ABD Türkiye'yi konuşuyor
Türkiye'de yolsuzluk ve rüşvet soruşturması ile başlayan kriz, ABD'li uzmanlarca yoğun biçimde tartışılıyor. Bazıları Cemaati misyonerlere benzetirken bazıları da Erdoğan'ın zararından bahsediyor
30.12.2013 00:00:00
Amerika'nın Sesi'ne göre, Foreign Policy dergisinde Jonathan Schanzer ve Mark Dubowitz imzalı "İran'dan Türk altınına hücum" başlıklı yazıda, "Türkiye, İslamcı olduğunu söyleyen bir hükümet ile en büyük yolsuzluk skandalını yaşıyor" görüşü dile getirildi. Gülenciler misyonerlere benzetildiNew Yorker dergisinden Dexter Filkins'in imzasını taşıyan yazıda da Gülenciler Hıristiyan misyonerlere benzetildi. Grubun Türkiye'de polise ve adalet sistemine sızdığını, Ergenekon ve Balyoz davalarında başrol oynadığını savundu. Yazıda derin devletle mücadele için başlayan Ergenekon ve Balyoz davalarının "süreç içerisinde sahte kanıtlar kullanılarak Erdoğan'ın siyasi rakiplerini sindirme projesine dönüştüğü" görüşü de dile getirildi. Türkiye'nin en çok gazeteciyi hapseden ülke olduğu da hatırlatıldı. Erdoğan siyasi kurumlara zarar verdi Washington Post gazetesinin Monkey Cage (Maymun Kafesi) adlı bloguna yazan Texas Üniversitesi siyaset bilimcilerinden Brent Sasley, son rüşvet-yolsuzluk soruşturmasının ardından "iki İslamcı başbakan" diye tanımladığı Necmettin Erbakan ve Recep Tayyip Erdoğan arasında karşılaştırma yaptı. "İdeolojik ve inatçı" diye tanımladığı Erbakan'ın kısa süren başbakanlığı döneminde, başta Silahlı Kuvvetler olmak üzere kurumsallaşmış laik siyasi yapıların tepkisini çektiğine dikkati çeken Sasley, "pragmatik ve esnek" diye tanımladığı Erdoğan'ın ise kurumsal kısıtlamaların çevresinden dolanarak bu kurumları değiştirme yoluna gittiğini belirtti.Fethullah Gülen Batı'ya Erdoğan'dan daha yakın Kanada'da bulunan Küresel Araştırmalar Merkezi'nın Global Resarch adlı sitesinde Türkiye'deki krizi değerlendiren Justus Leicht ve Stefan Steinberg Erdoğan'ın soruşturmadan önce "karanlık dış güçleri," suçladığını sonra da ABD Büyükelçisi Francis Ricciardone'ye işaret ettiğini belirtti. Gülen Hareketi'nin Ergenekon davasında da önemli bir rol oynadığını yazan Leicht ve Steinberg, "hareketin sağcı, aşırı milliyetçi ve anti-komünist olduğunu ve AKP'yi oluşturan kişilerle sınıfsal olarak aynı temeli, temsil ettiğini" öne sürdü. Yazarlara göre "Gülen Hareketi ve AKP'yi ayıran asıl konu Erdoğan'ın Batı ile ilişkilerinin gerildiği bir dönemde Fethullah Gülen'in Batı politikalarına bağlılığını ortaya koyması" oldu. ANKA