Dijital izimiz tehdit oluşturuyor
Uzmanlar, sosyal medya kullanımı başta olmak üzere, çeşitli nedenlerle internet ortamında oluşturduğumuz dijital izimizin, mahremiyetimizi ve güvenliğimizi tehdit edebileceğini söyledi
17.05.2018 00:00:00
Uzmanlar, geçen haftalarda ortaya çıkan 'facebook skandalı' ile tekrar gündeme gelen dijital iz ya da dijital parmak izi güvenliği konusunda kullanıcıları uyardı. Dijital izi, dijital mecralarda, sosyal sitelerde bir puzzle'nin parçaları gibi toplanan veriler ve dijital dünyadaki yapıp ettiklerimiz, izlerimiz, serüvenimiz şeklinde tanımlayan Erciyes Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. İbrahim Bilici, "Bu kayıtlardan hareketle tüketim eğilimlerimiz, dünya görüşümüz, beklentilerimiz, hedeflerimiz, araştırdığımız konular an ve an hızlı ve gayet ayrıntılı bir şekilde tespit ve takip edilebiliyor. Bu da bir tür mahremiyet ihlaline neden oluyor" dedi.
İnternet ortamında bir kez bile herhangi bir şifre oluşturulmasının dijital serüveni başlattığının altını çizen Bilici, insanların büyük çoğunluğunun ne dijital izden ne de dijital izin olumsuz getirilerinden haberdar olmadığını ifade etti. Bilici, "Ben verimi şifreyle bile olsa bir yere girdiğim andan itibaren artık o benim bilgisayarım ya da kullandığım dijital araçtan çıkıyor ve bir başkasının server'ına kaydedilmiş oluyor.
Dolayısıyla orada bir güvenlikten bahsetmek artık söz konusu değil. Ha Taksim'de çıkmışız megafonla bir şeyler söylemişiz, ha internette bir şeyler paylaşmışız arada hiçbir fark yok" diye konuştu.
Hesaplar kapansa da veriler silinmiyor
ERÜ Mühendislik Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Fehim Köylü ise, dijital izimizi ya da serüvenimizi süren 'büyük veri madenciliği' teknolojisinin, son yıllarda kullanıcıların lehine sonuçlar ortaya çıkardığını dile getirdi. Bunun son örneğinin, 'facebook skandalı' olduğunu kaydeden Köylü, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Facebook skandalında, Amerikan seçimlerini etkilemek amaçlı kişilere mikro pazarlama yapıldığı, daha sonra da Facebook'un bizim konuşmalarımızı kayıt altına aldığı ifade edildi. Bu bilgiler siyasi, sosyolojik her açıdan kullanılabilir. Daha önceki dönemlerde istihbarat örgütlerinin elindeydi, ancak toplanan veriler ticari amaçlar doğrultusunda da kullanılabiliyor. Büyük veri günümüz için büyük bir tehlike.
Bunun da kaçışı yok. Teknolojiyi kullanıyorsak sunan kişiler, verdiği hizmetin karşılığında bunları alıyorlar. Kayıt olmadan olmuyor, loglar, günlükler tutuluyor. Facebook hesabınızı kapasanız bile o bilgiler bir şekilde orada kalıyor. İnternetteki izinizden dolayı sonrasında gireceğiniz işte etkilenebiliyorsunuz."
'Yerli veri teknolojileri oluşturulmalı'
Büyük veri teknolojilerine karşı, yerli veri teknolojileri geliştirilmesinin önemine değinen Köylü, "Telefonlarımıza yüklediğimiz uygulamalara, uygulama yüklerken verdiğimiz izinlere dikkat etmeliyiz. Büyük veri teknolojisini kullanan yabancı ülkeler gibi bizler de bu teknolojileri etkin biçimde kullanmalıyız.
Bu alanda eğitimlerimiz artmalı, insanlarımız bilinçlendirilmeli. Geçen haftalarda 'fecabooksil' adında bir kampanya başlatıldı. Bu tür kampanyalar daha da ilerlerse bireysel olarak insanların haklarını ön plana çıkaracak alternatifler ortaya konulabilir" şeklinde önerilerde bulundu.
İHA
İnternet ortamında bir kez bile herhangi bir şifre oluşturulmasının dijital serüveni başlattığının altını çizen Bilici, insanların büyük çoğunluğunun ne dijital izden ne de dijital izin olumsuz getirilerinden haberdar olmadığını ifade etti. Bilici, "Ben verimi şifreyle bile olsa bir yere girdiğim andan itibaren artık o benim bilgisayarım ya da kullandığım dijital araçtan çıkıyor ve bir başkasının server'ına kaydedilmiş oluyor.
Dolayısıyla orada bir güvenlikten bahsetmek artık söz konusu değil. Ha Taksim'de çıkmışız megafonla bir şeyler söylemişiz, ha internette bir şeyler paylaşmışız arada hiçbir fark yok" diye konuştu.
Hesaplar kapansa da veriler silinmiyor
ERÜ Mühendislik Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Fehim Köylü ise, dijital izimizi ya da serüvenimizi süren 'büyük veri madenciliği' teknolojisinin, son yıllarda kullanıcıların lehine sonuçlar ortaya çıkardığını dile getirdi. Bunun son örneğinin, 'facebook skandalı' olduğunu kaydeden Köylü, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Facebook skandalında, Amerikan seçimlerini etkilemek amaçlı kişilere mikro pazarlama yapıldığı, daha sonra da Facebook'un bizim konuşmalarımızı kayıt altına aldığı ifade edildi. Bu bilgiler siyasi, sosyolojik her açıdan kullanılabilir. Daha önceki dönemlerde istihbarat örgütlerinin elindeydi, ancak toplanan veriler ticari amaçlar doğrultusunda da kullanılabiliyor. Büyük veri günümüz için büyük bir tehlike.
Bunun da kaçışı yok. Teknolojiyi kullanıyorsak sunan kişiler, verdiği hizmetin karşılığında bunları alıyorlar. Kayıt olmadan olmuyor, loglar, günlükler tutuluyor. Facebook hesabınızı kapasanız bile o bilgiler bir şekilde orada kalıyor. İnternetteki izinizden dolayı sonrasında gireceğiniz işte etkilenebiliyorsunuz."
'Yerli veri teknolojileri oluşturulmalı'
Büyük veri teknolojilerine karşı, yerli veri teknolojileri geliştirilmesinin önemine değinen Köylü, "Telefonlarımıza yüklediğimiz uygulamalara, uygulama yüklerken verdiğimiz izinlere dikkat etmeliyiz. Büyük veri teknolojisini kullanan yabancı ülkeler gibi bizler de bu teknolojileri etkin biçimde kullanmalıyız.
Bu alanda eğitimlerimiz artmalı, insanlarımız bilinçlendirilmeli. Geçen haftalarda 'fecabooksil' adında bir kampanya başlatıldı. Bu tür kampanyalar daha da ilerlerse bireysel olarak insanların haklarını ön plana çıkaracak alternatifler ortaya konulabilir" şeklinde önerilerde bulundu.
İHA