Bugün Cumuriyetimizin 94. yıldönümü?
Tüm milletimizin Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun.
Sevr şartlarının yeniden hortlatıldığı, ülkemizin dört bir yandan yeniden kuşatıldığı günümüzde; Mustafa Kemal Paşa ve onun etrafında kenetlenmiş olan ceddimizin tüm prangaları kırıp atmasıyla bağımsız bir devlet yapılanmasına kavuştuğumuz bu kutlu günde her zamankinden çok daha duyarlı bir şekilde bayram kutlamalıyız.
Marşlarla, bayraklarla, davullarla, zurnalarla, halaylarla?
Büyük bir coşkuyla?
Dostu sevindirir, düşmanı da çatlatır bir şekilde?
Dilerseniz, bundan tam 94 yıl önce bağımsız Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin temellerini atan Mustafa Kemal Atatürk'ün kendi ifadeleriyle Cumhuriyetin önemini anlamaya çalışalım:
"Az zamanda çok büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü, temeli Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyeti'dir. Bundaki başarıyı Türk milletinin ve onun değerli ordusunun bir ve beraber olarak kararlı bir şekilde yürümesine borçluyuz". (1933, Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri II, s. 272)
"Çağdaş bir cumhuriyet kurmak demek, milletin insanca yaşamasını bilmesi, insanca yaşamanın neye bağlı olduğunu öğrenmesi demektir". (Muhit Mecmuası, Sayı: 32, 1931, s. 7-8)
"Türk milletinin tabiat ve âdetlerine en uygun olan idare, cumhuriyet idaresidir". (1924, Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri III, s. 74)
"Bugünkü hükümetimiz, devlet örgütümüz doğrudan doğruya milletin kendi kendine, kendiliğinden yaptığı bir devlet örgütü ve hükümettir ki, onun ismi Cumhuriyettir. Artık hükümet ve hükümet mensupları kendilerinin milletten ayrı olmadıklarını ve milletin efendi olduğunu tamamen anlamışlardır". (1927, Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri II, s. 435)
"Benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır; fakat Türkiye Cumhuriyeti sonsuza dek yaşayacaktır. Ve Türk milleti güven ve mutluluğun kefili olan ilkelerle, uygarlık yolunda, tereddütsüz yürümeğe devam edecektir". (1926, Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri III, s. 80)
"Cumhuriyet yeni ve sağlam esaslarıyla, Türk milletini emin ve sağlam bir gelecek yoluna koyduğu kadar, asıl fikirlerde ve ruhlarda yarattığı güvenlik itibariyle, büsbütün yeni bir hayatın müjdecisi olmuştur". (1936, Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, s. 372)
"Türk ulusu büyüktür. Özgürlüğü ve barışı sever. Canı pahasına da olsa, Cumhuriyeti sonsuza kadar yaşatacak güçtedir. Ve yaşatacaktır? Cumhuriyet, etnik kökeni ne olursa olsun tüm yurttaşlarını Türk Ulusu çatı kimliğinde birleştirmiştir."
"Ey yükselen yeni nesil! İstikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz."
Türk milletinin Mustafa Kemal önderliğinde esaret zincirlerini kırarak bağımsızlığa kavuşmasını ve bu bağımsızlığı, halkın iradesine dayalı, otokontrolü olan Cumhuriyet'le koruma altına almasını hazmedemeyenler, değişik iftiralarla gerek Cumhuriyeti gerekse kurucusu Atatürk'ü karalamak istemişlerdir.
"Cumhuriyetin içki masasında kurulduğu" iftirası da bunlardan bir tanesidir.
Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, bu iftiraya şu şekilde cevap vermektedir:
"Mustafa Kemal Atatürk Cumhuriyet'in ilanına, içki masasında değil, Hünkar Hacı Bektaş-ı Veli'nin torunu Cemaleddin Çelebi ile Hacı Bektaş Dergahı'nda 3 gün boyunca süren görüşmesinin ardından karar vermiştir."
Cumhuriyetin kuruluş şartlarını küçümsemeye çalışanlara da şu cevabı vermiştir:
"O günün şartlarında Arap İslam âlemi darmadağın olmuş; Afrika'daki Müslümanlar İslam dünyasından çok uzakta kalmış. Böyle bir dönemde Osmanlı kuşatılıyor. İngilizler İstanbul'u, İtalyanlar, Fransızlar, Yunan her koldan Anadolu'yu işgal ediyor. Atatürk bunların hepsini def ediyor. Bazıları şimdi kalkıyor ve ideolojik bir dava ile bu insanı yargılıyor. Haydi, sen şu anda aynısını yap bakalım da görelim. Yapabilir misin, yapamazsın. O günün şartlarında Atatürk bu devleti onlara kabul ettirdi. Şimdi soruyorum Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kuruluşu Türk milletinin lehine mi, değil mi? Onun için yapılması gereken bir ve beraber olup milli ve manevi değerlerimize sahip çıkmaktır. Cumhuriyet bayramını bu duygularla kutlayacağız. Onun için evinize gittiğinizde bayrağımızı asacaksınız. Asmazsanız sonra gelir başka milletlerin askerleri kendi bayraklarını bizim evlerimize asarlar. Bunda hiç kuşkunuz olmasın. Bunun ne demek olduğunu çok iyi bilelim."
Prof. Dr. Baş'ın Cumhuriyetin önemini ve anlamını anlatan şu sözlerini de not almak lazım:
"Cumhuriyet, halkın iradesinin Meclis'e yansıdığı, egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğu rejimin adıdır."
"Cumhuriyet halkın kendini idare etmesi demektir. Siz eğer Cumhuriyeti kabul etmiyorsanız kendinizi de idare etmeyi kabul etmiyorsunuz demektir"
"Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kuruluşunda ve Atatürk'ün liderliği boyunca Türk milletinin birlik harcı olan inancımız reddedilmemiş, tam tersine yeni devlet ve cumhuriyet bu temel ile güçlendirilmiştir."
Bizler de diyoruz ki, bugün evde oturma zamanı değildir. Önce evlerimizi, işyerlerimizi bayraklarla donatalım, ardından da çoluğumuzu, çocuğumuzu alıp elimizde bayraklarla sokakları, meydanları şenlendirelim.
Dostlar sevinsin, düşmanlar çatlasın.
Bu vatanın sahiplerinin kim olduğu bilinsin.
Tüm milletimizin Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun.
Sevr şartlarının yeniden hortlatıldığı, ülkemizin dört bir yandan yeniden kuşatıldığı günümüzde; Mustafa Kemal Paşa ve onun etrafında kenetlenmiş olan ceddimizin tüm prangaları kırıp atmasıyla bağımsız bir devlet yapılanmasına kavuştuğumuz bu kutlu günde her zamankinden çok daha duyarlı bir şekilde bayram kutlamalıyız.
Marşlarla, bayraklarla, davullarla, zurnalarla, halaylarla?
Büyük bir coşkuyla?
Dostu sevindirir, düşmanı da çatlatır bir şekilde?
Dilerseniz, bundan tam 94 yıl önce bağımsız Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin temellerini atan Mustafa Kemal Atatürk'ün kendi ifadeleriyle Cumhuriyetin önemini anlamaya çalışalım:
"Az zamanda çok büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü, temeli Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyeti'dir. Bundaki başarıyı Türk milletinin ve onun değerli ordusunun bir ve beraber olarak kararlı bir şekilde yürümesine borçluyuz". (1933, Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri II, s. 272)
"Çağdaş bir cumhuriyet kurmak demek, milletin insanca yaşamasını bilmesi, insanca yaşamanın neye bağlı olduğunu öğrenmesi demektir". (Muhit Mecmuası, Sayı: 32, 1931, s. 7-8)
"Türk milletinin tabiat ve âdetlerine en uygun olan idare, cumhuriyet idaresidir". (1924, Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri III, s. 74)
"Bugünkü hükümetimiz, devlet örgütümüz doğrudan doğruya milletin kendi kendine, kendiliğinden yaptığı bir devlet örgütü ve hükümettir ki, onun ismi Cumhuriyettir. Artık hükümet ve hükümet mensupları kendilerinin milletten ayrı olmadıklarını ve milletin efendi olduğunu tamamen anlamışlardır". (1927, Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri II, s. 435)
"Benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır; fakat Türkiye Cumhuriyeti sonsuza dek yaşayacaktır. Ve Türk milleti güven ve mutluluğun kefili olan ilkelerle, uygarlık yolunda, tereddütsüz yürümeğe devam edecektir". (1926, Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri III, s. 80)
"Cumhuriyet yeni ve sağlam esaslarıyla, Türk milletini emin ve sağlam bir gelecek yoluna koyduğu kadar, asıl fikirlerde ve ruhlarda yarattığı güvenlik itibariyle, büsbütün yeni bir hayatın müjdecisi olmuştur". (1936, Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, s. 372)
"Türk ulusu büyüktür. Özgürlüğü ve barışı sever. Canı pahasına da olsa, Cumhuriyeti sonsuza kadar yaşatacak güçtedir. Ve yaşatacaktır? Cumhuriyet, etnik kökeni ne olursa olsun tüm yurttaşlarını Türk Ulusu çatı kimliğinde birleştirmiştir."
"Ey yükselen yeni nesil! İstikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz."
Türk milletinin Mustafa Kemal önderliğinde esaret zincirlerini kırarak bağımsızlığa kavuşmasını ve bu bağımsızlığı, halkın iradesine dayalı, otokontrolü olan Cumhuriyet'le koruma altına almasını hazmedemeyenler, değişik iftiralarla gerek Cumhuriyeti gerekse kurucusu Atatürk'ü karalamak istemişlerdir.
"Cumhuriyetin içki masasında kurulduğu" iftirası da bunlardan bir tanesidir.
Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, bu iftiraya şu şekilde cevap vermektedir:
"Mustafa Kemal Atatürk Cumhuriyet'in ilanına, içki masasında değil, Hünkar Hacı Bektaş-ı Veli'nin torunu Cemaleddin Çelebi ile Hacı Bektaş Dergahı'nda 3 gün boyunca süren görüşmesinin ardından karar vermiştir."
Cumhuriyetin kuruluş şartlarını küçümsemeye çalışanlara da şu cevabı vermiştir:
"O günün şartlarında Arap İslam âlemi darmadağın olmuş; Afrika'daki Müslümanlar İslam dünyasından çok uzakta kalmış. Böyle bir dönemde Osmanlı kuşatılıyor. İngilizler İstanbul'u, İtalyanlar, Fransızlar, Yunan her koldan Anadolu'yu işgal ediyor. Atatürk bunların hepsini def ediyor. Bazıları şimdi kalkıyor ve ideolojik bir dava ile bu insanı yargılıyor. Haydi, sen şu anda aynısını yap bakalım da görelim. Yapabilir misin, yapamazsın. O günün şartlarında Atatürk bu devleti onlara kabul ettirdi. Şimdi soruyorum Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kuruluşu Türk milletinin lehine mi, değil mi? Onun için yapılması gereken bir ve beraber olup milli ve manevi değerlerimize sahip çıkmaktır. Cumhuriyet bayramını bu duygularla kutlayacağız. Onun için evinize gittiğinizde bayrağımızı asacaksınız. Asmazsanız sonra gelir başka milletlerin askerleri kendi bayraklarını bizim evlerimize asarlar. Bunda hiç kuşkunuz olmasın. Bunun ne demek olduğunu çok iyi bilelim."
Prof. Dr. Baş'ın Cumhuriyetin önemini ve anlamını anlatan şu sözlerini de not almak lazım:
"Cumhuriyet, halkın iradesinin Meclis'e yansıdığı, egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğu rejimin adıdır."
"Cumhuriyet halkın kendini idare etmesi demektir. Siz eğer Cumhuriyeti kabul etmiyorsanız kendinizi de idare etmeyi kabul etmiyorsunuz demektir"
"Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kuruluşunda ve Atatürk'ün liderliği boyunca Türk milletinin birlik harcı olan inancımız reddedilmemiş, tam tersine yeni devlet ve cumhuriyet bu temel ile güçlendirilmiştir."
Bizler de diyoruz ki, bugün evde oturma zamanı değildir. Önce evlerimizi, işyerlerimizi bayraklarla donatalım, ardından da çoluğumuzu, çocuğumuzu alıp elimizde bayraklarla sokakları, meydanları şenlendirelim.
Dostlar sevinsin, düşmanlar çatlasın.
Bu vatanın sahiplerinin kim olduğu bilinsin.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Sandıktan ‘çözüm’ değil, ‘tepki’ çıktı / 02.04.2024
- Bu yerel seçimlerde değişime kapı açılacak! / 30.03.2024
- “Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz” / 29.03.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Sandıktan ‘çözüm’ değil, ‘tepki’ çıktı / 02.04.2024
- Bu yerel seçimlerde değişime kapı açılacak! / 30.03.2024
- “Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz” / 29.03.2024