Mescid-i Aksa kan ağlıyor

İslam'ın üç kutsal mekânından biri, ilk kıblegahımız ve Hz. Peygamberin Miraç mücizesinde Hz. İsa ve Hz. Musa da dâhil tüm peygamberlere imamlık yaparak namaz kıldırdığı Mescid-i Aksa'yı içinde barındıran Kudüs çok sancılı günler yaşıyor.
Dün ABD, Tel Aviv'deki büyükelçiliğini İsrail'in işgali altında bulunan Kudüs'e taşıdı. Yaşanan protesto eylemlerinde gerçek mermilerle ateş açan İsrail askerleri acımasızca 50'yi aşkın Filistinliyi katletti; yüzlerce Filistinli de yaralandı.
ABD Başkanı Trump, 6 Aralık 2017'de, Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak ilan etmiş ve ABD Büyükelçiliği'ni, İsrail devletinin kuruluşunun 70. yılında, 14 Mayıs 2018'de Kudüs'e taşıyacağını ilan etmişti. İstanbul'da Kudüs gündemli toplanan İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) "Doğu Kudüs Filistinlilerin başkentidir" şeklinde ilanda bulunmuş, adeta dağ fare doğurmuştu.
Halbuki alınması gereken karar Prof. Dr. Haydar Baş'ın o günkü yazılarında açıkça ifade ettiği gibi, "Mescid-i Aksa tüm İslam âleminin başkenti olmalıdır" şeklinde olmalıydı.
Böyle olsaydı, Mescid-i Aksa ve Kudüs İslam ülkelerinin garantörlüğü altına girecekti, işgal edilemeyecekti ve oradaki Filistinli kardeşlerimiz de uluslararası bir güvenlik gücü koruması altında olacaktı. İİT toplantısında bir araya gelen İslam ülkeleri, sorunu yine çaresiz Filistinlilerin kucağına bıraktılar ve Doğu Kudüs diyerek de Kudüs'ün ikiye bölünmesini peşinen kabullenmiş oldular.
Neticede, Kudüs davasında yalnız kalan Filistinliler 30 Mart tarihinden bu yana gerçekleştirdikleri barışçıl eylemlerde İsrail'in gerçek mermilerine hedef oluyorlar ve son ölümlerle birlikte ölü sayısı 100'ü geçti. Ve görünen o ki bu sayı katlanarak artmaya da devam edecek.
ABD, Kudüs'ü İsrail'in başkenti ilan etti, koskoca İslam dünyasından tepki olarak sadece göstermelik birkaç açıklama ve kınama geldi. 
Şimdi de bunun resmi adımını atarak İsrail işgalini meşrulaştırmaya çalışıyor, yine İslam dünyasından gerçek bir tepki yok.
Büyükelçiliğin açılış galasına, içinde Cezayir gibi bir İslam ülkesinin olduğu 32 ülkenin iştirak etmesi, ABD'nin bu adımını başka ülkelerin de devam ettireceğini gösteriyor.
Bu destek yokken bile Mescid-i Aksa'ya girişleri adeta yaşaklayan İsrail, bu resmi destekleri aldıktan sonra kimbilir neler yapmaz? 
Zaten asıl hedefi Mescid-i Aksa'nın tamamen yıkılması? Çünkü inançlarına göre büyük İsrail devletinin kurulabilmesi ve arzı mevut hayallerinin gerçekleşebilmesi için Süleyman mabedinin yeniden inşa edilmesi gerekiyor. Bildiğiniz gibi, ağlama duvarı dedikleri duvar, Süleyman mabedinin duvarı olarak ifade ediliyor. Bu mabedin yeniden inşası demek, mabedin yerine kurulmuş olan Mescid-i Aksa'nın yıkılması demek?
ABD-İsrail ikilisinin attığı her adım, bu batıl inançlarını gerçekleştirmek için?
Adamlar tahrif edilmiş batıl bir inanç uğruna her türlü adımı pervasızca atıyorlar, ama bizler İslam alemi olarak hak olana, bize emanet edilen kutsalımıza hiç sahip çıkmıyoruz.
Mescid-i Aksa ve davası sadece Filistinlilerin davası değildir, tüm İslam âleminin davasıdır. Prof. Dr. Haydar Baş bu noktada şu önemli uyarıları yapmaktadır: 
"ABD Başkanı Trump'ın, Kudüs'ü İsrail'in başkenti şeklinde ilanı, tüm İslam âlemine karşı yapılmış bir hareket ve hakarettir. Mescid-i Aksa, Hz. Peygamber'in (sav) Miraç mucizesinde göğe yükselmeden önce peygamberlere namaz kıldırdığı yer olarak inancımızda kutsal kabul edilir ve Kudüs'tedir. Yine hadis-i şerifte Hz. Peygamber buranın önemine işaret ederek, "Ziyaretler ancak üç mekâna yapılır. Mekke'deki Mescidu'l-Haram'a, Medine'deki benim bu mescidime ve Kudüs'teki Mescid-i Aksa'ya" buyurmuştur?
Bu mescid ve Kudüs, Müslümanların ve orada yerleşen Filistinlilerin asırlardır kolu kanadı olmuştur. Gaye, topyekûn İslam tarihini inkâr ile burayla alakası olmayan Yahudilere İslam kutsalını teslim etmektir? Trump'ın bastığı düğme, Ortadoğu'da kaynak ve yerleşim savaşları olarak başlayan savaşı 'dinler savaşı'na dönüştürmüştür.
Biz, son dinin, hak din olan İslam'ın temsilcileri neye ve ne için inandığımızı unutarak maalesef Haçlı dünyasının elinde kukla olduk. Mescid-i Aksa'nın Yahudilerin başkenti yapılması demek, sınırlarından içeri girmeye çalışan her Müslüman'ın öldürülmesi demektir?
İslam dünyasının imanının ispatı, Ben-i İsrail kavmine karşı durmanın adıdır?
İşlenen cinayete ümmetin tamamı tek vücut olarak karşı durmalı ve Mescid-i Aksa'yı Müslümanların başkenti ilan etmelidir."
Doğru olan ve bu problemin kesin çözümü budur ama bu doğruyu anlayabilecek ve hayata geçirebilecek bir İslam dünyası yok maalesef?