logo
24 NİSAN 2024

Alış-veriş kültürümüz!

07.04.2017 00:00:00
13. yüzyılda Anadolu'nun İslamlaşması ve Türkleşmesinin temellerini atan, dini ve milli birliğin mimarı Hacı Bektaş Veli olduğu gibi, zanaat, ekonomi ve alışveriş kültürünün mimarı da Ahi Evran'dır.
Ahi Evran, Selçuklu Sultanı II. İzzettin Keykavus´a sunduğu "Letaif-i Hikmet" adlı eserinde halkın ihtiyaçlarının belirlenmesi, bu ihtiyaçların karşılanması, istihdamın, kaliteli, bol ve ucuz üretimin arttırılması sırasında çıkabilecek sorunlara karşı alınması gereken tedbirlerin neler olması gerektiğini şöyle anlatmaktadır:
"Allah insanı, medenî tabiatlı yaratmıştır. Bunun açıklaması şudur: Allah insanları yemek, içmek, giyinmek, evlenmek, mesken edinmek gibi çok şeylere muhtaç olarak yaratmıştır. Hiç kimse kendi başına bu ihtiyaçları karşılayamaz. Bu yüzden demircilik, marangozluk, dericilik gibi çeşitli meslekleri yürütmek için çok insan gerekli olduğu gibi, bu meslek dallarının gerektirdiği âlet ve edevatı imal etmek için de birçok insan gücüne ihtiyaç vardır. Bu yüzden toplumun ihtiyaç duyduğu ürünlerin üretimi için lüzumlu olan bütün sanat kollarının yaşatılması şarttır. Bununla da kalmayıp, insanların sonradan doğacak ihtiyaçlarını karşılamak için yeni sanat dallarının meydana getirilmesi gerekmektedir."
Bu şekilde milli bir üretimin ve üreticinin yetiştirilmesinin ve desteklenmesinin altı çizilmektedir.
Bugün ise geldiğimiz noktada Ahi Evran'ın saydığı bu meslek dalları başta olmak üzere yerli üretimin ve üreticinin söz sahibi olduğu kolektif bir ekonomi yerine küresel firmaların cirit attığı küresel bir ekonomi veya pazar ile karşı karşıya olduğumuzu görüyoruz.
Üstelik bu küresel ekonomi ve alışveriş anlayışında bizler küresel firmaların mallarını tüketirken onlar ise bizim alışveriş ve çarşı/pazar kültürümüzü yok ediyorlar.
"Alışveriş" sözcüğünü ele aldığımızda, "İnsanların, ihtiyaç duyduğu şeyleri birbirleriyle bir mübadele ilişkisi içerisinde üreterek ihtiyacı olana verip ve ihtiyacı olanı alması eylemi" olarak nitelendirebiliriz.
Ahi Evran, "Alışveriş ilmini bilmeyen haram lokmadan kurtulamaz" diyerek bu eylemin helal ve haram ölçülerine dikkat çeken bir ahlak ve anlayış ortaya koymuştur.
Bugün şehirlerimizde ahlak ve helal ölçülerle ticareti düstur edinmiş zanaatkârların ve esnafların sesini yükselttiği, çarşılar artık kaybolmaya başladı. Ustalar ile meslekler de ölüyor!
Eskiden kişiyi tanımak için "Senin ustan kim?" diye sorarlarmış.
Şimdi bu soruyu soracak ne bir çırak bulabiliyoruz ne de bir usta.
Peygamber Efendimizin "Pazarınız sizin dininiz gibidir, oraya yabancıları sokmayın" hadisini hatırlatarak şu soruyu soralım; Burada kabahatli olan kim?
Her yıl değişen eğitim sistemi nedeniyle çırak bulamayan ustalar mı, iç pazarımızı yabancılara açan siyasi iradeler mi yoksa ne yediğini içtiğini dahi bilmez bir hale gelen vatandaş mı? Nereden tutsak elimizde kalıyor hesabı.
Ahi Evran'ın bu pazar ve alışveriş ahlakının yerine kapitalizmin şehirlerimize getirdiği ithal pazarlar ise AVM'ler.
Yani Alış Veriş Merkezleri!
İlk örnekleri 1950'lerde ABD'de karşımıza çıkan AVM'lerin getirdiği bu yeni alışveriş ahlakı ve biçimi bizim çarşı/pazar kültürümüzden oldukça farklı. AVM'lerde sadece kendiniz ve arz edilen ürün arasında bir iletişim kurabilirsiniz.
AVM'den içeri girdiğinizde sizi direkt olarak ürüne yönlendiren tabelalar karşılar sizi. Bu iletişim daha sonra reyonda ürünün kendi iletişimini sizinle kurmasıyla son bulur ve standart bir şekilde ücret ödenir. Böylece alışveriş eylemi son bulur.
Burada ki alışveriş sözcüğünün zihinde ilk anda uyandırdığı değiş-tokuşa dayalı bir eylem, bir mübadele söz konusu değildir. Burada olan tek şey alış'tır. Sizin ödediğiniz para da aldığınız ürünün karşılığıdır.
Kapitalizmin bu tüketim kültürü, her alanda sığlaşmayı, yüzeyselleşmeyi de beraberinde getirmektedir.
Lükse düşkün, bencil, kıskanç bir tüketici sınıfı oluşmaktadır.
Bu alışveriş kültüründe "insanlar arasındaki ilişki, şeyler arasındaki ilişkiye dönüşmüştür."
İnsanlar birbirlerini "gerçek" insanlar olarak değil, meta üretiminin tüketici sınıfını oluşturan bir parçası olarak görürler, yani "özne" olmaktan çıkıp nesnelerin hükümranlığı altına girer, nesneleşirler.
AVM kültürünün tüketiciye yansıyan yönü böyledir.
Şimdi de işçi ya da çırak yönünden olaya bakalım.
Mesela; X AVM'deki, Y ayakkabı mağazasında çalışan Z'yi, yani işçiyi ele alalım. Burada ustanın yerini mağaza müdürü alır. Mağaza müdürü işçinin yani Z'nin ahlakından kendini asla sorumlu tutmaz. Onun için aslolan işçinin mesai mefhumuna uyması, iyi mal satmasıdır. Bu satışta asla etik kurallara uyması da beklenmez. Çünkü ne kadar satış o kadar prim demektir. Böylece bu kültürde inorganik yani sadece para/prim kazanmayı düşünen bir işçi sınıfı yetişmiş olur.
Ahi Evran'ın yarattığı kolektif ekonomi kültüründe ise tüketici ile mamul arasında duran, usta ve çırak vardır. Usta çırağına hem zanaat ilmini öğretir hem de ahlak. İnsanın ailede başlayan sosyal eğitimi, çalıştığı işyerinde ustasının feraseti, nasihati ve ikazları ile devam eder. Böylece insan yani organik bir zanaatkâr yetişir.
Ahilik geleneğinde ustanın çırağına verdiği bazı nasihatlerine bir bakalım;
- Harama bakma.
- Haram yeme.
- Haram içme.
- Doğru, sabırlı, dayanıklı ol.
- Yalan söyleme.
- Büyüklerden önce söze başlama.
- Kimseyi kandırma.
- Kanaatkâr ol.
- Dünya malına tamah etme.
- Yanlış ölçme, eksik tartma.
- Kuvvetli ve üstün durumda iken affetmesini, hiddetli iken yumuşak davranmasını bil.
- Kendin muhtaç iken bile başkalarına verecek kadar cömert ol.
Son olarak anlatmak istediğimizi özetleyen bir usta-çırak hikâyesi ile yazımızı sonlandıralım;
Vaktiyle ergin bir meslek erbabı, yıllarca yanında yetiştirdiği çırağını imtihan etmek ister.
Onun eline iri bir pırlanta verip: "Oğlum" der, "Bunu al, önüne gelen esnafa göster, kaç para verdiklerini sor, en sonra da kuyumcuya göster.
Hiç kimseye satmadan sadece fiyatlarını ve ne dediklerini öğren, gel bana bildir."
Çırak, elinde pırlanta bir bakkal dükkânına girer ve "Şunu alır mısınız?" diye sorar
Bakkal parlak bir boncuğa benzettiği mücevheri alır; elinde evirir çevirir; sonra: "Buna bir tek lira veririm. Bizim çocuk oynasın" der. Çırak teşekkür edip çıkar.
Bir manifaturacıya gider. O da parlak bir taşa benzettiği mücevhere ancak bir beş lira vermeye razı olur.
Üçüncü olarak semerciye gider: "Buna ne verirsiniz?" diye sorar. Semerci şöyle bir bakar, "Bu?" der, "Benim semerlere iyi süs olur. Bundan kaş dediğimiz süslerden yaparım. Buna bir on lira veririm."
Çırak en son olarak kuyumcuya gider. Kuyumcu mücevheri görünce yerinden fırlar. "Bu kadar büyük pırlantayı nereden buldun?" diye hayretle bağırır ve hemen ilâve eder. "Buna kaç lira istiyorsun?" Çırak sorar: "Siz ne veriyorsunuz?" "Ne istiyorsan veririm." Çırak, "Hayır veremem" diye taşı almak için uzanınca kuyumcu yalvarmaya başlar: "Ne olur bunu bana sat. Dükkânımı, evimi, hatta arsalarımı vereyim." Çırak, emanet olduğunu, satmaya yetkili olmadığını, ancak fiyat öğrenmesini istediklerini anlatıncaya kadar bir hayli dil döker.
Meslek erbabının yanına dönen çırak büyük bir şaşkınlık içinde macerasını anlatır.
Ustası, "Bundan ne anladın?" diye sorar.
Çırağının verdiği cevap çok doğrudur: "Bir şey ancak değerini bilenin yanında kıymetlidir."
Bu hayatta yerli ve milli olan her şeyin değerini bilenlerden olmanız dileğiyle?
 
Mustafa Doğan / diğer yazıları
Trabzonspor'un eski başkanı vefat etti
Evinde ölü bulundu
Bakan'ın sözlerine tepki gösterdi
'Tam bir Düyûn-ı Umûmiye sistemi'
İlk 3 ayda harcamaları yüzde 120 arttı
CHP: Tasarruf Saray'dan başlasın
Pentagon'dan Irak'a: Bölgedeki ABD güçlerini koru
Hem işgalci, hem koruma istiyor!
Adalet Bakanı mesajı verdi
'DEM Parti kapatılabilir'
Fanatik Yahudiler Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi
Bilinçli olarak gerginliği tırmandırıyorlar
'Saray' ziyareti öncesi kritik randevu
Kılıçdaroğlu, Özel ile görüşecek mi?
ABD'li senatör, İsrail'e desteğe tepki gösterdi
"Artık yeter!"
6 gündür haber alınamıyordu, itfaiye içeri girince şaşırdı
Derin uykudan uyandı!
İsrail devlet televizyonu duyurdu
Ordu yakında Refah'a girecek!
'Orijinalini paylaşıyorum ki ahlaksızlığınız görülsün'
Montajlı fotoğraf polemiği
THY uçağı kalkışını erteledi
İlber Ortaylı uçakta rahatsızlandı
Bu fuara sıradan insanlar gelmiyor!
Avrupa'nın en büyük boya fuarı Türkiye'de
Elon Musk'ın işi zor
Batmamak için fiyat kırdı
Özel'den 'erken seçim' sorusuna yanıt
'Seçmene saygısızlık olur'
Trabzonspor'un eski başkanı vefat etti
Evinde ölü bulundu
Bakan'ın sözlerine tepki gösterdi
'Tam bir Düyûn-ı Umûmiye sistemi'
İlk 3 ayda harcamaları yüzde 120 arttı
CHP: Tasarruf Saray'dan başlasın
Pentagon'dan Irak'a: Bölgedeki ABD güçlerini koru
Hem işgalci, hem koruma istiyor!
Adalet Bakanı mesajı verdi
'DEM Parti kapatılabilir'
Fanatik Yahudiler Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi
Bilinçli olarak gerginliği tırmandırıyorlar
'Saray' ziyareti öncesi kritik randevu
Kılıçdaroğlu, Özel ile görüşecek mi?
ABD'li senatör, İsrail'e desteğe tepki gösterdi
"Artık yeter!"
6 gündür haber alınamıyordu, itfaiye içeri girince şaşırdı
Derin uykudan uyandı!
İsrail devlet televizyonu duyurdu
Ordu yakında Refah'a girecek!
'Orijinalini paylaşıyorum ki ahlaksızlığınız görülsün'
Montajlı fotoğraf polemiği
THY uçağı kalkışını erteledi
İlber Ortaylı uçakta rahatsızlandı
Bu fuara sıradan insanlar gelmiyor!
Avrupa'nın en büyük boya fuarı Türkiye'de
Elon Musk'ın işi zor
Batmamak için fiyat kırdı
Özel'den 'erken seçim' sorusuna yanıt
'Seçmene saygısızlık olur'
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.