Ülke olarak yaşanılan her günün, bir öncesinden daha karanlık, daha zor şartlarda yaşandığı, çok ama çok sıkıntılı günler geçirmekteyiz. Sadece ülkemiz değil aslında İslam âlemi ve insanlık ciddi bir çıkmaz içerisinde. İnsanlık ne hakkına razı, ne rızkına. Hep diğerinin kazanımları peşinde yani tam bir açlık halet-i ruhiyesi içerisinde ömür tüketmekte. İnsanlık diyorum çünkü şu an insani ve imani donanımlı bir topluluk ne ülkeler bazında ne de fertler bazında adeta yok gibi. Ara ki bulasın.
Elbette her zaman istikamet üzere bulunan ve kıyamete kadar da bulunacak olan istisna bir topluluk var. Hamd olsun olacak da inşaallah. Ancak kahir ekseriyet bâtıla, heva ve hevesine kapılmış ömür tüketmekteler.
Bugün özellikle İslam ülkelerinde daha doğrusu halkı Müslüman olan ülkelerdeki acizliğe bakın. Yöneticiler dış kontrollü, halk aciz ve korkak. Hakkını değişik bahanelerle ellerinden alıp kendi halklarına yedirmek için birleşmiş vahşi haçlı ordularına karşı sessiz ve korkak. Bu şekilde davranarak Cenab-ı Hakk'ın kendilerinden razı olacağını zannediyorlarsa büyük bir yanılgı içerisindeler.
Ya batılılarla birlikte olup İslam coğrafyasını bölüp parçalamaya piyon olanlara ne demeli. Onların durumu daha da vahim. Küçük bir dünya menfaatini ahiretlerine tercih etmeleri akıl ve imanla bağdaşmıyor.
Aslında gerçekleri anlayıp hak ve hakikatin görülmesi zor değil. Ölçüyü bilmek yeterlidir. Bu ölçü de bellidir: Kur'an ve Ehl-i Beyt? Bu gözlükle bakan her Müslüman takip ettiği liderin peşinden bilinçsizce koşmaz; gittiği yolun istikamet mi ya da sapmamı olduğunu bilir ve önlem alır. Bu, benim liderimin boyu şöyle, kaşı gözü böyle gibi anlamsız bahaneler üretmez. Kalp aynasından takip ettiği insanların kendini aydınlığa mı, karanlığa mı götüreceğini anlar ve kurtuluşa ulaşanlardan olur.
Sayılı nefes sermayesini kullandığımız şu fani dünyada göğsümüzü gere gere ahirette birlikte olabileceğimiz insanlarla birlikte olman en kârlı ticaret olacaktır.
Elbette her zaman istikamet üzere bulunan ve kıyamete kadar da bulunacak olan istisna bir topluluk var. Hamd olsun olacak da inşaallah. Ancak kahir ekseriyet bâtıla, heva ve hevesine kapılmış ömür tüketmekteler.
Bugün özellikle İslam ülkelerinde daha doğrusu halkı Müslüman olan ülkelerdeki acizliğe bakın. Yöneticiler dış kontrollü, halk aciz ve korkak. Hakkını değişik bahanelerle ellerinden alıp kendi halklarına yedirmek için birleşmiş vahşi haçlı ordularına karşı sessiz ve korkak. Bu şekilde davranarak Cenab-ı Hakk'ın kendilerinden razı olacağını zannediyorlarsa büyük bir yanılgı içerisindeler.
Ya batılılarla birlikte olup İslam coğrafyasını bölüp parçalamaya piyon olanlara ne demeli. Onların durumu daha da vahim. Küçük bir dünya menfaatini ahiretlerine tercih etmeleri akıl ve imanla bağdaşmıyor.
Aslında gerçekleri anlayıp hak ve hakikatin görülmesi zor değil. Ölçüyü bilmek yeterlidir. Bu ölçü de bellidir: Kur'an ve Ehl-i Beyt? Bu gözlükle bakan her Müslüman takip ettiği liderin peşinden bilinçsizce koşmaz; gittiği yolun istikamet mi ya da sapmamı olduğunu bilir ve önlem alır. Bu, benim liderimin boyu şöyle, kaşı gözü böyle gibi anlamsız bahaneler üretmez. Kalp aynasından takip ettiği insanların kendini aydınlığa mı, karanlığa mı götüreceğini anlar ve kurtuluşa ulaşanlardan olur.
Sayılı nefes sermayesini kullandığımız şu fani dünyada göğsümüzü gere gere ahirette birlikte olabileceğimiz insanlarla birlikte olman en kârlı ticaret olacaktır.
H. İbrahim TALAY / diğer yazıları
- Kısır politika ve milli siyaset / 31.05.2020
- Asıl zavallı kim? / 22.05.2020
- İstikamet / 08.05.2020
- Sahte kahramanlar / 28.04.2020
- Şehr-i emin ve liyakat / 04.02.2019
- Suç, ceza ve adalet / 20.01.2019
- Çözümün adresi belli / 08.05.2018
- Tren gecikmez raydan çıkar / 05.05.2018
- Kul hakkı ve Milli Ekonomi Modeli / 28.04.2018
- Yağmur duası ve Milli Ekonomi Modeli / 27.02.2018
- Asıl zavallı kim? / 22.05.2020
- İstikamet / 08.05.2020
- Sahte kahramanlar / 28.04.2020
- Şehr-i emin ve liyakat / 04.02.2019
- Suç, ceza ve adalet / 20.01.2019
- Çözümün adresi belli / 08.05.2018
- Tren gecikmez raydan çıkar / 05.05.2018
- Kul hakkı ve Milli Ekonomi Modeli / 28.04.2018
- Yağmur duası ve Milli Ekonomi Modeli / 27.02.2018