Bugünlerde Cumhurbaşkanı'nın, hedef aldığı kişileri domuz eti yemekle suçlamasıyla domuz eti konusu epey popüler oldu.
Her zamanki gibi, istisnalar hariç milletimiz işin ardını araştırmaktan aciz.
Nedir bu domuz eti?
Kim soktu ülkeye?
Ben küçüklüğümde bırakın domuz etini, domuz kelimesini ağzımıza aldığımız zaman büyüklerimiz besmele çek tevbe et diye bizi uyarırlardı.
Şimdi ortalık domuzdan geçilmiyor.
Taraftarlarının şeriatı getireceğini söyleyen AKP, 12 Haziran 2006 yılında 26221 numaralı resmi gazetede yayınlanan genelgeye göre domuz etini kasaplık et statüsüne sokmuştu.
Hatta öyle bir statü verildi ki bir kasaba gidip domuz eti isterseniz kasapta vermezse kanunen suçlu sayılıyor.
12 yılda binlerce ton domuz eti ithal edildi.
Şu an Türkiye'de 20'den fazla ilde, 20'yi aşkın domuz çiftlikleri kurulmuş durumda.
Her yıl 1 milyonun üzerinde domuz yetiştirilip kesimhanelere gönderiliyor.
Eski rakamlara göre ülkemizde yılda 3 milyon ton domuz eti üretiliyor.
Tıpkı açılan 40 bin kilise evi ve restore edilip besmeleler eşliğinde devlet erkanının açtığı kiliseler gibi domuz eti miktarı topraklarımızda yaşayan gayrimüslimlerin ve gelen turist sayısının çok üzerindedir.
Birçok markette domuz etine rastlamak mümkün ve normal ete göre 10 kata kadar daha ucuz.
Şimdi siz nasıl olsa biz yemiyoruz diyeceksiniz değil mi?
2015 yılında Çanakkale'ye seminer vermeye gittiğimde etin ne kadar pahalandığını anlatıyordum. O sırada bir teyze oğlum olur mu öyle şey benim okuma yazmam yok fakat 3 gün önce 8-9 TL'ye et aldım çocuklarıma yemek yaptım demişti.
Okuma yazma bilmediği için fiyatına bakıp almış ve ailesine domuz etinden yemek yapmıştı.
Kasaplara girip halka satılan ete karıştırılan domuz etleri de cabası.
O gün bugündür Türkiye'de ne kadar da çok insanın domuz eti yediğini, domuz etinin getirdiği ahlaki ve kültürel yozlaşmayı düşünürüm.
Sadece et olarak da değil, domuz jelatini diye bildiğimiz %99'ı gayrimüslimler tarafından üretilen bir mamul var ve domuz derisinden imal edildiği için çok ucuz.
Yılda 380.000 ton civarı üretilir 150.000 tonu da Müslümanlar tarafından tüketilir.
Yazıyı yazarken bile yeterince midem bulandı.
Fazla uzatmaya da gerek yok herhalde.
Vatanınızın ve neslinizin geleceği için yediğinize, içtiğinize dikkat edin.
Vardır bir hikmeti deyip Çanakkale'deki teyze gibi milyonlarca insanın vebalini almayın.
Yoksa ne kıldığınız namaz sizi kurtarır ne de dünyalık menfaatine sattığınız aklınız.
Siz siz olun Şam şeytanlarının beslendiği cahillerden olmayın.
Her zamanki gibi, istisnalar hariç milletimiz işin ardını araştırmaktan aciz.
Nedir bu domuz eti?
Kim soktu ülkeye?
Ben küçüklüğümde bırakın domuz etini, domuz kelimesini ağzımıza aldığımız zaman büyüklerimiz besmele çek tevbe et diye bizi uyarırlardı.
Şimdi ortalık domuzdan geçilmiyor.
Taraftarlarının şeriatı getireceğini söyleyen AKP, 12 Haziran 2006 yılında 26221 numaralı resmi gazetede yayınlanan genelgeye göre domuz etini kasaplık et statüsüne sokmuştu.
Hatta öyle bir statü verildi ki bir kasaba gidip domuz eti isterseniz kasapta vermezse kanunen suçlu sayılıyor.
12 yılda binlerce ton domuz eti ithal edildi.
Şu an Türkiye'de 20'den fazla ilde, 20'yi aşkın domuz çiftlikleri kurulmuş durumda.
Her yıl 1 milyonun üzerinde domuz yetiştirilip kesimhanelere gönderiliyor.
Eski rakamlara göre ülkemizde yılda 3 milyon ton domuz eti üretiliyor.
Tıpkı açılan 40 bin kilise evi ve restore edilip besmeleler eşliğinde devlet erkanının açtığı kiliseler gibi domuz eti miktarı topraklarımızda yaşayan gayrimüslimlerin ve gelen turist sayısının çok üzerindedir.
Birçok markette domuz etine rastlamak mümkün ve normal ete göre 10 kata kadar daha ucuz.
Şimdi siz nasıl olsa biz yemiyoruz diyeceksiniz değil mi?
2015 yılında Çanakkale'ye seminer vermeye gittiğimde etin ne kadar pahalandığını anlatıyordum. O sırada bir teyze oğlum olur mu öyle şey benim okuma yazmam yok fakat 3 gün önce 8-9 TL'ye et aldım çocuklarıma yemek yaptım demişti.
Okuma yazma bilmediği için fiyatına bakıp almış ve ailesine domuz etinden yemek yapmıştı.
Kasaplara girip halka satılan ete karıştırılan domuz etleri de cabası.
O gün bugündür Türkiye'de ne kadar da çok insanın domuz eti yediğini, domuz etinin getirdiği ahlaki ve kültürel yozlaşmayı düşünürüm.
Sadece et olarak da değil, domuz jelatini diye bildiğimiz %99'ı gayrimüslimler tarafından üretilen bir mamul var ve domuz derisinden imal edildiği için çok ucuz.
Yılda 380.000 ton civarı üretilir 150.000 tonu da Müslümanlar tarafından tüketilir.
Yazıyı yazarken bile yeterince midem bulandı.
Fazla uzatmaya da gerek yok herhalde.
Vatanınızın ve neslinizin geleceği için yediğinize, içtiğinize dikkat edin.
Vardır bir hikmeti deyip Çanakkale'deki teyze gibi milyonlarca insanın vebalini almayın.
Yoksa ne kıldığınız namaz sizi kurtarır ne de dünyalık menfaatine sattığınız aklınız.
Siz siz olun Şam şeytanlarının beslendiği cahillerden olmayın.
Furkan Talay / diğer yazıları
- Atatürk’ün en büyük düşmanını açıklıyorum / 22.12.2020
- Haydar Baş’ın gizli mirası / 18.12.2020
- Hüseyin Baş’a destek değil yaren olacağız / 02.05.2020
- ‘İdeal delikanlı modeli Mustafa Kemal’ / 21.01.2019
- Rockefeller ve Rothschild Ailesi-II / 04.07.2018
- Rockefeller ve Rothschild Ailesi-I / 03.07.2018
- Atatürk camileri yıktı mı? / 29.06.2018
- Atatürk'ün partisi / 27.05.2018
- Atatürk Haydar Baş Milli Ekonomi Modeli / 11.05.2018
- Atatürk'süz Çanakkale kutlaması olmaz / 21.03.2018
- Haydar Baş’ın gizli mirası / 18.12.2020
- Hüseyin Baş’a destek değil yaren olacağız / 02.05.2020
- ‘İdeal delikanlı modeli Mustafa Kemal’ / 21.01.2019
- Rockefeller ve Rothschild Ailesi-II / 04.07.2018
- Rockefeller ve Rothschild Ailesi-I / 03.07.2018
- Atatürk camileri yıktı mı? / 29.06.2018
- Atatürk'ün partisi / 27.05.2018
- Atatürk Haydar Baş Milli Ekonomi Modeli / 11.05.2018
- Atatürk'süz Çanakkale kutlaması olmaz / 21.03.2018