Filistin "intifadası" beşinci yılına girerken, barış umudunu azaltan şiddetin insani ve ekonomik boyutu olanca ağırlığıyla ortada duruyor
28 Eylül 2000'de dönemin muhalefet lideri Ariel Şaron'un Haremüşşerif'e gitmesiyle fitili ateşlenen Filistin ayaklanmasında, şimdiye dek dörtte üçü Filistinliler olmak üzere, 4 binden fazla insancan verdi. Bunların çoğunu gençler oluşturuyor.
Filistinli siyaset yorumcusu Mehdi Abdülhadi, "İntifada Filistin halkı için tam bir felaket oldu" diyor.
Filistinlilerin, 1948'de İsrail devletinin kurulması ve 700 bin Filistinlinin yurtlarından kovulmasını "Nakba" (felaket) olarak nitelendirdiğini anımsatan Filistinli yorumcu, "Bu intifada da tam bir Nakba" diye konuşuyor ve dört yıldır süren şiddetin, derin bir güvensizlik ortamı yaratarak uzlaşma ve barış şansını yok ettiğini belirtiyor.
İsrail'de bugün başbakanlık koltuğunda oturan Ariel Şaron, Filistinlilerden "ayrılma" stratejisi kapsamında Gazze Şeridi'nden çekilmeye ilişkin plan hazırladı, ancak Şaron, Batı Şeria'daki İsrail denetimini artırmayı planlıyor. Bu bağlamda İsrail hükümeti, uluslararası topluluğun ve Filistin yönetiminin kınamasına rağmen, Batı Şeria'daki "güvenlik duvarı" inşaatını hızlandırdı.
Fransız iktisatçı Sebastien Dessus de, "intifadanın" ekonomik boyutuna değinirken, "sonucun yıkıcı olduğunu" belirtiyor.
"Filistin halkının neredeyse yarısı, yoksulluk sınırının altında.Oysa bu oran intifadadan önce yüzde 20 civarındaydı" diyen iktisatçı,''Filistin ekonomisi 2002'de en kötü dönemini geçirdi. 2003 ve 2004'tegelişme kaydedilse de bu, ekonominin iyi gittiğini göstermiyor" diye konuşuyor. "İntifada", İsrail'i de ekonomik bakımdan vurdu. Özellikle turizm geliri ve yabancı yatırımlarda sert düşüş meydana geldi.
28 Eylül 2000'de dönemin muhalefet lideri Ariel Şaron'un Haremüşşerif'e gitmesiyle fitili ateşlenen Filistin ayaklanmasında, şimdiye dek dörtte üçü Filistinliler olmak üzere, 4 binden fazla insancan verdi. Bunların çoğunu gençler oluşturuyor.
Filistinli siyaset yorumcusu Mehdi Abdülhadi, "İntifada Filistin halkı için tam bir felaket oldu" diyor.
Filistinlilerin, 1948'de İsrail devletinin kurulması ve 700 bin Filistinlinin yurtlarından kovulmasını "Nakba" (felaket) olarak nitelendirdiğini anımsatan Filistinli yorumcu, "Bu intifada da tam bir Nakba" diye konuşuyor ve dört yıldır süren şiddetin, derin bir güvensizlik ortamı yaratarak uzlaşma ve barış şansını yok ettiğini belirtiyor.
İsrail'de bugün başbakanlık koltuğunda oturan Ariel Şaron, Filistinlilerden "ayrılma" stratejisi kapsamında Gazze Şeridi'nden çekilmeye ilişkin plan hazırladı, ancak Şaron, Batı Şeria'daki İsrail denetimini artırmayı planlıyor. Bu bağlamda İsrail hükümeti, uluslararası topluluğun ve Filistin yönetiminin kınamasına rağmen, Batı Şeria'daki "güvenlik duvarı" inşaatını hızlandırdı.
Fransız iktisatçı Sebastien Dessus de, "intifadanın" ekonomik boyutuna değinirken, "sonucun yıkıcı olduğunu" belirtiyor.
"Filistin halkının neredeyse yarısı, yoksulluk sınırının altında.Oysa bu oran intifadadan önce yüzde 20 civarındaydı" diyen iktisatçı,''Filistin ekonomisi 2002'de en kötü dönemini geçirdi. 2003 ve 2004'tegelişme kaydedilse de bu, ekonominin iyi gittiğini göstermiyor" diye konuşuyor. "İntifada", İsrail'i de ekonomik bakımdan vurdu. Özellikle turizm geliri ve yabancı yatırımlarda sert düşüş meydana geldi.