Avrupa gazeteleri bugün, İsrailFilistin anlaşmazlığına Cenevre'de sunulan gayri resmi çözümü, Avrupa'nın askeri projesinin NATO'ya zarar verip vermeyeceğini ve Amerika'daki "neomuhafazakar cunta" yüzünden öfkelenen John Le Carre yeni romanını değerlendirdi.
İsrail-Filistin anlaşmazlığı için Cenevre'de dün törenle kamuoyuna sunulan gayri resmi barış belgesi, pek çok ülkedeki gazetelerde geniş biçimde değerlendirildi. İngiltere'de Independent, Ortadoğu'da kalıcı barış umanların, Yossi Beilin ve Yaser Abid Rabbo'ya teşekkür borçlu olduğunu yazdı. Eski İsrailli bakan Beilin ve eski Filistinli yetkili Rabbo, bu yeni barış belgesinin öncüleri olmuştu.
Independent, "Cenevre anlaşmasının asıl değeri, İsrail hükümeti ile Filistin özerk yönetiminin yeni müzakereleri esas alacak olması değil. Zaten Ariel Şaron doğrudan cephe alırken, görüşmelere gözlemci gönderen Yaser Arafat da resmen bu girişime kucak açmış değil" diye yazdı. Independent, Şaron ve radikal Filistinli örgütlerin barış belgesine sert tepki göstermesinin, barışın ne kadar uzak olduğunu açıkça ortaya koyduğunu belirtti.
Cenevre belgesi
bir barış pusulası
Independent, Cenevre girişiminin faydalarına da dikkat çekerek, "Bu anlaşma kağıt üzerinde de olsa ilerlemenin mümkün olduğunu bütün taraflara gösterdi, nihai anlaşmanın temel unsurlarının neler olacağını ortaya koydu. Cenevre belgesinin başarısı bir barış pusulası olmasında. Şöyle ki; Filistinli vadandaşların geri dönüş haklarıyla, gerçek dünyadaki coğrafi ve stratejik realiteler arasında nasıl bir denge kurulabileceğine dair teklif sunuyor" diye yazdı.
Washington'un şimdi yol haritasını bırakıp, Cenevre belgesine sarılmasının beklenemeyeceğini belirten Independent gazetesi, buna gerek de olmadığını vurguladı. Yazıya göre, Amerikalıların yol haritası, siyasi çözüm arayışına girişmeden önce gerekli güvenli ortamı oluşturmaya odaklandı. Cenevre girişiminin ise önce çözüm, sonra barış öngördüğüne dikkat çeken gazete, bu ikisinin birbirini tamamlayıcı süreçler olarak kullanılabileceğini belirtti.
Guardian, Cenevre belgesinin en önemli faydasının, algıları değiştirmek için bir araç, bir katalizör işlevi görmesi ihtimali olduğunu belirtti. Gazete, yapıcı tesirinin şimdiden kendini göstermeye başladığını, sıradan insanların, bu barış planı hakkında bilgilendikçe, destek vermeye yöneldiğini belirtti. İnsanların düşünce yapılarının değişmesinin mümkün olduğunu kaydeden Guardian, "Bu, ele geçirilmesi gereken bir fırsat" dedi.
İsviçre'de Le Temps, Cenevre belgesinin umutları artırdığını belirterek, "Ama asıl mesele bundan sonra nelere yol açacağı..." diye yazdı. Gazete, birçok eski devlet adamı ve resmi yetkilinin dünkü törende göründüğünü ama bugün Ortadoğu'daki gelişmeleri etkileyebilecek simaların yer almadığını vurguladı. İsviçre gazetesinin buradan, İsrail ve Filistinliler'in yeni liderlere ihtiyacı olduğu sonucunu çıkardı. Hem Ariel Şaron'un hem de Yaser Arafat'ın, karşılarındaki tarihi tercihleri yapacak liderler olmadıklarını belirtti.
Uluslararası desteğin de önemli olduğunu belirten Le Temps, seçim yılına girmekte olan Amerika Başkanı Bush'un, gerekli olsa da böyle bir riski üstlenmeye cüret edeceği konusunda kuşku bulunduğunu belirtti. Fransız gazetesi Le Monde, Şaron ve Arafat'ın "Sanki barıştan korkuyorlarmış gibi" tepki verdiklerini belirtti. Gazete, "Bu, tam bir anlaşma. En tartışmalı noktalar askıda bırakılmamış, çözülmüş. Barış olacaksa, Cenevre belgesinin paralelinde mümkün olacak" diye yazdı.
AB'nin askeri projesi
Avrupa Birliği'nin askeri projesinin, NATO'ya zarar verip vermeyeceğini irdeleyen Avusturya'dan Die Presse, "Korkma SAM Amca!" diye yazdı. Amerika'nın kaygılarını yersiz bulan gazete, "Avrupa Birliği'nin bağımsız askeri yapısı olmasını isteyenlerle bundan korkanlar, Avrupa'nın böyle planları uygulayabilmekten epey uzak olduğunu bilmeli" diye ekledi.
Avrupa Birliği'nin şimdiye kadar Kongo Demokratik Cumhuriyeti ve Makedonya gibi "minik" operasyonları üstlenebildiğini belirten gazete, hem askeri imkanlarının yetersizliğinin hem de çok sayıdaki siyasi anlaşmazlıkların, bir büyük uluslararası girişimi engellediğini bildirdi.YORUMSUZ
İsrail-Filistin anlaşmazlığı için Cenevre'de dün törenle kamuoyuna sunulan gayri resmi barış belgesi, pek çok ülkedeki gazetelerde geniş biçimde değerlendirildi. İngiltere'de Independent, Ortadoğu'da kalıcı barış umanların, Yossi Beilin ve Yaser Abid Rabbo'ya teşekkür borçlu olduğunu yazdı. Eski İsrailli bakan Beilin ve eski Filistinli yetkili Rabbo, bu yeni barış belgesinin öncüleri olmuştu.
Independent, "Cenevre anlaşmasının asıl değeri, İsrail hükümeti ile Filistin özerk yönetiminin yeni müzakereleri esas alacak olması değil. Zaten Ariel Şaron doğrudan cephe alırken, görüşmelere gözlemci gönderen Yaser Arafat da resmen bu girişime kucak açmış değil" diye yazdı. Independent, Şaron ve radikal Filistinli örgütlerin barış belgesine sert tepki göstermesinin, barışın ne kadar uzak olduğunu açıkça ortaya koyduğunu belirtti.
Cenevre belgesi
bir barış pusulası
Independent, Cenevre girişiminin faydalarına da dikkat çekerek, "Bu anlaşma kağıt üzerinde de olsa ilerlemenin mümkün olduğunu bütün taraflara gösterdi, nihai anlaşmanın temel unsurlarının neler olacağını ortaya koydu. Cenevre belgesinin başarısı bir barış pusulası olmasında. Şöyle ki; Filistinli vadandaşların geri dönüş haklarıyla, gerçek dünyadaki coğrafi ve stratejik realiteler arasında nasıl bir denge kurulabileceğine dair teklif sunuyor" diye yazdı.
Washington'un şimdi yol haritasını bırakıp, Cenevre belgesine sarılmasının beklenemeyeceğini belirten Independent gazetesi, buna gerek de olmadığını vurguladı. Yazıya göre, Amerikalıların yol haritası, siyasi çözüm arayışına girişmeden önce gerekli güvenli ortamı oluşturmaya odaklandı. Cenevre girişiminin ise önce çözüm, sonra barış öngördüğüne dikkat çeken gazete, bu ikisinin birbirini tamamlayıcı süreçler olarak kullanılabileceğini belirtti.
Guardian, Cenevre belgesinin en önemli faydasının, algıları değiştirmek için bir araç, bir katalizör işlevi görmesi ihtimali olduğunu belirtti. Gazete, yapıcı tesirinin şimdiden kendini göstermeye başladığını, sıradan insanların, bu barış planı hakkında bilgilendikçe, destek vermeye yöneldiğini belirtti. İnsanların düşünce yapılarının değişmesinin mümkün olduğunu kaydeden Guardian, "Bu, ele geçirilmesi gereken bir fırsat" dedi.
İsviçre'de Le Temps, Cenevre belgesinin umutları artırdığını belirterek, "Ama asıl mesele bundan sonra nelere yol açacağı..." diye yazdı. Gazete, birçok eski devlet adamı ve resmi yetkilinin dünkü törende göründüğünü ama bugün Ortadoğu'daki gelişmeleri etkileyebilecek simaların yer almadığını vurguladı. İsviçre gazetesinin buradan, İsrail ve Filistinliler'in yeni liderlere ihtiyacı olduğu sonucunu çıkardı. Hem Ariel Şaron'un hem de Yaser Arafat'ın, karşılarındaki tarihi tercihleri yapacak liderler olmadıklarını belirtti.
Uluslararası desteğin de önemli olduğunu belirten Le Temps, seçim yılına girmekte olan Amerika Başkanı Bush'un, gerekli olsa da böyle bir riski üstlenmeye cüret edeceği konusunda kuşku bulunduğunu belirtti. Fransız gazetesi Le Monde, Şaron ve Arafat'ın "Sanki barıştan korkuyorlarmış gibi" tepki verdiklerini belirtti. Gazete, "Bu, tam bir anlaşma. En tartışmalı noktalar askıda bırakılmamış, çözülmüş. Barış olacaksa, Cenevre belgesinin paralelinde mümkün olacak" diye yazdı.
AB'nin askeri projesi
Avrupa Birliği'nin askeri projesinin, NATO'ya zarar verip vermeyeceğini irdeleyen Avusturya'dan Die Presse, "Korkma SAM Amca!" diye yazdı. Amerika'nın kaygılarını yersiz bulan gazete, "Avrupa Birliği'nin bağımsız askeri yapısı olmasını isteyenlerle bundan korkanlar, Avrupa'nın böyle planları uygulayabilmekten epey uzak olduğunu bilmeli" diye ekledi.
Avrupa Birliği'nin şimdiye kadar Kongo Demokratik Cumhuriyeti ve Makedonya gibi "minik" operasyonları üstlenebildiğini belirten gazete, hem askeri imkanlarının yetersizliğinin hem de çok sayıdaki siyasi anlaşmazlıkların, bir büyük uluslararası girişimi engellediğini bildirdi.YORUMSUZ