nara attırdı? 
Meydanlarda kahrolsun Siyonizm, kahrolsun İsrail dedi, işbaşına geldi; ilk işi İsrail ile yirmi civarında anlaşma yapmak oldu.
AB, Hristiyan kulübüdür dediler; Avrupa'daki camilerde FETÖ'nun burada yaptığı gibi papazlarla-hahamlarla kolkola girdiler, yıllarca oradan devlete, Atatürk'e küfürler savurdular. 
AKP siyasetinin dayandığı cihad geleneği bu!
15-16 yıldan beri AKP iktidarı bu eksende büyük siyaset-küçük cihad yapıyor. Netice ne?
AKP geleneğinin cihadından, ülke içinde yoksulluk, yolsuzluk, işsizlik üredi, açılımlı terör türedi, FETÖ ve 15 Temmuz belası türedi. 
Ülke dışında ise, hemen yanı başımızda ise Barzani üredi, ÖSO üredi, IŞİD türedi. 
Avrupa-Amerika, Türk milletinin ve İslam coğrafyasının başına bela edildi. 
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ı dinlemediniz; başımıza bir tek taş yağmadığı kaldı!
Allah aşkına, bırakın cihad-mihad oyunlarını; ülke mahvoldu; yap-boza çevirdiniz Milli Eğitimi.
On sene önce FETÖ aklıyla ve AB müktesebatına uyumuyor diye Kelime-i Tevhid'in ikinci kısmını, "Muhammed Resulullah"ı makasladınız? Ne Peygamber kaldı, ne millet, ne ümmet!
MEB onaylı din dersi kitaplarından; Hristiyan ve Yahudilere dair ayet-i kerimeleri kesip attınız.
"Tasavvuf, tarikat, şeriat, cihat, cemaat, halife, hicret, medrese" gibi yüzlerce İslamî kavramı söküp çıkarttınız.
Şimdi iş geldi dayandı, tekrar bu mukaddes kavramları takıp içini kendinize göre doldurmaya? Bırakın, kamu gücünü kullanarak ve istismar ederek İslam'ın temel değerlerinin için boşaltmayı, hak din ile uğraşmayı, bırakın Allah aşkına!
Küçük cihadınızdan ülke ve bölge yaka silkiyor, başımıza bir de içi koltuk hırsınızla doldurulmuş büyük cihad belası açmayın!
Cihad, Kur'an-ı Kerim'in değeridir. Hz. Peygamber'in tarif edip yaşadığı-yaşattığı İslam kavramıdır. Onu bu orijinal haliyle bırakırsanız, ondan rahmet, hidayet ve birlik çıkar.
Hayır, siz cihad kavramının içini kendi koltuk sevdanız ve iktidar hırsınızla doldurmaya kalkışırsanız, o kavramdan FETÖ'den beteri, ÖSO'dan beteri, IŞİD'den beterleri türer.
İktidar, gerçekten kurtuluş arıyorsa, kendi kendisiyle cihad etsin; asıl büyük cihadı budur onların!
Doğrudur, "Büyük Cihad" ve "Cihad" vardır; onları, Allah ve Resulü açıklamıştır.
Büyük Cihad, İslam'ın ilk yıllarında henüz savaş izninin çıkmadığı Mekke'de nazil olan Furkan Suresi 52. ayetindeki "Cihaden Kebîra" kavramdır. Hz. Peygamber bu kavramı, Müslümanın kendi nefsinde, gönlünde, niyetinde, amelinde ve etrafında Hakkı hakim kılması, Allah'ın adı ve rızasını baştacı etmesi, olarak açıklamış ve yaşatmıştır. 
Nitekim Tebük gazvesinden dönüşte Peygamber Efendimiz (s.a.v), ashabına, "Hayırlı bir gelişle küçük cihaddan büyük cihada geldiniz" diye müjdelemiş; sahabe, "Büyük cihad nedir ya Resulallah?" diye sorunca, "Kulun, (nefsinin) hevasıyla mücahedesidir" buyurmuştur (Beyhakî, Kitâbu'z-Zühd, I, 42; el-Münavi, Feyzu'l-Kadîr, IV, 511; el-Ğumarî, hadisin hasen olduğunu belirtir, Avâtıfu'l-Letâif, c. 1, s. 188).
Bir başka ikazında "Gerçek mücahid, nefsiyle cihad edendir" buyurur (Ahmed, Müsned, 23958; Hâkim, Müstedrek, 24; Ebu Davud, Cihad 16, 2500).
Büyük Cihadın şahı İmam Ali ve Ehl-i beyttir.
Böylesi büyük ve kutlu cihadın yolu, icazeti ve kerameti kendinden menkul İngiliz imalatı şeyh taslakları yahut Amerikancı FETÖ'nun rahle-i tedrisinden geçmez; İmam Ali'den başlayarak Ehl-i Beyt yoluyla süregelen Ali Hemedanî, Ahmed Yesevi, Abdulkadir Geylani, Hacı Bektaş Veli gibi velayet nurunun sahibi gönül sultanlarının irşad ve ikazıdır.
Gönül dünyası ve niyet aleminde bu büyük arınmayı gerçekleştiren insanın, nefsi ve ihtirası için değil, Allah rızası üzre canı ve malıyla Allah yolunda olması da cihaddır. Nitekim "Kim Allah'ın kelimesinin yücelmesi için savaşırsa o, Allah yolundadır" buyrulur (Ebu Davud, Cihad, 24; Nesai, Cihad, 21).
Bu yüce anlayış ve istikamette, Ehl-i Beyt büyükleri ve yolu vardır, İslam tasavvufu vardır, Hak dostları vardır, irşad, istikamet, amel-i salih, Müslümana rahmet, insana hürmet, hakka riayet ve batılı red vardır. 
Ehl-i Beyti ve İmam Ali'yi bile ancak yasak savma kabilinden müfredata üç-beş kelime koyabilen AKP iktidarında, bu değerlerin hangisi var ki, cihadı güya tarif ve talim edecekler, ondan da rahmet çıkacak!
Bütün bu mukaddesatın samimi adresi ve günümüzdeki sahibi, ilmi, irfanı, gönlü, milli ve hak duruşu ile Prof. Dr. Haydar Baş'tır.