Hayvancılıkta sınırsız ithalatla rekora koşuyoruz sevgili okurlar. Her şeyin de bir sınırı ve kuralı var diyeceksiniz ama bu işte sınır da yok kural da... Son 5 yılda canlı hayvan ve et ithalatına 4 milyar dolar paramız gitmiş. Gitmiş de ne olmuş hayvansal üretimde bir artış mı olmuş, ithalat mı durmuş! Hayır, tam aksine ithalata tam gaz devam etmişiz.
Hükümet tarıma yeni bir bakış açısı getirmek adına "Milli Tarım" adı altında yeni bir projeye imza attı. Bu projede Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, bu yıl ilk kez genç çiftçilere yönelik hibe programı başlattı.
Ama gelin görün ki bu proje de Türk çiftçisinden ziyade yabancı çiftçileri destekler mahiyette. "Genç çiftçileri destekliyoruz" diye proje uygularken, aslında hayvan ithal ederek başka ülke çiftçilerine destek sağlanıyor.
Tarım yazarı Ali Ekber Yıldırım'ın bu konudaki yorumu: "Genç Çiftçi Hibe Destek Programı için devletin 2016 yılı için ayırdığı kaynak 450 milyon lira. Hibeden yararlanmak isteyenlerin çok büyük bölümü hayvancılık projesi ile başvurdu. Devlet proje sahiplerine vermek üzere bugüne kadar 40 bin baş canlı hayvan ithal etti. Karşılığında 130 milyon lira ödendi.
"Genç çiftçileri destekliyoruz" diye proje uygularken, aslında hayvan ithal ederek başka ülke çiftçilerine destek sağlanıyor. Oysa bu hayvanları Türkiye'de yetiştirecek çiftçimiz var. Toprağımız var. İklimimiz uygun. Ama nedense ithalat kolaylığı seçiliyor. Böyle olunca tarımda küçülme kaçınılmaz oluyor.
Sadece genç çiftçiler için değil, genel olarak hayvan ithalatı rekor düzeye ulaştı. Yılbaşından 12 Aralık 2016'ya kadar 60 bin baş damızlık sığır ithalatı için 156 milyon Avro yani 560 milyon lira ödendi. Damızlık sığır ithalatı için yurt dışına giden para, anaç hayvan desteği ile aynı. Devlet, kendi üreticisine verdiği destek kadar bir parayı ithalata ödedi.
Asıl çarpıcı rakamlar besilik canlı hayvan ithalatında. 2015 yılında 154 bin baş besilik dana ithalatı yapılırken 2016'da 12 Aralık'a kadar 342 bin baş besilik hayvan ithal edildi. Ödenen döviz 325 milyon dolar.
Yağlı tohumlar, bitkisel yağlar, yem hammaddesi başta olmak üzere milyarlarca dolar ödeyerek ithal ettiğimiz tarım ürünlerini kendi ülkemizde üretebilsek, tarımda küçülmede değil, büyümede rekorlar kırarız."
Evet sevgili okurlar tarım ve hayvancılıkta ithal cenneti bir ülke olduğumuz ayan beyan ortada. Bu ithal kafa ile ne tarım düzelir ne de ekonomi. Üretmeyen milletler eninde ve sonunda onun-bunun oyuncağı olurlar ve en nihayetinde karnını doyuracak ekmeği dahi bulamaz hale gelirler.
Bu ülkenin her yıl 1 milyar dolar buğday ithal etmesi ne demektir, Allah aşkına... Sadece buğday örneğini veriyorum sevgili okurlar. Buğday ekecek toprak mı yok bu ülkede, ya da verimsiz mi topraklarımız?
Niçin her yıl 20 milyar doların üzerinde ithal tarım ürünleri getiririz bu ülkeye. Biz bu tarım ürünlerini üretip dünyaya satamaz mıyız? Biz kafası çalışmayan, üretemeyen bir millet miyiz? Tarımla bu ülkeyi kalkındırıp zenginleştiremez miyiz?
Evet sevgili okurlar her şeyden evvel bu ülkeye yerli ve milli kafalar lazım... Bu toprakların sesi olan lidere, Prof. Dr. Haydar Baş'a kulak verdiğimiz gün yüzümüzün güldüğü gün olacaktır.
Hükümet tarıma yeni bir bakış açısı getirmek adına "Milli Tarım" adı altında yeni bir projeye imza attı. Bu projede Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, bu yıl ilk kez genç çiftçilere yönelik hibe programı başlattı.
Ama gelin görün ki bu proje de Türk çiftçisinden ziyade yabancı çiftçileri destekler mahiyette. "Genç çiftçileri destekliyoruz" diye proje uygularken, aslında hayvan ithal ederek başka ülke çiftçilerine destek sağlanıyor.
Tarım yazarı Ali Ekber Yıldırım'ın bu konudaki yorumu: "Genç Çiftçi Hibe Destek Programı için devletin 2016 yılı için ayırdığı kaynak 450 milyon lira. Hibeden yararlanmak isteyenlerin çok büyük bölümü hayvancılık projesi ile başvurdu. Devlet proje sahiplerine vermek üzere bugüne kadar 40 bin baş canlı hayvan ithal etti. Karşılığında 130 milyon lira ödendi.
"Genç çiftçileri destekliyoruz" diye proje uygularken, aslında hayvan ithal ederek başka ülke çiftçilerine destek sağlanıyor. Oysa bu hayvanları Türkiye'de yetiştirecek çiftçimiz var. Toprağımız var. İklimimiz uygun. Ama nedense ithalat kolaylığı seçiliyor. Böyle olunca tarımda küçülme kaçınılmaz oluyor.
Sadece genç çiftçiler için değil, genel olarak hayvan ithalatı rekor düzeye ulaştı. Yılbaşından 12 Aralık 2016'ya kadar 60 bin baş damızlık sığır ithalatı için 156 milyon Avro yani 560 milyon lira ödendi. Damızlık sığır ithalatı için yurt dışına giden para, anaç hayvan desteği ile aynı. Devlet, kendi üreticisine verdiği destek kadar bir parayı ithalata ödedi.
Asıl çarpıcı rakamlar besilik canlı hayvan ithalatında. 2015 yılında 154 bin baş besilik dana ithalatı yapılırken 2016'da 12 Aralık'a kadar 342 bin baş besilik hayvan ithal edildi. Ödenen döviz 325 milyon dolar.
Yağlı tohumlar, bitkisel yağlar, yem hammaddesi başta olmak üzere milyarlarca dolar ödeyerek ithal ettiğimiz tarım ürünlerini kendi ülkemizde üretebilsek, tarımda küçülmede değil, büyümede rekorlar kırarız."
Evet sevgili okurlar tarım ve hayvancılıkta ithal cenneti bir ülke olduğumuz ayan beyan ortada. Bu ithal kafa ile ne tarım düzelir ne de ekonomi. Üretmeyen milletler eninde ve sonunda onun-bunun oyuncağı olurlar ve en nihayetinde karnını doyuracak ekmeği dahi bulamaz hale gelirler.
Bu ülkenin her yıl 1 milyar dolar buğday ithal etmesi ne demektir, Allah aşkına... Sadece buğday örneğini veriyorum sevgili okurlar. Buğday ekecek toprak mı yok bu ülkede, ya da verimsiz mi topraklarımız?
Niçin her yıl 20 milyar doların üzerinde ithal tarım ürünleri getiririz bu ülkeye. Biz bu tarım ürünlerini üretip dünyaya satamaz mıyız? Biz kafası çalışmayan, üretemeyen bir millet miyiz? Tarımla bu ülkeyi kalkındırıp zenginleştiremez miyiz?
Evet sevgili okurlar her şeyden evvel bu ülkeye yerli ve milli kafalar lazım... Bu toprakların sesi olan lidere, Prof. Dr. Haydar Baş'a kulak verdiğimiz gün yüzümüzün güldüğü gün olacaktır.
Adem Birinci / diğer yazıları
- Ali'nin Hendek’teki darbesi / 28.11.2023
- Kisa hadisi ve Ehl-i Aba / 25.11.2023
- Huzur hakkı ve çoklu maaş / 17.11.2023
- Zilzal Suresi / 26.10.2023
- Bu ülke insanı intihar edemez / 24.10.2023
- Taif ya da zulüm ve merhamet / 06.10.2023
- Boykot / 04.10.2023
- Hz. Fatıma anamızın nuru / 27.09.2023
- Âlemler nura gark oldu Muhammed doğduğu gece / 26.09.2023
- Ebu Leheb (Ateşin Babası) / 04.09.2023
- Kisa hadisi ve Ehl-i Aba / 25.11.2023
- Huzur hakkı ve çoklu maaş / 17.11.2023
- Zilzal Suresi / 26.10.2023
- Bu ülke insanı intihar edemez / 24.10.2023
- Taif ya da zulüm ve merhamet / 06.10.2023
- Boykot / 04.10.2023
- Hz. Fatıma anamızın nuru / 27.09.2023
- Âlemler nura gark oldu Muhammed doğduğu gece / 26.09.2023
- Ebu Leheb (Ateşin Babası) / 04.09.2023