Sanki 3. Dünya Savaşı yaşanıyor
Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev, 2016'da 104 ülkede terör saldırıları yaşandığına işaret ederek,, "Bu dünyanın yarısı. Yani coğrafi ölçek açısından bakıldığında teröre karşı 3. Dünya Savaşı durumundayız" dedi.
13.11.2017 00:00:00
Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev, başkent Astana'daki Nazarbayev Merkezi'nde düzenlenen 3. Astana Kulübü toplantısında yaptığı konuşmada, 2016'da 104 ülkede terör saldırılarının yaşandığını belirterek, coğrafi ölçek açısından bakıldığında teröre karşı "3. Dünya Savaşı" durumunda olduklarını söyledi.
"Terörizm sınır tanımıyor. Bugün dünyanın herhangi bir noktası yıkıcı darbe noktası olabilir" ifadesini kullanan Nazarbayev, üçüncü bin yılda terör eylemleri ve kurban sayısının 10 kat arttığına dikkati çekti. Nazarbayev, "2016'da 104 ülkede terör saldırıları yaşandı. Bu dünyanın yarısı. Yani coğrafi ölçek açısından bakıldığında teröre karşı 3. Dünya Savaşı durumundayız" dedi.
Nazarbayev, terör eylemlerinin gelişmekte olan ülkelerden gelişmiş ülkelere sıçradığına işaret ederek, küresel terörizm endeksine göre 2015'in terörizm açısından Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ülkeleri için en kötü yıl olduğunu dile getirdi.
Sahte İslam akımlarının birçok ülkeye agresif şekilde girerek etki alanını genişlettiğini belirten Nazarbayev, "Çelişkilere rağmen dünya güçleri, Yakın Doğu'da DEAŞ ile mücadeleyi koordine etmeyi başardı ancak teröristler diğer ülkelerde hücre oluşturmaya başladılar. Bu tüm Avrasya için ciddi bir çağrı" diye konuştu.
Askeri harcamalar artıyor
Nazarbayev, Yakın Doğu ve Afrika bölgelerinde askeri hareketlerin yıllardır sürdüğünü, Afganistan, Irak, Ukrayna ve Dağlık Karabağ'daki durumun da belirsizliğini koruduğunu belirtti.
Küresel gerginlikteki tırmanışın silahlara talebin artmasına neden olduğunu söyleyen Nazarbayev, askeri harcamaların geçen yıl 1.7 trilyon dolara ulaştığını dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Nazarbayev, sözlerini şöyle sürdürdü: "ABD askeri harcamalarını 611 milyar dolara, Çin 215 milyar dolara, Rusya 69 milyar dolara ve Hindistan 56 milyar dolara kadar çıkardı. Bu rakamlar, söz konusu ülkelerin gelirlerinin büyük kısmını oluşturuyor. Askeri harcamaların artması sadece dünya güvenliği için tehdit değil, aynı zamanda ekonomik ve insani kaynakların verimli kullanılmamasına ve dünyadaki gelişme ve refahın gerçek ihtiyaçlarından saptırılmasına da neden oluyor."
AA
"Terörizm sınır tanımıyor. Bugün dünyanın herhangi bir noktası yıkıcı darbe noktası olabilir" ifadesini kullanan Nazarbayev, üçüncü bin yılda terör eylemleri ve kurban sayısının 10 kat arttığına dikkati çekti. Nazarbayev, "2016'da 104 ülkede terör saldırıları yaşandı. Bu dünyanın yarısı. Yani coğrafi ölçek açısından bakıldığında teröre karşı 3. Dünya Savaşı durumundayız" dedi.
Nazarbayev, terör eylemlerinin gelişmekte olan ülkelerden gelişmiş ülkelere sıçradığına işaret ederek, küresel terörizm endeksine göre 2015'in terörizm açısından Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ülkeleri için en kötü yıl olduğunu dile getirdi.
Sahte İslam akımlarının birçok ülkeye agresif şekilde girerek etki alanını genişlettiğini belirten Nazarbayev, "Çelişkilere rağmen dünya güçleri, Yakın Doğu'da DEAŞ ile mücadeleyi koordine etmeyi başardı ancak teröristler diğer ülkelerde hücre oluşturmaya başladılar. Bu tüm Avrasya için ciddi bir çağrı" diye konuştu.
Askeri harcamalar artıyor
Nazarbayev, Yakın Doğu ve Afrika bölgelerinde askeri hareketlerin yıllardır sürdüğünü, Afganistan, Irak, Ukrayna ve Dağlık Karabağ'daki durumun da belirsizliğini koruduğunu belirtti.
Küresel gerginlikteki tırmanışın silahlara talebin artmasına neden olduğunu söyleyen Nazarbayev, askeri harcamaların geçen yıl 1.7 trilyon dolara ulaştığını dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Nazarbayev, sözlerini şöyle sürdürdü: "ABD askeri harcamalarını 611 milyar dolara, Çin 215 milyar dolara, Rusya 69 milyar dolara ve Hindistan 56 milyar dolara kadar çıkardı. Bu rakamlar, söz konusu ülkelerin gelirlerinin büyük kısmını oluşturuyor. Askeri harcamaların artması sadece dünya güvenliği için tehdit değil, aynı zamanda ekonomik ve insani kaynakların verimli kullanılmamasına ve dünyadaki gelişme ve refahın gerçek ihtiyaçlarından saptırılmasına da neden oluyor."
AA