Sosyalist Parlamenter,aday üye ülke müzakerelerinin yapıldığı ortamda Güney Kıbrıs içerikli hazırlamış olduğu raporunda KKTC ve Türkiye Cumhuriyeti'nin bölgedeki politikalarını sıkı bir şekilde eleştiriyor.
Ada'da süren diplomatik temaslardan memnun olduğunu kaydetmesine rağmen Poos,Kıbrıslı Rumlar'a karşı Türkiye tarafından Kuzey'le ilhak planının devreye sokulması durumunda Türkiye'nin Avrupa Birliği tarafından dışlanabileceği hatta üyeliğinin asla gerçekleşemeyeceği tehdidinde de bulunuyor
Önyargılı olarak Genel Kurul tarafından kabul gören rapora tepkiler anında geldi.
AB nezdindeki temsilcimiz, AP'nin Kıbrıs konusunda yanlış adımlar attığını ve bu adımların çözüme yardımcı olmayacağını belirterek karar organı Konsey ve icra organı Komisyon'un söylemleriyle bu raporun örtüşmediğinin altını çizdi.
Temsilcimiz,raporun Türkiye aleyhtarı tavırlarla dolu olduğunu, baskı gruplarının tesiriyle hazırlandığını da ileri sürdü.
KKTC Lideri Denktaş ise raporun Parlamento tarafından benimsendiği sıralarda BM temsimcisi De Soto ile temaslarını yeni tamamlamıştı. Sıcağı sıcağına haberi alan Denktaş, zaten görüşmelerden ortak bir zemin çıkaramadıklarını, Newyork'ta tekrar bir oturum için kısa vadede olumlu kararlar çıkmayacağını dolayısıyla görüşmelere katılmak gibi bir kanaatlerinin olmadığını söyledi. Peşinden de bu anlamsız raporu kınadı.
Tükiye ile olan diyaloglarının ayak oyunlarıyla yönlendirilemeyeceğini ve atılan adımlarda kendi tavırlarının belirgin olacağını kaydeden Denktaş, kimsenin Kıbrıs Türkü'nü istediği tarafa sürükleyemeyeceğini bir kez daha vurguladı.
Kıbrıs sorununda BM ve AB patentli ortaya konan müzakereler daha önce de bu tarz raporların tesiriyle sekteye uğramıştı.
12 Eylül'de ABD-BM etiketli görüşme talebinin yapıldığı bir sırada AB Parlamentosu'nun eşzamanlı olarakTürk tarafını karalayıcı nitelikli bu raporu onaylaması da düşündürücü
Estonya-Çek Cumhuriyeti-Litvanya-Slovakya-Macaristan ve Bulgaristan gibi ülkelerin üyelik sürecinin değerlendirildiği raporlar arasından sıyrılan Poos Raporu en ses getireni oldu. İçerik itibarıyla özüne ters düşen tek rapor da bu zaten.
AB Komisyonu Genişlemeden Sorumlu Temsilci Gunter Verhuegen bir taraftan,BM Genel Sekreter Temsilcisi Soto'nun diğer taraftan mekik üstüne mekik dokudukları Kıbrıs ile ilgili çalışmaların gene AB Parlamentosu'nca zamansız sunularak garip şekilde onaylanan raporla baltalanması kafalarda soru işaretleri bırakıyor.
Bazı kurumlarınTürkiye'ye baskı unsuru olarak kullandıkları Kıbrıs sorununu "çözümsüzlüğün en iyi çözüm" olarak değerlendirdiği bir gerçek.
Ülkeleri elde tutma oyununun bir senaryosu mu? diye düşünmekten de kendimizi alamıyoruz.
Kıbrıs üzerinden Türkiye üzerine oynanan oyunların bir yenisiyle daha karşı karşıyayız. Zaman zaman Türk-AB ilişkilerinde ipleri geren Parlamento'nun bu yeni kararı doğrusunu söylemek gerekirse alışık olduğumuz bir olgu.
Birlik içerisinde olmadığı halde en çok dışlanan ülke komik ama, Türkiye.
Türkiye içine pek kolay sindiremediği Avrupa Birliği ile ilişkilerini bir türlü rayına oturtamadı. Bu trenin nereye kadar bu rayda gideceğini ise merakkonusu.
Cevat KIŞLALI