Afganistan'daki devlet başkanlığı seçimlerinden sonra, Başbakan Merkel ve SPD'nin başbakan adayı Steinmeier, ülkedeki Alman askerlerinin geleceği hakkında görüş bildirdi. Her ikisinin de görüşleri birbirine benziyor.
Almanya'da parlamento seçimlerine yaklaşık beş hafta var ve Alman askerlerinin Afganistan misyonu, seçim kampanyalarına malzeme olacak gibi gözükmüyor. Zira Hristiyan Demokrat Birlik'ten Başbakan Angela Merkel ile koalisyon ortağı ve aynı zamanda rakibi sosyal demokrat Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier'in konu hakkındaki görüşleri birbirine çok yakın. İki politikacı da 4 bin Alman askerinin Afganistan'de görev yapmaya devam etmesinden yana. Ancak Steinmeier, Alman ordusunun işgal gücü olmadığını belirtiyor ve hedefin ülkede güvenliğin sağlanması ve Afganların tekrar kendi ayakları üzerinde durabilmesine destek vermek olduğunu söylüyor. Steinmeier, "Düşüncesizce girmedik, düşüncesizce de çıkmayacağız. Ama Afganistan'ın yeni seçilen devlet başkanı ile oturup, Alman askeri varlığının ülkede ne kadar bulunması ve askerlerin ne zaman geri çekilmesi gerektiğini konuşmamız lazım" diyor.
Somut bir takvim Taliban'ın işine gelirSteinmeier, seçimlerden galip çıktığı takdirde geri çekilme planları ile ilgili temaslarda bulunacağını belirtiyor ancak somut bir takvim vermekten kaçınıyor. Sosyal demokratların başbakan adayı, çekilme konusunda belli bir takvimden bahsetmenin sorumsuzca olacağını ve Taliban'ın işine yarayacağını vurguluyor. Başbakan Merkel da somut bir tarih vermiyor ve askerler geri çekilmeden önce erişilmesi gereken hedefleri tanımlarken, esnek bir terim olan 'güvenliği' kullanıyor. Fakat Hristiyan Birlik partileri içinde herkes bu stratejiye sıcak bakmıyor. Eski Savunma Bakanı Volker Rühe, Alman askerlerinin iki yıl daha var güçleriyle çalışıp, daha sonra çekilmelerinden yana. Rühe, NATO birliklerinin ülkedeki misyonu 10 yıl daha uzatması halinde, Afganların yeteri kadar çaba sarfetmeyecekleri kanısında.
Sol Parti çekilmeden yanaAfganistan'daki Alman askerlerinin derhal ülkeden çekilmesini isteyen tek parti ise Sol Parti. Alman kamuoyunun çoğunluğunun misyona karşı olduğunun farkında olan Sol Parti, bu talebini seçim kampanyasında ön plana çıkarıyor.
Almanya'da parlamento seçimlerine yaklaşık beş hafta var ve Alman askerlerinin Afganistan misyonu, seçim kampanyalarına malzeme olacak gibi gözükmüyor. Zira Hristiyan Demokrat Birlik'ten Başbakan Angela Merkel ile koalisyon ortağı ve aynı zamanda rakibi sosyal demokrat Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier'in konu hakkındaki görüşleri birbirine çok yakın. İki politikacı da 4 bin Alman askerinin Afganistan'de görev yapmaya devam etmesinden yana. Ancak Steinmeier, Alman ordusunun işgal gücü olmadığını belirtiyor ve hedefin ülkede güvenliğin sağlanması ve Afganların tekrar kendi ayakları üzerinde durabilmesine destek vermek olduğunu söylüyor. Steinmeier, "Düşüncesizce girmedik, düşüncesizce de çıkmayacağız. Ama Afganistan'ın yeni seçilen devlet başkanı ile oturup, Alman askeri varlığının ülkede ne kadar bulunması ve askerlerin ne zaman geri çekilmesi gerektiğini konuşmamız lazım" diyor.
Somut bir takvim Taliban'ın işine gelirSteinmeier, seçimlerden galip çıktığı takdirde geri çekilme planları ile ilgili temaslarda bulunacağını belirtiyor ancak somut bir takvim vermekten kaçınıyor. Sosyal demokratların başbakan adayı, çekilme konusunda belli bir takvimden bahsetmenin sorumsuzca olacağını ve Taliban'ın işine yarayacağını vurguluyor. Başbakan Merkel da somut bir tarih vermiyor ve askerler geri çekilmeden önce erişilmesi gereken hedefleri tanımlarken, esnek bir terim olan 'güvenliği' kullanıyor. Fakat Hristiyan Birlik partileri içinde herkes bu stratejiye sıcak bakmıyor. Eski Savunma Bakanı Volker Rühe, Alman askerlerinin iki yıl daha var güçleriyle çalışıp, daha sonra çekilmelerinden yana. Rühe, NATO birliklerinin ülkedeki misyonu 10 yıl daha uzatması halinde, Afganların yeteri kadar çaba sarfetmeyecekleri kanısında.
Sol Parti çekilmeden yanaAfganistan'daki Alman askerlerinin derhal ülkeden çekilmesini isteyen tek parti ise Sol Parti. Alman kamuoyunun çoğunluğunun misyona karşı olduğunun farkında olan Sol Parti, bu talebini seçim kampanyasında ön plana çıkarıyor.