Bir takva kalmıştı kullanmadığınız

Takva kavramının mahiyetini tam anlamasak, yerine getiremesek de hepimizin duyduğu bir kavramdır ve genellikle maneviyatla ilgili kullanılır. Gerçekte ise hayatın tamamının adıdır takva, diye düşünüyorum. Çünkü takva samimiyettir, özveridir, benliğinden vazgeçebilmedir.
Evet, maneviyatta takva Allah'a (c.c.) samimiyetin ifadesidir. Rabbine karşı samimi olan bir insan, Rabbinin yarattığına (ki, mahlukatın tamamına) karşı samimiyetsiz olabilir mi? 
İnsan boyutunda düşündüğümüzde takvalı bir insan, samimi insandır. Yani yaptığın işte, sergilediğin tavırlarda, dost, arkadaş, aile içindeki söz, fiil ve hareketlerindeki samimiyetinin, doğruluğun, güvenirliliğinin adıdır takva, diye düşünüyorum. 
Maddi ve maneviyatında takva sahibi olan insanlar siyasetçi de olsa, sporcu da olsa, öğretmende olsa, manavda olsa vs. işlerini layıkıyla yaparlar. Bu yapıdaki insanlar, kendilerinden emindirler. Çıkar hesapları yapmazlar, hile, desise, gerçekleri karartma veya kimseden korkma, çekinme gibi dertleri yoktur. Emindirler. İnsanlarda bu kişilerden emindir ve de sevsin, sevmesin bu kişilere güvenirler. 
Şimdilerde takva siyasetin gündemine girdi. Sayın Erdoğan, AKP Ümraniye İlçe kongresi öncesi kendini bekleyen kalabalığa konuştu. Erdoğan, "Kimin takva ittikası Allah'a daha yakınsa en üstün o. Bundan taviz var mı? Bizim inancımızda durum bu. Başkaları bizi ilgilendirmez. Biz yaratılanı yaratandan ötürü seveceğiz. Birbirimizi kırmayacağız. Bizde fitne, fesat yok. Gurur, kibir bizde olmayacak. Bize tevazu yakışır. Ve AK Parti tevazuuyla bugünlere geldi. Böyle de yürüyeceğiz." dedi. 
Emin olun bu sözlerin fiiliyatta olmasını çok arzu ederdim. Çünkü Türkiye'nin buna ihtiyacı var. Ama gerçekler çok farklı. Nasıl yani, diyecek olursanız, örnek vereyim.
Erdoğan; 'AKM'yi yıktık. Çatlasınlar, patlasınlar.' Ama 'gurur, kibir bizde olmayacak'
demiştiniz.
* * *
Ekonomiden sorumlu Mehmet Şimşek; "Fırtına yaklaşıyor, önlem alacağız, borçlar yönetilemiyor, en büyük sorunumuz cari açık ve enflasyon, maalesef yatırımlarda inşaatın payı çok yüksek, demokratik kaliteyi artırmak ve hukuk sistemini iyileştirmek zorundayız, faizlerin yükseleceği bir döneme giriyoruz, mümkünse borç almayın, enflasyonun en büyük sebebi liradaki değer kaybı" gibi ülkemizin ekonomik olarak getirdikleri vahim durumun bir kısmından bahsetti.
Yani Mehmet Şimşek doğruların bir kısmını söyledi. Sayın Erdoğan ise "Bazı arkadaşların ülkemizdeki ekonomik durumun sıkıntılı olduğuna dair açıklamalar yapacak kadar yanlışın içinde düştüklerini görmek bizi üzmüştür? Bir insan kendi ayağına kurşun sıkar mı?" dedi.
İyi ama ya takva! 
* * *
AKP milletvekili Mehmet Metiner yaptığı açıklamalarda beni de şaşırttı. Özetle, İktidar hepimizi değiştirdi, güç, para hepimizi zehirledi. Fakir fukaradan mütevazılık bekliyoruz. Garip gureba görüşmek için kapımıza geliyor, bir mazeret uydurup gönderiyoruz ama zengin biri gelirse kapıda karşılıyoruz."
Sayın Erdoğan, Metiner'e de, 'insan kendi ayağına sıkar mı' diye seslenerek 'bu arkadaşlar hakkında gerekli işlem yapılacağını, ifade etti. Haliyle ben yine 'ama takva' diye sormak zorunda kalıyorum.   
* * *
"Ekonomide her kötülüğün anası faizdir. Fakiri daha fakir, zengini daha zengin yapar. Bunun da lobisi finans kuruluşlarıdır. Açık söylüyorum, devletin bankaları da bunun içindedir. Bunu er geç çözeceğiz." Bu sözleri Sayın Erdoğan söylüyor. 
Bu sözlerin birkaç saat sonrasında ise Başbakan Binali Yıldırım, KOBİ'lerin nakit ihtiyacını karşılamak amacıyla aylık 0,99 faiz oranıyla kredi vereceklerini açıkladı. Adını koydu Sayın Yıldırım; 'Nefes kredisi'
Şimdi düşünüyorum; Esnafımız % 7,4 büyüyen ekonomide nefes alamıyormuş ki, hükümet faizli nefes kredisi veriyor. Ekonomik büyümede dünya birincisiyiz. TAKVA? Ardından FAİZ-TAKVA kavramlarını ben bir türlü yan yana getiremiyorum. Getiren var mı? 
Not: Takva denince sakın birilerinin sakal boyuna, başındaki nevresim takımlarına, ayağındaki hangi hayvan derisinden olduğu belli olmayan terliklere, protokol tribününe çevirdikleri camilerdeki ön saflara veya uzun uzadıya kıldıkları namazlara kanmayın. 
Sözlerine ise hiç aldanmayın. Para ile olan ilişkilerine bakın. Yahudi ve Hıristiyanlara karşı duruşlarına bakın. Kelime-i şahadet getirenlere karşı duruşlarına bakın. Mezhebi, meşrebi farklı olan Müslümanlara karşı duruşlarına bakın. Atatürk'e karşı duruşlarına bakın. Asıl kimliklerini göreceksiniz?