Yugoslavya'dan beter yaptılar
Mart 2011'de başlayan iç savaş Suriye'yi kabaca tam 7 parçaya ayırdı. Bu haliyle içinden 7 ülke çıkan Yugoslavya'dan çok daha beter durumda. Daha ince bir çalışma yapıldığında 185 bin 180 kilometrekarelik ülke üzerinde hak iddia edenlerin sayısı daha da artıyor!
30.07.2017 00:00:00
RECEP BAHAR/DERİN ANALİZ
2004 yılında resmen startı verilen Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) ve Aralık 2010'da başlatılan Arap Baharı, İslam dünyasında birçok ülkeyi harabeye çevirdi. Bu süreçte başkanın yüzde 90'dan fazla oy alarak iktidarını sürekli koruduğu, cılız rakiplerin o da göstermelik olarak mevcut başkanın karşısına çıkarıldığı 'Ortadoğu tarzı başkanlık sistemi' ile yönetilen Mısır, Suriye, Tunus, Libya ve Yemen hedef alındı. Krallık ve emirlikle yönetilen Suudi Arabistan, Katar, Umman, Birleşik Arap Emirlikleri, Ortadoğu'yu kasıp kavuran kasırgadan özel dalgakıranlar marifetiyle korumaya alındı! Bahreyn'deki özgürlük arayışı bizzat Batı'nın desteğiyle Suudi askerler tarafından engellendi. Bu tür rejimler için anlaşılan gelecekte ne bir bahar düşünülüyor!
Türkiye 'es' geçilmedi
İran ve Türkiye gibi demokratik seçimlerin yapıldığı ülkelerde 'iç ayaklanma' provaları yapıldı. İran'da reformcu gençler sahaya sürüldü, Türkiye'de ise terör örgütü PKK 2015'te Diyarbakır, Şırnak illerinin yanı sıra Nusaybin, Silopi, Yüksekova gibi Doğu ve Güneydoğu'nun bilinen ilçelerini ele geçirmeye çalıştı. Terörle netice alamayanlar bu kez FETÖ'yü devreye sokarak, darbe girişimiyle asırlık hedeflerine ulaşmaya çabaladı. Ancak fesat ve fitne kalkışmaları bu iki ülkede sonuç vermedi.
Arap Baharı'nı en hafif atlatan ülke Tunus oldu. Ülke pek karışmadı. Mısır'a bir tutam demokrasi sunuldu, serbest seçimler yapıldı, ABD'de eğitim almış Müslüman Kardeşler'in adayı Mursi cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturtuldu ancak ardından Mısır halkına İsrail ve Batı yanlısı cuntayı reva gördüler. Bu ülkede 2011'in başlarında Kahire'deki meşhur Tahrir Meydanı'ndaki demokrasi eylemlerini destekleyenler, enteresandır bugün cuntayı elleri acıyacak bir şekilde alkışlıyor.
Libya'ya gelince halk hareketleri ile emellerine ulaşamayanlar, NATO'yu devreye sokarak ülkeyi lime lime edip harabeye çevirdiler. Bugün Libya üç parçaya bölünmüş durumda.
Benzer bir oyun Yemen'de oynandı. Ülke Şii-Sünni hatlar boyunca ikiye ayrıldı.
En acımasız oyun Suriye'de
Küresel güçler en acımasız senaryoyu Suriye için yazmışlardı? Neden acaba? Cevabı çok basit: Suriye, Ortadoğu ülkeleri arasında en stratejik pozisyona sahip olanı? Akdeniz kıyısındabulunuyo; İsrail'e, Ürdün'e, Irak'a, Türkiye'ye, Hizbullah'ın etkili olduğu Lübnan'a komşu... Suriye'de söz sahibi olan bir ülkenin yukarıda zikredilen 5 ülkede de etkin olması mümkün. Onun için Libya'ya fazla ilgi göstermeyen ABD, Almanya ve Rusya, Suriye krizinde oyun kurucu olmaya çalışıyor. Fransa ise Libya'nın servetini yemenin hesabı içinde...
Suriye'nin tüm özelliklerinin kat be kat üstünde çok farklı bir niteliği daha var. Ülkenin tüm toprakları İsrail'in 'büyük ülküsü' Büyük İsrail'in yani Arz-ı Mevud'un sınırları içinde yer alıyor.
Deraa kriteri
Suriye'de bu yıl 9 Temmuz'da ilgin bir gelişme oldu. ABD ve Rusya, o gün ortak bir ateşkes kararı alarak Deraa'da silahları susturdu. Bu iki süper gücün 6 yıl 4.5 aydır devam eden Suriye krizinde uzlaşmaya vardığı en önemli gelişmeydi. Deraa'nın çok önemli bir özelliği var. Bir kere İsrail'e çok yakın. İki Ürdün'e de çok yakın. Üç, 15 Mart 2011'de Suriye'nin Arap Baharı Deraa'dan ateşlenmişti. Anlatılan hikâyeye göre, liseli gençler o gün okul duvarına 'kahrolsun rejim' yazmışlar, akabinde güvenlik güçlerince gözaltına alınıp işkenceden geçirilmişti. Dolayısıyla Deraa, bir zamanlar Esad rejiminden kurtulmanın eşanlamlısı konumundaydı.
Deraa'da ABD ile Rusya'nın vardığı anlaşmanın Suriye'nin diğer kentleri için hayata geçirilip geçirilmeyeceği belirsiz. Silahların Deraa'da yeniden konuşmaya başlayıp başlamayacağı da belirsiz. Zira Rusya, ateşkesi kontrol için bölgeye asker konuşlandırmak istiyor. ABD ise böyle bir şeyin müzakere masasında olduğunu söylüyor. Ancak ABD ile Rusya arasındaki ittifak derinleşirse, Suriye'nin farklı dış güçler tarafından kontrol edilen paramparça olmuş bir ülkeye dönüşeceği kesin! Böyle bir ülkede Esad'a Şam'ın yanı sıra Akdeniz sahilindeki birkaç kent kalacaktır.
Lime lime bir Suriye
Sonuç olarak Suriye haritasına bir daha bakalım. Ülkenin 7 parçaya ayrıldığı bir bakışta farkediliyor.
Parça 1: Başkent Şam ve ülkenin Akdeniz sahili tümüyle Esad güçlerinin denetiminde. Esad'ın elindekileri Rusya, İran ve Hizbullah ile paylaştığını da hatırlatalım.
Parça 2: Cerablus ve Elbab... Bu bölge Özgür Suriye Ordusu ve TSK denetiminde... Ancak alan olarak çok küçük... Bin 500 kilometrekare var yok.
Parça 3: Suriye'nin kuzeyinde PKK/YPG hâkimiyeti. Türkiye'nin Suriye ile olan sınırının 600 kilometreden fazla kısmı PKK/YPG'nin elinde. ABD'nin desteğindeki PKK/YPG'nin elindeki toprak parasının Esad'ın elindekinden fazla olduğunu söyleyebiliriz. En az 30 bin kilometrekare...
Parça 4: DEAŞ... Ülkenin doğusundaki Rakka'nın yanı sıra Palmira ve Deyr Zur'u elinde tutuyor. DEAŞ'ın elindeki toplam alan bin kilometrekare var yok.
Parça 5: Çatışmasızlık bölgesi. Ülkenin kuzeyinde İdlib ve Humus'ta Rusya ve Türkiye, Astana görüşmelerine binaen çatışmasızlık bölgeleri oluşturdu. Burada zaman zaman ateşkes ihlalleri yaşanıyor. ABD ve Rusya da Deraa'da böyle bir bölge tesis etti.
Parça 6: İsyancılar... Onlar irili ufaklı gruplar halinde birçok yerde bulunuyor. Aralarında El Nusra da var, Ahrar'uş Şam da... Halep'te de varlar, ülkenin güneyinde de...
Parça 7: Ülkenin yaklaşık yüzde 35'ini oluşturan ve az sayıda Bedevinin yaşadığı çöl arazi. Buranın şimdilik taliplisi yok!
2004 yılında resmen startı verilen Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) ve Aralık 2010'da başlatılan Arap Baharı, İslam dünyasında birçok ülkeyi harabeye çevirdi. Bu süreçte başkanın yüzde 90'dan fazla oy alarak iktidarını sürekli koruduğu, cılız rakiplerin o da göstermelik olarak mevcut başkanın karşısına çıkarıldığı 'Ortadoğu tarzı başkanlık sistemi' ile yönetilen Mısır, Suriye, Tunus, Libya ve Yemen hedef alındı. Krallık ve emirlikle yönetilen Suudi Arabistan, Katar, Umman, Birleşik Arap Emirlikleri, Ortadoğu'yu kasıp kavuran kasırgadan özel dalgakıranlar marifetiyle korumaya alındı! Bahreyn'deki özgürlük arayışı bizzat Batı'nın desteğiyle Suudi askerler tarafından engellendi. Bu tür rejimler için anlaşılan gelecekte ne bir bahar düşünülüyor!
Türkiye 'es' geçilmedi
İran ve Türkiye gibi demokratik seçimlerin yapıldığı ülkelerde 'iç ayaklanma' provaları yapıldı. İran'da reformcu gençler sahaya sürüldü, Türkiye'de ise terör örgütü PKK 2015'te Diyarbakır, Şırnak illerinin yanı sıra Nusaybin, Silopi, Yüksekova gibi Doğu ve Güneydoğu'nun bilinen ilçelerini ele geçirmeye çalıştı. Terörle netice alamayanlar bu kez FETÖ'yü devreye sokarak, darbe girişimiyle asırlık hedeflerine ulaşmaya çabaladı. Ancak fesat ve fitne kalkışmaları bu iki ülkede sonuç vermedi.
Arap Baharı'nı en hafif atlatan ülke Tunus oldu. Ülke pek karışmadı. Mısır'a bir tutam demokrasi sunuldu, serbest seçimler yapıldı, ABD'de eğitim almış Müslüman Kardeşler'in adayı Mursi cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturtuldu ancak ardından Mısır halkına İsrail ve Batı yanlısı cuntayı reva gördüler. Bu ülkede 2011'in başlarında Kahire'deki meşhur Tahrir Meydanı'ndaki demokrasi eylemlerini destekleyenler, enteresandır bugün cuntayı elleri acıyacak bir şekilde alkışlıyor.
Libya'ya gelince halk hareketleri ile emellerine ulaşamayanlar, NATO'yu devreye sokarak ülkeyi lime lime edip harabeye çevirdiler. Bugün Libya üç parçaya bölünmüş durumda.
Benzer bir oyun Yemen'de oynandı. Ülke Şii-Sünni hatlar boyunca ikiye ayrıldı.
En acımasız oyun Suriye'de
Küresel güçler en acımasız senaryoyu Suriye için yazmışlardı? Neden acaba? Cevabı çok basit: Suriye, Ortadoğu ülkeleri arasında en stratejik pozisyona sahip olanı? Akdeniz kıyısındabulunuyo; İsrail'e, Ürdün'e, Irak'a, Türkiye'ye, Hizbullah'ın etkili olduğu Lübnan'a komşu... Suriye'de söz sahibi olan bir ülkenin yukarıda zikredilen 5 ülkede de etkin olması mümkün. Onun için Libya'ya fazla ilgi göstermeyen ABD, Almanya ve Rusya, Suriye krizinde oyun kurucu olmaya çalışıyor. Fransa ise Libya'nın servetini yemenin hesabı içinde...
Suriye'nin tüm özelliklerinin kat be kat üstünde çok farklı bir niteliği daha var. Ülkenin tüm toprakları İsrail'in 'büyük ülküsü' Büyük İsrail'in yani Arz-ı Mevud'un sınırları içinde yer alıyor.
Deraa kriteri
Suriye'de bu yıl 9 Temmuz'da ilgin bir gelişme oldu. ABD ve Rusya, o gün ortak bir ateşkes kararı alarak Deraa'da silahları susturdu. Bu iki süper gücün 6 yıl 4.5 aydır devam eden Suriye krizinde uzlaşmaya vardığı en önemli gelişmeydi. Deraa'nın çok önemli bir özelliği var. Bir kere İsrail'e çok yakın. İki Ürdün'e de çok yakın. Üç, 15 Mart 2011'de Suriye'nin Arap Baharı Deraa'dan ateşlenmişti. Anlatılan hikâyeye göre, liseli gençler o gün okul duvarına 'kahrolsun rejim' yazmışlar, akabinde güvenlik güçlerince gözaltına alınıp işkenceden geçirilmişti. Dolayısıyla Deraa, bir zamanlar Esad rejiminden kurtulmanın eşanlamlısı konumundaydı.
Deraa'da ABD ile Rusya'nın vardığı anlaşmanın Suriye'nin diğer kentleri için hayata geçirilip geçirilmeyeceği belirsiz. Silahların Deraa'da yeniden konuşmaya başlayıp başlamayacağı da belirsiz. Zira Rusya, ateşkesi kontrol için bölgeye asker konuşlandırmak istiyor. ABD ise böyle bir şeyin müzakere masasında olduğunu söylüyor. Ancak ABD ile Rusya arasındaki ittifak derinleşirse, Suriye'nin farklı dış güçler tarafından kontrol edilen paramparça olmuş bir ülkeye dönüşeceği kesin! Böyle bir ülkede Esad'a Şam'ın yanı sıra Akdeniz sahilindeki birkaç kent kalacaktır.
Lime lime bir Suriye
Sonuç olarak Suriye haritasına bir daha bakalım. Ülkenin 7 parçaya ayrıldığı bir bakışta farkediliyor.
Parça 1: Başkent Şam ve ülkenin Akdeniz sahili tümüyle Esad güçlerinin denetiminde. Esad'ın elindekileri Rusya, İran ve Hizbullah ile paylaştığını da hatırlatalım.
Parça 2: Cerablus ve Elbab... Bu bölge Özgür Suriye Ordusu ve TSK denetiminde... Ancak alan olarak çok küçük... Bin 500 kilometrekare var yok.
Parça 3: Suriye'nin kuzeyinde PKK/YPG hâkimiyeti. Türkiye'nin Suriye ile olan sınırının 600 kilometreden fazla kısmı PKK/YPG'nin elinde. ABD'nin desteğindeki PKK/YPG'nin elindeki toprak parasının Esad'ın elindekinden fazla olduğunu söyleyebiliriz. En az 30 bin kilometrekare...
Parça 4: DEAŞ... Ülkenin doğusundaki Rakka'nın yanı sıra Palmira ve Deyr Zur'u elinde tutuyor. DEAŞ'ın elindeki toplam alan bin kilometrekare var yok.
Parça 5: Çatışmasızlık bölgesi. Ülkenin kuzeyinde İdlib ve Humus'ta Rusya ve Türkiye, Astana görüşmelerine binaen çatışmasızlık bölgeleri oluşturdu. Burada zaman zaman ateşkes ihlalleri yaşanıyor. ABD ve Rusya da Deraa'da böyle bir bölge tesis etti.
Parça 6: İsyancılar... Onlar irili ufaklı gruplar halinde birçok yerde bulunuyor. Aralarında El Nusra da var, Ahrar'uş Şam da... Halep'te de varlar, ülkenin güneyinde de...
Parça 7: Ülkenin yaklaşık yüzde 35'ini oluşturan ve az sayıda Bedevinin yaşadığı çöl arazi. Buranın şimdilik taliplisi yok!