Irak'ta yıllardır süren savaş, sadece milyonlarca Iraklının değil, bin yıllardır dünyanın en önemli uygarlıklarına evsahipliği yapmış toprağın ve suların da kaderini değiştirdi. Eski Mezopotamya sınırını Fırat'la birlikte oluşturan, üzerinden geçtiği topraklara medeniyet taşıyan, kıyısında kurulmuş Ninova, Nemrut, Asur gibi çok sayıda önemli kentin tarihine şahit olan Dicle de savaşın yeni kurbanı olacak gibi gözüküyor. Bağdat'ın kalbinde yüzyıllardır insanlara yaşam taşıyan Dicle nehri, artık ilham verdiği "yaşam dolu'' efsanelerin tersine, Iraklılara kayıplarını ve ölümü hatırlatıyor. Dicle'ye her gün, ülkede giderek büyüyen mezhep çatışmalarının ya da şiddet olaylarının kurbanı, gözleri ve elleri bağlanmış, başlarından tek kurşunla vurulmuş onlarca kayıp Iraklının cesetleri atılıyor. Iraklıların yıllar önce nehir sularını temiz tutmak için kurduğu 14 demir sete, sadece giderek kirlenen nehirdeki çöpler değil, nehre atılan kurbanların cesetleri de takılıyor. AP'ye göre yetkililer, mayıs ayından beri 235'ten fazla kişinin cesedinin, bu "ağlara'' takıldığını belirtiyor. Savaştan önce, nehrin kıyısındaki restoranlara dinlenmek ve balık yemek için gelen Iraklılar, artık kayıplarının cesetlerini bulmak umuduyla bu cesetlerin sudan çıkarıldığı Suveyre bölgesinde toplanıyor. Restoranlar yıllar önce kapatılmış ve ABD kontrolündeki Yeşil Bölgenin güvenliği için balıkçılara da izin verilmiyor. Bağdat'ın merkezindeyse nehrin üzerinde tek bir küçük kayık görülmek bile mümkün değil. ''YÖNÜNÜ DE?İŞTİREN NEHİR''Hakkındaki en bilinen efsane nedeniyle "zarar vermemek için yönünü değiştiren nehir'' olarak bilinen Dicle, Türkiye'de doğup, Basra Körfezine dökülüyor. Efsaneye göre Tanrı, Danyal peygamberden nehir için yol çizmesini ister. Elindeki asa ile suyun çıktığı mağaradan, Basra'ya kadar çizgi çizen Danyal peygamber, Tanrı'nın buyruğuyla kimseye zarar vermemek için güzergahını sürekli değiştirir. Peygamberin "arkasından giden'' nehrin çok kıvrımlı oluşu, onun kimseye zarar vermemek için yönünü değiştirmesine bağlanır. Latince adı, Farsçadan Yunancaya geçen "Tigris'' olan Dicle nehrinin, çevresinde "bir zamanlar'' çok sık görülen kaplanlara da (tiger) isim kaynağı olduğu sanılıyor. Sümerlerde adı, "coşkun akan nehir'' anlamına gelen "İdigna'' olan Dicle'nin, üzerine yapılan sayısız baraj nedeniyle su seviyesinin de her yıl düştüğü belirtiliyor. Susuzluk, kenarlarında giderek büyüyen yabani bitkilerin, sazlıkların oksijensiz bıraktığı bu nedenle balıkların da artık bereketli olmadığı nehirde, insanların neden olduğu kirlenmeyi de gözle görülür hale getiriyor. Iraklı yetkililer, savaş koşulları nedeniyle nehirdeki kirlenmeye müdahale edemezken, Dicle, Iraklılara mutluluk verdiği zamanlarına dönmeyi bekliyor.