Dünya yeni yıla yeni umutlarla girmeye çalışıyor. Uluslararası kurum ve kuruluşlar yayınladıkları kutlama bildirilerinde barış temasına vurguda bulundular.
Asyalı, Amerikalı , Avrupalı tüm ülke liderleri karşılıklı yeni yıl mesajlarında insan haklarından ve demokrasiden sözettiler.
Kimi ülkeler, teknolojik atılımların bu yılda ivme kazanacağını kimileri, kültürel ve ekonomik kazanımlarda bulunacaklarını, kimileri de siyasal istek ve ideallerinin bu yıl gerçekleştirile umutlarını konu edindiler.
Yeni yıla adım attığımız şu günde, Ortadoğu'dan, Uzakdoğu'ya, Kafkaslar'dan Balkanlar'a kadar uzanan coğrafya'ya bir kez daha baktığımızda; sunulan istek ve vaadlerin gerçekleşmesinin maalesef ki zor olacağı sonucunu çıkarıyoruz.
Her yıl olduğu gibi, bu yıl da tekrarlanan Dünya Barışı kavramı kelime anlamından öte pratik bir değer kazanmayacak
***
Pakistan ile Hindistan arasında zaman zaman gerilen, zaman zaman yumuşayan havanın 2003'te de devam edeceği bir gerçek.
***
İsral ile Filistin arasında yıllardan beri devam eden şiddet olaylarının dinmesi ise hayal gibi görünüyor
***
Hindistan ile Keşmir arasında süren sınır çatışmaları henüz hız kesmiş değil
***
Çin yönetimi, Sincan Özerk Bölgesi'ndeki baskısını daha da yoğunlaştırarak, Türkistan ile ilişkilerini koparmış durumda.
***
Rus Yönetimi hemen her ay patlak veren bombalama olaylarını bahane ederek kendi bölgesindeki Çeçenler'i ezmeyi sürdürüyor.
***
Afganistan'dan çıktıktan sonra Irak'a girmesi an meselesi olan ABD'nin Irak müdahalesi 2003 yılına taşınmış bulunuyor.
***
Ardarda gerçekleştirilen şaibeli saldırılarla Ortadoğu'nun önemli ülkelerinden biri olan Yemen, siyasal karışıklıklarla huzursuz edilmeye çalışılıyor.
***
Mısır ile Suriye arasında 1960'lardan bu yana süren 'başat ülke' olma hayali zaman zaman ülke liderlerinin söz düellosuna sahne oluyor
***
İran, Irak'tan sonra sıranın kendisine gelebileceği varsayımına dayanarak Rusya ile ekonomik ve askeri bağlantılarını kuvvetlendiriyor.
***
Lübnan Hükümeti, güneyinde bulunan Hizbullah yapılanması ile anti israil saldırılarını elimine etmek için var gücüyle mücadele ediyor.
***
Golan Tepeleri sorunundan sonra İsrail ile Suriye arasında, bölgedeki nehir suları ve barajların kullanımı konusundaki sürtüşme arada alevleniyor.
***
Irak - Suriye ve belli periyotta Ürdün'ün de müdahil olduğu ülke grubu, Türkiye'ye karşı Türk nehirlerinin uluslararası statüsü konusundaki tartışmalarla karşı karşıya geliyorlar.
***
Ankara ile Atina hükümetleri arasında 2002'de zoraki estirilen bahar havasının 2003 için de aynı şekilde süreceği tahmininde bulunmak fazla iyimserlik olur.
***
Analık görevimizi layıkıyla yapamadığımız Yavru vatan KKTC ile Güneyli Rumlar arasındaki hukuki tartışmalar 2003'te şekil kazanacak. Aynı huhuki sorunlar Ege adaları, karasuları ve FIR hattı alanında da gel-git etkisi yapacak.
Tartışmalı devam etmekte olan bu süreçten Türk tarafını memnun edecek bir sonucun çıkmasını beklemek safdillik olur.
Doğudan batıya , kuzeyden güneye Türkiye - Ortadoğu hinderlandında yaşanmakta olan bu gelişmeler de gösteriyor ki; 2002'den 2003'e taşıdığımız beklenti ve umutlarımızın gerçekleşme ihtimali karşımıza oldukça zayıf bir tablo koyuyor.
Karamsar bir tablodan ziyade, uluslararası kurum ve kuruluşların sözünü ettiğimiz bölge ve ülkelere karşı uyguladıkları dış politik önem ve öncelikler elimizi bağlıyor
Umarız 2003 bizi yanıltır.
Asyalı, Amerikalı , Avrupalı tüm ülke liderleri karşılıklı yeni yıl mesajlarında insan haklarından ve demokrasiden sözettiler.
Kimi ülkeler, teknolojik atılımların bu yılda ivme kazanacağını kimileri, kültürel ve ekonomik kazanımlarda bulunacaklarını, kimileri de siyasal istek ve ideallerinin bu yıl gerçekleştirile umutlarını konu edindiler.
Yeni yıla adım attığımız şu günde, Ortadoğu'dan, Uzakdoğu'ya, Kafkaslar'dan Balkanlar'a kadar uzanan coğrafya'ya bir kez daha baktığımızda; sunulan istek ve vaadlerin gerçekleşmesinin maalesef ki zor olacağı sonucunu çıkarıyoruz.
Her yıl olduğu gibi, bu yıl da tekrarlanan Dünya Barışı kavramı kelime anlamından öte pratik bir değer kazanmayacak
***
Pakistan ile Hindistan arasında zaman zaman gerilen, zaman zaman yumuşayan havanın 2003'te de devam edeceği bir gerçek.
***
İsral ile Filistin arasında yıllardan beri devam eden şiddet olaylarının dinmesi ise hayal gibi görünüyor
***
Hindistan ile Keşmir arasında süren sınır çatışmaları henüz hız kesmiş değil
***
Çin yönetimi, Sincan Özerk Bölgesi'ndeki baskısını daha da yoğunlaştırarak, Türkistan ile ilişkilerini koparmış durumda.
***
Rus Yönetimi hemen her ay patlak veren bombalama olaylarını bahane ederek kendi bölgesindeki Çeçenler'i ezmeyi sürdürüyor.
***
Afganistan'dan çıktıktan sonra Irak'a girmesi an meselesi olan ABD'nin Irak müdahalesi 2003 yılına taşınmış bulunuyor.
***
Ardarda gerçekleştirilen şaibeli saldırılarla Ortadoğu'nun önemli ülkelerinden biri olan Yemen, siyasal karışıklıklarla huzursuz edilmeye çalışılıyor.
***
Mısır ile Suriye arasında 1960'lardan bu yana süren 'başat ülke' olma hayali zaman zaman ülke liderlerinin söz düellosuna sahne oluyor
***
İran, Irak'tan sonra sıranın kendisine gelebileceği varsayımına dayanarak Rusya ile ekonomik ve askeri bağlantılarını kuvvetlendiriyor.
***
Lübnan Hükümeti, güneyinde bulunan Hizbullah yapılanması ile anti israil saldırılarını elimine etmek için var gücüyle mücadele ediyor.
***
Golan Tepeleri sorunundan sonra İsrail ile Suriye arasında, bölgedeki nehir suları ve barajların kullanımı konusundaki sürtüşme arada alevleniyor.
***
Irak - Suriye ve belli periyotta Ürdün'ün de müdahil olduğu ülke grubu, Türkiye'ye karşı Türk nehirlerinin uluslararası statüsü konusundaki tartışmalarla karşı karşıya geliyorlar.
***
Ankara ile Atina hükümetleri arasında 2002'de zoraki estirilen bahar havasının 2003 için de aynı şekilde süreceği tahmininde bulunmak fazla iyimserlik olur.
***
Analık görevimizi layıkıyla yapamadığımız Yavru vatan KKTC ile Güneyli Rumlar arasındaki hukuki tartışmalar 2003'te şekil kazanacak. Aynı huhuki sorunlar Ege adaları, karasuları ve FIR hattı alanında da gel-git etkisi yapacak.
Tartışmalı devam etmekte olan bu süreçten Türk tarafını memnun edecek bir sonucun çıkmasını beklemek safdillik olur.
Doğudan batıya , kuzeyden güneye Türkiye - Ortadoğu hinderlandında yaşanmakta olan bu gelişmeler de gösteriyor ki; 2002'den 2003'e taşıdığımız beklenti ve umutlarımızın gerçekleşme ihtimali karşımıza oldukça zayıf bir tablo koyuyor.
Karamsar bir tablodan ziyade, uluslararası kurum ve kuruluşların sözünü ettiğimiz bölge ve ülkelere karşı uyguladıkları dış politik önem ve öncelikler elimizi bağlıyor
Umarız 2003 bizi yanıltır.