IMF'nin yanlış politikalarıyla ülke ekonomimizi çökerten siyasilerimiz, ekonomiyi ayağa kaldıracak iki önemli unsur olan üretim ve emeği tamamen devre dışı bırakmış, pazar imkanlarını daralttıkça daraltmış, tüketiciyi tam tüketmiş, devletin kar getiren bütün kurumlarını yabancılara üç kuruşa satılığa çıkarmış -satılanların parası da uçup gitti- , yeraltı ve yerüstü bütün kaynaklarımızı da yine yabancılara bir hiç uğruna peşkeş çekmiştir.
Ülkemizi, geri dönmesi zor olan, "Sevr" koşullarından daha ağır şartlara iten bir dönem yaşıyoruz.
Bu da yok oluşun ifadesidir.
Prof. Dr. Haydar Baş Bey ne güzel ifade ediyor "Hz. Cebrail gelse, bu IMF politikalarıyla ekonomiyi düzeltemez."
Çözüm Milli Ekonomi Modeli ve onu uygulayacak olan Prof. Dr. Haydar Baş ve BTP kadrolarıdır. Çünkü ekonomiyi düzeltmek için önce samimiyet, sonra da milli bir düşünceye sahip olmak lazım.
Milli ekonomi modelinde para üretimin ve emeğin karşılığıdır. Para asıl değildir. Ekonomiyi canlandıran, hareketliliği sağlayan bir tahrik unsurudur.
Ekonominin neresinde tıkanıklık varsa para ile orası açılmalıdır. Üreticide sorun varsa faizsiz kredilerle üretici desteklenmeli ve pazar imkanları genişletilmelidir.
Milletin alım gücünde sorun varsa değişik vesilelerle herkese adil bir şekilde para ulaştırılmalı ve tüketim canlandırılmalıdır.
Milli Ekonomi Modeli'nin hem üreticiye yönelik, hem de tüketiciye yönelik projeleri mevcut. Toplumun sadece üst gelir sahiplerine değil, tamamına ışık tutulmakta.
Proje mukabili, faizsiz ve hatta karşılığında belli bir zaman sonra ürün alarak ve üreticinin pazar imkanını da genişleterek küçük büyük bütün işletmelere, üretmek isteyen her vatandaşına destek olacak. Liberal ekonomide olduğu gibi sadece büyük sermaye grupları değil, herkes bundan istifade edecek.
100 milyarın altında geliri olan hiçbir vatandaştan vergi almayarak ve hanımlara emeklilik, gençlere eğitim yardımı, doğum yardımı, çocuk yardımı, faizsiz evlilik kredisi, faizsiz uzun vadede konut kredisi gibi desteklerle tüketimi canlandıracak. Görevi tüketmek olan bu büyük halk kesimini görevini rahat yapmasını sağlayacak.
Tüketim arttıkça üretim artacak ve Liberal ekonominin asla ulaşamayacağı sürekli bir büyüme sağlanacak. Yani dengeli bir üretim ve dengeli bir tüketim.
Paranın tasarruf aracı olması, faizde ve borsada olması, yastık altında hareketsiz olarak kalmasına gelince, Zaten proje sahibi olan vatandaşların önü açılacak, her türlü yatırımı yapması kolaylaştırılacak, ürününü pazarlaması için her türlü imkan da sağlanacak, bu tür teşebbüslere cesareti olmayan vatandaşlarımıza ise devlet garantisiyle kurulan Boraş(Bor madeni çıkaran şirket), Altınaş( Altın madeni çıkaran şirket), Mermeraş (mermer çıkaran şirket) gibi değerli madenlerimizi işletecek şirketlere yurt dışından ve içinden iştirakler teşvik edilip paranın ekonomide sürekli dönmesi sağlanacak. Zaten devlet garantisi olan karlı yatırımlara kim girmek istemez ki?
Bu durum, geleceğimizi ipotek altına alan, bizi boynu bükük, üç kuruşa muhtaç hale getiren iç ve dış borçlarımızı onurla ödememizi sağlayacak.
Milli Ekonomi Modeli'nde para, üretim ve emeğin karşılığı olduğundan büyüme sağlandıkça para basma hakkı da doğacak ve Türkiye'de ne devlet iradesi ne de herhangi bir Türk vatandaşı artık parasızlık çekmeyecek.
Bu noktada "alan el, veren elden üstündür" prensibiyle güneş gibi bütün dünyayı aydınlatan örnek bir toplum olacağız.
Bunlar hayal değil. Prof. Dr. Haydar Baş Bey' in fikirlerinden ABD' lisi, İngiliz'i, Rus'u, Japon'u, yani bütün dünya istifade ediyor. Kendi içimizden çıkan bu değere niçin fırsat vermiyoruz?
Kendi değerlerimize bu kadar mı yabancıyız?
Duamız odur ki, millet olarak, yaptığımız hatanın farkına erken varalım ve ülkemizi niyeti sağlam, fikri sağlam, verdiği sözleri yerine getirebilen, proje sahibi Prof. Dr. Haydar Baş'a ve onun her biri bir değer olan kadrolarına emaneti teslim edelim.
Zararın neresinden dönersek kardır.
Ülkemizi, geri dönmesi zor olan, "Sevr" koşullarından daha ağır şartlara iten bir dönem yaşıyoruz.
Bu da yok oluşun ifadesidir.
Prof. Dr. Haydar Baş Bey ne güzel ifade ediyor "Hz. Cebrail gelse, bu IMF politikalarıyla ekonomiyi düzeltemez."
Çözüm Milli Ekonomi Modeli ve onu uygulayacak olan Prof. Dr. Haydar Baş ve BTP kadrolarıdır. Çünkü ekonomiyi düzeltmek için önce samimiyet, sonra da milli bir düşünceye sahip olmak lazım.
Milli ekonomi modelinde para üretimin ve emeğin karşılığıdır. Para asıl değildir. Ekonomiyi canlandıran, hareketliliği sağlayan bir tahrik unsurudur.
Ekonominin neresinde tıkanıklık varsa para ile orası açılmalıdır. Üreticide sorun varsa faizsiz kredilerle üretici desteklenmeli ve pazar imkanları genişletilmelidir.
Milletin alım gücünde sorun varsa değişik vesilelerle herkese adil bir şekilde para ulaştırılmalı ve tüketim canlandırılmalıdır.
Milli Ekonomi Modeli'nin hem üreticiye yönelik, hem de tüketiciye yönelik projeleri mevcut. Toplumun sadece üst gelir sahiplerine değil, tamamına ışık tutulmakta.
Proje mukabili, faizsiz ve hatta karşılığında belli bir zaman sonra ürün alarak ve üreticinin pazar imkanını da genişleterek küçük büyük bütün işletmelere, üretmek isteyen her vatandaşına destek olacak. Liberal ekonomide olduğu gibi sadece büyük sermaye grupları değil, herkes bundan istifade edecek.
100 milyarın altında geliri olan hiçbir vatandaştan vergi almayarak ve hanımlara emeklilik, gençlere eğitim yardımı, doğum yardımı, çocuk yardımı, faizsiz evlilik kredisi, faizsiz uzun vadede konut kredisi gibi desteklerle tüketimi canlandıracak. Görevi tüketmek olan bu büyük halk kesimini görevini rahat yapmasını sağlayacak.
Tüketim arttıkça üretim artacak ve Liberal ekonominin asla ulaşamayacağı sürekli bir büyüme sağlanacak. Yani dengeli bir üretim ve dengeli bir tüketim.
Paranın tasarruf aracı olması, faizde ve borsada olması, yastık altında hareketsiz olarak kalmasına gelince, Zaten proje sahibi olan vatandaşların önü açılacak, her türlü yatırımı yapması kolaylaştırılacak, ürününü pazarlaması için her türlü imkan da sağlanacak, bu tür teşebbüslere cesareti olmayan vatandaşlarımıza ise devlet garantisiyle kurulan Boraş(Bor madeni çıkaran şirket), Altınaş( Altın madeni çıkaran şirket), Mermeraş (mermer çıkaran şirket) gibi değerli madenlerimizi işletecek şirketlere yurt dışından ve içinden iştirakler teşvik edilip paranın ekonomide sürekli dönmesi sağlanacak. Zaten devlet garantisi olan karlı yatırımlara kim girmek istemez ki?
Bu durum, geleceğimizi ipotek altına alan, bizi boynu bükük, üç kuruşa muhtaç hale getiren iç ve dış borçlarımızı onurla ödememizi sağlayacak.
Milli Ekonomi Modeli'nde para, üretim ve emeğin karşılığı olduğundan büyüme sağlandıkça para basma hakkı da doğacak ve Türkiye'de ne devlet iradesi ne de herhangi bir Türk vatandaşı artık parasızlık çekmeyecek.
Bu noktada "alan el, veren elden üstündür" prensibiyle güneş gibi bütün dünyayı aydınlatan örnek bir toplum olacağız.
Bunlar hayal değil. Prof. Dr. Haydar Baş Bey' in fikirlerinden ABD' lisi, İngiliz'i, Rus'u, Japon'u, yani bütün dünya istifade ediyor. Kendi içimizden çıkan bu değere niçin fırsat vermiyoruz?
Kendi değerlerimize bu kadar mı yabancıyız?
Duamız odur ki, millet olarak, yaptığımız hatanın farkına erken varalım ve ülkemizi niyeti sağlam, fikri sağlam, verdiği sözleri yerine getirebilen, proje sahibi Prof. Dr. Haydar Baş'a ve onun her biri bir değer olan kadrolarına emaneti teslim edelim.
Zararın neresinden dönersek kardır.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Sandıktan ‘çözüm’ değil, ‘tepki’ çıktı / 02.04.2024
- Bu yerel seçimlerde değişime kapı açılacak! / 30.03.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Sandıktan ‘çözüm’ değil, ‘tepki’ çıktı / 02.04.2024
- Bu yerel seçimlerde değişime kapı açılacak! / 30.03.2024