2005'in son üç ayındaki en önemli olay 3 Ekim süreciyle birlikte Türkiye'nin AB prangasını resmen takmış olmasıydı. 3 Ekim'de Lüksemburg'da AB yetkililerinin Türkiye'ye karşı oynadığı oyun, sözde müzakerelerin başlamasıyla son buldu. Türkiye yine derin tavizlerin altına imza attı 3 Ekim AB süreci: Her şey sahte ve her şey yalan!3 Ekim, Türkiye'nin Avrupa Birliği sürecindeki "sonu en başından belli" hikayenin en kritik günü olarak tarihe geçti... Takvimler 2 Ekim'i gösterdiğinde Müzakere Çerçeve Belgesi üzerindeki anlaşmazlıklar kriz aşılmak bir yana giderek derinleşiyordu.. Avrupa Birliği Dışişleri Bakanları'nın, 2 Ekim günü akşam yemeğiyle başlattığı " Türkiye " konusundaki görüşme süreci, sözümona Avusturya'nın tam üyeliği engelleme yönündeki tutumuyla çıkmaza girdi. 3 Ekim, dönem başkanı İngiltere'nin Dışişleri Bakanı Jack Straw'ın yoğun ve ısrarlı girişimleri ile başladı. Straw, Rum, Yunan ve Avusturyalı meslektaşı ile ikili görüşmelerde bulunurken, Ankara'yı mevcuda iknada hiç güçlük çekmedi. Tıkanma noktasındaki pazarlıklar, Avusturya engelinin aşılması ve sadece Avrupa başkentleri ile değil, Amerikan yönetiminin de sürece dahil edilmesi ile yalana teslim anlayışa demir attı. Aslında her şey belliydi. Türkiye AB'nin kuyruğunda tutularak, cephede kazanılamayan masada koparılacaktı. Bir kısım Avrupa ise kamuoyu baskısı nedeni ile bunu anlayamıyordu. Sonuçta "masada kazanalım" diyenler galip geldi. Gerilim son buldu. Ancak içeriyi ikna çabaları 3 Ekim'in son saatlerine kadar sürdü. Ve müzakerelerin başlangıç törenin 3 Ekim'de yapılması imkansızlaştı. Ancak, Lüksemburg'da saatler 23.58'de durduruldu ve müzakereler sembolik saatlede olsa 3 Ekim günü resmen başladı. 17 Aralık kararları sonrasında Türkiye'den beklenen, Ankara Anlaşması'nın aralarında Rum Kesimi'nin de bulunduğu yeni üyeleri kapsayan uyum protokolünü imzalamasıydı... Türkiye bu protokolü imzaladı, ancak beraberinde yayınladığı ek bir deklarasyonla Kıbrıs Rum Kesimi'ni tanımadığını ilan etti. Ancak AB hukuki değeri olmayan bu deklarasyona karşı bir deklarasyon yayınladı. Sonuçta Brüksel'in dediği oldu ve Türkiye Kıbrıs'ta bir savaş kaybetmişçesine her geçen gün yeni bir mevzi kaybetmeye devam ediyor.8 Ekim: Dost ve kardeş ülkeyi deprem vurdu!Tarih 8 Ekim'i gösterdiğinde ise, Hindistan ile Pakistan'ın uğruna sayısız çatışmalara ve iki kez savaşa girdiği Keşmir bölgesini, Richter ölçeğine göre 7 nokta 6 büyüklüğündeki bir deprem vurdu... Bölgeyi yerle bir eden sarsıntı, 73 binden fazla kişinin ölümüne sebep olurken, üç buçuk milyon kişiyi evsiz bıraktı..Gıda yardımına muhtaç felaketzelerin sayısı ise dört buçuk milyon... Pakistan'ın kuzeyini ve Hindistan'ı vuran depremin ardından İnsanlık yine sınıfta kaldı. Doğru dürüst bir yardımdan eser yok! Birleşmiş Milletler'e bağlı Dünya Gıda Programı, depremzedelerin yardım ihtiyacının karşılanması için Ocak ayı sonuna kadar yeterli malzemesi bulunduğunu, kış boyunca helikopterlerle yardımları ulaştırabilmek için de 70 milyon dolara daha ihtiyacı olduğunu açıkladı... Felaketzeler sert Himalaya kışıyla karşı karşıya... Ülkeye gönderilen deprem çadırlarının çoğu kış şartlarına uygun değil... Soğuk hava can alırken, yardım çalışmalarını da aksatıyor... Felaketzedelerin sorunları 2006'da da biteceğe benzemiyor... 15 Ekim: İşgal altında gelen Irak AnayasasıIrak'ta halk, 15 Ekim'de Ocak ayında düzenlenen seçimlerle oluşturulan parlamentonun hazırladığı yeni anayasa taslağını oyladı..ve kabul etti... Irak'ın federal bir parlamenter demokrasi olacağı yazılsa da hiç kimse bu Anayasa ile Irak'ın 3'e bölüneceğinden şüphe etmiyor. !5 Ekim'den bu tarafa yaşananlar da zaten bunu fazlası ile doğruluyor. Irak'ta Ekim ayına damgasını vuran gelişmelerden biri de, devrik lider Saddam Hüseyin ve 7 yardımcısının yargılanmasına başlanması oldu.. Saddam, bir zamanlar sözü kanun olan topraklarda, hakim karşısına çıktı.. Saddam Hüseyin yargılanacağı pek çok davadan ilki olan bu davada, 1982'de kendisine yönelik bir suikast girişimi ardından Duceyl'de 143 Şiinin öldürülmesi talimatı vermekle suçlanıyor. 21 Ekim: AB de ABD gibi...Suriye Hedef!Ekim ayının 21'inde, Lübnan'ın eski başbakanlarından Refik Hariri'nin ölümünü araştıran Alman uzman Detlev Mehlis'in Güvenlik Konseyi'ne sunulan raporunda, Suriyeli yetkililer eleştirildi.. Raporda, 4 Şubat'taki suikastin karmaşık bir yapıda olduğuna dikkat çekilerek "Suriye ve Lübnan istihbarat servislerinin bundan haberi olmadığını düşünmek zor." deniliyor. 53 sayfalık rapora göre, "Suikast kararı üst düzey Suriyeli güvenlik yetkililerinin onayı olmadan alınamazdı ve Lübnan güvenlik birimlerinin katılımı olmadan örgütlenme sağlanamazdı..." Rapor görüldüğü gibi Suikaste ilişkin Suriye dışında bir seçeneği tartışmıyor! 25 Ekim'de raporu görüşmek üzere toplanan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde, Suriye'ye konuyla ilgili tam işbirliği yapması çağrısında bulunan bir karar tasarısı kabul edildi.. Ekim: Kuş Gribi ile tanıştıkAsya'da bugüne kadar 60'tan fazla kişinin ölümüne neden olan kuş gribi hastalığının, Avrupa'ya ulaşması, salgın tehditini dünya gündeminin ilk sıralarına taşıdı.. Salgının dünya genelinde yol açabileceği felaketin boyutunu gözönünde bulunduran çok sayıda ülke, hastalığa rastlanan ülkelerden kuş ve kümes hayvanı ithaline kapılarını kapatarak olası salgına karşı önlem paketini hayata geçirdi.. Kuş gribi Türkiye'yi de etkiledi ve pek çok ülke Türkiye'den tavuk ve ürünleri ithalatını yasakladı. Kuş gribi yılın son günlerinde bu kez Iğdır'da ortaya çıktı! Ölümcül H5N1 virüsünün insandan insana geçecek şekilde mutasyona uğraması durumunda, küresel çapta bir kuş gribi salgının 150 milyon kişiyi öldürebileceği bilim çevrelerinde dile getiriliyor... 30 Ekim: Fransa cayır cayır yandıAvrupa siyasetinin kilit ülkesi Fransa'da, 30 Ekim'de Afrika kökenli iki gencin, polisten kaçarken elektrik akımına kapılarak ölmesi üzerine isyan başladı... Günler boyu, sokaklarda çatışmalar yaşandı, araçlar yakıldı, binalara zarar verildi... Cemiyet liderleri ve siyasetçiler İçişleri Bakanı Ncholas Sarkozy'yi aşırı sert ve tahrik edici bir tutum takınarak gerginliği körüklemekle suçladı...Çünkü sarkozy eylemcileri "serseri" olarak nitelendirmişti! Şiddetin önünü alamayan Paris hükümeti, olağanüstü hal ilan etti.. Daha sonra parlamento olağanüstü hal uygulamasını 3 ay uzattı.. Sıkı güvenlik önlemleri alınan Fransa'da, şiddet olayları azalarak sürdü. Durum şimdilik sakin... KASIM AYISoros Azerbaycan'da rest'i gördü 6 Kasım'da, Azerbaycan, Milli Meclisin 125 üyesini belirlemek için sandık başına gitti... Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in partisi Yeni Azerbaycan sandıktan zaferle çıkan isim olurken, Soros'un tetiklediği muhalefet beklentilerinde ötesinde başarısız oldu. BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar BAŞ çoğu akademik arkadaşları olan Yeni Meclis üyeleri için bir tebrik mesajı yayınladı. Şimon Perez yenilgiyi gördü çekildi! İsrail, Kasım başında erken seçim sinyalleri verdi.. İktidar ortağı İşçi Partisi'nde yapılan liderlik seçimini kaybeden Şimon Perez'in yerine partinin koalisyondan muhalefete geçmesi gerektiğini savunan Emir Peretz seçildi. Biraraya gelen İsrail Başbakanı Ariel Şaron ile Peretz, erken seçime gidilmesi konusunda anlaştı.. Gazze Şeridi'nden çekilme kararı nedeniyle partisi Likud içindeki aşırı sağ kanadın desteğini kaybeden Şaron'un şaşırtıcı adımlarından biri de, Likud'dan istifa ederek, yeni bir merkez sağ partisi kurması oldu.. İsrail siyasetinde dalgalanma yaşanırken, erken genel seçimin 28 Mart'ta yapılması planlanıyor.... CIA'nın gizli cezaevleri ortaya çıktı!Kasım ayında, Amerikan Merkezi Haberalma Teşkilatı CIA'in yabancı ülkelerde gizli gözaltı merkezleri olduğu ve gözaltına aldıkları kişilerin nakli için Avrupa'daki bazı ülkelerin havaalanlarını kullandığı haberi gündeme bomba gibi düştü.. Bu merkezlere ev sahipliği ediyor olduğu düşünülen ülkelerden Bulgaristan, Romanya, Polonya ve Slovakya suçlamaları kabul etmedi... Ancak hiç kimse bu açıklamaları ciddiye almadı. Haber, dünyada ses getirirken, Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, kamuoyuna konuyla ilgili ilk açıklamasında, gözaltında bulunan şüpheli kişilerin sorgulama ya da işkence amacıyla CIA uçakları kullanılarak başka ülkelere nakledildiği iddialarını reddetti. Konu belkide en çok Türkiye'yi ilgilendiriyor. Hükumet bu konuda anlamlı bir sessizliği tercih ederken dış basın ısrarlaİstanbul uçuşlarından ve İncirlik'ten bahsediyor.Petrol fiyatları artmaya devam etti!Petrol fiyatlarının yükselişi de bu yıla damgasını vuran gelişmelerden biri oldu... Fiyatlar, 2005 yılı içinde yaklaşık yüzde 30 artarak, 1980'lerin başından bu yana görülmeyen seviyelere ulaştı..Bu son artışlar, ithalat yapan ülkeleri, endişeye sürükledi... Arz-talep dengesine ilişkin gelişmeler, Çin gibi hızla gelişen ülkelerin giderek artan petrol ithalatı, rezervlerin durumu, üretim ve rafinerilerin işleme kapasitesi gibi teknik konular, Irak'taki direniş nedeniyle düşen üretim, Nijerya'daki etnik tansiyon, Venezuela'da grevler petrol fiyatlarını artırıyor.. Fiyatların yüksek oluşunda bir diğer sebep ise, petrol şirketlerinin eskiye kıyasla stoklarında daha az mal bulundurmaları. Bu da bir kriz zamanında fiyatların fırlamasına yol açıyor. ARALIK AYI Hedef Avrupa'nın İçindeki İslam! Avrupa Birliği terörle mücadele kapsamında alınacak ek önlemleri görüştü ve terör örgütlerine katılımları engellemek için hazırlanan strateji belgesini kabul etti. Birliğin terörle mücadele koordinasyonunu üstlenen Gijs de Vries, 'Avrupa'ya dışardan gelenlerin olduğu kadar artık birlik içinde yaşayanların da terör örgütlerine katılabildiklerinin görüldüğünü ve bu sorunun ciddiye alındığını açıkladı. Hedef Avrupa'nın içindeki İslam! Bu bir nlamda Türkiye'nin AB üyeliğine de mesaj anlamı taşıyor!ABD istihbaratı yalan üretiyor!Irak savaşının temel gerekçelerinden biri olan, kitle imha silahlarına ilişkin istihbaratın yanlış çıkmasından sonra, şimdi de Vietnam savaşına yol açan Amerikan istihbaratının gerçek olmadığı ortaya çıktı. ABD'nin dünyadaki haberleşmeleri izleyen istihbarat kuruluşu Ulusal Güvenlik Ajansı tarafından gizliliği yeni ortadan kaldırılan yıllar önceki belgeler, Vietnam savaşının, gerçeği yansıtmayan istihbaratla başlatıldığını ortaya koydu. ABD'ye direnen Chavez seçimden zaferle çıktıVenezuela'da da seçim zaferi yine Chavez'in oldu. Cumhurbaşkanı Hugo Chavez'in iktidardaki koalisyon partileri, muhalefetin boykot ettiği meclis seçimlerinde tüm sandalyeleri kazandı.Chavez yıl boyunca ABD'ye karşı cesur bir duruş sergiledi Ve 2. cepheyi açmaktan korkan Beyaz Saray suskunları oynadı! Rusya'nın yardımı ile İran 2. nükleer santrali kuracak5 Aralık'ta nükleer programı konusunda uluslararası baskı altında bulunan İran'ın ikinci nükleer santralını inşa edeceği açıklandı. Rusya'nın İran'a yeni bir savunma sistemi sattığı haberleri doğrulandı. Rusya 30 kısa menzilli Tor - M1 savunma sistemini, 2006 - 2008 yılları arasında İran'a teslim edecek. CIA uçakları tartışmasına yeni boyutlar CIA uçakları ile ilgili tartışmalar daha uzun süreceğe benzerken, bu uçakların, son yıllarda, İrlanda'nın güneybatısındaki Shannon Havaalanı'na 38 kere iniş yaptığı öne sürüldü. Saddam duruşmaları protesto ettiIrak'ın devrik lideri Saddam Hüseyin, Dujail katliamı dolayısıyla yargılandığı duruşmayı adil olmadığı gerekçebiyle boykot etti. Duruşmanın beşinci oturumu Saddam Hüseyinsiz yapıldı. ABD Kyoto'yu yine reddettiKüresel ısınmaya neden olan sera gazlarının atmosfere salınımında ilk sırada yer alan Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Kyoto sözleşmesinin yenilenmesine yönelik çağrıları reddetti. Irak'ta yılın 3. seçimiIrak'ta, 15 Aralık'ta yapılan genel seçim öncesi direniş eylemleri artış gösterdi. Irak'ta halk, işgalin gölgesinde sandığa gitti. Sonuç işgalcilerin ayarladığı gibi...Kıbrıs'ta 74'ü işgal yaptık!Yılın sonunda kötü haber Lefkoşe'den geldi. Talat Hükumeti AKP'nin yönlendirmesi ile 74 Barış harekatını işgal olarak gören bir yasa çıkardı. Hükumet tek taraflı olarak Rumlara 74 öncesi topraklara dönme ve tazminat ödeme imkanı getirdi. AİHM'den bu doğrultuda ve Rum tezlerine destk verecek şekilde çıkan siyasi kararı medya adeta yılın bir değerlendirmesi ve göstergesi olacak şekilde çarpıtarak ve bir zafermiş gibi yansıttı!Sonuçta Kıbrıs'tan tıpkı Irak'tan, Ege'den olduğu gibi çekiliyoruz!