logo
17 NİSAN 2024

Fasa fiso konferans

27.07.2006 00:00:00
Roma'da toplanan uluslararası Lübnan Konferansı'ndan ateşkes çıkmadı. ABD Dışişleri Bakanı Rice'in ise tümüyle İsrail sözcülüğüne soyunması dikkat çekti. İtalya'nın önerisi, ABD'nin de desteği üzerine Roma'da düzenlenen Uluslararası Lübnan Konferansı dün yapıldı. Türkiye'nin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül tarafından temsil edildiği toplantıda, 15 katılımcı ülkenin heyetleri, İtalya Dışişleri Bakanlığı binası Farnesina Sarayında toplantı için tahsis edilen salonda yerlerini aldı. İtalya Başbakanı Romano Prodi'nin açılış konuşmasının ardından, İtalya Dışişleri Bakanı Massimo D'Alema ve ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice'ın eş başkanlığıyla yönetilen üç saatlik toplantı süresince katılımcı ülkeler, Lübnan ve İsrail arasındaki gerilimin nasıl yumuşatılabileceği konusunda görüş alışverişinde bulundular. Görüş birliği yokKatılımcı ülkelerin toplantı öncesinde verdikleri mesajlarda, uzlaşıdan ziyade, görüş ayrılıkları ön plana çıktı. Dışişleri Bakanı Gül ise gece geç saatlerde otele ulaştığında, konferansa ilişkin herhangi bir açıklama yapmadı. İtalya Başbakanı Prodi, toplantı öncesinde yaptığı açıklamada, Uluslararası Lübnan Konferansı ile hedeflenenin ne olduğunu, öncelik sırasıyla üç madde halinde, "ateşkes, insani yardım ve Güney Lübnan'da konuşlandırılmak üzere uluslararası bir askeri güç oluşturulmasının yollarını aramak" biçiminde özetledi. Rice, İsrail'in sözcüsü Ancak İtalya Dışişleri Bakanı D'Alema ile birlikte toplantının eş başkanı konumunda olan ABD Dışişleri Bakanı Rice bu toplantıyı "süreklilik arz edecek bir anlaşma için zemin arayışı" biçiminde görme eğiliminde. Rice, toplantıya katılmayan İsrail'in genel eğilimi doğrultusunda, derhal ateşkes ilanına sıcak bakmadıklarının sinyalini de vermiş bulunuyor. Washington yönetimi, ateşkes için, öncelikle İsrail'in Hizbullah'ayönelik operasyonunu tamamlaması ve Hizbullah'ın elinde olduğu belirtilen iki İsrailli askerin Kızılhaç'a teslim edilmesi gerektiğini savunuyor. Toplantının katılımcıları arasında yer alan Lübnan, Mısır, Ürdün ve Suudi Arabistan, Hizbullah'ın silahsızlandırılması konusuna sıcak baksalar da şu an itibariyle yapılması gereken ilk işin ateşkes ilan edilerek, İsrail saldırılarının durdurulması olduğu kanaatindeler. Ürdün Dışişleri Bakanı Abdullah Hatib, konferans öncesinde yaptığı açıklamada, "Araplar olarak Roma'daki toplantıda derhal ateşkes istenmesi gerektiği konusunda hem fikiriz" dedi. Mısır Dışişleri Bakanı Ebul Geyt ise katılımcı ülkeler arasındaki görüş ayrılıklarını "kaygı verici" olarak değerlendirdi. ABD tarafından dile getirilen ve İsrail'in geri çekilmesini müteakiben Güney Lübnan'da "güvenlik kuşağı" oluşturma işlevini üstlenecek uluslararası gücün nasıl oluşturulacağı da ayrı bir tartışma konusu.
Neler olacak neler?
İktisat profesöründen özel açıklamalar
İsrail'in yaptığı terör eylemi
İsrail, uluslararası hukuku ihlal etti
Ayhan Bora Kaplan'ın 15 Temmuz pişmanlığı
'En büyük hatam o kareye girmekti'
'Suistimalleri engellemeye yönelik tedbir'
Şimşek'ten KDV açıklaması
Erdoğan'dan 31 Mart yorumu
'İlk kazanan sandık olmuştur'
Tasarruf genelgeleri kağıt üstünde, vergi artışları gerçek
Kamu ne kadar tasarruf yaptı?
Bakan Şimşek'ten açıklama geldi
'Söylentilere inanmayın'
Yeni imajıyla ilk grup toplantısını yaptı
'Teşekkür önce örgütümüze'
75 kişi hayatını kaybetti, 10 bin 810 kişi yaralandı
Bayram trafiğinin acı bilançosu
Ticaret Bakanlığı'ndan çimento açıklaması
9 Nisan'dan önce gümrüklemesi yapıldı
Yerel seçimi kazanan CHP'yi uyardı
Bahçeli'den yeni anayasa çıkışı
Yargıtay'da başkanlık krizi sürüyor
17 turda da sonuç çıkmadı
Ölümden dönen Zehra nine konuştu
'Parçalayacaklardı, zor kurtuldum'
Sadece karın doyurmanın maliyeti
Minimum 16 bin 646 TL
Tarımda maliyetler yükselmeye devam ediyor
Tarım ÜFE yıllık yüzde 61.87 arttı
Neler olacak neler?
İktisat profesöründen özel açıklamalar
İsrail'in yaptığı terör eylemi
İsrail, uluslararası hukuku ihlal etti
Ayhan Bora Kaplan'ın 15 Temmuz pişmanlığı
'En büyük hatam o kareye girmekti'
'Suistimalleri engellemeye yönelik tedbir'
Şimşek'ten KDV açıklaması
Erdoğan'dan 31 Mart yorumu
'İlk kazanan sandık olmuştur'
Tasarruf genelgeleri kağıt üstünde, vergi artışları gerçek
Kamu ne kadar tasarruf yaptı?
Bakan Şimşek'ten açıklama geldi
'Söylentilere inanmayın'
Yeni imajıyla ilk grup toplantısını yaptı
'Teşekkür önce örgütümüze'
75 kişi hayatını kaybetti, 10 bin 810 kişi yaralandı
Bayram trafiğinin acı bilançosu
Ticaret Bakanlığı'ndan çimento açıklaması
9 Nisan'dan önce gümrüklemesi yapıldı
Yerel seçimi kazanan CHP'yi uyardı
Bahçeli'den yeni anayasa çıkışı
Yargıtay'da başkanlık krizi sürüyor
17 turda da sonuç çıkmadı
Ölümden dönen Zehra nine konuştu
'Parçalayacaklardı, zor kurtuldum'
Sadece karın doyurmanın maliyeti
Minimum 16 bin 646 TL
Tarımda maliyetler yükselmeye devam ediyor
Tarım ÜFE yıllık yüzde 61.87 arttı

BM, Şam saldırısında İsrail'i suçlu buldu

 
 
Ortadoğu'da terör estiren İsrail, sadece Gazze'de soykırım yapmakla kalmıyor, aynı zamanda başka ülkelerde terör eylemlerinde de bulunuyor. İsrail; özellikle Lübnan'da ve Suriye'de çok sayıda alçakça terör eylemlerinde bulundu. Son olarak Şam'da İran Büyükelçiliğini bombalaması bardağı taşıran damla oldu.
16.04.2024 23:27:00
AHMET TURAN YİĞİT
 BM, Şam saldırısında İsrail'i suçlu buldu
 BM, Şam saldırısında İsrail'i suçlu buldu

İsrail, bir devlet mi, terör örgütü mü? Yapay yolla kurulan bir devlet... İşgal yoluyla kurulan bir terör devleti! Tıpkı Avustralya ve ABD gibi başkalarına ait toprakları çalarak kurulan bir devlet... ABD ve Avustralya nasıl yerlileri yok ederek, beyazlardan oluşan bir devlete dönüştüyse, İsrail de İngilizlerin yardımıyla ve katkısıyla Filistinlileri katlederek aşama aşama devlete dönüştü. Terör yoluyla kurulan bir devlet, terörden vazgeçmiyor. Tıpkı ABD gibi... ABD, son 70 yılda Vietnam'dan Irak'a, Panama'dan Honduras'a, Haiti'den Afganistan'a çok sayıda ülkeyi işgal etti. ABD'nin İsrail'i desteklemesinin bir nedeni de bu... Diğer nedeni ise ABD ekonomisine ve siyasetine 6.3 milyon  AmerikalıYahudinin yön vermesi...

İsrail terörü tescillendi


Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi tarafından görevlendirilen bir grup bağımsız uzman, İsrail'in Şam'daki İran konsolosluğuna düzenlediği saldırının uluslararası hukuku ihlal ettiğini söyledi. Açıkçası İsrail'in eyleminin bir terör eylemi olduğu BM uzmanları tarafından ortaya koyuldu. Özel raportörler ve bağımsız uzmanlar tarafından hazırlanan raporda "İsrail ve İran arasındaki misilleme amaçlı askeri saldırılar yaşam hakkını ihlal etmektedir ve derhal durdurulmalıdır" denildi. Raporda şu ifadelere yer verildi: "Tüm ülkelerin, terörle mücadele de dahil olmak üzere, yurtdışındaki askeri operasyonlarda bireyleri keyfi olarak yaşam haklarından mahrum bırakmaları yasaktır. Yabancı topraklarda yapılan öldürme eylemleri uluslararası hukuk kapsamında izin verilmediği sürece keyfidir."

İsrail, BM Şart'ını ihlal etti

Uzmanlar İsrail'in 1 Nisan'da meşru müdafaada bulunmuş gibi görünmediğini zira İran'ın İsrail'e doğrudan 'silahlı saldırıda' bulunduğuna ya da saldırmak üzere devlet dışı silahlı gruplar gönderdiğine dair hiçbir kanıt sunmadığını da ortaya koydu. Uzmanlar, İsrail'in saldırı için herhangi bir yasal gerekçe sunmadığını ya da Birleşmiş Milletler Şartı'nın 51. Maddesi'nin gerektirdiği şekilde Güvenlik Konseyi'ne bildirmediğini kaydetti.
Uzmanlar, "İsrail'in saldırısı sonuç olarak Şart uyarınca başka bir devlete karşı silahlı güç kullanma yasağını ihlal etmiştir" dedi.

Ayhan Bora Kaplan'ın 15 Temmuz pişmanlığı: En büyük hatam o kareye girmekti

"Ayhan Bora Kaplan" suç örgütü sanıklarının yargılanmasına devam edildi. Duruşmada, örgüt yöneticiliğiyle suçlanan Bora Kaplan savunma yaptı.
16.04.2024 22:11:00
Anadolu Ajansı
Ayhan Bora Kaplan'ın 15 Temmuz pişmanlığı: En büyük hatam o kareye girmekti
Ayhan Bora Kaplan'ın 15 Temmuz pişmanlığı: En büyük hatam o kareye girmekti
"Ayhan Bora Kaplan" suç örgütüne ilişkin 28'i tutuklu 61 sanığın yargılanmasına devam edildi.

Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, müştekiler ve tarafların avukatları katıldı.

Duruşmada, suç örgütü lideri olmakla yargılanan Bora Kaplan savunma yaptı.

Kaplan, 8 aydır suçsuz yere cezaevinde olduğunu, kendisine iftira atıldığını öne sürdü.

Türkiye'den kaçmak üzereyken yakalandığına ilişkin iddiayı reddeden Kaplan, "Ben geri zekalı mıyım? Niye bilet alayım. Ben o gün ofisimden çıkarken kendi aracımla çıktım. Bana ait olan aracımla havaalanına geldik ve orda yavaşladım. Silahlı kişileri gördüm. Araçtan iner inmez beni yere yapıştırdılar." dedi.

Aracında bulunan 50 bin avroyu, yurt dışına çıkacağı için yanına aldığını söyleyen Kaplan, iş adamı olduğu için bu parayı yanında bulundurduğunu savundu.

"Limon satarak işe başladım"

Kaplan, iddianamenin ön yargıyla hazırlandığını, gözaltına alındıktan sonra 8 saat ifade verdiğini, savunmasının baskıyla aldığını iddia etti. Dosya kapsamında birlikte yargılandığı sanıklardan bazılarını ticari ilişkilerinden dolayı tanıdığını, kişisel ilişkilerinin örgüt ilişkisi olarak iddianameye yansıtıldığını iddia eden Kaplan, savunmasına şöyle devam etti:

"Limon satarak işe başladım. Liseyi bitirdim kuruyemişçi açtım. Sonra bir arkadaşım 'Telefonculukta daha çok para var' dedi. Kapattım kuruyemişçiyi, telefoncu açtım. Sonra bir arkadaşım limon pazarında bana bir yer aldı vergi levhası falan da var. Sonra DVD satmaya başladım. 4 tane yerde ayrı ayrı CD dükkanı açtım. Kardeşim de duruyordu başında. Korsan CD'ler çıkınca satışlar düştü. Ben de kadın kıyafeti satmaya başladım. Ardından İstanbul Merter'den aldığım kıyafetleri yine İstanbul'da satmaya başladım."

Kaplan, bir süre sonra Ankara'da gece kulübü açtığını ve mekanında ünlü sanatçıların sahne aldığını anlatarak, "Ardından polislerin anlamsız bir baskısı başladı. Polisler geliyor, ardından Genel Bilgi Toplama (GBT) yapmaya başlıyorlar. 2 saat sürüyor ve insanlar bir şey içemediği için hesap ödemeden gidiyor, iflahımı kuruttular." diye konuştu.

İddianamede adı geçen hiç kimseyle bir örgüt kurmadığını öne süren Kaplan, "Ben kurulu bir mekan almadım, kimsenin mekanına çökmedim." şeklinde konuştu. Kaplan, telefon kayıtlarında geçen "büyük abi" tabirinin kendisine ait bir sıfat olmadığını, gizli tanık ifadelerinin de gerçeği yansıtmadığını savundu.

Kaplan, hiçbir cinayet işlemediğini ve cinayeti azmettirmediğini öne sürerek, 2016'da gerçekleştirilen silahlı saldırıda hayatını kaybeden Mahfuz Tatar'ın, kendisinin talimatıyla suç örgütü üyelerince öldürüldüğü iddiasını da kabul etmedi. Bora Kaplan, Mahfuz Tatar cinayetiyle ilgisinin bulunmadığını, yalan tanıklarla kendisinin suçlandığını iddia etti.

"En büyük hatam o kareye girmekti"

FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi gecesi TRT Genel Müdürlüğü binası önündeki fotoğrafının hatırlatılması ve "TRT'ye gittiğinizde uzun namlulu silahları nereden buldunuz?" sorusu üzerine Kaplan, silahları nasıl elde ettiğini söyleyemeyeceğini belirtti. Bora Kaplan, şöyle devam etti:

"15 Temmuz'da herkesi topladım, sokağa davet ettim. Ardından TRT'ye gittim. Tanıdık, tanımadık fotoğraf çektiriyordu, bana da gel dediler ben de çocuklarıma anı olsun diye o kareye girdim. Keşke girmeseydim. Sonra lanetlendim. Sonra muhalifler ve sözde gazeteciler hakkımda 'Soylu'nun gizli adamı' gibi şeyler söyledi. En büyük hatam o kareye girmekti."

"Soylu ile bağlantım yok"

​​​​​​​Kaplan, dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile herhangi bir bağlantısının olmadığını da ifade etti.

"Ayhan Bora Kaplan" isimli bir suç örgütünün olamayacağını da savunan Kaplan, "Çevremden kimse ailem haricinde bana 'Ayhan' demez, hep 'Bora' derler. Ayhan ismini amcam koymak istemiş, olmamış. Ben sonradan Ayhan ismini kimliğime ekletmek istedim fakat avukatım sabıkam olduğu için böyle bir çelişki yaratmayalım dedi." diye konuştu.

Maden sularını içmek güvenli mi?

Maden suyu, doğal kaynaklardan elde edilen ve içerisinde çeşitli mineraller barındıran bir içecek olarak biliniyor. Ancak son zamanlarda bazı maden sularında zararlı maddelerin yüksek oranlarda bulunduğu haberleri tüketiciler arasında endişe yarattı
16.04.2024 16:39:00
Yenal Arman
Maden sularını içmek güvenli mi?
Maden sularını içmek güvenli mi?
Maden suyu, doğal kaynaklardan elde edilen ve içerisinde çeşitli mineraller barındıran bir içecek olarak biliniyor. Ancak son zamanlarda bazı maden sularında zararlı maddelerin yüksek oranlarda bulunduğu haberleri tüketiciler arasında endişe yarattı. Bu durum, maden suyu seçimi ve tüketimi konusunda daha bilinçli olunması gerektiğini gösteriyor.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve diğer sağlık otoriteleri, maden suyunun güvenli tüketimi için bazı standartlar ve rehberler sunuyor. Bu rehberler, suyun kalitesini ve güvenliğini sağlamak için belirli parametreler içerir. Maden suyu, kalp sağlığına katkıda bulunma ve kan basıncını düşürme gibi çeşitli sağlık faydaları sunuyor. Ancak, aşırı tüketim bazı minerallerin vücutta birikmesine ve böbrek taşları gibi sağlık problemlerine yol açabiliyor.
Tüketicilerin, maden suyu seçerken dikkat etmesi gereken bazı önemli noktalar şunlar:

Etiket Bilgileri:

Maden suyunun etiketinde yer alan mineral içeriği ve pH değeri gibi bilgiler, suyun kalitesi hakkında fikir verir. Ayrıca, üretim ve son kullanma tarihleri de kontrol edilmelidir.

Sodyum Oranı:

Bazı maden suları yüksek sodyum içerebilir, bu da yüksek tansiyon gibi sağlık sorunlarına yol açabilir. Özellikle hipertansiyon hastalarının düşük sodyum içeren suları tercih etmeleri önerilir.

Plastik Şişeler:

Plastik şişelerde satılan maden suları, mikroplastik partikülleri içerebilir. Bu partiküller endokrin bozucu olarak davranabilir ve hormonal sistemleri etkileyebilir. Cam şişeler daha güvenli bir alternatif olabilir.

İstanbul'da PKK operasyonu: 8 şüpheli yakalandı

İstanbul ve Mardin'de PKK/KCK ve PYD/YPG üyesi oldukları tespit edilen 8 şüpheli düzenlenen eş zamanlı operasyonla yakalandı
16.04.2024 10:17:00
İhlas Haber Ajansı
İstanbul'da PKK operasyonu: 8 şüpheli yakalandı
İstanbul'da PKK operasyonu: 8 şüpheli yakalandı
İstanbul ve Mardin'de PKK/KCK ve PYD/YPG üyesi oldukları tespit edilen 8 şüpheli düzenlenen eş zamanlı operasyonla yakalandı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma çerçevesinde PKK/KCK ve PYD/YPG üyesi 9 şüpheli tespit edildi. Şüphelilerin yakalanması için İstanbul ve Mardin'de eş zamanlı operasyon düzenlendi. Operasyonda 9 şüphelinin 8'i yakalanarak gözaltına alındı.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.