Meltem televizyonunun "Eko Analiz" programına konuk olan, Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş sadece ülkemizin ve bölgemizin değil bütün insanlığın içinde bulunduğu sıkıntıları, problemleri ve kavgaları hem tek tek ele alıyor ve hem de derin ve engin bir vukufiyetle çıkış yolları, çareler ve çözümler sunuyor. 13 Mart Cumartesi Manisa'da gerçekleştirilen Harun Kayacı ve Selim Kotil'in sunduğu Ekoanaliz programında Prof. Dr. Haydar Baş, başta tarım sektörü olmak üzere köylünün, çiftçinin, hayvancılık ve ormancılıkla uğraşan kesimin, işçinin, esnafın ve gençlerin meselelerine temas etti. Bugünün en acil meselesinin tüketim olduğunu ifade ile tüketici sınıfının yani köylünün, çiftçinin, işçinin, memurun, küçük esnafın cebinde para olmadığı için tüketim görevini yapamıyor. Dolaysıyla tüketim olmayınca üretim kendiliğinden duruyor. Ve böylece piyasa tıkanıyor. Sayın Baş burada bütün ezberleri bozarak Türkiye'de ve dünyada ilk defa "Vatandaşlık Maaşı"nı gündeme getirerek piyasanın muhtaç olduğu taze ve temiz kanı tüketici vasıtasıyla hemen piyasaya sürerek piyasanın diriliş hareketini başlatıyor. Köylünün, çiftçinin avans sistemi ile destekleneceğini, ürünün değerini köylünün kendisinin belirleyeceğini, devletin satın alma ve pazarlama garantisi vereceğini ayrıca kendisinin ve mahsulünün sigortalanacağını bütün detayı ile ifade etti. Okumak isteyenin üniversiteye imtihansız alınacağını, böylece eğitimde eşitliğin sağlanacağını açık açık dile getirdi. Asgari ücretin 3 bin lira olacağını, maaşların da bu standartlara göre ayarlanacağını söyledi. ABD ve AB ile bir yere varılamayacağını Büyük Ortadoğu projesi ve Şark meselesinin çok ciddi boyutlarda süratle uygulandığını ve bunu da içimizdeki siyasilerle yaptıklarının ne büyük tehdit ve tehlike oluşturduğunu bütün çıplaklığı ile ortaya koydu. Çarenin Milli Devlet - Sosyal Devlet ve Milli Ekonomi Modeli'nde olduğunu başka bir çıkış yolunun olmadığını, zaman zaman feryad ederek, zaman zaman da yüksek sesle dile getirerek alışılmamış, görülmemiş ve fakat olması gereken bir siyaset ve devlet adamlı kimliği ve sorumluluğu nasıl olur onu da göstermiş oldu. Halktan gelen suallere de tek tek cevap veren Sayın Haydar Baş bilgisinin ve bilge kişiliğinin yanında millete ve devlete hizmete ne kadar hazır ve ne kadar layık olduğunu da hem beyinlere ve hem de gönüllere nakşetmiş oldu. 14 Mart Pazar günü de İzmir'de partisinin İl Kongresi'ne katılan Sayın BTP Genel Başkanı Prof. Dr Haydar Baş iç ve dış politikalardaki son gelişmeleri değerlendirdi. Bu cümleden olarak son günlerde çokça konuşulan "açılım"a temasla bunun çok tehlikeli olduğunu ülkeyi bölünmeye götüreceğini söyledi. Ermeni meselesine temas ederek siyasetçilerin ve tarihçilerin bir çözüm getirmesinin mümkün olmadığından bahisle işin ancak ve ancak tarafsız ve bir adil mahkemede halledilebileceğine işaret etti. Burada adeta meydan okuyarak "hodri meydan herkes iddialarını, delillerini ve belgelerini koysun ortaya" diyerek Haydar Bey bunla da bütün ezberleri bozmuş oldu. Aksi takdirde; Arjantin, Ermenistan, İtalya, Belçika, Fransa, İsviçre, Kıbrıs Rum Kesimi, Kanada, Litvanya, Lübnan, Polonya, Rusya, Slovakya, Uruguay, Şili Vatikan, Venezuella ve Yunanistan'dan sonra Amerika Temsilciler meclisi ve İsveç parlementosu tarafından hiç bir belgeye, bilgiye dayanmadan parmak hesabı ile sözde soykırım iddialarının kabulünün yakın bir gelecekte hayati tehdit ve tehlikelere gebe olacağını açık ve net olarak gözler önüne serdi. Prof. Dr. Haydar Baş, ele aldığı bu ve benzeri konuları sadece bir yarayı deşmek veya teşhis için değil aynı zamanda bir siyaset ve devlet adamı kimliği ile halkı hem uyardı, hem sahip çıkmaya davet etti ve hem de ortaya koyduğu çare ve çözümleri salondaki dinleyiciler ve ekrandaki izleyicilerle paylaşmış oldu. Tek bilek, tek yürek ifadesi bir umut ve ışık olmasının da ötesinde milyonlarca insan tarafından kabul görerek ayakta alkışlandı. Sayın Haydar Baş, sözün bu noktasında hem salondaki binlerce insana ve hem de ekranlara kilitlenmiş milyonlara sorumluluklarını hatırlatarak bir daha yanlış tercihte bulunmamalarını, hep birlikte ülkeye sahip çıkmalarını, Milli Devlet - Sosyal Devlet ve Milli Ekonomi Modeli'nin dışında hiç bir çarenin ve çıkış yolunun olmadığını, kapitalizmin de, sosyalizmin de devirlerinin kapandığını, iflas ettiklerini dolaysıyla tek çözümün ve çarenin Bağımsız Türkiye Partisi'nin siyasette, ekonomide ve kültürde dünyaya deklere ettiği, Milli Devlet - Sosyal Devlet ve Milli Ekonomi Modellerinde olduğunu tekrar tekrar ve yılmadan, usanmadan anlattı. Netice olarak deriz ki ; "Denize düşenin yılana sarılarak" ne hallere düştüğünü görenlerin bir nebzecik muhasebe ile artık kendilerine uzatılan can simidine yapışmaları hem tabii ve hem de zaruridir.
Ali Gedik / diğer yazıları
- Milli Çözüm Milli Ekonomi Modeli / 03.07.2010
- Türkiye'nin çıkmazı / 02.07.2010
- Geleceğe yürüyebilmek adına / 14.05.2010
- Bir başka gerekçe ile Milli Ekonomi Modeli / 06.05.2010
- Son olaylar üzerine / 30.04.2010
- Kararı milletin kendisi verecek / 22.04.2010
- Problem temelde / 10.04.2010
- Anayasa değişikliği üzerine / 01.04.2010
- Siyaset nedir ve siyasetçi kimdir? / 30.03.2010
- Bu bir kör dövüşü müdür? / 26.03.2010
- Türkiye'nin çıkmazı / 02.07.2010
- Geleceğe yürüyebilmek adına / 14.05.2010
- Bir başka gerekçe ile Milli Ekonomi Modeli / 06.05.2010
- Son olaylar üzerine / 30.04.2010
- Kararı milletin kendisi verecek / 22.04.2010
- Problem temelde / 10.04.2010
- Anayasa değişikliği üzerine / 01.04.2010
- Siyaset nedir ve siyasetçi kimdir? / 30.03.2010
- Bu bir kör dövüşü müdür? / 26.03.2010