Irak'ın kuzeyinde 25 Eylül'de yapılacağı ilan edilen bağımsızlık referandumu hakkında bugüne kadar birçok açıklamalar yapıldı. Ama hiçbirisi Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın 15 Haziran 2017'de gazetemizde yazdığı "Türkler Kürtlerle kardeştir" yazısında ifade ettiği gerçekler gibi olmadı. Referandum yapılmalı mı yapılmamalı mı, yapılırsa yaptırım uygulanmalı mı, uygulanmamalı mı tartışmalarından ziyade bugün asıl yapılması gereken fotoğrafın büyüğünü görmektir. Barzani üzerinden yürütülen gerçek kirli senaryoyu keşfedip, ona yönelik önlemler almaktır.
Yıllardır, özellikle de Birinci Dünya Savaşı sonrası, Hacı Bektaş-ı Veli'nin Anadolu ve Balkanlar'da temellerini attığı Türk milleti birlikteliğini bertaraf ederek, bölgemizi etnik temelli çatışmalara sürüklemek ve kan gölüne çevirmek istiyorlar. Prof. Dr. Baş, bu kirli planı gördüğü için yıllardır "birlik ve beraberlik" diyor, "Türk-Kürt kardeştir" diyor, "Aynı dedenin torunlarıyız" diyor, hatta "Bir kolumu kesseniz Kürt kanı, diğer kolumu kesseniz Türk kanı akar" diyor.
Yukarıda bahsettiğimiz makalesinde ise Sayın Baş, Türklerle Kürtlerin kardeşliğini siyaseten söylemediğini, bunun tarihi ve bilimsel bir gerçek olduğunu delilleriyle ifade ediyor:
"Yeni Mesaj gazetesindeki köşemizde bundan iki yıl önce Kürtlerin de Türk olduğunu detaylı bir şekilde delilleriyle ortaya koymuştuk. Bu konuda pek çok çalışma mevcut. Mesela Prof. Dr. M. Fahrettin Kırzıoğlu, 'Kürtlerin Türklüğü' isimli kitabında şu bilgileri yazar:
'M.Ö. 7'nci yüzyılda Orta Asya'nın doğusuna hâkim Hunlar (Hiyung-nu) kolundan gelip, Tanrıdağlar bölgesine yerleşerek burada Karluk ve Abdal/Haptal (Heptalit) adıyla tanınan Oğuzlara karşılık; Saka (İskit) birliği içindeki Oğuzların Karlıdağ/Yaylak bölgelerinde yaşayanlarına Kürt ve bunun benzeri adlar verilmiştir. Karluk/Abdal Urukları, Hunlar kolundan olup; Kürtler ise Sakalar (İskitler) topluluğundaki Yüce Dağlar bölgesinde yaşayan Oğuzlardandır.' Yani Kürtler ve Türkler Ural-Altay boyundan gelir; Oğuz boylarındandır. Ne hazin bir tecelli ki, asırlarca bir dedenin torunu olan Türkler ve Kürtler, dış güçlerin Güneydoğumuz üzerindeki hesabı nedeniyle düşman edildiler?"
Yahudi Barzani'nin bağımsızlık adımı, Kürdistan projesi, Kürt halkının kurtuluşu ve refahı için atılmış bir adım değildir, Sayın Baş'ın yıllardır altını çizdiği gibi, bu bir Büyük İsrail Devleti hareketidir, kendisine vatan arayan ABD'nin bir vatan projesidir.
Bugün ABD, İsrail ve onların yanında yer alan Batılı ülkeler; dün nasıl İngilizler Filistinlileri kandırarak birinci İsrail'in temellerini attılar, İsrail devletini kurdurdularsa, bugün de Barzani adımıyla Kürtleri kandırarak 2. İsrail'in temellerini atmaktadırlar.
Kandırılan Filistinlilerin ve Filistin coğrafyasının bugünkü durumu malum?
Prof. Dr. Baş'ın, "Eğer Kürt kardeşlerimiz bu oyunlara alet olurlarsa, Filistinlilerin kaderini yaşacaktır" uyarısı boşuna değil, tarihi bir gerçek? İbretle ders alınmalı?
Aynı sinsi proje, Irak üzerinde uygulanıyor, Suriye için temelleri atılıyor, İran için planlanıyor ama şunu asla unutmamak gerekir ki, Prof. Dr. Baş'ın ısrarla altını çizdiği gibi, "Asıl hedef Türkiye'dir." İşte bu noktada bütün bu sinsi planları bertaraf edecek olan temel proje, "Türkler Kürtlerle kardeştir, Kürtler Türk'tür, Oğuz boyundandır" vurgusudur ve bugün bunu sadece Prof. Dr. Haydar Baş yapıyor.
Sayın Baş yazısında, bu projeyi 100 yıl önce çöpe atan Mustafa Kemal Atatürk'ten de misal vermektedir: "Mustafa Kemal, etnik ayrımcılık ile başlatılmak istenen bölünme planlarını, Hacı Bektaş'ın izinden giderek, 'Türk, Kürt, Laz, Çerkez değil; Müslüman-Türk kimliği vardır' diyerek çöpe atmıştır."
Sayın Baş, Kürt kardeşlerimize ve devlet yetkililerimize şu tavsiyede bulunmaktadır:
"Ülkemizdeki Kürtler Müslüman ve çoğunlukla Alevi'dirler. Nasıl ki, Kobani'de bağımsızlık ilan etmek istediklerinde önleri kesildi ise; her dönemde işkencelere ve çilelere maruz bırakılmışlardır. Bu sebeple Yahudi Barzani'nin Büyük İsrail'e giden yolunda ayık olmaları ve kendilerini kullandırtmamaları gerekir. Tarih boyunca Doğu ve Güneydoğumuzda vuku bulan kardeş kavgalarının ana nedeni Anadolu'yu bölmektir ve bu gaye halen masadadır. O halde birliğini temin etmiş; düşmanların korktuğu, masumların sığındığı bir devlet, gayemiz olmalıdır."
Dün Sayın Baş'ın bu tür uyarılarını dikkate almadık, bugün itiraf ediyoruz ki "yine kandırıldık"; zararın neresinden dönersek kardır, bari bugün dikkate alalım da artık bundan sonra kandırılmayalım. Çünkü bu gidişin dönüşü yok.
Yıllardır, özellikle de Birinci Dünya Savaşı sonrası, Hacı Bektaş-ı Veli'nin Anadolu ve Balkanlar'da temellerini attığı Türk milleti birlikteliğini bertaraf ederek, bölgemizi etnik temelli çatışmalara sürüklemek ve kan gölüne çevirmek istiyorlar. Prof. Dr. Baş, bu kirli planı gördüğü için yıllardır "birlik ve beraberlik" diyor, "Türk-Kürt kardeştir" diyor, "Aynı dedenin torunlarıyız" diyor, hatta "Bir kolumu kesseniz Kürt kanı, diğer kolumu kesseniz Türk kanı akar" diyor.
Yukarıda bahsettiğimiz makalesinde ise Sayın Baş, Türklerle Kürtlerin kardeşliğini siyaseten söylemediğini, bunun tarihi ve bilimsel bir gerçek olduğunu delilleriyle ifade ediyor:
"Yeni Mesaj gazetesindeki köşemizde bundan iki yıl önce Kürtlerin de Türk olduğunu detaylı bir şekilde delilleriyle ortaya koymuştuk. Bu konuda pek çok çalışma mevcut. Mesela Prof. Dr. M. Fahrettin Kırzıoğlu, 'Kürtlerin Türklüğü' isimli kitabında şu bilgileri yazar:
'M.Ö. 7'nci yüzyılda Orta Asya'nın doğusuna hâkim Hunlar (Hiyung-nu) kolundan gelip, Tanrıdağlar bölgesine yerleşerek burada Karluk ve Abdal/Haptal (Heptalit) adıyla tanınan Oğuzlara karşılık; Saka (İskit) birliği içindeki Oğuzların Karlıdağ/Yaylak bölgelerinde yaşayanlarına Kürt ve bunun benzeri adlar verilmiştir. Karluk/Abdal Urukları, Hunlar kolundan olup; Kürtler ise Sakalar (İskitler) topluluğundaki Yüce Dağlar bölgesinde yaşayan Oğuzlardandır.' Yani Kürtler ve Türkler Ural-Altay boyundan gelir; Oğuz boylarındandır. Ne hazin bir tecelli ki, asırlarca bir dedenin torunu olan Türkler ve Kürtler, dış güçlerin Güneydoğumuz üzerindeki hesabı nedeniyle düşman edildiler?"
Yahudi Barzani'nin bağımsızlık adımı, Kürdistan projesi, Kürt halkının kurtuluşu ve refahı için atılmış bir adım değildir, Sayın Baş'ın yıllardır altını çizdiği gibi, bu bir Büyük İsrail Devleti hareketidir, kendisine vatan arayan ABD'nin bir vatan projesidir.
Bugün ABD, İsrail ve onların yanında yer alan Batılı ülkeler; dün nasıl İngilizler Filistinlileri kandırarak birinci İsrail'in temellerini attılar, İsrail devletini kurdurdularsa, bugün de Barzani adımıyla Kürtleri kandırarak 2. İsrail'in temellerini atmaktadırlar.
Kandırılan Filistinlilerin ve Filistin coğrafyasının bugünkü durumu malum?
Prof. Dr. Baş'ın, "Eğer Kürt kardeşlerimiz bu oyunlara alet olurlarsa, Filistinlilerin kaderini yaşacaktır" uyarısı boşuna değil, tarihi bir gerçek? İbretle ders alınmalı?
Aynı sinsi proje, Irak üzerinde uygulanıyor, Suriye için temelleri atılıyor, İran için planlanıyor ama şunu asla unutmamak gerekir ki, Prof. Dr. Baş'ın ısrarla altını çizdiği gibi, "Asıl hedef Türkiye'dir." İşte bu noktada bütün bu sinsi planları bertaraf edecek olan temel proje, "Türkler Kürtlerle kardeştir, Kürtler Türk'tür, Oğuz boyundandır" vurgusudur ve bugün bunu sadece Prof. Dr. Haydar Baş yapıyor.
Sayın Baş yazısında, bu projeyi 100 yıl önce çöpe atan Mustafa Kemal Atatürk'ten de misal vermektedir: "Mustafa Kemal, etnik ayrımcılık ile başlatılmak istenen bölünme planlarını, Hacı Bektaş'ın izinden giderek, 'Türk, Kürt, Laz, Çerkez değil; Müslüman-Türk kimliği vardır' diyerek çöpe atmıştır."
Sayın Baş, Kürt kardeşlerimize ve devlet yetkililerimize şu tavsiyede bulunmaktadır:
"Ülkemizdeki Kürtler Müslüman ve çoğunlukla Alevi'dirler. Nasıl ki, Kobani'de bağımsızlık ilan etmek istediklerinde önleri kesildi ise; her dönemde işkencelere ve çilelere maruz bırakılmışlardır. Bu sebeple Yahudi Barzani'nin Büyük İsrail'e giden yolunda ayık olmaları ve kendilerini kullandırtmamaları gerekir. Tarih boyunca Doğu ve Güneydoğumuzda vuku bulan kardeş kavgalarının ana nedeni Anadolu'yu bölmektir ve bu gaye halen masadadır. O halde birliğini temin etmiş; düşmanların korktuğu, masumların sığındığı bir devlet, gayemiz olmalıdır."
Dün Sayın Baş'ın bu tür uyarılarını dikkate almadık, bugün itiraf ediyoruz ki "yine kandırıldık"; zararın neresinden dönersek kardır, bari bugün dikkate alalım da artık bundan sonra kandırılmayalım. Çünkü bu gidişin dönüşü yok.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Churchill: Sadece Mustafa Kemal’i hesaba katmamışız / 19.03.2024
- Kriter ekonomiyse iktidarın şansı yok! / 16.03.2024
- Gazze’de soykırım ve bağımsızlığın önemi / 15.03.2024
- Milli kimliğimizi korumak için yeni anayasaya hayır / 13.03.2024
- ‘Memnun değilsen, mecbur değilsin’ / 12.03.2024
- Rahmet ve bereket ayına ulaştık / 09.03.2024
- Emekliler yılında emekli can çekişiyor / 08.03.2024
- Anketlere aldanmayın! / 06.03.2024
- Türk milleti ‘değişim’ istiyor / 05.03.2024
- 13 bin dolar kişi başı milli gelir nerede? / 02.03.2024
- Kriter ekonomiyse iktidarın şansı yok! / 16.03.2024
- Gazze’de soykırım ve bağımsızlığın önemi / 15.03.2024
- Milli kimliğimizi korumak için yeni anayasaya hayır / 13.03.2024
- ‘Memnun değilsen, mecbur değilsin’ / 12.03.2024
- Rahmet ve bereket ayına ulaştık / 09.03.2024
- Emekliler yılında emekli can çekişiyor / 08.03.2024
- Anketlere aldanmayın! / 06.03.2024
- Türk milleti ‘değişim’ istiyor / 05.03.2024
- 13 bin dolar kişi başı milli gelir nerede? / 02.03.2024