Denktaş, Başbakan Derviş Eroğlu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Salih Coşar ile haftalık olağan görüşmesinde yaptığı açıklamada, Rumların siyasetinin tüm Kıbrıs'ı almak olduğuna işaret ederek, "bunun, Kıbrıs Türklerinin kolonize edilmesi ve arka kapıdan Avrupa Birliği yoluyla Enosis olduğunu" söyledi. Denktaş, "Enosis'in cevabı verilir, kabul edilmez, bunu bilmeleri gerekir" dedi.
Avrupa'daki birçok uluslararası hukukçunun, "1960 anlaşmalarına göre Türkiye'nin ve KKTC'nin izni olmadan ve Türkiye Avrupa Birliği'negirmeden Kıbrıs'ın AB'ye giremeyeceği" görüşü verdiğini kaydeden Denktaş, bu hukukçuların Kıbrıs'ta bir milletin var olmadığını, tarihekarışmış Kıbrıs Cumhuriyeti'ni ortaklardan ne birinin ne de diğerinin devam ettirme, temsil etme, adını kullanma hakkı olduğunu vurgulamaya başladıklarına işaret etti. Denktaş, "Bizim de istediğimiz budur. Meseleye teşhis konmasıdır" dedi.
Cumhurbaşkanı Denktaş, Rum yönetimi lideri Glafkos Klerides'e de çağrıda bulunarak, "Bu konuyu halletme zamanıdır. AB yoluyla Kıbrıs'ıalıp kaçamayacaklarını teslim edecek kadar akıllıdır, tecrübelidir. Türkiye'nin buna boyun eğmesi, bizim buna razı olmamız mümküm değildir. Dolayısıyla Akritas Planı çerçevesinde başlatılmış bir davanın oyunlarla, hileyle, yalanlarla kendi lehlerine bir sonuca götürülmesi mümkün değildir" diye konuştu.
Denktaş, Rumların son darbeyi vurmaya çalışmasına karşı Türk makamlarının gerekli cevabı verdiğine işaret ederek, Dışişleri Bakanı İsmail Cem'in ve ardından Başbakan Bülent Ecevit'in Kıbrıs konusunda beyan ettiği güçlü desteğin halkı çok memnun ettiğini belirterek, teşekkür etti.
Cumhurbaşkanı Denktaş, Türkiye'nin güçlü bir şekilde görüşlerini ortaya koymuş olmasının uzlaşmaya, barışa yardımcı olacağını ifade ederek, "Bu uzlaşma ve barış da ancak iki devlet esası üzerinde olabilir. Bu mümkündür" dedi.
Denktaş, kendisini bilinçli şekilde masadan kaçmakla suçlayan yayınlara tepki göstererek, "Bilinmesi gereken tek bir şey vardır. Kıbrıs Türkü'nün kaderi Türkiye'nin kaderinden ayrılamaz. Yunanistan ile kaderini birleştirmiş olan, AB yoluyla bunu perçinlemeye ve sonuçlandırmaya çalışan Rumlar karşısında bu gerçeği her gün, her an, her Türk hatırlamalı, söylemeli ve şerefle dünyaya duyurmalıdır" dedi.
Avrupa'daki birçok uluslararası hukukçunun, "1960 anlaşmalarına göre Türkiye'nin ve KKTC'nin izni olmadan ve Türkiye Avrupa Birliği'negirmeden Kıbrıs'ın AB'ye giremeyeceği" görüşü verdiğini kaydeden Denktaş, bu hukukçuların Kıbrıs'ta bir milletin var olmadığını, tarihekarışmış Kıbrıs Cumhuriyeti'ni ortaklardan ne birinin ne de diğerinin devam ettirme, temsil etme, adını kullanma hakkı olduğunu vurgulamaya başladıklarına işaret etti. Denktaş, "Bizim de istediğimiz budur. Meseleye teşhis konmasıdır" dedi.
Cumhurbaşkanı Denktaş, Rum yönetimi lideri Glafkos Klerides'e de çağrıda bulunarak, "Bu konuyu halletme zamanıdır. AB yoluyla Kıbrıs'ıalıp kaçamayacaklarını teslim edecek kadar akıllıdır, tecrübelidir. Türkiye'nin buna boyun eğmesi, bizim buna razı olmamız mümküm değildir. Dolayısıyla Akritas Planı çerçevesinde başlatılmış bir davanın oyunlarla, hileyle, yalanlarla kendi lehlerine bir sonuca götürülmesi mümkün değildir" diye konuştu.
Denktaş, Rumların son darbeyi vurmaya çalışmasına karşı Türk makamlarının gerekli cevabı verdiğine işaret ederek, Dışişleri Bakanı İsmail Cem'in ve ardından Başbakan Bülent Ecevit'in Kıbrıs konusunda beyan ettiği güçlü desteğin halkı çok memnun ettiğini belirterek, teşekkür etti.
Cumhurbaşkanı Denktaş, Türkiye'nin güçlü bir şekilde görüşlerini ortaya koymuş olmasının uzlaşmaya, barışa yardımcı olacağını ifade ederek, "Bu uzlaşma ve barış da ancak iki devlet esası üzerinde olabilir. Bu mümkündür" dedi.
Denktaş, kendisini bilinçli şekilde masadan kaçmakla suçlayan yayınlara tepki göstererek, "Bilinmesi gereken tek bir şey vardır. Kıbrıs Türkü'nün kaderi Türkiye'nin kaderinden ayrılamaz. Yunanistan ile kaderini birleştirmiş olan, AB yoluyla bunu perçinlemeye ve sonuçlandırmaya çalışan Rumlar karşısında bu gerçeği her gün, her an, her Türk hatırlamalı, söylemeli ve şerefle dünyaya duyurmalıdır" dedi.