Terör belası biter mi?
Fakirlik kaderimiz mi?
Faize bulaşmadan ev, araba alabilir, iş kurabilir miyiz?
Tam bağımsız bir ülke olabilir miyiz?
Çöken aile sistemimizi yeniden ayağa kaldırabilir miyiz?
Özellikle gençler arasında yayılan başta zina ve uyuşturucu madde kullanımı gibi toplumsal hastalıklar tedavi edilebilir mi?
Allah ile aramız nasıl? Her hal ve harekette O'nun rızasını gözetebiliyor muyuz?
Varlığımız ile yokluğumuz arasında bir fark var mı?
Tüm bu sorunların çözümünde görev ve sorumluluklara talip olmalı mıyız, oluyor muyuz?
Bugün toplum olarak içinden çıkamadığımız, çıkmaya cesaret edemediğimiz belki de artık çıkmak istemediğimiz sorun ve problemler ile yaşıyoruz.
O halde kendi şahsiyetimizi, kimliğimizi, ruh halimizi ve sağlığımızı bir analiz edelim.
Kızmamızda, öfkemizde, sevincimizde, duygusallığımızda ne kadar hür irade sahibiyiz.
Dış etkenlerin etkisinde ve kontrolünde ne kadar yaşıyoruz!
Maalesef bize öğretilen çaresizlikler içinde debelenip duruyoruz.
Okumadan ilmin aydınlığını inkar ediyoruz!
İbadet etmeden Allah'tan ümidimizi kesiyoruz!
Sıla-i rahimi unuttuk depresyondan çıkamıyoruz!
Sevmiyoruz, şehveti aşk zannediyoruz!
Bencil yaşıyoruz, toplumsal meselelerde ise birbirimizi suçluyoruz!
Öğrendiğimiz ve yaşadığımız temel çaresizlikler; mutsuzluk, ümitsizlik, korkaklık, tembellik, cimrilik, bencillik, cehalet ve ihanet!
Şimdi öğrenilmiş çaresizliğin topluma yansımasını yani sorun yumağı içinde yaşamaya alışmış, çıkış yolu aramayı bırakmış fertlerin bu sorunları, yanlışları neden kabullendiğinin analizini yapalım.
* * *
Araştırmacılar bir köpekbalığını oda büyüklüğündeki bir cam bölmeye koyarlar. Cam bölmenin diğer tarafında da küçük balıklar vardır. Köpekbalığı ne tarafa gitse cam bölmeye çarpar. Bir süre sonra cam bölmeye çarpmamayı öğrenir. Çünkü ne kadar uğraştıysa da diğer taraftaki balıklara ulaşamamıştır. Köpekbalığı 21. günden sonra cam bölmelere hiç çarpmamayı öğrenir. Bunun üzerine cam bölme çıkarılır. Köpekbalığı oralı bile olmaz. Kendisinin sadece o bölme alanına kadar yüzebileceğini sanmaktadır. Artık diğer balıkları yiyemeyeceğini anlamış ve çevresinde yüzen balıklara dokunamamaktadır. Çünkü köpekbalığı çaresizliği öğrenmiştir.
Öğrenilmiş çaresizlik denilen psikolojik hastalık; bireyin gerek kendini, gerekse toplumu ilgilendiren konularda başarısızlıkla neticelenen tercih ve görüşlerinin sonucunda artık ne yaparsa yapsın sonucun değişmeyeceğini, meselelerin artık kontrolünden çıktığını ve bir daha asla başarıya ulaşamayacağını düşünerek, her türlü çıkış yolunu arama inancını ve cesaretini kaybetmesidir.
Maalesef bu hastalığın toplumda yayılması ile kendine güvenmeyen, tarihine, inancına ve milletine olan aidiyet duygusunu yitirmiş bir nesil meydana getirilmiştir.
(Devam edeceğiz)?
Fakirlik kaderimiz mi?
Faize bulaşmadan ev, araba alabilir, iş kurabilir miyiz?
Tam bağımsız bir ülke olabilir miyiz?
Çöken aile sistemimizi yeniden ayağa kaldırabilir miyiz?
Özellikle gençler arasında yayılan başta zina ve uyuşturucu madde kullanımı gibi toplumsal hastalıklar tedavi edilebilir mi?
Allah ile aramız nasıl? Her hal ve harekette O'nun rızasını gözetebiliyor muyuz?
Varlığımız ile yokluğumuz arasında bir fark var mı?
Tüm bu sorunların çözümünde görev ve sorumluluklara talip olmalı mıyız, oluyor muyuz?
Bugün toplum olarak içinden çıkamadığımız, çıkmaya cesaret edemediğimiz belki de artık çıkmak istemediğimiz sorun ve problemler ile yaşıyoruz.
O halde kendi şahsiyetimizi, kimliğimizi, ruh halimizi ve sağlığımızı bir analiz edelim.
Kızmamızda, öfkemizde, sevincimizde, duygusallığımızda ne kadar hür irade sahibiyiz.
Dış etkenlerin etkisinde ve kontrolünde ne kadar yaşıyoruz!
Maalesef bize öğretilen çaresizlikler içinde debelenip duruyoruz.
Okumadan ilmin aydınlığını inkar ediyoruz!
İbadet etmeden Allah'tan ümidimizi kesiyoruz!
Sıla-i rahimi unuttuk depresyondan çıkamıyoruz!
Sevmiyoruz, şehveti aşk zannediyoruz!
Bencil yaşıyoruz, toplumsal meselelerde ise birbirimizi suçluyoruz!
Öğrendiğimiz ve yaşadığımız temel çaresizlikler; mutsuzluk, ümitsizlik, korkaklık, tembellik, cimrilik, bencillik, cehalet ve ihanet!
Şimdi öğrenilmiş çaresizliğin topluma yansımasını yani sorun yumağı içinde yaşamaya alışmış, çıkış yolu aramayı bırakmış fertlerin bu sorunları, yanlışları neden kabullendiğinin analizini yapalım.
* * *
Araştırmacılar bir köpekbalığını oda büyüklüğündeki bir cam bölmeye koyarlar. Cam bölmenin diğer tarafında da küçük balıklar vardır. Köpekbalığı ne tarafa gitse cam bölmeye çarpar. Bir süre sonra cam bölmeye çarpmamayı öğrenir. Çünkü ne kadar uğraştıysa da diğer taraftaki balıklara ulaşamamıştır. Köpekbalığı 21. günden sonra cam bölmelere hiç çarpmamayı öğrenir. Bunun üzerine cam bölme çıkarılır. Köpekbalığı oralı bile olmaz. Kendisinin sadece o bölme alanına kadar yüzebileceğini sanmaktadır. Artık diğer balıkları yiyemeyeceğini anlamış ve çevresinde yüzen balıklara dokunamamaktadır. Çünkü köpekbalığı çaresizliği öğrenmiştir.
Öğrenilmiş çaresizlik denilen psikolojik hastalık; bireyin gerek kendini, gerekse toplumu ilgilendiren konularda başarısızlıkla neticelenen tercih ve görüşlerinin sonucunda artık ne yaparsa yapsın sonucun değişmeyeceğini, meselelerin artık kontrolünden çıktığını ve bir daha asla başarıya ulaşamayacağını düşünerek, her türlü çıkış yolunu arama inancını ve cesaretini kaybetmesidir.
Maalesef bu hastalığın toplumda yayılması ile kendine güvenmeyen, tarihine, inancına ve milletine olan aidiyet duygusunu yitirmiş bir nesil meydana getirilmiştir.
(Devam edeceğiz)?
Mustafa Doğan / diğer yazıları
- Algı yönetimi / 04.05.2023
- Küçülen insanı yüceltmek! / 09.04.2022
- Empati / 07.04.2022
- ‘Baba’ devlet! / 05.04.2022
- Her doğum bir tecellidir! / 01.04.2022
- Sözüm esnaf kesimine! / 28.01.2022
- İlm-i siyaset’te laiklik! / 18.09.2021
- Özgürlük mü esaret mi? / 11.09.2021
- Türk olun! / 12.06.2021
- İnsanı kazanmak! / 21.03.2021
- Küçülen insanı yüceltmek! / 09.04.2022
- Empati / 07.04.2022
- ‘Baba’ devlet! / 05.04.2022
- Her doğum bir tecellidir! / 01.04.2022
- Sözüm esnaf kesimine! / 28.01.2022
- İlm-i siyaset’te laiklik! / 18.09.2021
- Özgürlük mü esaret mi? / 11.09.2021
- Türk olun! / 12.06.2021
- İnsanı kazanmak! / 21.03.2021