Siyasal iktidara sahip olsalar da erişemediklerinden biri ve en önemlisi kültürel iktidar. Sayın Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan bunun farkında?
Nitekim, il, ilçe ve belde temsilcilerinde "metal yorgunluğu" yaşandığını söylerken, pek fazla üzerinde durulmayan, gözden kaçan bir başka tespitte de bulunuyordu: AKP'nin "sosyal ve kültürel iktidarı" henüz ele geçiremediği hususu.
AKP'nin hedeflediği kültürel projeleri ile Atatürkçü kültür projeleri çatışmaktadır. AKP, Cumhuriyeti kuran değerleri karşısına alarak hamleler yapmış, siyasal gücü, ekonomiyi ele geçirmiş ama kültür konusunda yaya kalmıştır.
Neredeyse bir asır geçmiş ama Atatürk'ün koyduğu ilkeler ve gerçekleştirdiği devrimler günümüzde geçerliliğini korumakta ve yol göstermeye devam etmektedir.
Atatürk'ü toplumsal strateji ve devrim tasarımcısı olarak görüyoruz. O'nun kültürel sorunlara öncelik tanıması olayını belirtebilmek ve bu davranışının nedenlerini açıklayabilmek için şu envantere bir bakalım:
- Saltanatın kaldırılması ve Cumhuriyetin ilânı,
- Sarık ve fes giyiminin yasaklanması,
- Harf inkılâbı,
- Öğretimin Birleştirilmesi,
- Güzel Sanatlar reformu,
- Üniversite ıslahatı?
Atatürk yanılmayan bir sağduyu ile -tıpkı bir kuyumcunun inci tanelerini sabırla birer birer dizmesi gibi- yıllar boyunca bu devrimlerini ard arda sıralamıştır. Devrimlerini hemen uygulamaya koyarak karşıtlarının direnmelerine fırsat bırakmamıştır. Devrimler demetini her zaman taze bir çiçekle yenileyerek sürekli sürpriz havası oluşturmuştur. Kısacası, olağana düşmemeye özen göstererek, olağanüstü kalmasını bilmiştir.
Atatürk'ün kültür devrimleri dizisi içinde, güzel sanatlara verdiği önem büyüktür.
Atatürk devrimlerine, Georges Gurwitch'in "Derinlemesine Sosyoloji" kuramı açısından bakmayı denediğimizde, tıpkı bir tabloyu ışığa çevirmişçesine, konunun netleştiğini görüyoruz. Anlaşılıyor ki Atatürk'ün bütün bu ortaklaşa davranışlara ilişkin devrimleri, önce görüntü biçiminde beliriyor; giysi, yazı, ölçü, tartı, güzel sanatlar ve mimari gibi gözle görülen elle tutulan "objektif" olgular yönünden ve görsel bildirişim yoluyla başlıyor, giderek devletin demokratikleşmesi, kültürün çağdaşlaşması, hukukun üstünlüğü gibi kökenlere doğru iniyor.
AKP'nin bizzat genel başkanının itiraf ettiği gibi kültürel iktidarı ele geçiremeyiş nedenleri anlaşılıyor gibi; başta düşünme ve düşündüklerini yayma özgürlükleri olmak üzere klasik özgürlükler alanlarında baskılar, kısıtlamalar varsa, yani demokraside çıkmaz sokaklara girilmişse, hukuk adalet yerine siyasetin hizmetindeyse, orada kültür yoktur.
Baskıcı değil, özgürlükçü ve demokratik; yönlendirici değil, ortam hazırlayıcı politikalarla ancak kültürel iktidara aday olunabilir.
Dahası var; toplum cehalete asılmamalı, bilgisizlik sömürüsünden vazgeçilmeli, toplum eğitilmelidir.
Ne var ki, öğretim yarı cahilin ya da sömürücünün elinde amacına ulaşamayacağı gibi, kültür iktidarı da Kaf dağının arkasında bekler durur.
Bizden söylemesi.
Nitekim, il, ilçe ve belde temsilcilerinde "metal yorgunluğu" yaşandığını söylerken, pek fazla üzerinde durulmayan, gözden kaçan bir başka tespitte de bulunuyordu: AKP'nin "sosyal ve kültürel iktidarı" henüz ele geçiremediği hususu.
AKP'nin hedeflediği kültürel projeleri ile Atatürkçü kültür projeleri çatışmaktadır. AKP, Cumhuriyeti kuran değerleri karşısına alarak hamleler yapmış, siyasal gücü, ekonomiyi ele geçirmiş ama kültür konusunda yaya kalmıştır.
Neredeyse bir asır geçmiş ama Atatürk'ün koyduğu ilkeler ve gerçekleştirdiği devrimler günümüzde geçerliliğini korumakta ve yol göstermeye devam etmektedir.
Atatürk'ü toplumsal strateji ve devrim tasarımcısı olarak görüyoruz. O'nun kültürel sorunlara öncelik tanıması olayını belirtebilmek ve bu davranışının nedenlerini açıklayabilmek için şu envantere bir bakalım:
- Saltanatın kaldırılması ve Cumhuriyetin ilânı,
- Sarık ve fes giyiminin yasaklanması,
- Harf inkılâbı,
- Öğretimin Birleştirilmesi,
- Güzel Sanatlar reformu,
- Üniversite ıslahatı?
Atatürk yanılmayan bir sağduyu ile -tıpkı bir kuyumcunun inci tanelerini sabırla birer birer dizmesi gibi- yıllar boyunca bu devrimlerini ard arda sıralamıştır. Devrimlerini hemen uygulamaya koyarak karşıtlarının direnmelerine fırsat bırakmamıştır. Devrimler demetini her zaman taze bir çiçekle yenileyerek sürekli sürpriz havası oluşturmuştur. Kısacası, olağana düşmemeye özen göstererek, olağanüstü kalmasını bilmiştir.
Atatürk'ün kültür devrimleri dizisi içinde, güzel sanatlara verdiği önem büyüktür.
Atatürk devrimlerine, Georges Gurwitch'in "Derinlemesine Sosyoloji" kuramı açısından bakmayı denediğimizde, tıpkı bir tabloyu ışığa çevirmişçesine, konunun netleştiğini görüyoruz. Anlaşılıyor ki Atatürk'ün bütün bu ortaklaşa davranışlara ilişkin devrimleri, önce görüntü biçiminde beliriyor; giysi, yazı, ölçü, tartı, güzel sanatlar ve mimari gibi gözle görülen elle tutulan "objektif" olgular yönünden ve görsel bildirişim yoluyla başlıyor, giderek devletin demokratikleşmesi, kültürün çağdaşlaşması, hukukun üstünlüğü gibi kökenlere doğru iniyor.
AKP'nin bizzat genel başkanının itiraf ettiği gibi kültürel iktidarı ele geçiremeyiş nedenleri anlaşılıyor gibi; başta düşünme ve düşündüklerini yayma özgürlükleri olmak üzere klasik özgürlükler alanlarında baskılar, kısıtlamalar varsa, yani demokraside çıkmaz sokaklara girilmişse, hukuk adalet yerine siyasetin hizmetindeyse, orada kültür yoktur.
Baskıcı değil, özgürlükçü ve demokratik; yönlendirici değil, ortam hazırlayıcı politikalarla ancak kültürel iktidara aday olunabilir.
Dahası var; toplum cehalete asılmamalı, bilgisizlik sömürüsünden vazgeçilmeli, toplum eğitilmelidir.
Ne var ki, öğretim yarı cahilin ya da sömürücünün elinde amacına ulaşamayacağı gibi, kültür iktidarı da Kaf dağının arkasında bekler durur.
Bizden söylemesi.
Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu / diğer yazıları
- Terör / 01.02.2024
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023