AB yargısı, İsrail işgali altındaki Filistin topraklarında üretilen ürünlere ilişkin çarpıcı bir karar verdi. Adalet Divanı, Batı Şeria'da üretilen malların İsrail'e sağlanan ayrıcalıklardan yararlanamayacağı hükmüne vardı.
İsrail'e ait Maaleh Adumim yerleşim yerinde bulunan Soda-Club adlı gazlı içecek imalatçısının ürettiği ürünleri, gümrükten muaf olarak ithal etmek isteyen Alman Brita firması, AB Adalet Divanı'nın engeline takıldı. Hamburg'da bulunan gümrük merkez bürosuyla yaşadığı anlaşmazlık sonucunda AB Adalet Divanı'na başvuran firma, başvurusuna gerekçe olarak 1995 yılında AB ile İsrail arasında imzalanan gümrük muafiyeti anlaşmasını göstermişti. Anlaşma her ne kadar Batı Şeria, Gazze Şeridi, Doğu Kudüs ve Golan Tepeleri'ni gümrük muafiyeti kapsamının dışında bıraksa da, İsrail uygulamada Filistin'deki Yahudi yerleşimlerinde üretilen ürünlerin üzerine de 'İsrail malı' ibaresi koyuyordu. Filistin Özerk Yönetimi, AB Adalet Divanı'nın kararını memnuniyetle karşıladı. Filistin Ekonomi Bakanı Hasan Ebu Libdeh şunları kaydetti: "Bu karar bizi oldukça cesaretlendirdi. Kararın uluslararası hukuka ve Filistin bölgelerindeki İsrail yerleşimleriyle ilgili uluslararası tutumla da bağdaştığını düşünüyorum. Bunun AB tarafından atılan bir ilk adım olduğunu ve başka adımların da geleceğini umuyoruz. Kararın İsrail yerleşim yerlerinde üretilen ürünlerin AB'ye sokulmasının yasaklanmasına kadar varacak başka adımlara da ön ayak olmasını ümit ediyoruz."
Anlamı ekonomik olmaktan çok siyasîSadece Filistin Özerk Yönetimi değil, İsrail'deki sol görüşlü bazı organizasyonlar da karardan memnuniyet duyduklarını belirtti. Barış için Kadın Koalisyonu'ndan Merav Amir, kararın ekonomik olmaktan çok siyasî anlam taşıdığına işaret etti. Amir, şöyle konuştu: "Bence uluslararası toplumun ve şimdi özellikle Avrupa Topluluğu'nun da İsrail'e şu anki tutumunu sürdürmesinin mümkün olmadığını göstermesi çok büyük bir önem taşıyor. Bu şu anlama geliyor: İsrail gerek ekonomik ve gerekse siyasi anlamda uluslararası toplumun parçası olarak işlerliğini sürdürmek istiyorsa, uyması gereken bazı koşullar var. Bunlardan biri de İsrail'in işgalci bir devlet olmaya devam edemeyeceği gerçeği."
İsrail'e ait Maaleh Adumim yerleşim yerinde bulunan Soda-Club adlı gazlı içecek imalatçısının ürettiği ürünleri, gümrükten muaf olarak ithal etmek isteyen Alman Brita firması, AB Adalet Divanı'nın engeline takıldı. Hamburg'da bulunan gümrük merkez bürosuyla yaşadığı anlaşmazlık sonucunda AB Adalet Divanı'na başvuran firma, başvurusuna gerekçe olarak 1995 yılında AB ile İsrail arasında imzalanan gümrük muafiyeti anlaşmasını göstermişti. Anlaşma her ne kadar Batı Şeria, Gazze Şeridi, Doğu Kudüs ve Golan Tepeleri'ni gümrük muafiyeti kapsamının dışında bıraksa da, İsrail uygulamada Filistin'deki Yahudi yerleşimlerinde üretilen ürünlerin üzerine de 'İsrail malı' ibaresi koyuyordu. Filistin Özerk Yönetimi, AB Adalet Divanı'nın kararını memnuniyetle karşıladı. Filistin Ekonomi Bakanı Hasan Ebu Libdeh şunları kaydetti: "Bu karar bizi oldukça cesaretlendirdi. Kararın uluslararası hukuka ve Filistin bölgelerindeki İsrail yerleşimleriyle ilgili uluslararası tutumla da bağdaştığını düşünüyorum. Bunun AB tarafından atılan bir ilk adım olduğunu ve başka adımların da geleceğini umuyoruz. Kararın İsrail yerleşim yerlerinde üretilen ürünlerin AB'ye sokulmasının yasaklanmasına kadar varacak başka adımlara da ön ayak olmasını ümit ediyoruz."
Anlamı ekonomik olmaktan çok siyasîSadece Filistin Özerk Yönetimi değil, İsrail'deki sol görüşlü bazı organizasyonlar da karardan memnuniyet duyduklarını belirtti. Barış için Kadın Koalisyonu'ndan Merav Amir, kararın ekonomik olmaktan çok siyasî anlam taşıdığına işaret etti. Amir, şöyle konuştu: "Bence uluslararası toplumun ve şimdi özellikle Avrupa Topluluğu'nun da İsrail'e şu anki tutumunu sürdürmesinin mümkün olmadığını göstermesi çok büyük bir önem taşıyor. Bu şu anlama geliyor: İsrail gerek ekonomik ve gerekse siyasi anlamda uluslararası toplumun parçası olarak işlerliğini sürdürmek istiyorsa, uyması gereken bazı koşullar var. Bunlardan biri de İsrail'in işgalci bir devlet olmaya devam edemeyeceği gerçeği."