Avrupa ülkeleri, dünyadaki doğalgaz rezervlerinin sadece yüzde 2'sine sahip durumda. 2020 yılına gelindiğinde, AB üyelerinin doğalgaz ihtiyaçlarının yüzde 75'ini ithal edeceği tahmininde bulunuluyor. Bu durumdan kazançlı çıkacak ülke ise, Avrupa'nın kapı komşusu, dünyanın bir numaralı doğalgaz ihracatçısı Rusya. Rusya'nın kanıtlanmış doğalgaz rezervi, 47 trilyon 400 milyar metreküp civarında. Hisselerinin yüzde 51'i Kremlin'in kontrolünde olan devlet şirketi Gazprom'un sahip olduğu miktar 600 milyar metreküp ki, bu bile zengin kaynaklara sahip olan İran'daki rezervin 2 katı. Gazprom 30 Avrupa ülkesine doğalgaz sağlıyor. Avrupa Birliği üyeleri doğalgaz ihtiyaçlarının 4'te 1'ini Gazprom'dan karşılıyor. Şirketin gelirlerinin yüzde 65'i ise Avrupa kaynaklı. "Rusya'nın dostları, sıcak evlerinde... Diğerleri kalın giyinsin" Sloganı "Rusya'nın dostları, sıcak evlerinde oturuyor. Diğerleri kalın giyinsin" olan şirket, aynı zamanda Kremlin'in dış politikadaki en önemli araçlarından. Doğalgaz, Rusya, Ukrayna ve Gürcistan'a karşı silah olarak kullanıldı. Batı yanlısı hükümetler döneminde, bu ülkelerle yaşanan anlaşmazlıkta masaya hep doğalgaz fiyatları geldi. Kremlin siyasi mesajlarını, metreküp fiyatlarını yükselterek verdi. Bu krizler Avrupa'yı da etkilemeye başlayınca Avrupa Birliği, Rus doğalgazına ve Gazprom'a bağımlılığa karşı strateji geliştirme arayışına girdi. Ancak şimdi de Rusya, dünyadaki diğer 4 büyük doğalgaz üreticisi; İran, Katar, Cezayir ve Venezuela'yı tek bir çatı altında birleştirip bir gaz OPEC'i kurma arayışında. Avrupa Birliği'nin yoğun tepkisini çeken bu proje şimdilik askıda. Ancak Kremlin yönetiminin kararlılığı, İran ve Venezuela'nın da projeye ne kadar sıcak baktığı göz önüne alınınca, Avrupa'nın elini kolunu bağlayacak bir enerji kartelinin kurulması ufuktaki somut projelerden.