logo
19 MART 2024

DEAŞ, polis karakoluna saldırdı

Terör örgütü DEAŞ'ın, Afganistan'ın doğusundaki Nuristan kentinin Vama ilçesinde polis karakoluna saldırması üzerine çıkan çatışmada üç polis yaşamını yitirdi, 12 örgüt mensubu öldürüldü.
10.12.2017 00:00:00
Nuristan Emniyet Amiri Gulam Faruk Nuristani, yaptığı açıklamada, DEAŞ üyelerinin Vama'daki polis karakoluna saldırmasının ardından çatışma çıktığını belirtti.

Çatışmada üç emniyet görevlisinin hayatını kaybettiğini, ikisinin yaralandığını dile getiren Nuristani, 12 örgüt üyesinin öldürüldüğünü, 18'inin yaralandığını kaydetti.

Nuristani, DEAŞ'ın ilk kez Nuristan'da da faaliyette olduğunun görüldüğünü söyledi.
Süleymaniye hatadan dönmeli
İstikrarı hakim kılmakta kararlıyız
Parası olan kaçırıyor, olmayan kaçıyor
8 yılda ülkemizden çıkan yerli sermaye miktarı 600 milyar dolar
Kaftancıoğlu da ifadeye çağrıldı
İki şüphelinin ifadesi ortaya çıktı
Erdoğan 4. Kolordu Komutanlığı'nda konuştu
Irak ve Suriye mesajı
Utan dünya!
Bombalardan kurtulanlar açlıktan ölüyor
Ali Koç'tan tarihi çıkış
'Gerekirse bir alt lige düşeceğiz'
TİP adaylığını çektiğini duyurmuştu
Ses kayıtları yayınlandı
İmamoğlu İnşaat Genel Müdürü ifade verdi
'Para sayma' soruşturması sürüyor
Makas açılınca, Altınok için sahaya indi
Mansur Yavaş'ı hedef aldı
'Darende'ye hizmet için yola çıktık'
BTP'den Darende'de büyük miting
Ankara anketinden büyük fark çıktı
Mansur Yavaş kendiyle yarışıyor
"Gazze en büyük açık hava mezarlığına dönüştü"
AB Yüksek Temsilcisi Josep Borrell
İsrail'e 35 bin ton silah ve mühimmat taşındı
Büyük çoğunluğu ABD'den
Doğrusu 11 bin dolar
Sığınmacıların geliri Türklere sayılmış!
"Koltukta vakit geçirmeye değil çalışmaya talibiz"
BTP Aksu Adayı Bilal Şahin
Süleymaniye hatadan dönmeli
İstikrarı hakim kılmakta kararlıyız
Parası olan kaçırıyor, olmayan kaçıyor
8 yılda ülkemizden çıkan yerli sermaye miktarı 600 milyar dolar
Kaftancıoğlu da ifadeye çağrıldı
İki şüphelinin ifadesi ortaya çıktı
Erdoğan 4. Kolordu Komutanlığı'nda konuştu
Irak ve Suriye mesajı
Utan dünya!
Bombalardan kurtulanlar açlıktan ölüyor
Ali Koç'tan tarihi çıkış
'Gerekirse bir alt lige düşeceğiz'
TİP adaylığını çektiğini duyurmuştu
Ses kayıtları yayınlandı
İmamoğlu İnşaat Genel Müdürü ifade verdi
'Para sayma' soruşturması sürüyor
Makas açılınca, Altınok için sahaya indi
Mansur Yavaş'ı hedef aldı
'Darende'ye hizmet için yola çıktık'
BTP'den Darende'de büyük miting
Ankara anketinden büyük fark çıktı
Mansur Yavaş kendiyle yarışıyor
"Gazze en büyük açık hava mezarlığına dönüştü"
AB Yüksek Temsilcisi Josep Borrell
İsrail'e 35 bin ton silah ve mühimmat taşındı
Büyük çoğunluğu ABD'den
Doğrusu 11 bin dolar
Sığınmacıların geliri Türklere sayılmış!
"Koltukta vakit geçirmeye değil çalışmaya talibiz"
BTP Aksu Adayı Bilal Şahin

Canan Kaftancıoğlu "para sayma" soruşturmasında "şüpheli" olarak ifadeye çağırıldı

CHP İstanbul İl Başkanlığında çekildiği öne sürülen para sayma görüntülerine ilişkin soruşturmada, eski CHP İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu "şüpheli" sıfatıyla ifadeye çağırıldı.
18.03.2024 21:22:00
Anadolu Ajansı
Canan Kaftancıoğlu "para sayma" soruşturmasında "şüpheli" olarak ifadeye çağırıldı
Canan Kaftancıoğlu "para sayma" soruşturmasında "şüpheli" olarak ifadeye çağırıldı

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, CHP İl Başkanlığında çekildiği iddia edilen ve sosyal medyada paylaşılan para sayma görüntüleriyle ilgili başlatılan soruşturma devam ediyor.

Bu kapsamda, şüpheli Ali Rıza Braka'nın savcılıkta, "CHP adına süreci o tarihte İl Başkanı olan Canan Kaftancıoğlu yürütüyordu. Kendisiyle 6 Kasım 2019'da Beyoğlu 3. Noterliği'nde satış sözleşmesi imzaladık." şeklindeki ifadesiyle isminden söz ettiği Kaftancıoğlu'nun "şüpheli" olarak ifadeye çağırıldığı öğrenildi.

Soruşturma

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, bazı sosyal medya hesaplarında, "Fatih Keleş'in CHP İstanbul İl Başkanlığında para destelerini sayarken çekilen görüntüleri ortaya çıktı." notuyla paylaşılan görüntülere ilişkin maddi gerçeğin ortaya çıkarılması, suç ve suç unsuru bulunup bulunmadığının tespit edilmesi amacıyla resen soruşturma başlatmıştı.

Soruşturma kapsamında İBB Spor Kulübü Başkanı Fatih Keleş, eski CHP İstanbul İl Başkan Yardımcısı Özgür Nas ve eski CHP İstanbul İl Başkanlığı Basın Danışmanı Can Poyraz'ın şüpheli olarak savcılıkça ifadesi alınmıştı.

Keleş, "Parayı avukatlık ofisinde CHP İstanbul il binasını satan Ali Rıza Braka teslim aldı." şeklinde ifade vermişti.

Soruşturma kapsamında, Braka ve İmamoğlu İnşaat Şirketi'nin Genel Müdürü Tuncay Yılmaz'ın da "şüpheli" olarak ifadesi alınmıştı. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Irak ve Suriye mesajı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 'Irak hududumuzun güvenliğini bu yaz itibarıyla komple garanti altına alacak, Suriye'de yarım kalan işimizi de mutlaka tamamlayacağız' dedi.
18.03.2024 21:16:00 / Güncelleme: 18.03.2024 22:27:05
İhlas Haber Ajansı
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Irak ve Suriye mesajı
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Irak ve Suriye mesajı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 4. Kolordu Komutanlığı'nda askerlerle birlikte iftar yaptı. İftar sonrası konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatanın dört bir yanında ve yurt dışında görev yapan kahraman Türk ordusunun tüm mensuplarını selamladı. Erdoğan, '11 ayın sultanı olan Ramazan-ı Şerifinizi canı gönülden tebrik ediyorum. Rahmet kapılarının sonuna kadar açıldığı bu mübarek ayda sizlerle beraber olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Bu vesileyle bir kez daha devletimizin bekası ve milletimizin güvenliği için canı pahasına görev yapan askerlerimizin her birine başarılar diliyorum. Rabbim askeri, polisi, jandarması, güvenlik korucusu ve istihbaratçısıyla tüm güvenlik güçlerimizin yardımcısı olsun, onları her türlü kazadan, beladan, saldırıdan, ihanetten muhafaza eylesin diyorum' dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün Çanakkale Deniz Zaferi'nin 109. yıl dönümü olduğunu hatırlatarak, 'Sabah ilk olarak Çanakkale'de aziz şehitlerimizi ziyaret ettik. Dünyanın en modern ordularına karşı 'Çanakkale geçilmez' dedirten bu büyük kahramanları rahmetle, tazimle yad ettik. Çanakkale Savaşları'yla birlikte İstiklal Harbimizde, Kıbrıs Barış Harekatı'nda, terörle mücadelede, 15 Temmuz'da vatanı için, bayrağı için, hürriyeti için, onuru için toprağa düşen şehitlerimize de bu vesileyle Allah'tan rahmet niyaz ediyorum. Burada şu hususun altını çizmek istiyorum. Çanakkale sadece bizler için bir deniz zaferi değil, bir milletin küllerinden yeniden doğuşunu müjdeleyen direniş ruhudur. Çanakkale bir iman okyanusudur ve o iman okyanusunda 20. yüzyılın Haçlı ordusu Çanakkale'ye gömülmüştür. Çanakkale tarihin en büyük deniz zaferlerinden birisi olduğu kadar, aynı zamanda parçalanmak istenen bir devletin, yok edilmek istenen bir milletin yeniden ayağa kalktığı, imanını ve inancını tazelediği büyük bir kıyamdır' açıklamasını yaptı.

'Şehadet şuurunun zayıflamasına asla izin veremeyiz'
'Çanakkale Deniz Zaferi geçen sene 100. yılını gururla kutladığımız Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni doğuran ana, büyüten beşik olmuştur' diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Milletçe hep beraber Çanakkale ruhuna ne kadar sıkı sahip çıkarsak, geleceğimize o derece güvenle bakacağımıza inanıyorum. Kahraman Mehmetçiklerimizin yanı sıra istikbalimizin güvencesi olan gençlerimizin de şehitlik ve şehadet bilincine sahip olması çok ama çok önemlidir. 'Asker millet' olarak nam salmış, bu vasfıyla dünyada temayüz etmiş bir milletin mensupları olarak bizi biz yapan temel değerlerden şehadet şuurunun zayıflamasına asla izin veremeyiz. Her karışında bir aslanın yattığı vatan topraklarını başka türlü muhafaza etmemiz mümkün olmaz. Bu gerçeğe yakın tarihimizde defalarca şahitlik ettik' değerlendirmesinde bulundu.

Kıbrıs Türkleri'nin daha bundan yarım asır önce soykırımın eşiğinden döndüğünü hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, '1974 Barış Harekatı'nda ülkemizin dört bir köşesinden subayı, astsubayı, eriyle tam 498 Mehmedimiz şehit oldu. Tüm baskılara rağmen şayet Türkiye'nin müdahalesi olmasaydı bugün ne Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olurdu ne de Kıbrıs Türkleri kalırdı. Hatta belki de güneye yüklenmiş olsaydık, bugünün bir evladı olarak söylüyorum, artık güney kuzey diye bir şey kalmaz, tamamen Kıbrıs bizim olurdu. Aynı şekilde 40 yıllık bölücü terörle mücadelemizde vatan topraklarının müdafaası için henüz hayatlarının baharında olan binlerce evladımızı şehit verdik. Son olarak 15 Temmuz'da 253 insanımız istiklal ve istikballeri uğrunda kahramanca toprağa düştü. DEAŞ'ından DHKP-C'sine kadar envai çeşit terör örgütlerinin eylemlerinde ve sınır ötesi operasyonlarda nice kardeşimiz vatanımız uğrunda hiç düşünmeden canlarını feda etti. Yani 1071'den beri hem bu toprakları vatan yapmak hem de ebedi ve ezeli vatanımız olarak muhafaza etmek için can verdik, kanımızı döktük, mücadele ettik ve bedel ödedik' diye konuştu.

Bundan sonra da aynı azim ve kararlılıkla vatana, ezana, bayrağa sahip çıkmayı sürdüreceklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Şu gerçeği asla unutmamalıyız. Kimsesizlerin kimsesi olan Türkiye Cumhuriyeti var olduğu, köklerine sahip çıktığı, mazluma kol kanat gerdiği müddetçe, emin olun bize yönelik saldırıların da ardı arkası hiç kesilmeyecektir. Bizler millet olarak ilahi kelimetullah davamızı yücelttiğimiz sürece bizi bu topraklardan kazıma planları hiçbir zaman son bulmayacak. Şehit kanlarıyla sulanmış kendi öz yurdumuzda hür, başı dik, onurlu ve huzurlu bir şekilde yaşamak istiyorsak, oyunları bozmaya, hain emelleri kursaklarda bırakmaya devam etmekten başka çaremiz yoktur. Bu bakımdan güçlü bir orduya sahip olmak, bizim için tercihten öte bir mecburiyettir. Biz, caydırıcılığını her zaman en üst seviyede tutması gereken bir ülkeyiz, bir milletiz, bir orduyuz. Türk milleti olarak bizi hasımlarımıza karşı ancak kendi bileğimiz, kendi kuvvetimiz, kendi geliştirdiğimiz imkan ve kabiliyetlerimiz koruyabilir' dedi.

Savunma sanayiindeki yerlilik oranının yüzde 20'lerden yüzde 80'lere çıkarıldığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Bunu çok daha ilerilere taşımak zorundayız. Şimdi uçak gemimizi yaptık. Ne diyoruz' Yetmez. Şimdi ikinci uçak gemisinin daha da büyüğünü yapma kararlılığımız var. Paşam bu işin başında Deniz Kuvvetleri Komutanımız ekibiyle şu anda çalışıyorlar. Ve şu anda arayışlarımızı da devam ettiriyoruz. Ve malum uçaklarımız ortada. Ve tek koldan çalışmıyoruz. Bunun dışında denizin altında da insansız denizaltıları, bunları da yapmanın gayreti içerisindeyiz. İnşallah bunu da başaracağız. Bu işi de halledeceğiz. Yani elin oğlu yapar da biz niye yapmayalım' Bizde bu kabiliyet var, evelallah bunları da başaracağız. İş başa düştüğünde ne üyesi olduğumuz ittifakların ne de görevi küresel barışı korumak olan uluslararası yapıların hiçbir işe yaramadığını yakın dönemdeki acı tecrübelerden biliyoruz' açıklamasını yaptı.

Savunma sanayiinin yerli ve milli olmasının önemine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Biz işte bunun için sürekli yerli ve milli savunma sanayii diyor, her alanda tam bağımsız Türkiye için çalışıyoruz. Onun için dikkat ederseniz birçok yerde konuşmalarımızda artık kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz dedik ve kestik. Bunu Cudi'de yaptık, Gabar'da yaptık, Tendürek'te yaptık, Bestler Deresi'nde yaptık. Yaptık ve yaptık. Bundan sonra da yapacağız. Sınır ötesinde de yapacağız. Yani sınır ötesi, ne işiniz var orada diyenlere karşı; kimler olduğunu biliyorsunuz. Cevabımız oralara yaptığımız operasyonlardır. İşte bunun için güçlü Türkiye, güçlü ordu diyor, milletimizin birliğinin ve kardeşliğinin en büyük dayanağımız olduğunu ifade ediyoruz. İşte bu anlayışla kahraman ordumuzun vatan müdafaası görevini en güzel şekilde yerine getirebilmesi için hiçbir fedakarlıktan kaçınmıyoruz. Yani ben şöyle bir geriye doğru dönüyorum. Ya biz toplu iğne yapamıyorduk. Bize Amerika'sı, Batısı normal tabanca vermiyordu. Ama şimdi onlara biz yerli tabanca satıyoruz. Onlar sıraya giriyor. İş bu noktaya geldi. Eğer çalışırsan senin de olur. Ama çalışmazsan onların kapısında kul köle olursun. Şimdi bizde tabancanın yanında orta menzilli tüfeklerimizin daniskasını üretiyoruz. Hele hele şimdi mühimmatta çok çok öndeyiz. Onlar sıraya giriyor, istiyorlar. E biz de yetiştiremiyoruz. Ama bu noktaya geldik. Çalışırsan senin de oluyor' şeklinde konuştu.

Eli kanlı terör örgütlerine karşı yürütülen zorlu mücadelenin başarıya ulaşması için her türlü desteğin verildiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Bir süredir sabırla uyguladığımız terörü kaynağında kurutma stratejimizin müspet neticelerini sınırlarımız içinde ve dışında görmeye başladık. Silahlı insansız hava araçlarımızla kendi ürettiğimiz mühimmatlarla, yerli, milli silahlarımızla nerede bir terörist varsa buluyor ve başını kopartıyoruz. Operasyonlarımız neticesinde artık can çekişen, iyice köşeye sıkışan ve bitme noktasına gelen bu kiralık katil sürülerinin yeniden palazlanmasına, milletimizin başına tekrar bela olmasına kesinlikle izin vermeyeceğiz. Kimin projesi olduğuna bakmadan güney sınırlarımızın ötesinde bir teröristan kurulmasına müsaade etmeyeceğiz. Irak hududumuzun güvenliğini bu yaz itibarıyla komple garanti altına alacak, Suriye'de yarım kalan işimizi de mutlaka tamamlayacağız. Amacımız evlatlarımıza terörün karanlık gölgesinden tamamen kurtulmuş, yolu da bahtı da aydınlık bir Türkiye teslim etmektir. Bölgemizde terörün olmadığı bir iklimi tesis etmeyi sadece şehitlerimize değil, aynı zamanda gelecek nesillere yönelik bir borç olarak görüyoruz. Rabbim yar ve yardımcımız olsun diyorum. Askerlik mesleğini seçerek bu kutlu yola yöneldiğiniz için ben sizleri tebrik ediyorum. Bir cennet bahçesine girercesine toprağa giren aziz şehitlerimizi şu mübarek Ramazan akşamında rahmetle yad ediyor, gazilerimize sağlıklı ve huzurlu bir ömür diliyorum' dedi.

Yuva köyü davasında sanıklar ikinci kez hakim karşısında

Bolu'nun Yuva köyünde 1 kişinin öldüğü, 147 kişinin de tedavi görerek taburcu olduğu su kaynaklı zehirlenmelere ilişkin 5 sanıklı davanın ikinci duruşması yapıldı. Sanıkların tutuksuz yargılanmasına ve davanın genişletilmesine karar veren mahkeme heyeti, duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.
18.03.2024 19:48:00
İhlas Haber Ajansı
Yuva köyü davasında sanıklar ikinci kez hakim karşısında
Yuva köyü davasında sanıklar ikinci kez hakim karşısında
Bolu'da 2022 yılında 1 kişinin hayatını kaybettiği, 147 kişinin de tedavi görerek sağlığına kavuştuğu zehirlenme olayıyla ilgili davanın ikinci duruşması görüldü.

Olayın ardından 5 sanık hakkında hazırlanan 14 sayfalık iddianame, Bolu 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmişti. 85 kişinin suç duyurusunda bulunduğu iddianame çerçevesinde İl Özel İdaresi Su ve Kanal Hizmetleri Müdürü M.A.A., İl Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanı Ü.B. ve köy muhtarı M.E. hakkında 'taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma' suçundan 15 yıl hapis cezası talep edilirken, hemşireler B.K. (41) ve F.İ. (42) hakkında da 'görevi kötüye kullanma' suçundan dava açılmıştı. Davanın ikinci duruşması Bolu 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmada, tutuksuz yargılanan sanıklar Yuva köyü muhtarı M.E., İl Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Müdürü Ü.B. ve İl Sağlık Müdürlüğü'nde görevli hemşire B.K. ile avukatlar ve müştekilerin bir kısmı hazır bulundu.

Zehirlenme vakalarının yaşandığı dönemde yaşamını yitiren Eyüp Ertem'in (49) E. Coli enfeksiyonuna maruz kaldığı ve ölümünün de E. Coli enfeksiyonuna bağlı olarak gelişen 'invaziv enterokolit, sepsis, septik şok, tipik hemolitik üremik sendrom' ile gelişen komplikasyonlar sonucu gerçekleştiği kaydedildi. Hastanelere sevk edilen bazı hastalarda kanlı ishalle ortaya çıkan, anemi ve akut böbrek yetmezliğiyle seyreden 'Hemolitik Üremik Sendrom' tanısı konulduğu da belirtildi.

'Bilirkişi heyetinde herhangi bir araştırma yapılmamıştır'

Zehirlenen ailelerin avukatı Tunahan Sarıalan, 'Dosya çerçevesinde hazırlanan bilirkişi raporu yeterli değildir. Bilirkişi heyetinde İl Sağlık Müdürlüğü'nden personel bulunmaktadır. Tarafsızlık ilkesine aykırıdır. Akabinde zehirlenmenin sebebi tavuk dışkısı olarak geçmektedir. Ancak buna ilişkin bilirkişi heyetinde herhangi bir araştırma yapılmamıştır. Yayla suyu denilerek üzerinden geçilmiştir. Teknik kurallara uygun bir mantık çerçevesine oturtulmamıştır. Yayla suyu 4 farklı mahalleye gitmektedir, sadece bir mahallede zehirlenme yaşanmıştır. Tavuk dışkısına göre araştırma yapılması gerekmektedir. Tavuk dışkısına dair bir araştırma yapılmasının akabinde, tarafsız farklı şehirlerden bilirkişi heyeti oluşturularak, dosyanın bilirkişiye tebliğ edilmesini talep ederiz' dedi.

Avukatın yeniden bilirkişi raporu oluşturulması talebi, davanın ilerleyen aşamada genişletileceği belirtilerek reddedildi. Sanıkların tutuksuzluk hallerinin devamına karar veren mahmeke, duruşmayı eksikliklerin giderilmesi için ileri bir tarihe erteledi.

'Para sayma' görüntülerine ilişkin İmamoğlu İnşaat Genel Müdürü ifade verdi

CHP İstanbul İl Başkanlığı'nda çekildiği öne sürülen 'para sayma' görüntülerine ilişkin soruşturmada, İmamoğlu İnşaat Genel Müdürü Tuncay Yılmaz 'şüpheli' sıfatıyla Savcılığa ifade verdi.
18.03.2024 18:10:00
İhlas Haber Ajansı
'Para sayma' görüntülerine ilişkin İmamoğlu İnşaat Genel Müdürü ifade verdi
'Para sayma' görüntülerine ilişkin İmamoğlu İnşaat Genel Müdürü ifade verdi
Sosyal medyada İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Spor Kulübü Başkanı Fatih Keleş'in, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul İl Başkanlığı'nda çekildiği öne sürülen para sayma görüntülerine ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca maddi gerçeğin ortaya çıkarılması, suç ve suç unsuru bulunup bulunmadığının tespiti için re'sen soruşturma başlatılmıştı.

Soruşturma çerçevesinde, Keleş ile birlikte eski CHP İstanbul İl Başkan Yardımcısı Özgür Nas ve CHP İstanbul İl Başkanlığı'nın eski basın danışmanı Can Poyraz geçtiğimiz günlerde 'şüpheli' sıfatıyla Savcılığa ifade vermişti.

İmamoğlu İnşaat Genel Müdürü de ifade verdi

Konuya ilişkin soruşturma sürerken, söz konusu binayı sattığı öne sürülen Ali Rıza Braka'nın ardından İmamoğlu İnşaat Genel Müdürü Tuncay Yılmaz da Savcılığa 'şüpheli' sıfatıyla ifade verdi. Bu çerçevede şimdiye kadar toplamda 5 şüpheli ifade vermiş oldu.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.