Namaz kılan bir insanın günde en az kırk defa okuyarak, Yüce Yaratıcı'nın öğrettiği şekilde yalvararak istemesi gereken Fatiha Sûresi'nin 6. ve 7. ayet-i kerimelerin özeti;
Hidayet muhakkak ki Allah'tandır. Ne kadar emirleri yerine getirmeye gayret edip yasaklardan kendimizi koruyup uzak durabilirsek, Mevla'nın istediklerini yapmış oluruz. Doğruluk, doğru yolda istikamet üzere olmak Müslümana Allah-ü Teâlâ tarafından emredilen ve bahşedilen en büyük nimettir ve irşattır.
Pekâlâ, bizim doğru olmamız, her türlü kötülükten ve sapkınlıktan korunmamız için yeterli mi?
Fatiha Sûresi'nde Rabbimizin bizlere bildirdiğine göre yeterli değil. Evet; bizlerin doğru olması yeterli değil! Nasıl yeterli olsun ki? Düşünün çok mağazalı bir iş yerine ortaksınız ve ortaklarınızın nasıl borçlandığını bilmiyorsunuz! Sizin üzerinize düşen vazife, mesul olduğunuz mağazanın müdürlüğünü yapıp en iyi şekilde görevinizi yerine getirmeye çalışmaktır. Neticede en son haciz memurlarının kollarından yalnız üstünüzdeki kıyafetinizle dışarı çıkartıldığınızı mağazanın mühürlendiğini hatırlarsınız. (üzüntüden aklınızı kaybetmezseniz)
Para kazanmak için ortak olduğunuz birinin bilerek veya bilmeyerek yapmış olduğu yanlışların ortağı olarak cezasını çekmek zorunda kalırsınız. Yanlış bir arkadaş, yanlış bir dost veya yanlış bir öğretmenin size öğrettiği yanlış bilgiler neticesinde kararan, dünyanızdır.
Kiminle beraber olursanız o kişinin rengine bulanır, tipine, şekline, şemaline göre bürünürsünüz. Hırsızla, arsızla, yalancıyla beraber olan birinin sadık veya namuslu olmasını beklemek safdillik olur.
Allah-ü Teâlâ'nın istediği, nimet verdiği insanlarla dünyada iken bir ve beraber olmamızdır. Nisa Sûresi 69. ayet-i kerimede Rabbimiz nimet verdiği kimseleri şöyle açıklıyor: -"Her kim Allah'a ve peygambere itaatkâr oluyorsa, işte onlar Allah'ın kendilerine nimet verdiği peygamberler, sıddıklar, şehitler ve salihler ile birliktedirler. Bunlar ise ne güzel arkadaş!"
Unutmayalım ki dünyada kimlerle beraber ne hal üzere isek, ahirette aynı kişilerle beraber o hal üzere olacağız!
Hidayet muhakkak ki Allah'tandır. Ne kadar emirleri yerine getirmeye gayret edip yasaklardan kendimizi koruyup uzak durabilirsek, Mevla'nın istediklerini yapmış oluruz. Doğruluk, doğru yolda istikamet üzere olmak Müslümana Allah-ü Teâlâ tarafından emredilen ve bahşedilen en büyük nimettir ve irşattır.
Pekâlâ, bizim doğru olmamız, her türlü kötülükten ve sapkınlıktan korunmamız için yeterli mi?
Fatiha Sûresi'nde Rabbimizin bizlere bildirdiğine göre yeterli değil. Evet; bizlerin doğru olması yeterli değil! Nasıl yeterli olsun ki? Düşünün çok mağazalı bir iş yerine ortaksınız ve ortaklarınızın nasıl borçlandığını bilmiyorsunuz! Sizin üzerinize düşen vazife, mesul olduğunuz mağazanın müdürlüğünü yapıp en iyi şekilde görevinizi yerine getirmeye çalışmaktır. Neticede en son haciz memurlarının kollarından yalnız üstünüzdeki kıyafetinizle dışarı çıkartıldığınızı mağazanın mühürlendiğini hatırlarsınız. (üzüntüden aklınızı kaybetmezseniz)
Para kazanmak için ortak olduğunuz birinin bilerek veya bilmeyerek yapmış olduğu yanlışların ortağı olarak cezasını çekmek zorunda kalırsınız. Yanlış bir arkadaş, yanlış bir dost veya yanlış bir öğretmenin size öğrettiği yanlış bilgiler neticesinde kararan, dünyanızdır.
Kiminle beraber olursanız o kişinin rengine bulanır, tipine, şekline, şemaline göre bürünürsünüz. Hırsızla, arsızla, yalancıyla beraber olan birinin sadık veya namuslu olmasını beklemek safdillik olur.
Allah-ü Teâlâ'nın istediği, nimet verdiği insanlarla dünyada iken bir ve beraber olmamızdır. Nisa Sûresi 69. ayet-i kerimede Rabbimiz nimet verdiği kimseleri şöyle açıklıyor: -"Her kim Allah'a ve peygambere itaatkâr oluyorsa, işte onlar Allah'ın kendilerine nimet verdiği peygamberler, sıddıklar, şehitler ve salihler ile birliktedirler. Bunlar ise ne güzel arkadaş!"
Unutmayalım ki dünyada kimlerle beraber ne hal üzere isek, ahirette aynı kişilerle beraber o hal üzere olacağız!
Ali Nezir / diğer yazıları
- Sizce zulüm nedir? / 08.03.2024
- Allah adına konuşmak / 26.02.2024
- Kimi sevmemiz lazım! / 25.12.2023
- Diyanet’e açık mektup / 17.11.2023
- ‘Ne mutlu Türk’üm’ diyen olun! / 10.11.2023
- Vatandaşlık hakları ve Alucralılık! / 04.11.2023
- Nice yüzyıllara / 30.10.2023
- Eğitimden ne anlıyoruz? / 21.09.2023
- Aldananlar ve aldatanlar / 07.09.2023
- Şanlı olarak kutlansın / 30.08.2023
- Allah adına konuşmak / 26.02.2024
- Kimi sevmemiz lazım! / 25.12.2023
- Diyanet’e açık mektup / 17.11.2023
- ‘Ne mutlu Türk’üm’ diyen olun! / 10.11.2023
- Vatandaşlık hakları ve Alucralılık! / 04.11.2023
- Nice yüzyıllara / 30.10.2023
- Eğitimden ne anlıyoruz? / 21.09.2023
- Aldananlar ve aldatanlar / 07.09.2023
- Şanlı olarak kutlansın / 30.08.2023