Rauf Denktaş, KKTC hükümetinin Rumların mülk davaları konusunda müdafaa kararı aldığını ve hükümetin bu kararın arkasında duracağını belirterek, Kıbrıs Türklerinin Rumların oyununu görmesini ve artık buna göre kendine bir yol çizmesini istedi. Denktaş, "O yol da devleti ve egemenliği korumak yoludur. Türkiye'den kopmamak yoludur" dedi.
Denktaş, eski Rum yönetimi lideri Glafkos Klerides döneminde, Türkiye kökenli KKTC vatandaşlarıyla ilgili bilgilerin, İçişleri Bakanlığı'ndaki bir kişi tarafından, Rumlara para karşılığında satıldığını ve bu durumu rapor ettiğini söyledi.
Daha rahat bir ortamda olduğunu ifade eden Denktaş, İngiliz arşivlerini inceleyerek, Türkçe'ye çeviriyor. Denktaş, gazetelere yazıyazdığını ve Anadolu'nun her yerinden, "yürüdüğü yolun doğru yol olduğunu" teyit eden mesajlar aldığını belirtti. 2.5 yıldan sonra ilk kez hafta sonu Karpaz Burnu'na kadar gittiğini ve iki köyü ziyaret ettiğini anlatan Denktaş, "Bu da bana büyük bir ferahlık verdi" dedi.
Köylülerin, Rumların mülk davaları nedeniyle büyük endişe duyduğunu ifade eden Denktaş, köylülere, Rum tarafından bu yönde gelensesleri umursamamalarını, devletlerine ve tapularına sahip çıkmalarınısöylediğini aktardı.
Mal-mülk konusunun siyasi masada oturup halledileceğini kaydeden Denktaş, Rum tarafının Türk mallarını ya tahrip ettiğini ya da mecburiistimlak adı altında el koyduğunu söyledi. Denktaş, "Bunların tazminatını vermezken, Kıbrıslı Türkleri takip etmesi, AB'yi arkasına alarak bu çözümü yapması niyetlerini göstermiş olur, halkımızı da uyandırmış olur. Rum aklını değiştirmelidir, siyasetini değiştirmelidir. Bu akıl, 'Kıbrıs benimdir' aklıdır. Kıbrıs iki halkınvatanıdır" dedi.
Uzlaşmaya hazır olduklarını, ancak tapuların ayrı olması gerektiğini kaydeden Denktaş, "Bir daha bizi yeniden istilaya kalkamasınlar ve anlaşma kalıcı olsun. Bunu istiyoruz" ifadesini kullandı.
Rum tarafının, Türk askerinin adadan çıkması yönündeki talebine dedeğinen Denktaş, "Rum tarafı kuzeyi istila etmek niyetinden vazgeçtiğini, kuzeyi tanımakla ispat ettiği gün tabiatıyla askerin sınırlarımızı koruması ihtiyacı ortadan kalkar, ona göre yeni bir anlaşma yapılır. Ama 'benim kuzeye gelmek hakkımdır, kuzeyi Türkten arındıracağım, bütün emlakımı gelip alacağım, bunlar hep haktır' diye diye silahlanan Rum tarafı karşısında Türk tarafı garantörlük göreviniyapıyor" diye konuştu.
Türk halkının "aman ne oldum ne oluyorum" dememesi gerektiğini, ne olduklarının ortada olduğunu kaydeden Denktaş, devlet olduklarını, ekonomik olarak geçmişi bilmeyenlerin bugünü takdir etmeyebileceğini söyledi. Denktaş, ancak halkın verdiği mücadele ile bağımsızlığa kavuşulduğunu ve Türkiye'nin yardımları sayesinde hayal edilemeyecek yere gelindiğini ifade etti.
KKTC'nin vatandaşları arasında ayrım olmadığını belirten Denktaş, "Papadopulos'un tahriklerine, Yunanistan'ın AB'yi Türkiye aleyhine elaltından kullanmasına alışmalıyız. Bunlar karşısında soğukkanlı olmalıyız ve sağlam durmalıyız" dedi.
KKTC'nin 1. Cumhurbaşkanı Denktaş, Rumların Kıbrıslı Türkler aleyhine açtığı mal-mülk davalarının, Kıbrıs sorununu çözümsüzlüğe götüreceğine işaret ederek, "Çözüm olmaz, hiçbir şey yapamazlar" dedi. Denktaş, Rumların, Rum tarafında alacakları kararları kuzeyde icra edemeyeceğini, Rum tebligat memurlarının da kuzeyde görev yapamayacağını söyledi. Rumların celpnameleri mektupla da gönderdiğineişaret eden Denktaş, "Eğer herhangi bir kimse taahhütlü mektup beklemiyorsa ve şimdiye kadar hiç almamışsa bundan sonra da gelen taahhütlü mektubu almasın, iade etsin. Böylelikle Rumların oyununa gelmeyelim" dedi. Tazmin komisyonu kurduklarını ve Rum yönetiminin, Rumların bu komisyona başvurmasını engellediğini belirten Denktaş, Rumların uzlaşma istemediğini, Kıbrıs'ın tümünü istediğini söyledi. Kıbrıs Türklerinin bunu görmesini ve artık buna göre kendine bir yol çizmesini isteyen Denktaş, "O yol da devleti ve egemenliği korumak yoludur. Türkiye'den kopmamak yoludur" dedi.
KKTC'de son günlerde asayiş olaylarının artması bahane edilerek heyecana kapılmanın ve Türkiye'den kimlikle girişlerin eleştirilmesinin doğru olmadığını ifade eden Denktaş, "Pasaport istensin gibi devamlı Türkiye'ye yönelik edebiyat ayıptır, günahtır veyersizdir" diye konuştu. Denktaş, "KKTC hükümetinin, Rumların Kıbrıslı Türklere açtığı mülk davalarındaki tavrını nasıl buluyorsunuz?" sorusuna karşılık, hükümetin konuyu değerlendirerek bir karar aldığını ve bunun da arkasında duracağını belirterek, şunları söyledi:
"Yani teslimiyet kararı değildir, müdafaa kararıdır. Hükümetin temas ettiği avukatların gösterdiği yoldan bir müdafaa hattı çizilmiştir. Bunu görelim nereye gidecek. Benim kendilerine önerim, bizim zamanımızda bu konularda temas ettiğimiz İngiliz avukatlar vardır. Özellikle yabancıları İngiltere'de taciz edebilecekleri için, bu avukatlarla teması sürdürmelidirler. Bunların görüşlerini almalıdırlar. Bunları hatta Kıbrıs'a davet ederek, buradaki durumu göstermelidirler."
Hafta sonu Karpaz'a giderken etrafa, bir Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) hakimi gözüyle baktığına işaret eden Denktaş, mal-mülk konusunun mahkeme yoluyla halledilmesinin mümkün olmadığını vurguladı ve "Ancak insanları silahlı kavgaya götürür" dedi. Denktaş, her yerin değiştiğini, tarlaların apartmana dönüştüğünü, bu konunun karşılıklı tüm malların masaya getirilmesi suretiyle çözüleceğini söyledi. Denktaş, bunun için yıllar önce toplu değerlendirme, takas ve teminat önerdiklerini anımsattı. Denktaş, Türktarafının, Rumlardan alacağının peşine düşmesi gerektiğini vurguladı. Rauf Denktaş, Rumların mülk davalarında, Kıbrıslı Türklerin kimlikkartı almak için verdiği bilgileri kullandığı yönündeki haberlerin anımsatılması üzerine, Rumların ellerine geçen her bilgiyi değerlendireceğini söyledi.
Rumların Türk tarafından parayla bilgi aldığına işaret eden Denktaş, şunları söyledi:
Klerides ile Annan planını zamanında konuşurken, 'Türkiye'den gelenler şu kadardır' dediğimde, 'Denktaş, senin söylediğinin çok üstündedir, şimdi istersen sana mahalle mahalle listelerini getirebilirim' dedi. Bizim de bilgimiz, bizim İçişleri Bakanlığı'ndan birisi bu bilgileri satmıştır. Bu gerçektir. Ben o günden bunun raporunu verdim. İçişleri Bakanlığı'ndan bir kişi o bilgileri maalesefRumlara satmıştır." Denktaş, "Annan planı kapsamında BM'ye verilen Türkiye kökenli KKTC vatandaşlarının listesinin de Rumların eline geçtiği yönünde" iddialar olduğunun anımsatılması üzerine ise şöyle konuştu:
"(BM Genel Sekreteri'nin eski Kıbrıs Özel Temsilcisi Alvaro) de Soto vermiş olabilir. Hiç şaşmam. Bizim elde edemediğimiz bu isim listesini de Soto Rumlara vermiş olabilir, yahut de Soto'nun etrafındaki bir memuru. Onun da etrafında bir hayli kaypak insan vardı çünkü."
Bunların mesele yapılmamasını isteyen Denktaş, "Esas mesele bu devlete, bu egemenliğe sahip çıkmaktır. Şunu bunu neden ederek kendi moralimizi bozmayalım. Neyi müdafaa ettiğimizi, niçin müdafaa ettiğimizi bilelim" dedi.
Denktaş, Alvaro de Soto'nun BM'nin Ortadoğu Özel Temsilcisi olduğunun anımsatılması üzerine, "Kendisini kutlarım. Ortadoğu'ya Allah yardımcı olsun. İnşallah bize yaptığını Ortadoğu'ya yapmaz" ifadesini kullandı.
Denktaş, eski Rum yönetimi lideri Glafkos Klerides döneminde, Türkiye kökenli KKTC vatandaşlarıyla ilgili bilgilerin, İçişleri Bakanlığı'ndaki bir kişi tarafından, Rumlara para karşılığında satıldığını ve bu durumu rapor ettiğini söyledi.
Daha rahat bir ortamda olduğunu ifade eden Denktaş, İngiliz arşivlerini inceleyerek, Türkçe'ye çeviriyor. Denktaş, gazetelere yazıyazdığını ve Anadolu'nun her yerinden, "yürüdüğü yolun doğru yol olduğunu" teyit eden mesajlar aldığını belirtti. 2.5 yıldan sonra ilk kez hafta sonu Karpaz Burnu'na kadar gittiğini ve iki köyü ziyaret ettiğini anlatan Denktaş, "Bu da bana büyük bir ferahlık verdi" dedi.
Köylülerin, Rumların mülk davaları nedeniyle büyük endişe duyduğunu ifade eden Denktaş, köylülere, Rum tarafından bu yönde gelensesleri umursamamalarını, devletlerine ve tapularına sahip çıkmalarınısöylediğini aktardı.
Mal-mülk konusunun siyasi masada oturup halledileceğini kaydeden Denktaş, Rum tarafının Türk mallarını ya tahrip ettiğini ya da mecburiistimlak adı altında el koyduğunu söyledi. Denktaş, "Bunların tazminatını vermezken, Kıbrıslı Türkleri takip etmesi, AB'yi arkasına alarak bu çözümü yapması niyetlerini göstermiş olur, halkımızı da uyandırmış olur. Rum aklını değiştirmelidir, siyasetini değiştirmelidir. Bu akıl, 'Kıbrıs benimdir' aklıdır. Kıbrıs iki halkınvatanıdır" dedi.
Uzlaşmaya hazır olduklarını, ancak tapuların ayrı olması gerektiğini kaydeden Denktaş, "Bir daha bizi yeniden istilaya kalkamasınlar ve anlaşma kalıcı olsun. Bunu istiyoruz" ifadesini kullandı.
Rum tarafının, Türk askerinin adadan çıkması yönündeki talebine dedeğinen Denktaş, "Rum tarafı kuzeyi istila etmek niyetinden vazgeçtiğini, kuzeyi tanımakla ispat ettiği gün tabiatıyla askerin sınırlarımızı koruması ihtiyacı ortadan kalkar, ona göre yeni bir anlaşma yapılır. Ama 'benim kuzeye gelmek hakkımdır, kuzeyi Türkten arındıracağım, bütün emlakımı gelip alacağım, bunlar hep haktır' diye diye silahlanan Rum tarafı karşısında Türk tarafı garantörlük göreviniyapıyor" diye konuştu.
Türk halkının "aman ne oldum ne oluyorum" dememesi gerektiğini, ne olduklarının ortada olduğunu kaydeden Denktaş, devlet olduklarını, ekonomik olarak geçmişi bilmeyenlerin bugünü takdir etmeyebileceğini söyledi. Denktaş, ancak halkın verdiği mücadele ile bağımsızlığa kavuşulduğunu ve Türkiye'nin yardımları sayesinde hayal edilemeyecek yere gelindiğini ifade etti.
KKTC'nin vatandaşları arasında ayrım olmadığını belirten Denktaş, "Papadopulos'un tahriklerine, Yunanistan'ın AB'yi Türkiye aleyhine elaltından kullanmasına alışmalıyız. Bunlar karşısında soğukkanlı olmalıyız ve sağlam durmalıyız" dedi.
KKTC'nin 1. Cumhurbaşkanı Denktaş, Rumların Kıbrıslı Türkler aleyhine açtığı mal-mülk davalarının, Kıbrıs sorununu çözümsüzlüğe götüreceğine işaret ederek, "Çözüm olmaz, hiçbir şey yapamazlar" dedi. Denktaş, Rumların, Rum tarafında alacakları kararları kuzeyde icra edemeyeceğini, Rum tebligat memurlarının da kuzeyde görev yapamayacağını söyledi. Rumların celpnameleri mektupla da gönderdiğineişaret eden Denktaş, "Eğer herhangi bir kimse taahhütlü mektup beklemiyorsa ve şimdiye kadar hiç almamışsa bundan sonra da gelen taahhütlü mektubu almasın, iade etsin. Böylelikle Rumların oyununa gelmeyelim" dedi. Tazmin komisyonu kurduklarını ve Rum yönetiminin, Rumların bu komisyona başvurmasını engellediğini belirten Denktaş, Rumların uzlaşma istemediğini, Kıbrıs'ın tümünü istediğini söyledi. Kıbrıs Türklerinin bunu görmesini ve artık buna göre kendine bir yol çizmesini isteyen Denktaş, "O yol da devleti ve egemenliği korumak yoludur. Türkiye'den kopmamak yoludur" dedi.
KKTC'de son günlerde asayiş olaylarının artması bahane edilerek heyecana kapılmanın ve Türkiye'den kimlikle girişlerin eleştirilmesinin doğru olmadığını ifade eden Denktaş, "Pasaport istensin gibi devamlı Türkiye'ye yönelik edebiyat ayıptır, günahtır veyersizdir" diye konuştu. Denktaş, "KKTC hükümetinin, Rumların Kıbrıslı Türklere açtığı mülk davalarındaki tavrını nasıl buluyorsunuz?" sorusuna karşılık, hükümetin konuyu değerlendirerek bir karar aldığını ve bunun da arkasında duracağını belirterek, şunları söyledi:
"Yani teslimiyet kararı değildir, müdafaa kararıdır. Hükümetin temas ettiği avukatların gösterdiği yoldan bir müdafaa hattı çizilmiştir. Bunu görelim nereye gidecek. Benim kendilerine önerim, bizim zamanımızda bu konularda temas ettiğimiz İngiliz avukatlar vardır. Özellikle yabancıları İngiltere'de taciz edebilecekleri için, bu avukatlarla teması sürdürmelidirler. Bunların görüşlerini almalıdırlar. Bunları hatta Kıbrıs'a davet ederek, buradaki durumu göstermelidirler."
Hafta sonu Karpaz'a giderken etrafa, bir Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) hakimi gözüyle baktığına işaret eden Denktaş, mal-mülk konusunun mahkeme yoluyla halledilmesinin mümkün olmadığını vurguladı ve "Ancak insanları silahlı kavgaya götürür" dedi. Denktaş, her yerin değiştiğini, tarlaların apartmana dönüştüğünü, bu konunun karşılıklı tüm malların masaya getirilmesi suretiyle çözüleceğini söyledi. Denktaş, bunun için yıllar önce toplu değerlendirme, takas ve teminat önerdiklerini anımsattı. Denktaş, Türktarafının, Rumlardan alacağının peşine düşmesi gerektiğini vurguladı. Rauf Denktaş, Rumların mülk davalarında, Kıbrıslı Türklerin kimlikkartı almak için verdiği bilgileri kullandığı yönündeki haberlerin anımsatılması üzerine, Rumların ellerine geçen her bilgiyi değerlendireceğini söyledi.
Rumların Türk tarafından parayla bilgi aldığına işaret eden Denktaş, şunları söyledi:
Klerides ile Annan planını zamanında konuşurken, 'Türkiye'den gelenler şu kadardır' dediğimde, 'Denktaş, senin söylediğinin çok üstündedir, şimdi istersen sana mahalle mahalle listelerini getirebilirim' dedi. Bizim de bilgimiz, bizim İçişleri Bakanlığı'ndan birisi bu bilgileri satmıştır. Bu gerçektir. Ben o günden bunun raporunu verdim. İçişleri Bakanlığı'ndan bir kişi o bilgileri maalesefRumlara satmıştır." Denktaş, "Annan planı kapsamında BM'ye verilen Türkiye kökenli KKTC vatandaşlarının listesinin de Rumların eline geçtiği yönünde" iddialar olduğunun anımsatılması üzerine ise şöyle konuştu:
"(BM Genel Sekreteri'nin eski Kıbrıs Özel Temsilcisi Alvaro) de Soto vermiş olabilir. Hiç şaşmam. Bizim elde edemediğimiz bu isim listesini de Soto Rumlara vermiş olabilir, yahut de Soto'nun etrafındaki bir memuru. Onun da etrafında bir hayli kaypak insan vardı çünkü."
Bunların mesele yapılmamasını isteyen Denktaş, "Esas mesele bu devlete, bu egemenliğe sahip çıkmaktır. Şunu bunu neden ederek kendi moralimizi bozmayalım. Neyi müdafaa ettiğimizi, niçin müdafaa ettiğimizi bilelim" dedi.
Denktaş, Alvaro de Soto'nun BM'nin Ortadoğu Özel Temsilcisi olduğunun anımsatılması üzerine, "Kendisini kutlarım. Ortadoğu'ya Allah yardımcı olsun. İnşallah bize yaptığını Ortadoğu'ya yapmaz" ifadesini kullandı.