En son yapılan referandumda evet çıkması üzerine Türkiye, başkan tartışmaları üzerine oturdu.
İktidarın başkan adayı kim olmalı diyen pek göremiyoruz zira, iktidarın başkan adayı malum görünüyor.
Ama muhalefetin başkan adayı nasıl olmalıdır, kim olmalıdır tarzında pek çok konuşmayı görüyoruz.
Ha başkan olsun, ha başbakan, ha cumhurbaşkanı; Türkiye'de mesele baş yöneticinin "sıfatı" ve "yetkisi" değil.
Türkiye'de mesele tez meselesi; şunca yıldır çektiğimiz de, sorunlarımız da bu ülkenin emanet edildiği ellerin tezsizlikten kıvranması meselesi.
Türkiye'nin iyi konuşanlara değil, iyi fikirleri olanlara ihtiyacı var!
Peki, Türkiye'nin muhtaç düştüğü fikirler nelerdir?
Öncelikle, birlik; birlik bir vatanın devamı adına en çok öneme haiz olan şey.
Yunus Emre boşuna dememiş:
"Bölüşerek tok oluruz
Bölünerek yok oluruz" diye.
Bir birliğe ihtiyacımız var, çünkü ancak öylece üzerimizdeki planları def edebiliriz.
Peki, ne etrafında birlik?
Kültürümüz etrafında, Müslüman Türk kimliği etrafında...
Bunu ortaya çıkaran Hacı Bektaş etrafında...
Bunu yıllar sonra kül olmuş bir hâlde olan vatanda hatırlatıp, yeniden var eden Mustafa Kemal Atatürk etrafında birlik...
Ayrıştırıcı olmanın gün ve yıllar boyu nam ve itibar kazandıran bir siyasi güç eldesi verdiği günümüzde, asırdan öte tutkal olan birliği, ancak devlet adamı kimliğine sahip bir siyaset adamı yapabilir.
Sonra, Türkiye'nin ekonomik pek çok sıkıntısı var.
Bize yapmadığını bırakmayan ülkelere, "nokta koyamamamızın" temel sebebi; ekonomide onların eline bakıyor olmamızdır.
İktisadımızı hür edecek bir fikre muhtacız.
Madenlerimizin talan olmasına itiraz edecek bir fikre muhtacız.
Madeni ecnebinin eline bırakırken, bu yurdun evladının ya aç ya da hacizlik oluşuna itiraz edecek bir fikre muhtacız.
Sonra Türkiye'nin terör meselesi var.
Kırk yıldır kapanmayan yaramız olan teröre, bunu Kürt meselesi görenler ile, asker-polis-kolluk kuvveti ile çözeriz diyenler ile iyice tuz basılıyor; kapanmayan yara her geçen gün daha bir açılıyor.
Bu konuda da, terörü ortaya çıkaran harici kuvvetleri görüp bölge halkına sahip çıkıp kendi safına çekerek; rahmetli Gaffar Okkan misali onlarla birlikte terör ile mücadele etme fikrine muhtacız, bunu yapar isek terör, yirmi dört saate bakar bitmek için.
Yani Türkiye'yi kendi içinde, kendi kültürü etrafında bir ve beraber edecek; dışarıdan bilenen dişleri koparacak, uzanan ellere silleyi vuracak, sinsice girmeye gayret gösterilen misyonerliğe de Atatürk misali postayı koyacak fikirlere ihtiyacımız var.
Bunları alt alta topladığımızda, Prof. Dr. Haydar Baş'tan gayri bir kimse daha çıkıyor ise, söyleyin, onu başkan edelim.
Ama yok; olmadı, olmayacak.
O yüzden, bu ülkede iktidarın da muhalefetin de peşinde giden halkın muhtaç olduğu ve ona fayda getirebilecek tek başkan, Prof. Dr. Haydar Baş!
Prof. Dr. Haydar Baş'ı başkan yapmak, Türkiye'nin son sapağıdır!
Karanlıktan aydınlığa çıkış için, yokluktan varlığa geçiş için, her şeyden öte evlada bir vatan bırakabilmek için bu sefer Prof. Dr. Haydar Baş diyelim!
İktidarın başkan adayı kim olmalı diyen pek göremiyoruz zira, iktidarın başkan adayı malum görünüyor.
Ama muhalefetin başkan adayı nasıl olmalıdır, kim olmalıdır tarzında pek çok konuşmayı görüyoruz.
Ha başkan olsun, ha başbakan, ha cumhurbaşkanı; Türkiye'de mesele baş yöneticinin "sıfatı" ve "yetkisi" değil.
Türkiye'de mesele tez meselesi; şunca yıldır çektiğimiz de, sorunlarımız da bu ülkenin emanet edildiği ellerin tezsizlikten kıvranması meselesi.
Türkiye'nin iyi konuşanlara değil, iyi fikirleri olanlara ihtiyacı var!
Peki, Türkiye'nin muhtaç düştüğü fikirler nelerdir?
Öncelikle, birlik; birlik bir vatanın devamı adına en çok öneme haiz olan şey.
Yunus Emre boşuna dememiş:
"Bölüşerek tok oluruz
Bölünerek yok oluruz" diye.
Bir birliğe ihtiyacımız var, çünkü ancak öylece üzerimizdeki planları def edebiliriz.
Peki, ne etrafında birlik?
Kültürümüz etrafında, Müslüman Türk kimliği etrafında...
Bunu ortaya çıkaran Hacı Bektaş etrafında...
Bunu yıllar sonra kül olmuş bir hâlde olan vatanda hatırlatıp, yeniden var eden Mustafa Kemal Atatürk etrafında birlik...
Ayrıştırıcı olmanın gün ve yıllar boyu nam ve itibar kazandıran bir siyasi güç eldesi verdiği günümüzde, asırdan öte tutkal olan birliği, ancak devlet adamı kimliğine sahip bir siyaset adamı yapabilir.
Sonra, Türkiye'nin ekonomik pek çok sıkıntısı var.
Bize yapmadığını bırakmayan ülkelere, "nokta koyamamamızın" temel sebebi; ekonomide onların eline bakıyor olmamızdır.
İktisadımızı hür edecek bir fikre muhtacız.
Madenlerimizin talan olmasına itiraz edecek bir fikre muhtacız.
Madeni ecnebinin eline bırakırken, bu yurdun evladının ya aç ya da hacizlik oluşuna itiraz edecek bir fikre muhtacız.
Sonra Türkiye'nin terör meselesi var.
Kırk yıldır kapanmayan yaramız olan teröre, bunu Kürt meselesi görenler ile, asker-polis-kolluk kuvveti ile çözeriz diyenler ile iyice tuz basılıyor; kapanmayan yara her geçen gün daha bir açılıyor.
Bu konuda da, terörü ortaya çıkaran harici kuvvetleri görüp bölge halkına sahip çıkıp kendi safına çekerek; rahmetli Gaffar Okkan misali onlarla birlikte terör ile mücadele etme fikrine muhtacız, bunu yapar isek terör, yirmi dört saate bakar bitmek için.
Yani Türkiye'yi kendi içinde, kendi kültürü etrafında bir ve beraber edecek; dışarıdan bilenen dişleri koparacak, uzanan ellere silleyi vuracak, sinsice girmeye gayret gösterilen misyonerliğe de Atatürk misali postayı koyacak fikirlere ihtiyacımız var.
Bunları alt alta topladığımızda, Prof. Dr. Haydar Baş'tan gayri bir kimse daha çıkıyor ise, söyleyin, onu başkan edelim.
Ama yok; olmadı, olmayacak.
O yüzden, bu ülkede iktidarın da muhalefetin de peşinde giden halkın muhtaç olduğu ve ona fayda getirebilecek tek başkan, Prof. Dr. Haydar Baş!
Prof. Dr. Haydar Baş'ı başkan yapmak, Türkiye'nin son sapağıdır!
Karanlıktan aydınlığa çıkış için, yokluktan varlığa geçiş için, her şeyden öte evlada bir vatan bırakabilmek için bu sefer Prof. Dr. Haydar Baş diyelim!
Hüseyin Taşkın / diğer yazıları
- Ölenden borç var doğana borç kalıyor / 08.06.2019
- Eğer başarı aranıyorsa / 10.04.2019
- Enflasyonu da bilmiyorsunuz ki! / 15.03.2019
- Büyük devrim / 14.03.2019
- Çözüm sahibi olmak / 05.03.2019
- Taklit edilmeye çalışılan parti BTP / 26.02.2019
- Hepimiz orada olmak durumundayız / 20.01.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a kim tuzak kurar? / 15.01.2019
- Yarın değil, bugün / 25.12.2018
- Ata’ya vefa borcumuz var / 23.10.2018
- Eğer başarı aranıyorsa / 10.04.2019
- Enflasyonu da bilmiyorsunuz ki! / 15.03.2019
- Büyük devrim / 14.03.2019
- Çözüm sahibi olmak / 05.03.2019
- Taklit edilmeye çalışılan parti BTP / 26.02.2019
- Hepimiz orada olmak durumundayız / 20.01.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a kim tuzak kurar? / 15.01.2019
- Yarın değil, bugün / 25.12.2018
- Ata’ya vefa borcumuz var / 23.10.2018