Haaretz gazetesi, Şaron yönetiminin, New York'ta hafta sonunda başlayacak Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nda yapılması beklenen görüşme konusunda ciddi çekinceleri olduğunu yazdı.
Gazeteye göre, İsrail bu görüşme yerine Washington'un Arafat'a "terörü durdurması için baskı yapması gerektiğini" bildirdi.
Gazete, Washington'un İsrail'in görüşmeyi engellemeye çalışan tutumundan şikayetçi olduğunu belirterek, üst düzey Amerikalı bir yetkilinin, İsrail hükümetine, "Dışişleri Bakanı Şimon Peres, Arafat ile görüşürken Bush niye görüşmesin?" dediğini yazdı.
Öte yandan ABD'nin İsrail Büyükelçisi Daniel Kurzner, bugün Yabancı Basın Derneği tarafından düzenlenen basın toplantısında, henüzplanlanmış bir Arafat-Bush görüşmesi olmadığını, ancak Washington'un prensip olarak böyle bir görüşmenin gerçekleşebileceği görüşünde olduğunu söyledi.
ABD yönetiminin Arafat'ı Filistin Yönetimi'nin başkanı olarak kabul ettiğini hatırlatan Kurzner, bu çerçevede Arafat'ın yasadışı ilan edilmesine karşı olduğunu, İsrail'in de böyle bir tutum içerisinde olmadığını söyledi.
Büyükelçi, İsrail Başbakanı Ariel Şaron'un "Arafat eşittir Taliban" benzetmesinin hatırlatılması üzerine de, "Biz böyle bir benzetme yapmıyoruz ve yapılmasını da tavsiye etmiyoruz. Ne tür benzetmeler yapacağı konusunu İsrail hükümetine bırakıyoruz" dedi.
Nasıl bir Filistin Devleti?
Kurzner, ABD'nin bir Filistin devletinin kurulmasından yana olduğunu, ancak "Nasıl bir Filistin devleti?" sorusuna iki taraf arasında yapılacak görüşmeler sonucunda karar verilmesi gerektiğini söyledi.
Kurzner, bu çerçevede, bu devletin sınırlarının da iki taraf arasında varılacak bir anlaşma ile belirlenmesini desteklediklerini vurguladı.
Kurzner, Washington'un barış süreci konusunda yeni öneriler ortayaatacağı yolundaki iddialar konusunda diplomatik bir dil kullanarak, Bush yönetiminin henüz pek çok konuda olduğu gibi Ortadoğu konusundakigörüşlerini daha önce açıklamadığını ve bunu açıklamasının doğal olduğunu söyledi.
Büyükelçi, bunun "BM Genel Kurulu'nda Bush'un ve Dışişleri BakanıColin Powell'ın konuşmaları sırasında mı yapılacağı" konusunda ise, "Bu henüz kesinleşmiş değil" dedi.
Kriz -Görüş ayrılığı
Kurzner, ABD ile İsrail arasında, "krizin değil, bazı görüş ayrılıklarının bulunduğunu" belirterek, iki ülke ilişkilerinin barış süreci dışında pek çok yönü bulunduğunu ve sağlam temellere oturduğunusöyledi.
Kurzner, İsrail-Filistin sorununun çözülebileceğine inandığını kaydederek, öncelikle iki tarafın da şiddete ve düşmanlığa son vermesive Mitchell raporunu uygulamaya koyması gerektiğini vurguladı.
Büyükelçi, dün Savunma Bakan Yardımcısı David Starfield tarafındanyapılan ve Filistin Yönetimi'nin büyük tepkisini çeken "İntifada teröre dönüştü" açıklamasının, ABD yönetiminin görüşlerini yansıttığını belirtti.
Şaron hata yaptı
İsrail basını ise, Şaron'un ABD gezisini iptal etmekle büyük bir hata yaptığını yazdı. Jerusalem Post gazetesi başyazısında, Washington'un teröre karşı koalisyon oluştururken teröre destek veren Arap ülkelerini koalisyona dahil etmesinin yanlış olduğunu vurguladı.
Haaretz'de yayınlanan bir yorumda ise, Şaron'un ABD'ye gitmeyerek iki ülke ilişkilerinde kriz olduğu kanısını pekiştirdiği ve bunu isteyenlerin ekmeğine yağ sürerek, İsrail'in stratejik çıkarlarına zarar verdiği değerlendirmesi yapıldı.
Gazeteye göre, İsrail bu görüşme yerine Washington'un Arafat'a "terörü durdurması için baskı yapması gerektiğini" bildirdi.
Gazete, Washington'un İsrail'in görüşmeyi engellemeye çalışan tutumundan şikayetçi olduğunu belirterek, üst düzey Amerikalı bir yetkilinin, İsrail hükümetine, "Dışişleri Bakanı Şimon Peres, Arafat ile görüşürken Bush niye görüşmesin?" dediğini yazdı.
Öte yandan ABD'nin İsrail Büyükelçisi Daniel Kurzner, bugün Yabancı Basın Derneği tarafından düzenlenen basın toplantısında, henüzplanlanmış bir Arafat-Bush görüşmesi olmadığını, ancak Washington'un prensip olarak böyle bir görüşmenin gerçekleşebileceği görüşünde olduğunu söyledi.
ABD yönetiminin Arafat'ı Filistin Yönetimi'nin başkanı olarak kabul ettiğini hatırlatan Kurzner, bu çerçevede Arafat'ın yasadışı ilan edilmesine karşı olduğunu, İsrail'in de böyle bir tutum içerisinde olmadığını söyledi.
Büyükelçi, İsrail Başbakanı Ariel Şaron'un "Arafat eşittir Taliban" benzetmesinin hatırlatılması üzerine de, "Biz böyle bir benzetme yapmıyoruz ve yapılmasını da tavsiye etmiyoruz. Ne tür benzetmeler yapacağı konusunu İsrail hükümetine bırakıyoruz" dedi.
Nasıl bir Filistin Devleti?
Kurzner, ABD'nin bir Filistin devletinin kurulmasından yana olduğunu, ancak "Nasıl bir Filistin devleti?" sorusuna iki taraf arasında yapılacak görüşmeler sonucunda karar verilmesi gerektiğini söyledi.
Kurzner, bu çerçevede, bu devletin sınırlarının da iki taraf arasında varılacak bir anlaşma ile belirlenmesini desteklediklerini vurguladı.
Kurzner, Washington'un barış süreci konusunda yeni öneriler ortayaatacağı yolundaki iddialar konusunda diplomatik bir dil kullanarak, Bush yönetiminin henüz pek çok konuda olduğu gibi Ortadoğu konusundakigörüşlerini daha önce açıklamadığını ve bunu açıklamasının doğal olduğunu söyledi.
Büyükelçi, bunun "BM Genel Kurulu'nda Bush'un ve Dışişleri BakanıColin Powell'ın konuşmaları sırasında mı yapılacağı" konusunda ise, "Bu henüz kesinleşmiş değil" dedi.
Kriz -Görüş ayrılığı
Kurzner, ABD ile İsrail arasında, "krizin değil, bazı görüş ayrılıklarının bulunduğunu" belirterek, iki ülke ilişkilerinin barış süreci dışında pek çok yönü bulunduğunu ve sağlam temellere oturduğunusöyledi.
Kurzner, İsrail-Filistin sorununun çözülebileceğine inandığını kaydederek, öncelikle iki tarafın da şiddete ve düşmanlığa son vermesive Mitchell raporunu uygulamaya koyması gerektiğini vurguladı.
Büyükelçi, dün Savunma Bakan Yardımcısı David Starfield tarafındanyapılan ve Filistin Yönetimi'nin büyük tepkisini çeken "İntifada teröre dönüştü" açıklamasının, ABD yönetiminin görüşlerini yansıttığını belirtti.
Şaron hata yaptı
İsrail basını ise, Şaron'un ABD gezisini iptal etmekle büyük bir hata yaptığını yazdı. Jerusalem Post gazetesi başyazısında, Washington'un teröre karşı koalisyon oluştururken teröre destek veren Arap ülkelerini koalisyona dahil etmesinin yanlış olduğunu vurguladı.
Haaretz'de yayınlanan bir yorumda ise, Şaron'un ABD'ye gitmeyerek iki ülke ilişkilerinde kriz olduğu kanısını pekiştirdiği ve bunu isteyenlerin ekmeğine yağ sürerek, İsrail'in stratejik çıkarlarına zarar verdiği değerlendirmesi yapıldı.