Yüce Allah; "Dua edin, icabet edeyim" diye buyurmuştur. Fakat hangi durumlarda duaya icabet edeceğini ve hangi durumlarda icabet etmeyeceğini açıklamamış ve bu görevi Peygamberine ve O'nun eğittiği Ehl-i Beyt'ine bırakmıştır.
Ehl-i Beyt'in babası İmam Ali (a.s.) bir cuma günkü hutbesinde şöyle buyurmuştur: "Ey insanlar! Kendilerinden Allah'a sığınmanız gereken yedi büyük musibet vardır, bunlar: 1- Dalalete düşen âlim. 2- Sapıtan abid. 3- Muhtaç mümin. 4- Hıyanet eden emin. 5- Zavallı olan zengin. 6- Zelil olan aziz. 7- Hasta olan yoksul. (Böyle durumlara düşenlerden ve böyle olmaktan Allah'a sığınmalıyız)."
Bu sözü söyledikten sonra orada bulunanlardan biri ağaya kalkıp şöyle dedi: "Ey müminlerin Emiri doğru söyledin. Yönümüzü kaybettiğimizde kıblemizsin. Karanlıkta kaldığımızda ışığımızsın. Senden bir sorum olacak: Yüce Allah, 'Dûa edin, icabet edeyim' diye buyuruyor Kur'an'da. Oysaki bizler dua ediyoruz fakat icabet edilmiyor, nedeni nedir?"
İmam Ali (a.s.) o şahsın sorusuna şu karşılığı verdi: "Kalplerinizin şu sekiz özelliğe sahip olmasındandır:
1- Sizler Allah'ı tanıdınız fakat size farz kıldığı şekliyle O'na karşı vazifenizi yerine getirmediniz, böylesine bir bilişin size hiç bir faydası olmaz!
2- Sizler O'nun Peygamberine inandınız, fakat O'nun sünnetine muhalefet ettiniz ve getirdiği şeriatını katlettiniz, öyleyse imanınızın semeresi nerededir sizin?
3- Sizler, Allah'ın sizlere indirdiği kitabını okudunuz fakat onunla amel etmediniz, 'Biz işittik amel ettik' dediniz ama ona muhalefet ettiniz.
4- Sizler 'Biz ateşten korkarız" dediniz ama günahlarınızla birlikte o ateşe doğru gidiyorsunuz; korkunuz nerede sizin?
5- Sizlerin mantığı 'Biz cenneti istiyoruz' mantığıdır. Fakat sürekli sizi ondan uzaklaştıran işler yapıyorsunuz. O takdirde nerededir sizin cennete olan arzunuz?
6- Sizler sürekli sahibinizin ekmeğini yiyor ve asla O'na teşekkür etmiyorsunuz.
7- Yüce Allah size Şeytan'la düşman olmanızı emretmiştir ve 'Kuşkusuz, Şeytan size düşmandır; siz de onu kendinize düşman bilin. O, kendi grubunu ancak cehennemlik olmaya çağırır' (Fatır/6) buyurmuştur. Fakat sizler Allah'a muhalefet etmiş ve Şeytan'a muhalefet etmemekten dolayı da ona dost oldunuz ve ona uydunuz.
8- Sizler sürekli insanların kusurlarını göz önüne aldınız fakat kusurlarınızı gizlediniz. Kendi kendinizi kınamanız gerekirken başkalarını kınadınız. Bu halinizle sizlerin duaları nasıl kabul olsun? Oysaki sizler, duanın icabet yollarını (kabul olma kanallarını) kapadınız! O halde Allah'tan çekininiz, eylemlerinizi düzeltiniz, niyetlerinizi ihlaslı kılınız, insanları güzelliklere davet ediniz, çirkinliklerden sakınınız. Bunları yaptığınız takdirde Allah sizlerin dûasını kabul edecektir!"
Gönüller Sultanı Peygamber Efendimiz (sav)'den de şöyle bir hadis nakledilmiştir: "Kim duasının kabul olmasını istiyorsa, yiyecek-içeceklerinin ve kazancının helal olmasına dikkat etsin" (Bihar, c.93, s.372).
Konuyla ilgili hadisler bir hayli fazladır. Onlardan bir tanesini nakledip konuyu kapatacağız. Rivayette şöyle geçer:
Yüce Allah, Hz. İsa'ya (a.s) şöyle buyurdu: "Ey İsa! İsrailoğullarının zalim ve zorbalarına de ki, ayaklarınız harama basmışken ve putlar da evlerinizde asılıyken bana dua etmeyiniz!" (İddetu'd-Dai, s.102).
Buradan hareketle diyebiliriz ki, kazancı haram olanların, kul hakkı yiyenlerin, haram kokan ortamlarda yaşayanların, evleri, işyerleri alkol, esrar, eroin ve kumar aletleriyle dolup taşanların dua edip de dûasının kabulünü beklemesi abestir!
Ehl-i Beyt'in babası İmam Ali (a.s.) bir cuma günkü hutbesinde şöyle buyurmuştur: "Ey insanlar! Kendilerinden Allah'a sığınmanız gereken yedi büyük musibet vardır, bunlar: 1- Dalalete düşen âlim. 2- Sapıtan abid. 3- Muhtaç mümin. 4- Hıyanet eden emin. 5- Zavallı olan zengin. 6- Zelil olan aziz. 7- Hasta olan yoksul. (Böyle durumlara düşenlerden ve böyle olmaktan Allah'a sığınmalıyız)."
Bu sözü söyledikten sonra orada bulunanlardan biri ağaya kalkıp şöyle dedi: "Ey müminlerin Emiri doğru söyledin. Yönümüzü kaybettiğimizde kıblemizsin. Karanlıkta kaldığımızda ışığımızsın. Senden bir sorum olacak: Yüce Allah, 'Dûa edin, icabet edeyim' diye buyuruyor Kur'an'da. Oysaki bizler dua ediyoruz fakat icabet edilmiyor, nedeni nedir?"
İmam Ali (a.s.) o şahsın sorusuna şu karşılığı verdi: "Kalplerinizin şu sekiz özelliğe sahip olmasındandır:
1- Sizler Allah'ı tanıdınız fakat size farz kıldığı şekliyle O'na karşı vazifenizi yerine getirmediniz, böylesine bir bilişin size hiç bir faydası olmaz!
2- Sizler O'nun Peygamberine inandınız, fakat O'nun sünnetine muhalefet ettiniz ve getirdiği şeriatını katlettiniz, öyleyse imanınızın semeresi nerededir sizin?
3- Sizler, Allah'ın sizlere indirdiği kitabını okudunuz fakat onunla amel etmediniz, 'Biz işittik amel ettik' dediniz ama ona muhalefet ettiniz.
4- Sizler 'Biz ateşten korkarız" dediniz ama günahlarınızla birlikte o ateşe doğru gidiyorsunuz; korkunuz nerede sizin?
5- Sizlerin mantığı 'Biz cenneti istiyoruz' mantığıdır. Fakat sürekli sizi ondan uzaklaştıran işler yapıyorsunuz. O takdirde nerededir sizin cennete olan arzunuz?
6- Sizler sürekli sahibinizin ekmeğini yiyor ve asla O'na teşekkür etmiyorsunuz.
7- Yüce Allah size Şeytan'la düşman olmanızı emretmiştir ve 'Kuşkusuz, Şeytan size düşmandır; siz de onu kendinize düşman bilin. O, kendi grubunu ancak cehennemlik olmaya çağırır' (Fatır/6) buyurmuştur. Fakat sizler Allah'a muhalefet etmiş ve Şeytan'a muhalefet etmemekten dolayı da ona dost oldunuz ve ona uydunuz.
8- Sizler sürekli insanların kusurlarını göz önüne aldınız fakat kusurlarınızı gizlediniz. Kendi kendinizi kınamanız gerekirken başkalarını kınadınız. Bu halinizle sizlerin duaları nasıl kabul olsun? Oysaki sizler, duanın icabet yollarını (kabul olma kanallarını) kapadınız! O halde Allah'tan çekininiz, eylemlerinizi düzeltiniz, niyetlerinizi ihlaslı kılınız, insanları güzelliklere davet ediniz, çirkinliklerden sakınınız. Bunları yaptığınız takdirde Allah sizlerin dûasını kabul edecektir!"
Gönüller Sultanı Peygamber Efendimiz (sav)'den de şöyle bir hadis nakledilmiştir: "Kim duasının kabul olmasını istiyorsa, yiyecek-içeceklerinin ve kazancının helal olmasına dikkat etsin" (Bihar, c.93, s.372).
Konuyla ilgili hadisler bir hayli fazladır. Onlardan bir tanesini nakledip konuyu kapatacağız. Rivayette şöyle geçer:
Yüce Allah, Hz. İsa'ya (a.s) şöyle buyurdu: "Ey İsa! İsrailoğullarının zalim ve zorbalarına de ki, ayaklarınız harama basmışken ve putlar da evlerinizde asılıyken bana dua etmeyiniz!" (İddetu'd-Dai, s.102).
Buradan hareketle diyebiliriz ki, kazancı haram olanların, kul hakkı yiyenlerin, haram kokan ortamlarda yaşayanların, evleri, işyerleri alkol, esrar, eroin ve kumar aletleriyle dolup taşanların dua edip de dûasının kabulünü beklemesi abestir!
Hasan Kanaatlı / diğer yazıları
- Neden yazıyoruz / 16.01.2018
- Emevi mektebi / 26.11.2017
- Ehl-i Beyt mektebinin nitelikleri-2 / 17.11.2017
- Ehl-i Beyt mektebinin nitelikleri / 14.11.2017
- Muaviye'nin geçmişine kısa bir bakış / 13.11.2017
- İmam Hüseyin'i (a.s.) tanımak / 09.11.2017
- Şayet Hüseyin (a.s.) biat etseydi??2 / 08.11.2017
- Şayet Hüseyin (a.s.) biat etseydi?-1 / 07.11.2017
- Kur'an açısından Allah adına ıslah / 06.11.2017
- İmam Hasan (a.s.)'ın barışının mahiyeti / 05.11.2017
- Emevi mektebi / 26.11.2017
- Ehl-i Beyt mektebinin nitelikleri-2 / 17.11.2017
- Ehl-i Beyt mektebinin nitelikleri / 14.11.2017
- Muaviye'nin geçmişine kısa bir bakış / 13.11.2017
- İmam Hüseyin'i (a.s.) tanımak / 09.11.2017
- Şayet Hüseyin (a.s.) biat etseydi??2 / 08.11.2017
- Şayet Hüseyin (a.s.) biat etseydi?-1 / 07.11.2017
- Kur'an açısından Allah adına ıslah / 06.11.2017
- İmam Hasan (a.s.)'ın barışının mahiyeti / 05.11.2017