Yaratılış gerçeğini ve sebebini unutan insanların tarih boyunca ortaya koydukları mücadelenin, duruşun özetidir bu başlık.
Bugün de insanlık aynı çizgide. Ahirete, hesap vereceğine inanan Müslümanlar da aynı çizgide. Hemen herkes araç olarak kullanacağı dünyalıkları amaç ve hedef edinmiş, o çizgide kendince kurallar koymuş ve o kurulları tatbik ediyor ve o kurullardan asla taviz vermeme gayretine giriyor.
Bugün ülkemizdeki, İslam coğrafyasındaki ve dünyadaki yokluğun, açlığın, adaletsizliğin ve savaşların temellerinden biri de budur.
Allah'ın (c.c.) nimetleri sınırsız olduğu halde insanlar paylaşım savaşlarına giriyor. Amaca giden her yolu meşru görüyor. Haliyle çok az bir kesim zenginleşirken çok büyük kitleler zayıf kalıyor, eziliyor, sömürülüyor.
Zengin kesimler öyle diyelim. Peki, maddi imkânları kısıtlı kesimler nasıl? Emin olun zengin kesimlerden daha hırslı, daha kural tanımaz, mal için her şeyini feda edebilecek karakter örnekleri sergiliyorlar.
Şu cinayetlere bakın, fuhuş rakamlarına bakın, hırsızlık, dolandırıcılık, aile içi şiddet vs. rakamlarına bakın! Hepsinin temelinde maddeye karşı olan hırsı, ihtiras ve ulaşma arzusunu göreceksiniz.
Bu noktada Prof. Dr. Haydar Baş Hocamı saygı ve hürmetle anmamız lazım. Çünkü insanlığa saklanan gerçeği haykırmış ve 'kaynakların sınırsız, ihtiyaçların sınırlı olduğunu' açıklamış, 'sınırsız olanın ise insanların arzu ve ihtirasları olduğu' gerçeğini ifade ederek insanca bir yaşam için gerekli formül ve şartları Milli Ekonomi Modeli eseriyle dünyaya duyurmuştur.
* * *
Bu noktada Müslümanları, 'bir lokma, bir hırka' çerçevesine sıkıştırmak isteyen kişi ve zihniyetler olmuş ve hâlâ bu zihniyetler aynı pompaya devam ediyor. Oysa bu iddia sahipleri bal, yağ, yat, kat arasında sefa sürüyor.
Dinimiz fakirlik dini değildir, fakirliği övmez. Ölçü bellidir; helal haram çizgisinde Müslüman güçlü olmalıdır, zengin olmalıdır. Takdir fakirlik ise işte o da sabır, hamd ve şükür halidir.
Dünya malı, zenginlik noktasında Eşrefoğlu Rumi hazretlerinin şu benzetmesi tam bir ölçüdür.
"Bu dünyada mal, mülk sahiplerinin hali, derin sularda yüzmekte olan gemiye benzer. Gemi suyun içinde olduğu müddetçe, su ne kadar derin ve çok olursa olsun gemiye zararı dokunmaz. Gemi hep yüzer.
Fakat su geminin içine girecek olursa, o zaman iş değişir ve gemi kısa sürede batabilir. Geminin emin adımlarla hedefe ulaşabilmesi için gemi daima suyun üstünde, su geminin içinde olmamalıdır.
İşte dünya malı da böyledir. Eğer o kişinin gönlüne dünya malı, sevgisi girerse zararlı olur. Çünkü onun girdiği yerde Allah sevgisi kalmaz.
Fakat kişinin içi hep Allah sevgisi ile dolu olur da, mal hep dışarıda kalırsa, yani gönlüne girmezse, ne kadar çok olursa olsun, ona zarar vermez.
Demek ki esas olan mal, mülk, servet sahibi olmamak değildir. Bilakis mal, mülk ve servet sevgisini gönle sokmamaktır?" (Müzekkin Nüfus, S: 99)
Bugün de insanlık aynı çizgide. Ahirete, hesap vereceğine inanan Müslümanlar da aynı çizgide. Hemen herkes araç olarak kullanacağı dünyalıkları amaç ve hedef edinmiş, o çizgide kendince kurallar koymuş ve o kurulları tatbik ediyor ve o kurullardan asla taviz vermeme gayretine giriyor.
Bugün ülkemizdeki, İslam coğrafyasındaki ve dünyadaki yokluğun, açlığın, adaletsizliğin ve savaşların temellerinden biri de budur.
Allah'ın (c.c.) nimetleri sınırsız olduğu halde insanlar paylaşım savaşlarına giriyor. Amaca giden her yolu meşru görüyor. Haliyle çok az bir kesim zenginleşirken çok büyük kitleler zayıf kalıyor, eziliyor, sömürülüyor.
Zengin kesimler öyle diyelim. Peki, maddi imkânları kısıtlı kesimler nasıl? Emin olun zengin kesimlerden daha hırslı, daha kural tanımaz, mal için her şeyini feda edebilecek karakter örnekleri sergiliyorlar.
Şu cinayetlere bakın, fuhuş rakamlarına bakın, hırsızlık, dolandırıcılık, aile içi şiddet vs. rakamlarına bakın! Hepsinin temelinde maddeye karşı olan hırsı, ihtiras ve ulaşma arzusunu göreceksiniz.
Bu noktada Prof. Dr. Haydar Baş Hocamı saygı ve hürmetle anmamız lazım. Çünkü insanlığa saklanan gerçeği haykırmış ve 'kaynakların sınırsız, ihtiyaçların sınırlı olduğunu' açıklamış, 'sınırsız olanın ise insanların arzu ve ihtirasları olduğu' gerçeğini ifade ederek insanca bir yaşam için gerekli formül ve şartları Milli Ekonomi Modeli eseriyle dünyaya duyurmuştur.
* * *
Bu noktada Müslümanları, 'bir lokma, bir hırka' çerçevesine sıkıştırmak isteyen kişi ve zihniyetler olmuş ve hâlâ bu zihniyetler aynı pompaya devam ediyor. Oysa bu iddia sahipleri bal, yağ, yat, kat arasında sefa sürüyor.
Dinimiz fakirlik dini değildir, fakirliği övmez. Ölçü bellidir; helal haram çizgisinde Müslüman güçlü olmalıdır, zengin olmalıdır. Takdir fakirlik ise işte o da sabır, hamd ve şükür halidir.
Dünya malı, zenginlik noktasında Eşrefoğlu Rumi hazretlerinin şu benzetmesi tam bir ölçüdür.
"Bu dünyada mal, mülk sahiplerinin hali, derin sularda yüzmekte olan gemiye benzer. Gemi suyun içinde olduğu müddetçe, su ne kadar derin ve çok olursa olsun gemiye zararı dokunmaz. Gemi hep yüzer.
Fakat su geminin içine girecek olursa, o zaman iş değişir ve gemi kısa sürede batabilir. Geminin emin adımlarla hedefe ulaşabilmesi için gemi daima suyun üstünde, su geminin içinde olmamalıdır.
İşte dünya malı da böyledir. Eğer o kişinin gönlüne dünya malı, sevgisi girerse zararlı olur. Çünkü onun girdiği yerde Allah sevgisi kalmaz.
Fakat kişinin içi hep Allah sevgisi ile dolu olur da, mal hep dışarıda kalırsa, yani gönlüne girmezse, ne kadar çok olursa olsun, ona zarar vermez.
Demek ki esas olan mal, mülk, servet sahibi olmamak değildir. Bilakis mal, mülk ve servet sevgisini gönle sokmamaktır?" (Müzekkin Nüfus, S: 99)
Akın Aydın / diğer yazıları
- Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz / 20.04.2024
- Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam / 19.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan’ / 14.04.2024
- İktidarın İsrail laubaliliği / 13.04.2024
- Abanın altındaki 5 kişi / 12.04.2024
- Nasıl bir ayı geride bıraktık? / 11.04.2024
- İlahi emri yerine getirdiğimiz için bayram yapıyoruz / 10.04.2024
- Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam / 19.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan’ / 14.04.2024
- İktidarın İsrail laubaliliği / 13.04.2024
- Abanın altındaki 5 kişi / 12.04.2024
- Nasıl bir ayı geride bıraktık? / 11.04.2024
- İlahi emri yerine getirdiğimiz için bayram yapıyoruz / 10.04.2024