Antik Türk dönemi ve Altın Elbiseli Adam

1969 yılında Kazakistan'ın başkenti Almatı yakınlarındaki Esik köyünde bir inşaat alanında 6 metre genişliğinde 60 metre uzunluğunda bir kurgan yani eski Türk mezarı bulunur. Türk kültür ve medeniyetinin en önemli buluntusu olarak kabul edilen ve aynı zamanda bir Türk hakanına ait olduğu anlaşılan "Altın Elbiseli Adam" Türk tarihinin de yeniden yazılmasını gerektirmiştir. 
Eski Türkler, kültür ve medeniyetten uzak yalnızca bozkırda göçebe olarak yaşayan, yağmacılıkla geçinen, çok iyi kılıç kullanan, atları evcilleştiren, at üstünde geriye doğru ok atma becerileri olan bir millet olarak tanıtılmıştı. Türklerin medeniyet, sanat, yazı ve edebiyat özellikleri inkâr edilerek hak etmediğimiz bir tarih algısı oluşturuldu. Sadece Yunan, Hint, Çin, Mısır, Mezopotamya medeniyetlerinin antik dünya medeniyetini temsil ettiği vurgulanarak Türkleri bu kategoriye almıyorlardı. Özellikle Yunan medeniyeti abartılı bir şekilde bize empoze ediliyordu. İşte Altın Elbiseli Adam bu olumsuz algıyı değiştirecek çok önemli argümanlar içeriyor.
Altın Elbiseli Adam 2500 yıl önce yapılmıştır. Üzerinde 10 bin adet altın plaka yer almaktadır. Altın plakalarla bezeli muhteşem mızraklı bir başlık, kılıç, hançer, çizme ve kamçı elbiseyi tamamlayan aksesuarlar olarak göz kamaştırıyor. Elbisenin üzerinde antik Türk motiflerinden dağ keçisi, at, geyik, koç, leopar ve kuş resimleri de altın dövme sanatıyla başarılı bir şekilde uygulanmıştır. Özellikle dağ keçisi figürleri çok çarpıcı olup aynı zamanda Göktürklerin damgası olarak kullanılmıştır. (Türkler Anadolu'ya gelince keçiyi unutmamış Akdeniz bölgesinin batısındaki yarımadaya Teke Yarımadası adı verilmiştir.)
Altın Elbiseli Adam kurganında çok dikkat çekici ezber bozan bir başka obje daha bulundu.  Sapı olmayan gümüş bir kepçe üzerindeki iki satır eski Türk yazısı. Orhun Kitabelerinden yaklaşık 1000 yıl önce de Türklerin yazıyı kullandıklarını ispat etmiştir. 1969 yılına kadar yani Altın Elbiseli Adam bulununcaya kadar tarihteki ilk Türk yazısının M.S 700 yıllarında Orhun Kitabelerinde kullanıldığı kabul ediliyordu. Gümüş kepçe üzerinde:
"aga sana acug! bez, çök / bugun içre pazua" yani "ağabey sana bu ocak, yabancıyı dize getir, yen / halkta yiyecek bol olsun" 
Bu iki satır için çok yorum yapılabilir ama benim aklıma ilk gelen "ağabey eğer bu ocağın yani ülkenin sana ait olmasını istiyorsan düşmanını ezerek dize getir. Halkın geçimini sağla, rahat ettir. Bunu yapmanın yolu da ekonomiyi düzeltmekten geçer." Alın size Milli Ekonomi Modeli. Prof. Dr. Haydar Baş, yıllarca bu anlama gelen binlerce cümle kurdu. Atalarımız bu hakikati kepçelere kevgirlere kazıdı da biz yine anlamamakta ısrar ediyoruz. Atalarımız; devlet politikasını, güvenlik politikasını ve ekonomi modelini gümüş bir kepçe üzerinde 2 satırla özetlemişler. 
Prof. Dr. Haydar Baş, tam bağımsız Türkiye için ulusal güvenliğimizin korunmasının ekonominin istikrarı ve gücünden kaynaklandığını hatırlatıyor. İşte bu sebeple Prof. Dr. Haydar Baş da ısrarla "halkta yiyecek bol olsun" diyor. 
"Halkta yiyeceğin bol olması" için 5000 TL asgari ücret, çocuk maaşı, vatandaşlık maaşı, öğrencilere, yaşlılara ve tüketim kabiliyetini yitirmiş toplumun geniş kesimlerine destek olunması gerektiğini savunuyor. "Halkta yiyecek bol olmazsa"  Bu ocak tütmez, boşanmalar artar, isyan olur, düzen dirlik olmaz. Ulusal güvenlik sağlanamaz.    
M.Ö 5000 yıllarında Altay-Ural dağlarında doğan muhteşem Türk kültürü, Orta Asya steplerinden dünyaya yayılmıştır. Güneyde Çin ve Hint uygarlıklarının en büyük rakibi olan Kuzey Türk uygarlığı, temsil ettiği üstünlükler sayesinde zaman içinde iki medeniyeti de mağlup etmeyi başarmıştır.
Kısacası Altın Elbiseli Adam ve üzerinde Türk harflerinin yer aldığı gümüş kepçe,  Orta Asya'da 2500 yıl önce yazısıyla, üstün ve harikulade sanatıyla, askeriyle,  devlet teşkilatı ve sosyalleşmiş halkıyla büyük Türk medeniyetinin varlığını ispat ediyor. Altın Elbiseli Adam, Türkleri aşağılamak ve yok saymak maksadıyla geçmişimizi, medeniyetten uzak sadece barbar yağmacılar olarak tanımlayanlara tokat gibi bir cevaptır.