Neden sürekli bir talana maruz kalıyoruz diye dertlenenler anlar bizi.
Niçin her zaman ve zeminde talan edilen yurtlar, yuvalar, öz kaynaklar, zihinler ve gönüller Müslümanlara ait yurtlar, kaynaklar, zihinler ve gönüller oluyor türünden derdi olanlar anlar bizi.
Neden hep dört bir yanı kasıp kavuran yalana, kuyruklu yalanlara muhatap oluyoruz ve hepsini de hazmetmek zorunda kalıyoruz diye derin düşüncelere dalanlar anlar bizi.
Sebep nedir ki, sürekli aşağılanan, istiskale uğrayan, dünya ölçeğinde hesaplar yapılırken asla hesaba katılmayan, herkese söz hakkı verilirken asla söz hakkı tanınmayan hep biz oluyoruz, hep Müslümanlar oluyor diye derdi olanlar, içten içe dertlenenler anlar bizi.
Güne dair, günün problemlerinin çözümüne dair çare arayanlar, yol?yordam araştıranlar, bu tür dertlerle dertlenip kendilerini uykusuzluğa alıştıranlar anlar bizi.
Böylesi dertlerle dertlenenler için, "kaynakların sınırsız olduğu ve ihtiyaçların sınırlı olduğu" ilkesinin bir anlamı vardır ve bu ilkeyi dünyaya haykıran ilim adamının bir değeri vardır.
Genelde insanlığın özelde ise Müslümanların içine düştüğü, açgözlüler tarafından içine düşürüldüğü bunalımları ve çıkmazları kendine dert edineneler ancak Milli Ekonomi Modeli'nin ne demek olduğunu, ne anlama geldiğini ve müellifi Haydar Baş'ın hangi sancılarla kıvrandığını anlayabilirler.
Dünyayı kasıp?kavuran kapitalist sistemin önüne bir alternatif sistem koyduğu için, sömürgeci küresel tefecilerin çanlarına ot tıkadığı için branşı ne olursa olsun tüm Müslüman bilim adamlarının Haydar Hoca'ya teşekkür borçları vardır.
Ama dedik ya, derdi olan anlar bizi, derdi olan ancak anlar ve takdir eder Haydar Hoca'yı.
Her dönemde olduğu gibi bugün de para bir güçtür ve bu güce sahip olanlar dünyaya hükmetmekte ve insanlığı inim inim inletmektedirler.
Çeşitli Ali?Cengiz oyunları ile genelde İslam coğrafyasının özelde ise Anadolu coğrafyasının kaynakları üzerine çöreklenen tefecilerin oyunlarını nasıl açık ettiğini, tuzaklarını nasıl bozduğunu anlayanlar ancak anlayabilirler Haydar Baş'ın değerini.
Bugün İslam aleminin önündeki en büyük problemlerden biri ekonomiktir, kaynaklarının sömürülmesidir diğeri ise "toptan Allah'ın ipine sarılamıyor" olmalarıdır ve bu hayati olan her iki probleme de el atan, çözüm üreten, uluslararası düzeyde defalarca toplantılar tertipleyen adamdır Haydar Baş.
Uluslararası düzeyde tertip edilen, başarı ile icra edilen Milli Ekonomi Kurultayları ile Ehli Beyt kurultaylarının ne demek olduğunu, ne manaya geldiğini anlamayanlar nasıl anlasınlar Haydar Hoca'nın değerini ve kıymetini.
Tüm Anadolu'yu köşe?bucak dolaşan "Tevhidin Merkezi Ehl?i Beyt" panelleri ve ta Avrupalara ve Rusyalara taşınan Milli Ekonomi kurultayları, ancak derdi olanlara bir şeyler söyledi, derdi olmayanlar oturdu yazık ki, yazıklar ki dedikodu söyledi.
İstikbalimiz ve istiklalimiz için çok hayati olan bu iki konuyu dillendirmiş olması, sadece dillendirmekle kalmayıp ciddi toplantılarla ve kaleme aldığı eserlerle tüm dünyaya haykırmış olması sebebi ile Sayın Baş, sayısız takdir ve teşekkürü hak etmektedir.
Ama gel gör ki, şairin; "yaralının halinden ne bilsin yarasızlar" dediği gibi, Müslümanların dertleri ile dertlenmeyenler, böyle bir gündemi olmayanlar ne bilsinler Haydar Baş'ın kıymetini.
Niçin her zaman ve zeminde talan edilen yurtlar, yuvalar, öz kaynaklar, zihinler ve gönüller Müslümanlara ait yurtlar, kaynaklar, zihinler ve gönüller oluyor türünden derdi olanlar anlar bizi.
Neden hep dört bir yanı kasıp kavuran yalana, kuyruklu yalanlara muhatap oluyoruz ve hepsini de hazmetmek zorunda kalıyoruz diye derin düşüncelere dalanlar anlar bizi.
Sebep nedir ki, sürekli aşağılanan, istiskale uğrayan, dünya ölçeğinde hesaplar yapılırken asla hesaba katılmayan, herkese söz hakkı verilirken asla söz hakkı tanınmayan hep biz oluyoruz, hep Müslümanlar oluyor diye derdi olanlar, içten içe dertlenenler anlar bizi.
Güne dair, günün problemlerinin çözümüne dair çare arayanlar, yol?yordam araştıranlar, bu tür dertlerle dertlenip kendilerini uykusuzluğa alıştıranlar anlar bizi.
Böylesi dertlerle dertlenenler için, "kaynakların sınırsız olduğu ve ihtiyaçların sınırlı olduğu" ilkesinin bir anlamı vardır ve bu ilkeyi dünyaya haykıran ilim adamının bir değeri vardır.
Genelde insanlığın özelde ise Müslümanların içine düştüğü, açgözlüler tarafından içine düşürüldüğü bunalımları ve çıkmazları kendine dert edineneler ancak Milli Ekonomi Modeli'nin ne demek olduğunu, ne anlama geldiğini ve müellifi Haydar Baş'ın hangi sancılarla kıvrandığını anlayabilirler.
Dünyayı kasıp?kavuran kapitalist sistemin önüne bir alternatif sistem koyduğu için, sömürgeci küresel tefecilerin çanlarına ot tıkadığı için branşı ne olursa olsun tüm Müslüman bilim adamlarının Haydar Hoca'ya teşekkür borçları vardır.
Ama dedik ya, derdi olan anlar bizi, derdi olan ancak anlar ve takdir eder Haydar Hoca'yı.
Her dönemde olduğu gibi bugün de para bir güçtür ve bu güce sahip olanlar dünyaya hükmetmekte ve insanlığı inim inim inletmektedirler.
Çeşitli Ali?Cengiz oyunları ile genelde İslam coğrafyasının özelde ise Anadolu coğrafyasının kaynakları üzerine çöreklenen tefecilerin oyunlarını nasıl açık ettiğini, tuzaklarını nasıl bozduğunu anlayanlar ancak anlayabilirler Haydar Baş'ın değerini.
Bugün İslam aleminin önündeki en büyük problemlerden biri ekonomiktir, kaynaklarının sömürülmesidir diğeri ise "toptan Allah'ın ipine sarılamıyor" olmalarıdır ve bu hayati olan her iki probleme de el atan, çözüm üreten, uluslararası düzeyde defalarca toplantılar tertipleyen adamdır Haydar Baş.
Uluslararası düzeyde tertip edilen, başarı ile icra edilen Milli Ekonomi Kurultayları ile Ehli Beyt kurultaylarının ne demek olduğunu, ne manaya geldiğini anlamayanlar nasıl anlasınlar Haydar Hoca'nın değerini ve kıymetini.
Tüm Anadolu'yu köşe?bucak dolaşan "Tevhidin Merkezi Ehl?i Beyt" panelleri ve ta Avrupalara ve Rusyalara taşınan Milli Ekonomi kurultayları, ancak derdi olanlara bir şeyler söyledi, derdi olmayanlar oturdu yazık ki, yazıklar ki dedikodu söyledi.
İstikbalimiz ve istiklalimiz için çok hayati olan bu iki konuyu dillendirmiş olması, sadece dillendirmekle kalmayıp ciddi toplantılarla ve kaleme aldığı eserlerle tüm dünyaya haykırmış olması sebebi ile Sayın Baş, sayısız takdir ve teşekkürü hak etmektedir.
Ama gel gör ki, şairin; "yaralının halinden ne bilsin yarasızlar" dediği gibi, Müslümanların dertleri ile dertlenmeyenler, böyle bir gündemi olmayanlar ne bilsinler Haydar Baş'ın kıymetini.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Tüketilen sadece kaynaklar mı? / 25.04.2024
- Önünde ardında ve kolunda servet… / 24.04.2024
- Hangisine daha çok üzüldünüz? / 23.04.2024
- Halleri var bizimkine benzemez / 22.04.2024
- ‘Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-u salah’ / 20.04.2024
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Önünde ardında ve kolunda servet… / 24.04.2024
- Hangisine daha çok üzüldünüz? / 23.04.2024
- Halleri var bizimkine benzemez / 22.04.2024
- ‘Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-u salah’ / 20.04.2024
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024