Depresyona yakalananların intihar etme riskinin yüzde 15 olduğunu belirten uzmanlar; rakamlara bakıldığında depresyonun hiç de küçümsenecek bir sorun olmadığını belirttiler Psikiyatristler Birliği'nin araştırmasına göre, dünyada en sık rastlanan psikiyatrik hastalık, depresyon... Depresyon dünya nüfusunun yüzde sekizini etkiliyor. Türkiye'de ise bu oran yüzde 8 ile 20 arasında ve her dört kadından birisi depresyon geçirmiş ya da geçiriyor Depresyon dünya nüfusunun yüzde sekizini etkiliyor. Türkiye'de ise bu oran yüzde 8 ile 20 arasında. Her dört kadından birisi depresyon geçirmiş ya da geçiriyor.Dünya nüfusunun yüzde 8'ini pençesine almasına rağmen, psikolojik sorunlar içinde en az önemseneni yine depresyon. Çünkü çok fazla insan bu sorunu yaşıyor. Dünyada bu konuda birçok araştırma yapılıyor ve ilaçla çözümünün olduğu da biliniyor. Ancak uzmanlar bu konuda artık çok net bir rakam veriyor. Depresyona yakalananların intihar etme riskinin yüzde 15 olduğunu belirtiyorlar. Yani bu açıdan bakıldığında depresyon hiç de küçümsenecek bir sorun değil.Memorial Hastanesi psikiyatri doktoru Dr. Cem Hızlan'a göre, işinden ayrılmak, eşinden ayrılmak, sevdiğini kaybetmek, hayal kırıklığına uğramak veya başarılı olamamak üzüntüye veya mutsuzluğa yol açıyor. Yaşanan bu duygular böyle durumlarda normal reaksiyonlar olarak kabul ediliyor ve belli bir süre sonra yok oluyor. Klinik depresyon ise sadece bir hastalığı değil bir grup hastalığı tanımlıyor ve en önemli belirtisi depresif duygu durumunun, yani umutsuzluğun ve mutsuzluğun yoğun ve uzun süre hissedilmesi olarak ortaya çıkıyor. Ayrıca bu durum kişinin günlük yaşamını ve işlevselliğini etkiliyor.Depresyonun en önemli türleriDepresyon çoğu zaman kalıtımsal, biyokimyasal yapı, stres ve kişilik özellikleri gibi birbiriyle ilişkili faktörlerden kaynaklanıyor. Belirtileri ve sebepleri ne olursa olsun, uygulanan tedavilerin çok etkili olduğu savunuluyor. Depresif Duygu Durumu ile Uyum Bozukluğu: Depresif duygu durumu ile uyum bozukluğu olan kişiler yaşadıkları stresli bir olaya (iş kaybı, eşinden ayrılma gibi) beklenenden daha fazla tepki gösterirler. PostNatal (Doğum Sonrası) Depresyon: Yeni doğum yapmış annelerin hemen hemen yarısı orta derecede çökünlük, anksiyete ve gerginlik hissederler. Ancak bu annelerin yaklaşık %10'unda bu üzüntülü hal daha ağır ve ciddi bir durum alır ki buna da postnatal depresyon denir. Depresif Epizod: Genel olarak depresif epizod klinik depresyonun daha şiddetli şeklidir. Bazı durumlarda üzücü bir olayın tetiklemesiyle ortaya çıkabileceği gibi her hangi bir sebep olmadan da kişi depresif epizod geçirebilir. Bipolar Bozukluk (İki Uçlu Duygu Durum Bozukluğu): Bipolar bozukluğu olan kişi depresif episod ile değişimli olarak manik dönemler yaşar.Yani kişi aşırı derecede mutlu, konuşkan ve hareketli olur. Bazen depresif epizod olmadan da sadece manik dönem yaşanabilir.Depresyon mutlaka tedavi edilmeliMarmara Üniversitesi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Psikiyatr Esat Göktepe ise, psikiyatrik sorunlar içinde en önemlilerinden biri olan depresyon tedavisi konusunda son yıllarda çok önemli adımlar atıldığını ve depresyon ilaçlarının yan etkilerinin neredeyse tamamen ortadan kalktığını belirtiyor.Göktepe, "Psikiyatrik hastalıkların beyinle ilgili olduğu artık anlaşıldı. Nöronların iletişimi, bazı kimyasal maddelerin az ya da çokluğu, hastalıkların da kaynağını oluşturuyor. En sık rastlanan psikiyatrik rahatsızlık ise depresyon. Tedavi edilmeyen depresyon vakalarının yüzde 15'i intihar sonucu ölümle sonuçlanıyor. Depresyon yaşayanlar, bunun gelip geçici bir hastalık olduğuna, çektikleri sıkıntıların iyileşebileceğine inanmazlar ve intihara eğilimlidirler. Depresyon bir kayıp hastalığıdır. Statü, iş ya da yakınların kaybı, geçirilen bir trafik kazası bile depresyona yol açabilir. Oysa biz yeni tip ilaçlarla, depresyon vakalarını bir ay içinde yüzde 65 oranında iyileştirebiliyoruz. Kalıcı tedavi altı aydan önce tamamlanmıyor, ama hastanın tedavi gördüğü artık dışarıdan bakanlar tarafından anlaşılmıyor. Çünkü yeni tip ilaçların yan etkileri son derece düşük" diyor.