Bir Hollywood filmi... Bugünlerde vizyondaydı. Başrolde Matt Damon var, şu meşhur yıldız.. Niye bu filmden bahsediyorum? Çünkü konusu bir hayli ilginç..
Filmin başında, dünyayı değiştiren çok ilginç bir buluş yapılır: Bir grup bilim adamı (İsviçreli değil, Amerikalı), bir deney grubundaki insanları 19 cm olacak kadar küçültmeyi başarmışlardır. Bunların bir süreliğine yaşantısı izlenmiş ve tüketim ile oluşturdukları geri dönüşüm komik olacak kadar azalmıştır. Doğal olarak bütün dünyaya böyle bir ortamda yaşama imkanı sunulur.
Esas oğlanımız yani Matt ve eşi, bir ev hayali kurarak çalışmaktadırlar. İkisi de para biriktirerek güzel bir ev almak için gecelerini gündüzlerine katarak mücadele etmektedir. Ancak bazı olumsuzluklar nedeniyle hayal kırıklığı yaşarlar. Bunun üzerine küçülme işini uygulamaya karar verirler. Ancak son anda eşi vazgeçer. Matt ise küçülmüş olarak yeni hayatına devam eder.
Burada amacım, film eleştirisi yapmak değil. Filmin ana konusu ve alt repliklerde geçen "ekonomi" gerçeğini dile getirmek istiyorum. En önemlisi, Kapitalizm'e çare olarak harcamaların kısılması için insanların küçültülmesi ütopik olarak zihinlere sunulan bir "deva"! Yani "Kapitalizm'den kurtulmak diye bir şey yok! Artık bilimin imkanlarıyla küçülüp harcamalarınızı minimuma indirmeye bakın" mesajı, subliminal olarak veriliyor. Bu küçülen adamlar vergi vermiyor, bir ev için 300-500 bin dolar yerine 3-5 bin dolar veriyor vs. Bir sahnede de, bu küçülen insanların vergi vermediği için oy da kullanmaması gerektiği tartışması yaşanıyor.
Ben, Hollywood'un son noktada, Kapitalizm'in çaresi olarak "cennette rahat rahat yaşayacaksınız, ölün kurtulun" temalı bir film yapacağını bekliyorum. Zaten Marvel'in son Avengers filmi de bu temayı temel alıyordu. Thanos, insanlığın rahatı için yarısının yok edilmesi gerektiğini söylüyor ve uyguluyordu. Alman yazar Goethe'nin Faust eserinde "para basmak büyük hatadır" sözünü Mephistoteles adlı "şeytan"a söyletmesi de, Kapitalizm'in bakış açısını iyice netleştirmektedir.
Artık ciddi ciddi, Hollywood senaristlerine Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in Milli Ekonomi Modeli'ni göndermeyi düşünüyorum. Turgut Özal'ın (yanlış değilse) Hollywood filmlerinin Türkiye'de gösterilmesi konusunda Amerika ile yaşadığı siyasi gerilim düşünüldüğünde, etkili olur. Hazır insanımız da dizilerden tarih öğrenmeye alışmış iken doğru ekonomiyi de öğrenmiş olur.
Filmin başında, dünyayı değiştiren çok ilginç bir buluş yapılır: Bir grup bilim adamı (İsviçreli değil, Amerikalı), bir deney grubundaki insanları 19 cm olacak kadar küçültmeyi başarmışlardır. Bunların bir süreliğine yaşantısı izlenmiş ve tüketim ile oluşturdukları geri dönüşüm komik olacak kadar azalmıştır. Doğal olarak bütün dünyaya böyle bir ortamda yaşama imkanı sunulur.
Esas oğlanımız yani Matt ve eşi, bir ev hayali kurarak çalışmaktadırlar. İkisi de para biriktirerek güzel bir ev almak için gecelerini gündüzlerine katarak mücadele etmektedir. Ancak bazı olumsuzluklar nedeniyle hayal kırıklığı yaşarlar. Bunun üzerine küçülme işini uygulamaya karar verirler. Ancak son anda eşi vazgeçer. Matt ise küçülmüş olarak yeni hayatına devam eder.
Burada amacım, film eleştirisi yapmak değil. Filmin ana konusu ve alt repliklerde geçen "ekonomi" gerçeğini dile getirmek istiyorum. En önemlisi, Kapitalizm'e çare olarak harcamaların kısılması için insanların küçültülmesi ütopik olarak zihinlere sunulan bir "deva"! Yani "Kapitalizm'den kurtulmak diye bir şey yok! Artık bilimin imkanlarıyla küçülüp harcamalarınızı minimuma indirmeye bakın" mesajı, subliminal olarak veriliyor. Bu küçülen adamlar vergi vermiyor, bir ev için 300-500 bin dolar yerine 3-5 bin dolar veriyor vs. Bir sahnede de, bu küçülen insanların vergi vermediği için oy da kullanmaması gerektiği tartışması yaşanıyor.
Ben, Hollywood'un son noktada, Kapitalizm'in çaresi olarak "cennette rahat rahat yaşayacaksınız, ölün kurtulun" temalı bir film yapacağını bekliyorum. Zaten Marvel'in son Avengers filmi de bu temayı temel alıyordu. Thanos, insanlığın rahatı için yarısının yok edilmesi gerektiğini söylüyor ve uyguluyordu. Alman yazar Goethe'nin Faust eserinde "para basmak büyük hatadır" sözünü Mephistoteles adlı "şeytan"a söyletmesi de, Kapitalizm'in bakış açısını iyice netleştirmektedir.
Artık ciddi ciddi, Hollywood senaristlerine Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in Milli Ekonomi Modeli'ni göndermeyi düşünüyorum. Turgut Özal'ın (yanlış değilse) Hollywood filmlerinin Türkiye'de gösterilmesi konusunda Amerika ile yaşadığı siyasi gerilim düşünüldüğünde, etkili olur. Hazır insanımız da dizilerden tarih öğrenmeye alışmış iken doğru ekonomiyi de öğrenmiş olur.
Hüsamettin Çalışkan / diğer yazıları
- ‘Otomobil uçar gider’ / 14.03.2023
- ‘Masa da masaymış ha!’ / 11.03.2023
- Reddiye-III / 29.12.2020
- Reddiye-II / 28.12.2020
- ABDAL MUSA SULTAN PEND-NAMESİ / 26.12.2020
- Reddiye-I / 25.12.2020
- Peygamberimiz (s.a.v) okuma yazma biliyordu! / 23.12.2020
- ‘Sınavsız üniversite’ ontolojisi / 18.12.2020
- Haydar Haydar… / 24.04.2020
- Sonuç ve Milli Ekonomi Modeli / 21.04.2020
- ‘Masa da masaymış ha!’ / 11.03.2023
- Reddiye-III / 29.12.2020
- Reddiye-II / 28.12.2020
- ABDAL MUSA SULTAN PEND-NAMESİ / 26.12.2020
- Reddiye-I / 25.12.2020
- Peygamberimiz (s.a.v) okuma yazma biliyordu! / 23.12.2020
- ‘Sınavsız üniversite’ ontolojisi / 18.12.2020
- Haydar Haydar… / 24.04.2020
- Sonuç ve Milli Ekonomi Modeli / 21.04.2020