Irak Dışişleri Bakanı Naci Sabri, ülkesine uygulanan ambargo ve Körfez Savaşı'ndan önemli ölçüde zarar gören Türkiye'nin, yeni bir savaşın çıkması halinde daha çok zarara uğrayacağını söyledi.
Sabri, değerlendirmesinde Irak ile ilgili gelişmeler ve Türkiye ile ilişkileri konusunda açıklamalarda bulundu.
Irak halkıyla tarihsel, coğrafi ve kültürel bağları bulunan Türk halkına "büyük sempati" duyduğunu belirten Sabri, iki komşu ülke arasındaki bağların ortak sınırda güvenlik ve istikrar konusuna olumluetki yapacağını belirtti. Ortak sınırda olası bir ihlalin diğer tarafa olumsuz yansıyacağını ve bunun hiç kimsenin yararına olmayacağını ifade eden Sabri, "Böyle bir durumun hem Irak, hem de Türkiye için tehlikeli olduğunu göz önüne almak gerekir" dedi.
"Körfez Savaşı'ndan önce Irak'a ambargonun uygulanması ve 1991'desavaşın patlak vermesiyle baş gösteren tehditlerin, tehlikeli bir şekilde, Türkiye'nin güvenlik, istikrar ve ekonomisine etki yaptığını" söyleyen Sabri, "Biz Irak ve Türkiye olarak, birbirimize eziyet vermemeye çalışıyoruz. Ortak sınırımızda, ortak çıkarlarımızı, güvenlik ve istikrarımızı derinleştirme yönünde çabalarımızı sürdürüyoruz" diye konuştu. Irak'a yönelik olası "saldırganlığın", yalnız Irak'a değil, Irak'ın tüm komşuları ve "özellikle de Türkiye'ye büyük zarar vereceğini" kaydeden Irak Dışişleri Bakanı, sözlerini şöyle sürdürdü: "Amerika'nın Irak'a karşı savaşı patlak verirse, tehlike Türkiye'nin toprak bütünlüğüne de sıçrayacaktır. Savaşın patlak vermemesi için, Türk kardeşlerimizin söylediklerimizi göz önüne almalarını umuyorum. Biz geçmişteki ve şimdiki Türk yetkililerinin, Irak'a saldırı için saldırganlara kolaylıklar tanımayacakları konusunda verdikleri demeçlerinden memnunuz." Sabri, Türkiye ile Irak arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilerin önemine de dikkat çekti. Irak Dışişleri Bakanı Naci Sabri, geçen 16 Eylül'de BM Genel Sekreteri Kofi Annan ile yaptıkları anlaşmayla, silah denetçilerinin Irak'a dönüşlerini kabul ettiklerini belirtti ve "Irak'ın kitle imha silahlarından arındığını" söyledi. Bu konuda Güvenlik Konseyi'nden yeni bir kararın çıkarılmasına taraftar olmadıklarını belirten Sabri, "bu yeni karar çıkarma konusunun ABD'nin baskısıyla ortaya atıldığını" savundu.
Sabri, değerlendirmesinde Irak ile ilgili gelişmeler ve Türkiye ile ilişkileri konusunda açıklamalarda bulundu.
Irak halkıyla tarihsel, coğrafi ve kültürel bağları bulunan Türk halkına "büyük sempati" duyduğunu belirten Sabri, iki komşu ülke arasındaki bağların ortak sınırda güvenlik ve istikrar konusuna olumluetki yapacağını belirtti. Ortak sınırda olası bir ihlalin diğer tarafa olumsuz yansıyacağını ve bunun hiç kimsenin yararına olmayacağını ifade eden Sabri, "Böyle bir durumun hem Irak, hem de Türkiye için tehlikeli olduğunu göz önüne almak gerekir" dedi.
"Körfez Savaşı'ndan önce Irak'a ambargonun uygulanması ve 1991'desavaşın patlak vermesiyle baş gösteren tehditlerin, tehlikeli bir şekilde, Türkiye'nin güvenlik, istikrar ve ekonomisine etki yaptığını" söyleyen Sabri, "Biz Irak ve Türkiye olarak, birbirimize eziyet vermemeye çalışıyoruz. Ortak sınırımızda, ortak çıkarlarımızı, güvenlik ve istikrarımızı derinleştirme yönünde çabalarımızı sürdürüyoruz" diye konuştu. Irak'a yönelik olası "saldırganlığın", yalnız Irak'a değil, Irak'ın tüm komşuları ve "özellikle de Türkiye'ye büyük zarar vereceğini" kaydeden Irak Dışişleri Bakanı, sözlerini şöyle sürdürdü: "Amerika'nın Irak'a karşı savaşı patlak verirse, tehlike Türkiye'nin toprak bütünlüğüne de sıçrayacaktır. Savaşın patlak vermemesi için, Türk kardeşlerimizin söylediklerimizi göz önüne almalarını umuyorum. Biz geçmişteki ve şimdiki Türk yetkililerinin, Irak'a saldırı için saldırganlara kolaylıklar tanımayacakları konusunda verdikleri demeçlerinden memnunuz." Sabri, Türkiye ile Irak arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilerin önemine de dikkat çekti. Irak Dışişleri Bakanı Naci Sabri, geçen 16 Eylül'de BM Genel Sekreteri Kofi Annan ile yaptıkları anlaşmayla, silah denetçilerinin Irak'a dönüşlerini kabul ettiklerini belirtti ve "Irak'ın kitle imha silahlarından arındığını" söyledi. Bu konuda Güvenlik Konseyi'nden yeni bir kararın çıkarılmasına taraftar olmadıklarını belirten Sabri, "bu yeni karar çıkarma konusunun ABD'nin baskısıyla ortaya atıldığını" savundu.