Şimdi bir kurgu yapalım. Gerçi bu kurgu artık büyükşehirlerin hemen her mahallesinde yaşanılıyor ama biz yine de şahsımıza özel bir kurgu yapalım ve samimiyetle cevap verelim.
Bildiğiniz bir sokak ve orada pusu kurmuş üç, beş tinerci veya hırsız vs. var. O gölgeden geçen herkese illaki az veya çok zarar veriyorlar.
Şimdi soru şu: Alternatif yolunuz varsa bu sokaktan bile bile geçer misiniz? Lütfen samimiyetle cevap verin.
Şimdi kurguyu biraz daha büyütelim; bir vadide veya dağlık, ormanlık alanda PKK'lı, PYG'li veya IŞİD'li teröristlerin varlığını biliyorsun? Peki, o bölgeden geçer misin?
Samimi olan herkes bu sorulara cevap olarak, "Hayır, ben kafayı mı yedim ki bile bile canımı, malımı tehlikeye atayım" der. Öyle değil mi?
Şimdi asıl soru: ALLAH (c.c) VE RESULÜ (s.a.v) İLE SAVAŞMAYI KİM GÖZE ALIR? ALLAH VE RESULÜ İLE SAVAŞABİLİR MİSİNİZ?
Şaşırdınız mı? Bugün milletimizin tamamına yakını Allah ve Resulüne savaş açmış veya açmak zorunda bırakılmış vaziyette. Gerçek şu ki, Allah ve Resulü ile savaştırılıyoruz. Bu savaşın mutlak galibi bellidir. Mutlak kaybedeni de bellidir.
Faizden bahsediyorum. Faiz almak, vermek Allah ve Resulüne karşı açılmış bir savaştır. Bu benim tespitim filan değil. Allah ve Resulünün hükmüdür.
"Faizi yemeyiniz." (Al-i İmran: 130)
"Allah alışverişi helâl, faizi haram kılmıştır." (Bakara: 275)
"Yok, eğer faizi terk etmezseniz, bunun Allah'a ve peygamberine açılmış bir savaş olduğunu bilin. Eğer faiz almaktan tövbe ederseniz, anaparanız yine sizindir. Böylece ne kimseye haksızlık etmiş ne de haksızlığa uğramış olursunuz." (Bakara: 279)
Resul-i Ekrem (s.a.v): "Allah faizi yiyeni, yedireni, şahitlerini ve kâtibini lânetlemiştir." (Tirmizi)
"Faizde alan da, veren de eşittir." (Günaha ortaklar) buyurmaktadır. (Müslim)
Ama efendim ne yapalım! Geçinemiyoruz, adeta faize (bankalara) mahkûm ettiler, vs. diyenler olabilir.
Birincisi şunu söyleyeyim; bizler millet olarak özellikle milli ve manevi konulardaki 'ama' diye başlayan cümleler yüzünden hep kaybettik ve kaybediyoruz.
İkincisi Allah (c.c) bir şeyi yasaklamışsa onun alternatifi yani helali olduğu için, kullarını helal olana, meşru olana yönlendirmek için yasaklamıştır. Zaten yukarıdaki ve daha birçok ayeti kerimede, bu ifade edilmiştir.
Faizin insanımıza ve insanlığa verdiği maddi ve manevi zararları, faizden beslenenleri az, çok biliyor ve bizzat yaşıyorsunuz (yaşıyoruz).
Dünden bugüne camilerde faiz hakkında binlerce hutbe dinlemişsinizdir. Hocalar faizi anlatır. Din adına öne çıkan gazeteler, siyasetçiler, cemaatler vs. faizi en şiddetli cümlelerle anlatır, insanımızı korkutur.
Ama iş faizden kurtuluş yolu nedir, faizsiz bir sistem var mıdır, noktasına gelince hepsi susar.
İmam Ali'nin (k.v) bir sözü var: "Benim belimi dinsiz dindarlar kırdı" der. Bu milletin belini de dinsiz dindarlar kırdı. Astılar, kesitiler, biçtiler ve insanımızı çırılçıplak ortada bıraktılar.
Faizden en büyük payı ise siyasetçiler alıyor. Evet, evet. En büyük gelir siyasetçilerindir. Ta geçmişten 2 binli yılların başına kadar 'adil düzen' söylemleri dinledik.
Adil düzen, nedir sorusunun cevabını 2003 yılında bizzat Sayın Erdoğan; "Adil düzen kapitalizmin minyatürüdür" diye verdi. Sayın Erdoğan bu cümlesinin devamında; "Faiz bir dünya gerçeğidir. Bunu kabul etmemiz lazım" diyerek adeta faizi meşrulaştırmıştır.
Bu gerçeğe (!) o günden bugüne baktığımızda maddi olarak devletimiz 707,2 milyar TL faiz ödemiş. (TÜRMOB 2003-2016 dönemi faiz raporundan) Vatandaşlar ise 2003 yılından 2016 yılı sonuna kadar ödediği faiz tutarı ise 321 milyar 617 milyon lira.
Ne demek bu rakamlar? Devletin 2018 bütçesinin bir bucuk katı parayı faize ödemişiz. Bu maddi kayıp. Ya manevi kayıp? Cevabı ayeti kerimede açık. Sonucu da net.
Oysa faizsiz bir ekonomi sistemi var. Yıllardır anlattık, anlatıyoruz. Dünya kabul etti, aldı, uyguluyor.
Sen ise Allah ve Resulü ile savaşı göze alıyorsun. Tercih senin.
Bildiğiniz bir sokak ve orada pusu kurmuş üç, beş tinerci veya hırsız vs. var. O gölgeden geçen herkese illaki az veya çok zarar veriyorlar.
Şimdi soru şu: Alternatif yolunuz varsa bu sokaktan bile bile geçer misiniz? Lütfen samimiyetle cevap verin.
Şimdi kurguyu biraz daha büyütelim; bir vadide veya dağlık, ormanlık alanda PKK'lı, PYG'li veya IŞİD'li teröristlerin varlığını biliyorsun? Peki, o bölgeden geçer misin?
Samimi olan herkes bu sorulara cevap olarak, "Hayır, ben kafayı mı yedim ki bile bile canımı, malımı tehlikeye atayım" der. Öyle değil mi?
Şimdi asıl soru: ALLAH (c.c) VE RESULÜ (s.a.v) İLE SAVAŞMAYI KİM GÖZE ALIR? ALLAH VE RESULÜ İLE SAVAŞABİLİR MİSİNİZ?
Şaşırdınız mı? Bugün milletimizin tamamına yakını Allah ve Resulüne savaş açmış veya açmak zorunda bırakılmış vaziyette. Gerçek şu ki, Allah ve Resulü ile savaştırılıyoruz. Bu savaşın mutlak galibi bellidir. Mutlak kaybedeni de bellidir.
Faizden bahsediyorum. Faiz almak, vermek Allah ve Resulüne karşı açılmış bir savaştır. Bu benim tespitim filan değil. Allah ve Resulünün hükmüdür.
"Faizi yemeyiniz." (Al-i İmran: 130)
"Allah alışverişi helâl, faizi haram kılmıştır." (Bakara: 275)
"Yok, eğer faizi terk etmezseniz, bunun Allah'a ve peygamberine açılmış bir savaş olduğunu bilin. Eğer faiz almaktan tövbe ederseniz, anaparanız yine sizindir. Böylece ne kimseye haksızlık etmiş ne de haksızlığa uğramış olursunuz." (Bakara: 279)
Resul-i Ekrem (s.a.v): "Allah faizi yiyeni, yedireni, şahitlerini ve kâtibini lânetlemiştir." (Tirmizi)
"Faizde alan da, veren de eşittir." (Günaha ortaklar) buyurmaktadır. (Müslim)
Ama efendim ne yapalım! Geçinemiyoruz, adeta faize (bankalara) mahkûm ettiler, vs. diyenler olabilir.
Birincisi şunu söyleyeyim; bizler millet olarak özellikle milli ve manevi konulardaki 'ama' diye başlayan cümleler yüzünden hep kaybettik ve kaybediyoruz.
İkincisi Allah (c.c) bir şeyi yasaklamışsa onun alternatifi yani helali olduğu için, kullarını helal olana, meşru olana yönlendirmek için yasaklamıştır. Zaten yukarıdaki ve daha birçok ayeti kerimede, bu ifade edilmiştir.
Faizin insanımıza ve insanlığa verdiği maddi ve manevi zararları, faizden beslenenleri az, çok biliyor ve bizzat yaşıyorsunuz (yaşıyoruz).
Dünden bugüne camilerde faiz hakkında binlerce hutbe dinlemişsinizdir. Hocalar faizi anlatır. Din adına öne çıkan gazeteler, siyasetçiler, cemaatler vs. faizi en şiddetli cümlelerle anlatır, insanımızı korkutur.
Ama iş faizden kurtuluş yolu nedir, faizsiz bir sistem var mıdır, noktasına gelince hepsi susar.
İmam Ali'nin (k.v) bir sözü var: "Benim belimi dinsiz dindarlar kırdı" der. Bu milletin belini de dinsiz dindarlar kırdı. Astılar, kesitiler, biçtiler ve insanımızı çırılçıplak ortada bıraktılar.
Faizden en büyük payı ise siyasetçiler alıyor. Evet, evet. En büyük gelir siyasetçilerindir. Ta geçmişten 2 binli yılların başına kadar 'adil düzen' söylemleri dinledik.
Adil düzen, nedir sorusunun cevabını 2003 yılında bizzat Sayın Erdoğan; "Adil düzen kapitalizmin minyatürüdür" diye verdi. Sayın Erdoğan bu cümlesinin devamında; "Faiz bir dünya gerçeğidir. Bunu kabul etmemiz lazım" diyerek adeta faizi meşrulaştırmıştır.
Bu gerçeğe (!) o günden bugüne baktığımızda maddi olarak devletimiz 707,2 milyar TL faiz ödemiş. (TÜRMOB 2003-2016 dönemi faiz raporundan) Vatandaşlar ise 2003 yılından 2016 yılı sonuna kadar ödediği faiz tutarı ise 321 milyar 617 milyon lira.
Ne demek bu rakamlar? Devletin 2018 bütçesinin bir bucuk katı parayı faize ödemişiz. Bu maddi kayıp. Ya manevi kayıp? Cevabı ayeti kerimede açık. Sonucu da net.
Oysa faizsiz bir ekonomi sistemi var. Yıllardır anlattık, anlatıyoruz. Dünya kabul etti, aldı, uyguluyor.
Sen ise Allah ve Resulü ile savaşı göze alıyorsun. Tercih senin.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz / 20.04.2024
- Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam / 19.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan’ / 14.04.2024
- İktidarın İsrail laubaliliği / 13.04.2024
- Abanın altındaki 5 kişi / 12.04.2024
- Nasıl bir ayı geride bıraktık? / 11.04.2024
- İlahi emri yerine getirdiğimiz için bayram yapıyoruz / 10.04.2024
- Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam / 19.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan’ / 14.04.2024
- İktidarın İsrail laubaliliği / 13.04.2024
- Abanın altındaki 5 kişi / 12.04.2024
- Nasıl bir ayı geride bıraktık? / 11.04.2024
- İlahi emri yerine getirdiğimiz için bayram yapıyoruz / 10.04.2024