Liberal ve vahşi kapitalizm politikalarının etkin olarak uygulandığı günümüz dünyası bugün zulmün en alasını yaşamaktadır. Kapitalizm; senyoraj hakkını milli devletlerden alıp, dünyaya hükmetme, dünyanın kaynaklarını sömürme niyetinde ve gayretinde olan birkaç aileye veren sistemin adıdır. Dünyanın en büyük terbiye aracı olan "para" bugün tutsaktır, hür, müstakil ve basılabilir değildir.Piyasada bulunan para, faizle birlikte belli ellerde belli başlı global sermaye odaklarının elindedir. Bunun sonucu olarak piyasada herkesin ulaşabileceği bir şekilde bulunduğunda ekonomilerin ihtiyaç duyduğu tüketimi ve üretimi sağlayacak olan para, piyasadan çekilip stoklanmaya başladıkça bu vazifesini ifa edememektedir. Sonuçta talep daralması olarak baş gösteren kriz, resesyon ve nihayet deflasyon olarak devam etmektedir, bugün olduğu şekliyle...Paranın stoklanması onu hem asli görevinden uzaklaştırıyor, hem de reel ekonominin üzerinde baskın unsur haline getiriyor. Reel ekonomi tamamı ile sıcak paraya endeksleniyor, tabii ki nakdi elinde bulunduran irade bütün ekonominin kontrolünü ele geçirmiş oluyor.Bugün dünya ekonomisi üzerinde söz sahibi olanlar üretim tesisleri olanlar değil kasasında nakit parası bulunan global tefecilerdir.Bugün ülkemizdeki bütçe yapılarına bakıldığında faiz dışı fazla adı ile toplanan vergilerin rantiyeye aktarıldığı buna mukabil her geçen gün yatırım, sosyal ve cari harcamaların kısıldığı görülecektir.Eğer para herkesin ulaşabileceği şekilde piyasada olsa idi hiç kimse paraya faiz vermek zorunda kalmayacaktı. Faizin yaptığı tahribatlardan biri de talep daralmasına sebep olmasıdır.Faiz ödemeleri için vergileri arttırmak zorunda kalan hükümet vatandaşın cebinde bulunan parayı piyasadan çekerek hane halklarının tüketim harcamalarını kısar.Bu mantıkla özellikle kalkınmaya karar vermiş ülkeler kalkınmaları için ihtiyaç duydukları finansmanları kendi emisyonları üzerinden sıfır maliyet ile karşılama yerine faizle bu sermayeyi elde etme yoluna gitmiştir. Netice olarak kalkınmaya çalışırken kendilerini kısa bir zaman sonra büyük bir borç batağının içinde bulmuşlardır.Bugün dünyayı haraca bağlayan global sermaye adeta kendi bindiği dalı kesmiş, dünya halklarının fakirleşmesi diğer mutlu azınlık için de bir felaket olmuştur. Bu çarpık yapılanmanın sonucu artık dünya ekonomileri hem ürettikleri mala pazar bulmakta zorlanıyor, hem de toplam üretimin kat kat fazlası para yeryüzünde bulunuyor."Milli Ekonomi Modeli" faizi tamamıyla sistemin dışında tutmaktadır. Böylelikle para özgürlüğüne kavuşturulacak, hem gelir dağılımında denge sağlanacak, hem de üretimin önündeki engeller kaldırılacaktır. Paranın piyasaya sunuluşu tamamı ile maliyetsiz bir şekilde sağlanacağı için ne enfasyona zemin hazırlanacak, ne de para faizle piyasanın dışına çekildiği için talep daralması ve onun sonucunda deflasyon ile karşılaşılacaktır.Bir ülkenin senyoraj hakkını, yani para basma hakkını kullanması o ülkenin tam bağımsızlığı anlamına gelmektedir.Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın ortaya koyduğu dünyaca ünlü Milli Ekonomi Modeli ise, senyoraj hakkını küresel tekelcilerden alıp, milletin yararına, varlık sebebi milletine hizmet olan milli devlete veren sistemin adıdır.Bu açıdan da bakıldığında kapitalizmin temel gayesi milletleri sömürmek, Milli Ekonomi Modeli'nin ise milletleri yaşatmaktır. Kapitalizm kılıfına uydurarak demokrasi, modernleşme makyajıyla sömürmesine rağmen, artık mızrak çuvala sığmadığı için ABD'de başlayan krizle beraber yıkılma noktasına gelmiştir. ABD'nin ve AB'nin hali ortadadır ve bütün ekonomik yapıları alt üst olmuştur. Bugün insanlığın beklediği tek çözüm ve çare, gücünü millete hizmetten, onu kalkındırmaktan alan Milli Ekonomi Modeli'dir.Senyoraj gelirinin MEM'in öngördüğü şekilde devreye girmesiyle, hem birey bazında hem de devlet bazında borçlanma ortadan kalkacak, bireyler ve devlet daha özgüvenli, daha güçlü bir hale gelecektir.Özelde ülkemizin genelde dünya insanlığının kurtuluş formülü MEM'i iktidar etme adına elimizden gelen her şeyi yapmaktır. Bu, en büyük insanlık vazifesidir. Not: Yukarıdaki bilgiler Milli Ekonomi Modeli (MEM) kitabından derlenmiştir.
Adem Birinci / diğer yazıları
- Ali'nin Hendek’teki darbesi / 28.11.2023
- Kisa hadisi ve Ehl-i Aba / 25.11.2023
- Huzur hakkı ve çoklu maaş / 17.11.2023
- Zilzal Suresi / 26.10.2023
- Bu ülke insanı intihar edemez / 24.10.2023
- Taif ya da zulüm ve merhamet / 06.10.2023
- Boykot / 04.10.2023
- Hz. Fatıma anamızın nuru / 27.09.2023
- Âlemler nura gark oldu Muhammed doğduğu gece / 26.09.2023
- Ebu Leheb (Ateşin Babası) / 04.09.2023
- Kisa hadisi ve Ehl-i Aba / 25.11.2023
- Huzur hakkı ve çoklu maaş / 17.11.2023
- Zilzal Suresi / 26.10.2023
- Bu ülke insanı intihar edemez / 24.10.2023
- Taif ya da zulüm ve merhamet / 06.10.2023
- Boykot / 04.10.2023
- Hz. Fatıma anamızın nuru / 27.09.2023
- Âlemler nura gark oldu Muhammed doğduğu gece / 26.09.2023
- Ebu Leheb (Ateşin Babası) / 04.09.2023