logo
19 MART 2024

Diplomasiye kurban edilen hayvancılık

19.01.2018 00:00:00
1980'li yıllara kadar tüm Ortadoğu'nun canlı hayvan ve et tedarikçisi olan, 1975'lerde ise sektördeki payı yüzde 35'lere çıkan Türkiye, bugün ithal hayvan, ithal karkas et derken ithal lop ete kadar düştü.
İşin uzmanları, ithal lop etin marketlere kadar inmesinin hayvancılığın en dip noktası olduğunu ve bundan sonrasının iflas olduğunu ifade ediyorlar. Yüzde 100 yerli olması gereken hayvancılık sektörü AKP iktidarı döneminde, özellikle de son yıllarda dış politikada bir pazarlık unsuru, bir diplomasi malzemesi haline dönüştürüldü. İlişkilerin bozulduğu ülkelerle normalleşme için "ithal et", "ithal hayvan" kartını öne sürüyoruz. 
Ama bilmiyoruz ki, bu yaptığımız Roma'yı teslim etmek istemeyen Neron'un Roma'yı yakması gibi bir şey? Yerli tarım ve hayvancılığın bitirilmesi, Türkiye'yi yakmak demektir.
Siyasilerimiz, uçak krizinin üstünü örtebilmek, domates krizinin ise aşılmasını sağlamak için Rusya'ya et ithalatı kartını kullandı. Ardından bayram değil seyran değil, Sırbistan ziyareti ve 5 bin ton lop et ithalat kararı? İlişkilerin dip noktaya geldiği Avrupa Birliği ile yeniden müzakere sürecinin devam edebilmesi için destek arayışı, bu kapsamda Fransa ziyareti ve ardından 5 bin 700 ton et ithalatı teklifi? 
Tüm kapıların ardı arkasına kapatıldığı bir dönemde yalnızlığı gidermek için aynı kaderi yaşayan Sudan'a ziyaret ve et ithalatı yine gündeme geldi.
Sanki biz bir tarım ve hayvancılık ülkesi değilmişiz, arazilerimiz hayvancılığa hiç uygun değilmiş gibi, her türlü yöntemi denemiş ama başka çıkış yolu bulamamışız gibi gittiğimiz her kapıdan ithal et dilenip durduk. Et ithalatı kararıyla yabancıların çiftçisini, besicini sevindirirken, onları desteklerken, kendi çiftçimizi ve bescilerimizi yabancılaştırdık.
Fransa Cumhurbaşkanı Macron, et ithalatı anlaşmasından sonra şunları söyledi: "Sığır eti konusunda önemli mesafeler kat ettik. 5 bin 700 ton et ihracata açıldı ve bu önemli bir konu. Tavuk eti, kanatlı hayvan ve meyveler konusunda ilerleme kaydetmek istiyoruz. Türkiye'ye 5 bin 700 ton et satışı gerçekleştiriyoruz, bu ülkemiz sığır yetiştiricileri için güzel bir fırsat?" 
Bu fırsat Fransız besicisini sevindirirken, maalesef Türk besicisini hayvancılığa, üretime küstürüyor.
Bu ithalat yapılırken siyasilerimizin sürekli öne sürdükleri gerekçe, elbette ki, "Vatandaşa ucuz et yedirmek?" 
Siz buna gerçekten inanıyor musunuz?
Hepimiz marketlerden, kasaplardan et satın alıyoruz, fiyatları yakından takip ediyoruz.
Et fiyatları yüksek bahanesiyle tam 10 yıldır ithalat yapılıyor; soruyorum, et fiyatları düştü mü arttı mı? Hepimiz şahidiz ki arttı.
Türkiye'nin önemli hayvancılık merkezlerinden olan ve TÜİK'in Haziran 2017 rakamlarına göre 433 bin 696 adet sığır yetiştiren Kars'ta üç kuşaktır hayvancılık yapan bir besici bakın neler söylüyor:
"İthalat, üreticiyi küstürdü. Moralleri bozdu. Çiftçi üretimden çekiliyor. Bölgeden göç hızlandı. Küçük aile işletmelerinin geçim kaynağı olan hayvancılık ellerinden gidiyor. Tam da bu nedenle, üretici hayvancılığı bıraktığı için önümüzdeki dönemde et gerçekten 50 liraya çıkacak. Ama 50 liraya bile et bulamayacaklar. Devletin bir yılda ithal ettiği hayvan sayısı Kars'ın hayvan varlığı kadar. Çok yüksek görünmese de moralleri bozuyor, piyasayı bozuyor ve üretici hayvancılığı terk ediyor. Asıl tehlike bu?"
Evet, yapılan bütün ithalat, sadece Kars'ın hayvan varlığı kadar ama mide bulandırıyor.
Bir kova suyun içine düşen bir damla idrar azıcık ama o kovadan su içebilir misin?
En büyük tehlike çiftçilerin, besicilerin köyleri terk etmesi, hayvancılıktan vazgeçmesidir. Acaba bu da AB ile müzakerelerin, bizi her fırsatta sırtımızdan hançerleyen ABD ile stratejik ortaklığın devamı için bir bedel mi?
Et çok yakında 50 TL olacak ama bu sefer et de bulamayacağız, işte hayvancılığın geldiği nokta bu? Besicinin istediği maliyetlerin azaltılması, desteklerin artırılması, yeni mera alanların açılmasıydı. Fakat besicinin en büyük hatası bunu yanlış yerde aramalarıydı.
Bugüne kadar bağımlı bir zihniyetle diplomaside çuvallayıp, sonra işleri yoluna koymak için hayvancılığı kurban edenlerin peşinde koşmayacaklardı.
Ülkemizde, içimizde Milli Ekonomi Modeli ile dünya ekonomilerine yön veren, 4 milyar insanın onun çözümleriyle sırtını giydirdiği, karnını doyurduğu, dünyada tek çözüm sahibi Prof. Dr. Haydar Baş gibi bir değerimiz, bir hazinemiz vardı. Kaç seçimdir görmedik, görmezden geldik, duymadık, duymazdan geldik. Şimdi çekiyoruz, feryat ediyoruz.
Bu ülkede asıl sorun şu ya da bu değil; tek çözüm sahibi Prof. D. Baş'a yıllardır sırt dönmemizdir. Onu baş tacı edip, çözümleriyle buluştuğumuz an çözülmez dediğimiz birçok sorunun bir anda kolaylıkla çözüme kavuştuğunu göreceğiz.
Yoksa bu kafayla devam edersek, ithal eti, besiciliği, tarımı dert edineceğimiz bir vatanımız da kalmayacak.
 
Murat Çabas / diğer yazıları
Geçen hafta alan kaybetti
Bitcoin'de sert düşüş başladı
Davul çalan kendini başka ilçede buluyor
Bu mahallede yüz yıllardır davul çalınmıyor
Yüklü miktarda para ve külçe altınla yakalandı
FETÖ'den aranıyordu
İhracat azalıyor, ithalat katlanıyor
Sorun derinleşiyor, atölyeler kapanıyor
'Önce Atamızdan sonra Türk halkından özür dilesin'
Aytekin Şef'ten AKP'li başkana çağrı
Bir ayda 145 bin 480 emekli maaşı harcandı
Emekliye cefa, Saray'a sefa!
Rıza göstereceği tek 'darbeyi' açıkladı
'Ben o darbeye teslim olurum'
'Kazanamazsam geleceğimi düşünmem gerekir'
TİP'in Zan kararının perde arkası
MOSSAD Başkanı ve HAMAS lideri masada
Esir takası müzakereleri başladı
Filistinlilerin arazisine mahkeme el koydu
Gasp devam ediyor
Para sayılan ofisin sahibi avukatın ifadesi
'3 saat boyunca para getirdiler'
İsrail'den Refah'ta yeni katliam
En az 14 Filistinli öldürüldü
Rize'de il müdürünü görevden aldı
Erdoğan'dan yeni atamalar
Süleymaniye hatadan dönmeli
İstikrarı hakim kılmakta kararlıyız
8 yılda çıkan yerli sermaye 600 milyar dolar
Parası olan kaçırıyor, olmayan kaçıyor
Geçen hafta alan kaybetti
Bitcoin'de sert düşüş başladı
Davul çalan kendini başka ilçede buluyor
Bu mahallede yüz yıllardır davul çalınmıyor
Yüklü miktarda para ve külçe altınla yakalandı
FETÖ'den aranıyordu
İhracat azalıyor, ithalat katlanıyor
Sorun derinleşiyor, atölyeler kapanıyor
'Önce Atamızdan sonra Türk halkından özür dilesin'
Aytekin Şef'ten AKP'li başkana çağrı
Bir ayda 145 bin 480 emekli maaşı harcandı
Emekliye cefa, Saray'a sefa!
Rıza göstereceği tek 'darbeyi' açıkladı
'Ben o darbeye teslim olurum'
'Kazanamazsam geleceğimi düşünmem gerekir'
TİP'in Zan kararının perde arkası
MOSSAD Başkanı ve HAMAS lideri masada
Esir takası müzakereleri başladı
Filistinlilerin arazisine mahkeme el koydu
Gasp devam ediyor
Para sayılan ofisin sahibi avukatın ifadesi
'3 saat boyunca para getirdiler'
İsrail'den Refah'ta yeni katliam
En az 14 Filistinli öldürüldü
Rize'de il müdürünü görevden aldı
Erdoğan'dan yeni atamalar
Süleymaniye hatadan dönmeli
İstikrarı hakim kılmakta kararlıyız
8 yılda çıkan yerli sermaye 600 milyar dolar
Parası olan kaçırıyor, olmayan kaçıyor
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.